Arşiv logosu
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
Arşiv logosu
  • Koleksiyonlar
  • Sistem İçeriği
  • Analiz
  • Talep/Soru
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
  1. Ana Sayfa
  2. Yazara Göre Listele

Yazar "Akdoğan, Özlem" seçeneğine göre listele

Listeleniyor 1 - 3 / 3
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Reanimasyon Yoğun Bakım Ünitesinde Gelişen Kandidemi Olgularının Klinik Özellikleri ve Risk Faktörlerinin Araştırılması
    (İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 2013) Akdoğan, Özlem; Ersoy, Yasemin; Kuzucu, Çiğdem; Gedik, Ender; Yetkin, Funda; Toğal, Türkan
    Amaç: Reanimasyon Yoğun Bakım Ünitelerinde gelişen kandidemi sıklığı, mortalitesi ve risk faktörlerinin belirlenmesi. Gereç ve yöntemler: Çalışmamızda İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde 1 0cak 2011 ve 31 Ocak 2012 tarihleri arasında toplam 20 yatak kapasiteli Reanimasyon Yoğun Bakım ünitesi 1 ve 2’de kandidemi gelişen 24 hasta klinik özellikler, risk faktörleri ve mortalite yönünden prospektif olarak izlendi. Kontrol grubu olarak ünitede yatan kandidemi atağı geçirmemiş 32 hasta çalışmaya dahil edildi. Kan kültürleri BACT/ALERT® 3D (bioMerieux, France) cihazında çalışıldı. Bulgular: Çalışma periyodunda ünitelerde izlenen toplam 488 hasta ve 5476 hasta gününde 24 olgunun kan kültüründe Candida spp. izole edildi. Kandidemi olgularının dokuzu kadın (%37,5) onbeşi erkek (%62,5) olup yaş ortalaması 58,45 (19-84) yıl olarak tespit edildi. İzole edilen candida türlerinin ikisi Candida albicans 22 tanesi ise non albicans Candida (%91.6) olarak saptandı. Kandidemi insidansı 1000 hastada 49 ve 10000 hasta gününde 43 olarak tespit edildi. Total paranteral beslenme (TPN) (OR: 9.05, %95 CI: 1.02-80.12), cerrahi grişim (OR: 4.20 (%95 CI: 1.34-13.12) ve sefaperazon sulbaktam kullanımı (OR: 3.96, %95 CI:1.18-13.26) en önemli risk faktörleri olarak saptandı. Kandidemi gelişen ve gelişmeyen olgularda 14. gün ve 30. gün mortaliteleri benzer bulundu (p>0.05). Sonuç: Reanimasyon yoğun bakım ünitesinde kandidemilerin %90’dan fazlası NAK türleriyle gelişmekte olup tür düzeyinde tanımlanması tedavi yaklaşımlarının belirlenmesi açısından gereklidir. Ayrıca en önemli risk faktörünün TPN kullanımı olduğu tespit edildi.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Reanimasyon yoğun bakım ünitesinde gelişen kandidemi olgularının klinik özellikleri ve risk faktörlerinin araştırılması
    (İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 2013) Akdoğan, Özlem; Ersoy, Yasemin; Kuzucu, Çiğdem; Gedik, Ender; Yetkin, Funda; Toğal, Türkan
    Amaç: Reanimasyon Yoğun Bakım Ünitelerinde gelişen kandidemi sıklığı, mortalitesi ve risk faktörlerinin belirlenmesi. Gereç ve yöntemler: Çalışmamızda İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde 1 0cak 2011 ve 31 Ocak 2012 tarihleri arasında toplam 20 yatak kapasiteli Reanimasyon Yoğun Bakım ünitesi 1 ve 2’de kandidemi gelişen 24 hasta klinik özellikler, risk faktörleri ve mortalite yönünden prospektif olarak izlendi. Kontrol grubu olarak ünitede yatan kandidemi atağı geçirmemiş 32 hasta çalışmaya dahil edildi. Kan kültürleri BACT/ALERT® 3D (bioMerieux, France) cihazında çalışıldı. Bulgular: Çalışma periyodunda ünitelerde izlenen toplam 488 hasta ve 5476 hasta gününde 24 olgunun kan kültüründe Candida spp. izole edildi. Kandidemi olgularının dokuzu kadın (%37,5) onbeşi erkek (%62,5) olup yaş ortalaması 58,45 (19-84) yıl olarak tespit edildi. İzole edilen candida türlerinin ikisi Candida albicans 22 tanesi ise non albicans Candida (%91.6) olarak saptandı. Kandidemi insidansı 1000 hastada 49 ve 10000 hasta gününde 43 olarak tespit edildi. Total paranteral beslenme (TPN) (OR: 9.05, %95 CI: 1.02-80.12), cerrahi grişim (OR: 4.20 (%95 CI: 1.34-13.12) ve sefaperazon sulbaktam kullanımı (OR: 3.96, %95 CI:1.18-13.26) en önemli risk faktörleri olarak saptandı. Kandidemi gelişen ve gelişmeyen olgularda 14. gün ve 30. gün mortaliteleri benzer bulundu (p>0.05). Sonuç: Reanimasyon yoğun bakım ünitesinde kandidemilerin %90’dan fazlası NAK türleriyle gelişmekte olup tür düzeyinde tanımlanması tedavi yaklaşımlarının belirlenmesi açısından gereklidir. Ayrıca en önemli risk faktörünün TPN kullanımı olduğu tespit edildi.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Yoğun bakım hastalarında ventilatör ilişkili pnomoninin önlenmesinde kullanılan demetlerin pnomoni gelişiminin önlenmesi ve mortalite üzerine etkisinin değerlendirilmesi
