Yazar "Acar, Baran" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 6 / 6
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Çocuk trakeostomi: endikasyonlar, komplikasyonlar ve 20 olgunun incelenmesi(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 2014) Acar, Baran; Acar, Mehtap; Yıldız, Erdem; Karaşen, Rıza MuratAmaç: Çocuklarda trakeotomi önceleri en sık akut hava yolu enfeksiyonu nedeni ile yapılırdı. Endikasyonlar daha öncekidönemlere göre değişmektedir; şu an konjenital malformasyonlar ve uzun sureli entübasyon için yapılan trakeotomi sıklığı daha fazladır. Günümüzde pediatrik olgularda trakeostomi endikasyonları ve sonuçları hakkında henüz bir uzlaşma oluşmamıştır. Bu çalışmanın amacı konuyla ilgili deneyimlerimizi ve literatürü beraber ortaya koymaktır. Gereç ve Yöntemler: Bu çalışmada Ekim 2010-Ocak 2013 tarihleri arasında kulak burun boğaz ve pediatri kliniğimizde uzun sureli entübasyon ve solunum problemi nedeni ile trakeotomi açılan 20 hasta değerlendirilmiştir. Hastaların yaşları, cinsiyetleri, entübe kaldıkları süre, endikasyonları, komplikasyonları ve hastaların son durumu kaydedilmiştir. Bulgular: 20 seçilmiş olguya trakeotomi işlemi yapılmıştır. Hastaların tümü ortalama 100 gün (0-585 gün) takip edilmişlerdir. Dokuz olgu takip süresince primer hastalıkları nedeniyle eksitus olmuştur. Ölümlerin hepsi ilk 30 günden sonra olmuştur(42.9%). Hiçbir hastanın trakeotomisi ağız solunumuna geçemediği için kapatılmamıştır. Komplikasyonlar: Serimizde bir olguda steroid tedavisi gerektirecek suprastomal granülasyon dokusu, 1 olguda kazara dekanülasyon ortaya çıkmıştır. Toplam minör komplikasyon %10, majör komplikasyonumuz olmamıştır. Sonuç: Pediatrik olgulardaki uzamış entübasyon durumunda trakeostomi oldukça güvenli alternatif bir yaklaşımdır ve uzamış entübasyon beklentisi olan olgularda güvenle ve zaman kaybetmeden uygulanabilir. Trakeostomi genel anestezi gerektirmeyen, gereğinde yatak başında da kolayca uygulanabilen, düşük morbidite ve mortalite oranları olan bir işlemdir.Öğe Çocuk Trakeostomi: Endikasyonlar, Komplikasyonlar ve 20 Olgunun İncelenmesi(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 2014) Acar, Baran; Acar, Mehtap; Yıldız, Erdem; Karaşen, Rıza MuratAmaç: Çocuklarda trakeotomi önceleri en sık akut hava yolu enfeksiyonu nedeni ile yapılırdı. Endikasyonlar daha öncekidönemlere göre değişmektedir; şu an konjenital malformasyonlar ve uzun sureli entübasyon için yapılan trakeotomi sıklığı daha fazladır. Günümüzde pediatrik olgularda trakeostomi endikasyonları ve sonuçları hakkında henüz bir uzlaşma oluşmamıştır. Bu çalışmanın amacı konuyla ilgili deneyimlerimizi ve literatürü beraber ortaya koymaktır. Gereç ve Yöntemler: Bu çalışmada Ekim 2010-Ocak 2013 tarihleri arasında kulak burun boğaz ve pediatri kliniğimizde uzun sureli entübasyon ve solunum problemi nedeni ile trakeotomi açılan 20 hasta değerlendirilmiştir. Hastaların yaşları, cinsiyetleri, entübe kaldıkları süre, endikasyonları, komplikasyonları ve hastaların son durumu kaydedilmiştir. Bulgular: 20 seçilmiş olguya trakeotomi işlemi yapılmıştır. Hastaların tümü ortalama 100 gün (0-585 gün) takip edilmişlerdir. Dokuz olgu takip süresince primer hastalıkları nedeniyle eksitus olmuştur. Ölümlerin hepsi ilk 30 günden