Arşiv logosu
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
Arşiv logosu
  • Koleksiyonlar
  • Sistem İçeriği
  • Analiz
  • Talep/Soru
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
  1. Ana Sayfa
  2. Yazara Göre Listele

Yazar "Aslan, Yusuf" seçeneğine göre listele

Listeleniyor 1 - 1 / 1
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Selçuklular öncesi İran'a yapılan Türk akınları
    (İnönü Üniversitesi, 2021) Aslan, Yusuf
    İran-Turan diğer adıyla Pers-Türk ilişkileri neredeyse iki toplumun varoluşundan beri devam etmektedir. Fars kaynaklarının en eskisi ve kutsal bir metin olan Avesta'da kötülük temsiliyeti Afrasyâb ve ülkesi Turan önemli bir konumdadır. Avesta'da Afrasyâb, İran kisrası Siyavuş'u öldürmüş bunun üzerine Hüsrev kutsal güçlerin yardımıyla Afrasyab'ı öldürmüş ve babasının intikamını almıştır. Esas konumuza gelecek olursak mitolojik eserler haricinde kaynaklara dayalı ilişkiler M.Ö. Binyılının ilk asırlarında İskitlerin Ön Asya'ya gelmeleriyle başladı. İskitler'in Ön Asya'ya gelmesiyle buradaki halklar daha önce hiç görmedikleri binicilik usulleri ve "İskit okları"yla tanıştı. M.Ö. 641 de Asurlara karşı savaşan Med Kralı Kyakeres, Anadolu ve Mezopotamya üzerine akın eden İskit topluluklarıyla karşılaştı ve onları batıya doğru itti. Yine bu dönemlerde bölgede meydana gelen savaşlarda ve kabile göçlerinde Kimmerlerin ve İskitlerin rolü büyüktür. Yerleştikleri bölgede ki yerel halkın kültürel varlıklarında gelişme meydana getirmişlerdir. Medlerle alakalı bu kayıtlar dışında bilgi yoktur. Medlerden sonra iktidarı ele geçiren Persler (Ahamaniş), Türklerle hayli münasebete girmiştir. Bu imparatorluğun esas kurucusu Daryuş'un (M.Ö. 550-486) Bîhustun anıtsal yazıtını üç dilli – Farsça, Babilce ve İskitçe – yazdırarak ilişkilerin ne derece üst seviyede olduğu belli etmektedir. Yine Naqş-ı Rüstem'de bulunan I. Daryuş yazıtında, üç ayrı Türk-İskit topluluktan bahsedilmektedir. Bu dönemde kültürel ilişkiler dışında savaşlarda büyük öneme sahiptir. Bunlardan en önemlisi ise M.Ö. 530 yılında başlarında kraliçe Tomris'in bulunduğu Saka topluluklarına karşı yapılan savaştır. Bu savaşta Pers hükümdarı Kuroş öldürülmüştür. Yine devam eden yıllarda İskit-Saka toplulukları ile savaşlar devam ede gelmiştir. İskender istilası sonrası yıkılan Pers İmparatorluğu yerine kurulan Selevkoslar döneminde Türk akınlarına dair bilgi bulunmamaktadır. Selevkoslardan sonra Turan kökene dayandığı iddia edilen Part (Eşkânî) hanedanlığı İran coğrafyasına hâkim olmuş M.Ö. 240'dan M.S. 226'ya kadar hakimiyetini sürdürmüştür. Türklerle olan münasebeti daha kuruluş aşamasındayken başlamış, iyi ilişkiler dışında savaşlarda olmuştu. Özellikle kuzey sınırlarından Kuşan, Alan, Hun ve Hazarlarla alakalı tehlikeler atlatmış bundan ötürü sürekli teyakkuz halinde kalmıştır. Partların iktidarını bitirerek hakimiyeti eline alan Sâsânî ile ilişkiler sürekli bir hale gelmiştir. Bu dönem de savaşlar, akrabalık ilişkiler, ticaret ile geçen hatta Sâsânî'lerin yıkılmasına önayak olma ile geçen bir ilişkiler ağı olmuştur. Sâsânîler, birçok Türk toplulukları, devletleriyle münasebet kurmuştur. Bunların başında Saka-İskit toplulukları, Kuşanlar, Akhun-Eftalit, Göktürkler gelmektedir. Sâsânîlerin, İslam orduları tarafından yıkılmasından sonra bölgede Türk akınlarına dair bir hareketlenme olmamıştır. Zira güçlü Emevi idaresi İran coğrafyası dışında Türklerle münasebetler kurmuştur. Bunun belki de diğer sebebi güçlü bir Türk devletinin o dönemde olmamasından kaynaklanabilir. Emeviler sonrası iş başına gelen Abbasiler ise bir süre sonra takatten düşmüş ve İran coğrafyasında Tâhirîler, Saffârîler, Sâmânîler, Büveyhiler, Simcûrîler, Karahanlılar ve Gazneliler gibi hanedanlar ortaya çıkarak Horasan'ı Abbâsîlerden bağımsız bir şekilde yönetecek emirlikler kurulmuştur. Bu emirliklerden özellikle Karahanlı ve Gazneliler daha baskın çıkmış, Selçukluların bölgede bir güç haline gelmesiyle hakimiyetlerini devam ettirmişlerdir. 1040'dan sonra Selçuklular, bu iki devlete hakimiyetini kabul ettirmiş ve kısa süre sonra tüm İran coğrafyasına hâkim olmuştur.

| İnönü Üniversitesi | Kütüphane | Rehber | OAI-PMH |

Bu site Creative Commons Alıntı-Gayri Ticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile korunmaktadır.


İnönü Üniversitesi, Battalgazi, Malatya, TÜRKİYE
İçerikte herhangi bir hata görürseniz lütfen bize bildirin

DSpace 7.6.1, Powered by İdeal DSpace

DSpace yazılımı telif hakkı © 2002-2025 LYRASIS

  • Çerez Ayarları
  • Gizlilik Politikası
  • Son Kullanıcı Sözleşmesi
  • Geri Bildirim