Yazar "Atala, Mustafa Hayati" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 4 / 4
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Ateşli Silah Yaralanmasıyla Oluşan Maksiller ve Mandibular Defektin Geç Protetik Tedavisi(Cumhuriyet Dental Journal, 2016) Polat, Nilüfer Tülin; Gül, Esma Başak; Atala, Mustafa Hayati; Eşer, BekirÖz: Ateşli silahla intihar girişimlerinde silah genellikle çene altına veya ağız içine yerleştirilmektedir. Başın ekstansiyonu ve silahın tutuş açısından etkilenen defektin yeri ve genişliği, protetik tedavi seçeneğini belirler. Bu klinik raporda ateşli silah ile intihar girişimi sonucu oluşmuş geniş maksiller ve mandibuler defektin protetik rehabilitasyonu sunulmuştur. Burun ve simfiz bölgesi kaza sonrası cerrahi olarak otojen greftlerle yapılandırılmış olan 44 yaşındaki erkek hasta, 14 yıl önce yapılmış olan maksiller ve mandibuler defekt protezinin uyumunun tamamen bozulmasına bağlı olarak konuşma, yutkunma ve çiğneme güçlüğü şikayetleri ile kliniğimize başvurmuştur. Klinik ve radyolojik muayenede implant destekli bir overdenture protez yapımı için yeterli kemik bulunmadığından, var olan dişlerin kronlanmasının ardından, üst çeneye maksiller obturatör protez, alt çeneye ise metal kaideli parsiyel protez yapılmıştır. Çoğu maksiller ve mandibular defekt hastalarında geleneksel protetik uygulamalarla tatmin edici sonuçlar alınmaktadır Başlık (İngilizce): Late Prosthetic Treatment of Maxillary and Mandibular Defect Caused By Gunshot Öz (İngilizce): Weapon of suicide attempts is usually placed under the chin or into the mouth. Defect location and width, which is affected by the extension of the head and the grip angle of the arm, determine the prosthetic treatment options.In this clinical report prosthetic rehabilitation of large maxillary and mandibular defect formed as a result of suicide attempts with firearms is presented. 44-year-old male patient presented to our clinic with complaints about the 14 years old maxillary and mandibular defect prosthesis. Nose and symphysis region after the accident surgically autogenous grafts that are configured with, fit completely to a deterioration speech, swallowing and chewing difficulties.Clinical and radiological examination for the construction of implant-supported overdentures there is not enough bone after restoring of the teeth, maxillary obturator prosthesis in the upper jaw, lower jaw while partial dentures are made with metal base. Most of the maxillary and mandibular defect in patients with conventional prosthetic applications satisfactory results are obtainedÖğe Bor bileşikleri ilavesinin feldspatik porselenin mekanik özelliklerine etkilerinin değerlendirilmesi(İnönü Üniversitesi, 2015) Atala, Mustafa HayatiDental seramikler kuvvetli ve ısıya dirençli olsa da bu materyaller kırılgandır ve büküldüklerinde, ani kuvvet ve ısı değişikliklerinde kırılabilirler. Porseleni fırınlama sırasında, fırınlama sonrası soğuma sırasında hacimsel büzülmelere bağlı olarak yapı içerisinde mikro çatlaklar oluşur. Araştırmacılar, mikro çatlakların oluşumunu engellemek ya da en aza indirebilmek için yıllardır seramikler üzerinde güçlendirme çalışmaları yapmaktadırlar. Bu çalışmada, çeşitli bor bileşiklerinin (boraks, borik asit) ilave edilmesiyle, dentin seramiğinin iç yapısında oluşacak mikro çatlakların azaltılması ve mekanik direncin arttırılması amaçlanmaktadır. Gereç ve Yöntem: Çalışmada, geleneksel feldspatik porselen tozuna ayrı ayrı ağırlığının %1,2 ve 3'ü oranında borik asit veya boraks ilave edilerek, çatlak boyları, esneme direnci ve kırılma tokluğu değerleri incelendi. Deneylerde elde edilen veriler istatistiksel olarak One-way ANOVA yöntemiyle analiz edildi. Deneysel gruplar arasındaki farklılıklar Tukey HSD yöntemi ile belirlendi. Bulgular: Borik asit ilave edilen grupların tamamında çatlak boyunun azaldığı ve kırılma tokluğunun arttığı gözlendi. Ancak gruplar arasındaki fark istatistiksel olarak anlamlı bulunmadı (p>0.05). Öte yandan %1 ve %2 boraks ilaveli gruplarda da değerlendirilen parametrelerde benzer davranış gözlenirken, %3 boraks ilaveli grupta çatlak boyunun arttığı ve kırılma tokluğunun azaldığı belirlendi. Bununla