sonra olmuştur(42.9%). Hiçbir hastanın trakeotomisi ağız solunumuna geçemediği için kapatılmamıştır. Komplikasyonlar: Serimizde bir olguda steroid tedavisi gerektirecek suprastomal granülasyon dokusu, 1 olguda kazara dekanülasyon ortaya çıkmıştır. Toplam minör komplikasyon %10, majör komplikasyonumuz olmamıştır. Sonuç: Pediatrik olgulardaki uzamış entübasyon durumunda trakeostomi oldukça güvenli alternatif bir yaklaşımdır ve uzamış entübasyon beklentisi olan olgularda güvenle ve zaman kaybetmeden uygulanabilir. Trakeostomi genel anestezi gerektirmeyen, gereğinde yatak başında da kolayca uygulanabilen, düşük morbidite ve mortalite oranları olan bir işlemdir.Öğe Olgu sunumu: dil dorsal yüzünde yerleşmiş schwannoma(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 2013) Zaim, Murat; Acar, Baran; Çelik, Emrah; Yıldız, ErdemSchwannomalar periferik, kranial ya da otonomik sinir kılıfındaki schwan hücrelerinden kaynaklanan, kapsüllü, yavaş büyüyen, benign ve solid tümörlerdir. Bu tümörlerin sadece %1’i ağız içinde yerleşik haldedir. Bunlar içinde de en sık olarak dil kökünde yerleşmiş olarak görülürler. Burada dilde schwannoma gelişmim olan 28 yaşında bir kadın hasta sunduk. Hastanın bir yıldır dilde şişlik şikayeti vardı ve son bir ayda mevcut şişliğinde büyüme olduğunu tarifliyordu. Transoral yolla plasmablade kullanılarak bir cm sağlam doku da spesmene dahil olacak şekilde lezyon eksize edildi. Histopatolojik ve immünohistokimyasal inceleme sonucunda schwannoma tanısı konuldu. Burada çok az sıklıkta görülen dil yerleşimli bir schwannoma olgusu sunulmuş olup, konu literatür verileri ile tartışılmıştır.Öğe Olgu Sunumu: Dil Dorsal Yüzünde Yerleşmiş Schwannoma(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 2013) Zaim, Murat; Acar, Baran; Çelik, Emrah; Yıldız, ErdemSchwannomalar periferik, kranial ya da otonomik sinir kılıfındaki schwan hücrelerinden kaynaklanan, kapsüllü, yavaş büyüyen, benign ve solid tümörlerdir. Bu tümörlerin sadece %1’i ağız içinde yerleşik haldedir. Bunlar içinde de en sık olarak dil kökünde yerleşmiş olarak görülürler. Burada dilde schwannoma gelişmim olan 28 yaşında bir kadın hasta sunduk. Hastanın bir yıldır dilde şişlik şikayeti vardı ve son bir ayda mevcut şişliğinde büyüme olduğunu tarifliyordu. Transoral yolla plasmablade kullanılarak bir cm sağlam doku da spesmene dahil olacak şekilde lezyon eksize edildi. Histopatolojik ve immünohistokimyasal inceleme sonucunda schwannoma tanısı konuldu. Burada çok az sıklıkta görülen dil yerleşimli bir schwannoma olgusu sunulmuş olup, konu literatür verileri ile tartışılmıştır.Öğe Tiroid patolojilerine cerrahi yaklaşım ve sonuçları: 41 olgunun retrospektif incelenmesi(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 2014) Acar, Baran; Yıldız, Erdem; Kankılıç, Ekrem Said; Karaşen, Rıza MuratAmaç: Endemik guatr bölgesi kabul edilen ülkemizde tiroid hastalıkları, toplum sağlığı ve ülke ekonomisini etkileyen önemli bir problemdir. Tiroid cerrahisi ve medikal tedavisi birçok merkez tarafından uygulanmaktadır. Bu çalışmada tiroid patolojisi tanısı ile tedavi edilen hastalar retrospektif olarak incelendi. Gereç ve Yöntemler: Çalışmaya tiroid patolojisi nedeniyle Ağustos 2009 ile Kasım 2012 tarihleri arasında Ankara Keçiören Eğitim Araştırma Hastanesi KBB Kliniğinde operasyona alınan 41 (8 erkek, 33 kadın; ortalama yaş 47,3 yıl; dağılım 27-79 yıl) hasta retrospektif olarak değerlendirildi. 