Yazar "ARIKAN, Hakan" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 2 / 2
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe İNSAN VE DOĞA EKSENİNDE EKOLOJİK SANAT(2021) ARIKAN, HakanÖz İnsanın tarihsel serüveninden günümüze değin doğa, çeşitli değişimlere girerek insan üzerinde etkisini göstermiştir. Doğanın tüm yıkıcı unsurlarına karşı, insan beceri ve düşünme potansiyelini geliştirdikçe, doğayı tanımaya başlamış ve kendine faydalı olabilecek tüm kaynakları elde etme yeteneğini geliştirmiştir. Tarihsel olarak insanoğlunun doğa ile olan ilişkisi, özellikle Aydınlanma ve 19. yüzyıl sonrasında gelen endüstriyel gelişmeler ile birlikte kopma noktasına gelmiştir. Sanayileşme ve teknolojinin yarattığı aşırı tüketimle birlikte, zehirli salınımlar toprak, hava ve su kirliliğine, iklim değişikliğine, çölleşme ile beraber göç hareketlerine ve biyolojik çeşitliliğin azalması gibi değişikliklere neden olmuştur. Bu olumsuz etkilerin sonucunda “Ekoloji Bilimi”, hem büyük bir önem hem de küresel kapitalizmin sosyal dengeleri etkilemesinden dolayı politik bir boyut kazanmıştır. 1960 sonrası iklim değişiklikleri başta olmak üzere çevre sorunlarının artmaya başlamasıyla birlikte ortaya çıkan ekolojik bilinç, insanın yalnızca doğaya dönmesi ile kalmamış bu durum sanat ve sanatçı üzerinde de etkisini göstermiştir. Doğanın tahribatına karşı sanatçılar doğayı yaşanır kılmak ve sanat aracılığıyla yeniden insanın doğayı keşfetmesini sağlamak için ekoloji temalı işler üretmeye başlamışlardır. Ekoloji temalı bu işler “Ekolojik Sanat” olarak da nitelendirilen sanatın temel dinamiklerini oluşturmuştur.Öğe KİTLE KÜLTÜRÜ VE METALAŞAN SANAT(2020) ARIKAN, HakanEndüstri devrimi ve gelişen teknoloji ile birlikte küresel kitle kültürü, kendisini hissettirmeye başlamış ve dünyada meydana gelen hızlı değişmeler küçülen dünyanın tüm katmanlarını etkileyen bir yapıya dönüşmüştür. Kitle kültürü tartışmaları, beraberinde kültür sanat üzerinde de köklü değişimler yaratarak kendisini göstermiştir. Giderek artan üretim yöntemleri ve ilerleyen teknoloji, kapitalizmin ve onun sürekliliğini sağlayan dinamiklerin zaman içinde güçlenerek bir tüketim kültürü yaratmasına neden olmuştur. Fakat bu kültür, doğal koşullarda toplumun bünyesinden çıkan bir kültürün değil, kapitalist sermaye tarafından yaratılan yapay bir kültürün küresel olarak yaygınlaşmasına neden olmuştur. Üretilen bu yapay kitle kültürü sanat ürünlerinin metalaşmasından, yaşadığımız her yere kadar sızmış ve toplumu işgal etmiştir. Kitle kültürü aracılığı ile yaratılan sahte algılar, yapay tatlar, imajlar ve alanlarla sürekli üzerine gelinen birey, iktidarın isteği doğrultusunda soluk alıp veren, her an tahakküm mekanizmalarının işletildiği bir malzeme olarak iktidarın sürekliliğini sağlayan bir işlev yerine getirmektedir. Bu bağlamda, küreselleşen dünya ve modern sürecin geldiği noktada sanatçı da üretim ilişkilerinde artık yaşam içinde tutunabilmek için kurumsal yapı ve organizasyonlara boyun eğen, hayatını sürdürebilmek adına kültür endüstrisine entegre olmak zorunda bırakılmıştır.