birlikte, gruplar arasındaki farkın istatistiksel olarak anlamlı olmadığı saptandı(p>0.05). Deneysel gruplar biaksiyel esneme direnç testi ile değerlendirildiğinde, veriler %1 borik asit ilaveli grupta kontrol grubuna göre istatistiksel olarak anlamlı bir azalma olduğunu gösterdi (p=0,034; p<0,05); diğer gruplar arasındaki fark anlamsız bulundu. Ayrıca, %1 boraks ilaveli grubun Vickers sertlik değerinin istatistiksel olarak anlamlı bir şekilde düştüğü gözlendi (p=0.042; p<0.05). Borik asit ve boraks ilaveli grupların SEM ve EDS analizleri değerlendirildiğinde borik asit ve boraksın yapıya girdiği, yapıyı bozmadığı ve homojen olarak dağılım gösterdiği görüldü. Bu bulgular XRD analizi ile de desteklendi. Sonuç: Boraks ve borik asitin değişik oranlardaki ilavesinin dentin seramiğinde çatlak oluşumunu azalttığı, kırılma tokluğunu arttırdığı fakat oluşan farklılığın istatistiksel olarak yeterli olmadığı gözlendi. Biaksiyel esneme direncinin ağırlıkça %1, %2 ve %3 borik asit ilave edilen gruplarda, kontrol grubuna göre azaldığı tespit edilirken, sadece %3 boraks ilaveli grupta arttığı tespit edildi. Sertliğin tüm boraks ilaveli gruplarda ve ağırlıkça %3 borik asit ilaveli grupta azaldığı tespit edildi.Öğe Effects of coating with different ceromers on the impact strength, transverse strength and elastic modulus of polymethyl methacrylate(Japanese Soc Dental Materials Devices, 2015) Gul, Esma Basak; Atala, Mustafa Hayati; Eser, Bekir; Polat, Nilufer Tulin; Asilturk, Meltem; Gultek, AhmetThe aim of this study was to evaluate the mechanical properties of polymethyl methacrylate (PMMA) after coating with different ceromers. For transverse strength and modulus of elasticity tests, specimens of 65x10x2.5 mm dimensions were prepared (5 groups, n=10). For impact strength test, specimens of 60x7.5x4 mm dimensions were prepared (5 groups, n=10). Test group specimens were coated with one of four different types of ceromers, and specimens in the control group were not coated. After specimens were tested for transverse and impact strengths, the data were analyzed with Kruskal-Wallis and Conover post hoc tests (p<0.05). GLYMOTEOS-TiO2 and A174-TEOS significantly increased the transverse strength of PMMA. All ceromers caused a statistically significant increase in the elastic modulus of PMMA. While GLYMO-TEOS-ZrO2 significantly decreased the impact strength, the other ceromers did not cause any statistically significant difference in impact strength. Coating with ceromers substantially improved the mechanical properties of PMMA.Öğe Oral rehabilitation of a severe trauma patient: case report(İnönü Üniversitesi Sağlık Bilimleri Dergisi, 2013) Polat, Nilüfer Tülin; Atala, Mustafa Hayati; Ahmetoğlu, Fuat; Polat, SerkanIt’s been aimed to do the oral rehabilitation of a patient with a delayed dental treatment after a severe accident, by using limited invasive methods. It is learned from the anamnesis that the patient had been fallen down from the fourth floor at the age of 16. The patient’s oral and dental treatments, except the broken mandibula, had been postponed 4 years for various reasons. She had lost her teeth numbered 11, 25 and 43. Her fourteen teeth had different sized crown fractures and 7 of these were embedded in the alveolar bone and mucosa. In the bite occlusion, upper and lower alveolar ridges were in contact on the right side and lower posterior teeth were in contact with the upper alveolar ridge on the left. There was only 1 mm freeway space. Because of the patient’s depression; she had no demand or tolerance to invasive treatments. The lower anterior 3 teeth which had lost the alveolar support and 3 embedded roots in the right maxilla had been extracted. Partial bone adjustments -upper and lower right side and upper left alveolar ridges- had been performed. The roots (23, 44, 45, and 46) had been exposed to the oral cavity. Endodontic treatments were done to these roots and 8 other teeth. On the upper right side, 3 implants had been placed after the sinus lifting. The treatment had been completed with the porcelain-fused-to-metal restorations.The patient had been satisfied by minimum invasive treatment in a complicated cas