26 hastaya (%62) total tiroidektomi, 15 hastaya (%38) lobektomi, 5 hastanın (%12) cerrahisine boyun disseksiyonu eklendi. Hastaların yaş, cinsiyet, tiroid fonksiyon testleri, tiroid ince iğne aspirasyon biyopsileri, preoperatif ve postoperatif histopatolojik raporları, hospitalizasyon süreleri, postoperatif dönemde görülen erken ve geç komplikasyonları ve uygulanan cerrahi yöntemler çalışmada incelendi. Hastalar ortalama 14 ay (dağılım 3-45 ay) süreyle takip edildi. Bulgular: Çalışmaya katılan hastaların ortalama yaşları erkeklerde 55,1, kadınlarda 45,2 yıldır. Hastaların %73’ünde (31 hasta, ortalama yaş 48) benign, %27’inde(10 hasta, ortalama yaş 44)malign lezyon belirlendi. En sık malign tümör papiller karsinom (%82), ikinci olarak da %18 medüller karsinom ile karşılaşıldı. Hospitalizasyon açısından hastalar değerlendirildiğinde tüm grubun 4.3 gün (dağılım 2-10 hastanede kaldığı görülmüştür. İki hastada (%5) geçici tek taraflı geçici rekürren sinir parezisi gelişti. Bir hastada(%2) tek taraflı kord paralizisi görüldü. Sonuç: Zamanında ve uygun cerrahi tedavi uygulandığında tiroid patolojilerinde oldukça iyi sonuçlar alınmaktadır.Öğe Tiroid Patolojilerine Cerrahi Yaklaşım ve Sonuçları: 41 Olgunun Retrospektif İncelenmesi(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 2014) Acar, Baran; Yıldız, Erdem; Kankılıç, Ekrem Said; Karaşen, Rıza MuratAmaç: Endemik guatr bölgesi kabul edilen ülkemizde tiroid hastalıkları, toplum sağlığı ve ülke ekonomisini etkileyen önemli bir problemdir. Tiroid cerrahisi ve medikal tedavisi birçok merkez tarafından uygulanmaktadır. Bu çalışmada tiroid patolojisi tanısı ile tedavi edilen hastalar retrospektif olarak incelendi. Gereç ve Yöntemler: Çalışmaya tiroid patolojisi nedeniyle Ağustos 2009 ile Kasım 2012 tarihleri arasında Ankara Keçiören Eğitim Araştırma Hastanesi KBB Kliniğinde operasyona alınan 41 (8 erkek, 33 kadın; ortalama yaş 47,3 yıl; dağılım 27-79 yıl) hasta retrospektif olarak değerlendirildi. 26 hastaya (%62) total tiroidektomi, 15 hastaya (%38) lobektomi, 5 hastanın (%12) cerrahisine boyun disseksiyonu eklendi. Hastaların yaş, cinsiyet, tiroid fonksiyon testleri, tiroid ince iğne aspirasyon biyopsileri, preoperatif ve postoperatif histopatolojik raporları, hospitalizasyon süreleri, postoperatif dönemde görülen erken ve geç komplikasyonları ve uygulanan cerrahi yöntemler çalışmada incelendi. Hastalar ortalama 14 ay (dağılım 3-45 ay) süreyle takip edildi. Bulgular: Çalışmaya katılan hastaların ortalama yaşları erkeklerde 55,1, kadınlarda 45,2 yıldır. Hastaların %73’ünde (31 hasta, ortalama yaş 48) benign, %27’inde(10 hasta, ortalama yaş 44)malign lezyon belirlendi. En sık malign tümör papiller karsinom (%82), ikinci olarak da %18 medüller karsinom ile karşılaşıldı. Hospitalizasyon açısından hastalar değerlendirildiğinde tüm grubun 4.3 gün (dağılım 2-10 hastanede kaldığı görülmüştür. İki hastada (%5) geçici tek taraflı geçici rekürren sinir parezisi gelişti. Bir hastada(%2) tek taraflı kord paralizisi görüldü. Sonuç: Zamanında ve uygun cerrahi tedavi uygulandığında tiroid patolojilerinde oldukça iyi sonuçlar alınmaktadır.