    (İnönü Üniversitesi, 2013) Akdoğan, Özlem
    Hastane enfeksiyonları arasında önemli yer tutan, mortalite ve morbiditesi yüksek olan ventilatör ilişkili pnömoni (VİP)'nin önlenmesine yönelik bir çok önleme stratejileri geliştirilmiştir. Son yıllarda bu önlemlerin tek tek uygulanması yerine, VİP önleme demeti (bundle) oluşturularak uygulanması üzerinde durulmaktadır. Hastanemizde önemli bir sorun olan VİP'in azaltılmasına yönelik VİP önleme demetinin VİP gelişimi ve mortalite üzerine etkisini araştırmak amacıyla bu çalışma planlandı. Gereç ve Yöntem: Mart 2011 ile Nisan 2012 tarihleri arasında Reanimasyon Yoğun Bakım 1ve 2 ünitelerinde prospektif, vaka kontrol çalışması gerçekleştirildi. VİP tanısı, CDC önerileri doğrultusunda nosokomiyal PNÖM-1 kriterlerine göre kondu. Hastalar VİP gelişmesi yönünden ve VİP önleme demetlerini oluşturan parametrelere uyum yönünüden günlük olarak değerlendirildi. VİP önleme demeti; subglottik aspirasyonlu endotrakeal tüpün (SSD-ETT) kullanımı, kaf basınıcının ölçülmesi, yarı oturur pozisyon, klorheksidinli ağız bakımı, sedasyona günlük ara verilmesi, peptik ülser proflaksisi, orogastrik kateterin nazogastrik katetere tercihi ve derin ven trombozu proflaksisi şeklinde oluşturuldu. Çalışma 2 dönemde gerçekleştirildi. İlk 6 aylık dönemde SSD-ETT ve kaf basınç ölçerlerin olmaması nedeniyle kontrol grubu vakaları ağırlıklı bu dönemde çalışmaya dahil edildi ve bu iki parametre dışında kalanlara uyum yönünden hastalar izlendi. İkinici dönemde SSD-ETT ile entübe edilen hastalar vaka grubunu oluştururken standart endotrakeal tüple entübe edilen hastalar kontrol grubuna 71 dahil edildi. Vaka ve kontrol grupları VİP gelişimi, mortalite ve demete uyum yönünden izlendi. Bulgular: Vaka grubunda 37, çalışma grubunda 96 olmak üzere 133 hasta çalışmaya dahil edildi. Grupların yaş ortalamaları vaka ve kontrol grubunda sırasıyla 60,3 ve 61,3, (p=0,7) geliş APACHE II skoru ortalamaları ise 29,3 ve 28,9 (p:0,7) olarak saptandı . Vaka grubunda kontrol grubuna göre VİP insidansında 1000 ventilatör gününde 41,86'dan 22,16'a gerileme (P<0,05) saptandı. Ortalama VİP gelişme günü vaka grubunda 17,33±21,09 olurken, kontrol grubunda 10,43±7,83 olduğu tespit edildi (p:0,04). Demetlere uyum oranı; kaf basınç ölçer için vaka ve kontrol grubunda sırasıyla %50,1 ve %6,6, klorheksidinle ağız bakımında ise %37,4 ve 18,6 olarak saptandı (p<0,05). Bu iki parametre dışında uyum oranlarında anlamlı fark tespit edilmedi (p>0,05). Her iki grupta da tüm demete tam uyum sağlanan hasta olmadı. Vaka ve kontrol grubu arasında 14. gün ve 30. gün mortaliteleri yönünden fark saptanmadı (p>0,05). Sonuç olarak; SSA-ETT kullanımının, kaf basınç ölçümünün ve klorheksidinli ağız bakımının dahil edildiği ve SSD-ETT'nin tam kullanımının sağlandığı VİP önleme demetleri VİP hızını azaltmada etkilidir. Ancak mortalite üzerine etkisi saptanmadı. Demetlere uyum oranları düşük olup artırılmasına yönelik çalışmalar yapılmalıdır.

| İnönü Üniversitesi | Kütüphane | Rehber | OAI-PMH |

Bu site Creative Commons Alıntı-Gayri Ticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile korunmaktadır.


İnönü Üniversitesi, Battalgazi, Malatya, TÜRKİYE
İçerikte herhangi bir hata görürseniz lütfen bize bildirin

DSpace 7.6.1, Powered by İdeal DSpace

DSpace yazılımı telif hakkı © 2002-2025 LYRASIS

  • Çerez Ayarları
  • Gizlilik Politikası
  • Son Kullanıcı Sözleşmesi
  • Geri Bildirim