Yazar "Aslan, Seyfettin" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 3 / 3
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Avrupa birliği katılım öncesi mali yardım aracı kırsal kalkınma bileşeni (ıpard ı) ve mardin iline etkileri(İnönü Üniversitesi Akademik Yaklaşımlar Dergisi, 2016) Aslan, Seyfettin; Demirhan, Yılmaz; Ertaş, MuhyettinAvrupa Birliği Katılım Öncesi Mali Yardım Aracı (IPA)’nın beş bileşeni bulunmaktadır. Bunlar, Geçiş Dönemi Desteği ve Kurumsal Yapılanma, Sınır Ötesi İşbirliği, Bölgesel Kalkınma, İnsan Kaynaklarının Geliştirilmesi ve Kırsal Kalkınma bileşenidir. Türkiye’de Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu (TKDK) beşinci bileşen kapsamında hazırlanan Kırsal Kalkınma Programı’nı (IPARD I) yönetmekten ve uygulamaktan sorumludur. TKDK, Türkiye’de AB tarafından akredite edilen tek kurumdur. TKDK, Katılım Öncesi Mali Yardım Aracı beşinci bileşen olan Kırsal Kalkınma kapsamında verilen hibeyi kullanmıştır. TKDK Mardin İl Koordinatörlüğü 2012 yılında kurulmuş ve 2013 yılında proje almaya başlamıştır. Mardin de toplam 167 proje ile sözleşme imzalanmıştır. Yatırımın faaliyete geçmesiyle süt, et, arıcılık gibi sektörlere ve istihdama olumlu katkılar sağlanmıştır.Öğe Entelektüel Özerklik Ve Sivil Toplum(Cumhuriyet Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, 2013) Karadağ, Ahmet; Aslan, SeyfettinÖz: Bu çalışmada entelektüel ile sivil toplum arasındaki ilişki özerklik bağlamında incelenmektedir. Genel olarak entelektüellerden iktidara karşı muhalif bir duruş beklenir. Doğruların yılmaz ve iflah olmaz savunucusu entelektüellerdir. Böyle bir entelektüel tasavvuru hayal kırıklığını da beraberinde getirebilmektedir. Çünkü entelektüel de son tahlilde bir insandır. Ondan beklenen duruşun ve çabanın entelektüelin insani yönüyle birlikte düşünülmesi gerekir. Bu noktada devreye sivil toplum girer. Entelektüel güçlü bir sivil toplumu arkasında görürse kendisinden bekleneni verir. Tersi durumda iki farklı sonuç ortaya çıkabilir: ya tüm insani gerekliliklerini aşarak özerk faaliyet içinde bir entelektüel ya da olmayan sivil toplum desteği nedeniyle özerkliğini ve işlevlerini paranteze alan bir entelektüel. Teorik düzeyde yapılan çalışmada ileri sürülen tez sivil toplum ile entelektüel özerklik arasında doğrusal bir ilişkinin varlığıdır. Bu amaçla çalışmada entelektüel özerklik ile sivil toplum arasındaki ilişkinin çözümlemesi yapılmıştır Başlık (İngilizce): Intellectual Autonomy and Civil Society Öz (İngilizce): In this study relationship between the intellectual and civil society has been examined in the context of autonomy. Usually it will be expected from intellectuals to opposite position against authority. Intellectuals are sure and reliable defenders of rights. This intellectual imagine bring with disappointment. Because the intellectual is a human being in the last analysis. Position and effort that expected from intellectual must think with his humane dimension. At this point, civil society is engaged. if intellectual see powerful civil society behind him provide things that expected from him. Otherwise two different result may occur: in one hand intellectual who is in the autonomous activity and exceed all humanitarian necessity, in other hand intellectual that because of absence of civil society, suspend his autonomy and functions. Argument in this study conducted on a theoretical level is that there is a presence of direct relationship between civil society and intellectual autonomy. For this purpose in this study relationship between civil society and intellectual autonomy has analyzedÖğe Osmanlı’dan Cumhuriyete geçişte Türkiye’nin modernleşme süreci: laikleşme ve ulusal kimlik inşası(İnönü Üniversitesi Akademik Yaklaşımlar Dergisi, 2015) Aslan, Seyfettin; Alkış, MehmetOsmanlı’nın son dönemlerinde başlayan modernleşme çabaları cumhuriyet döneminde devam etmiştir. Bu süreç Cumhuriyete geçişte geçmiş ile bağların kopması şeklinde değil süreklilik ilişkisi biçiminde olmuştur. Tanzimat reformlarıyla resmen başlayan, anayasal yönetimlerin ilanıyla devam eden ve cumhuriyet dönemi inkılaplarıyla son aşamasına ulaşan modernleşme süreci söz konusu dönemlerde daha çok siyasi ve hukuki alanın reformize edilmesi şeklinde gerçekleşmiştir. Bu modernleşme sürecinin üzerine oturduğu eksenler laikleşme ve ulusal kimliğin inşası olmuştur. İttihat-Terakki Cemiyeti ve Cumhuriyet dönemi siyasal kadrolarının uygulamaları da bu iki alan üzerine yoğunlaşmıştır. Laikleşme sürecinde İslam’ın kamusal alandaki etkisi siyasi ve hukuki değişiklikler ile sınırlandırılmıştır. Öte yandan kimlik inşası ise Türklüğü esas alarak bir vatandaşlık modeli geliştirme amacında olmuştur.