Yazar "Aycan, Özlem M." seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 20 / 23
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Çeşitli hasta ve yaş guruplarında Demodex sp.görulme sıklığı(Türkiye Parazitoloji Dergisi, 2007) Aycan, Özlem M.; Otlu, Harika; Karaman, Ülkü; Daldal, Nilgün; Atambay, MetinÖz: Demodex folliculorum ve Demodex brevis insanda özelikle yüz bölgesindeki kıl foliküllerinde, kıl diplerinde ve derinin yağ bezlerinde yerleşen bir akardır. Çalışmada, Demodex sp’nin çeşitli alerjik deri hastalıkları , yaş ve cinsiyete göre görülme oranının belirlenmesi amaçlandı. İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Parazitoloji Anabilim Dalı’na Demodex sp. aranması için gelen 117 rosacealı, 29 akne vulgarisli ve 51 diğer alerjik şikayetliler olmak üzere toplam 197 hasta Standart Yüzeyel Deri Biyopsisi (SYDB)Yöntemi ile incelendi. 197 hastanın 97 (%49,23)’sinde akar pozitif saptandı. İstatistik incelemede cinsiyete göre anlamlı bir fark saptanmazken, rosacea’da pozitiflik ve 20 yaşın altındakilerde negatiflik anlamlı derecede yüksek bulundu (p‹0,005). Sonuç olarak; çeşitli alerjik deri hastalıklarında, özellikle rosacealı hastaların 20 yaşın üstünde olmaları halinde Demodex sp. infestasyonu araştırılmasının gerekli ve önemli olacağı kanısına varılmıştır.Öğe Eozinofili hastalarda kistik ekinokokkozis seroprevalansı(Türkiye Parazitoloji Dergisi, 2002) Atambay, Metin; Aycan, Özlem M.; Karaman, Ülkü; Daldal, NilgünÖz: İnsan vücudunda çeşitli organlarda larva halinin yerleşmesiyle parazitlik yapan Echinococcus granulosus'un yaptığı kistik ekinokokkozisde sessiz geçen invazyon döneminde, paraziter enfeksiyonlarda yükselebilen kan elemanlarından eozinofillerin oranının arttığı ancak enfeksiyon geliştiğinde eozinofilinin düştüğü ve kistin açılması halinde hiper eozinofıli görüleceği bildirilmektedir. Bu çalışmada eozinofili düzeyi ile hidatik kist için spesifik antikor düzeyi arasındaki ilişkinin araştırılması amaçlanmıştır. Malatya ili Devlet Hastanesi ve İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma Hastanesi hematoloji polikliniğine başvuran kistik ekinokokkozis tanısı veya ön tanısı almamış ve eozinofilisi %10-80 arasında değişen toplam 103 hastanın serumları indirekt Hemaglutinasyon tekniği (IHA) ile çalışılıp eozinofili oranlarının %10-16 arasında değişen 16'sında (%15.5) kistik ekinokokkozis IHA pozitif bulunmuştur. Kistik ekinokokkozis tanılı hastaların takibinde eozinofili düzeylerinin kullanılabileceği, eozinofilinin çok yüksek seviyelerde olmaması durumunda da, hastaların hidatik kist yönünden araştırılmasının uygun olacağı sonucuna varılmıştır. Başlık (İngilizce): Seroprevalence of cystic echinococcosis in patients with Eosinophilia Öz (İngilizce): Echinococcus granulosus occurs in various organs of the human body in the larval forms and causes a parasitic disease known as cystic echinococcosis. It has been reported that eosinophilia, during parasitic infections, reaches a high level during the silent invasion period but the level falls with the development of the cyst. Then, the level of eosinophilia rises again after the rupture of the cyst. The aim of this study was to investigate the relationship between the levels of eosinophilia and antibodies in cystic echinococcosis. The sera of 103 patients, who were admitted to the Malatya State Hospital and the haematology clinic of the Research Hospital, Faculty of Medicine, inönü University with levels of eosinophilia that ranged from 10-80%. These patients had not been given a diagnosis of hydatid cyst. Their sera were analyzed using indirect haemaglutination (IHA). Of the 103 sera, 16 (15.5%) were found to be cystic echinococcosis positive. It was concluded that eosinophilic levels may be beneficial in determination of the prognosis of patients with cystic echinococcosis and that patients with a moderate eosinophilic levels should also be examined with respect to the hydatid cystÖğe Farklı serumların Trichomonas vaginalis'in CPLM besiyerinde üreme süresine ve yoğunluğuna etkisi(Türkiye Parazitoloji Dergisi, 2002) Atambay, Metin; Karaman, Ülkü; Aycan, Özlem M.Öz: T. vaginalis, insanın ürogenital sisteminde yaşayan, kamçılı bir protozoondur. T. vaginalis'in ürogenital sistemde parazitliğine Trichomoniosis denir. T. vaginalis fagositoz veya osmoz yolu ile lökositler, diğer vücut hücreleri, bakteriler ve vaginanın glikojeni ile beslenir. Hafif asit ortamda (PH 5,8), anaeorobik şartlarda ve 35- 37 ?C de ürer. Boyuna ikiye bölünerek çoğalır. Trichomoniosis'in kesin tanısı ancak etkenin görülmesi ile konulmaktadır. Enfekte kadınların %10-50'si asemptomatiktir. Klinik bulgulara göre kadında veya erkekte, idrar ve üreme yollarının çeşitli hastalıkları ile karışabilir. Direk mikroskobik bakı ve kültür yöntemlerinin birlikte kullanılması duyarlılığı %98'lere kadar arttırmaktadır. T. vaginalis'te kullanılan kültür yöntemleri; CPLM (cycteine- peptone- liver- maltose) CPLM, Modifıye CPLM, VF Buyyonu, Diamond TPS-1 (Trypticase-pepton-serum) besiyerleridir. Çalışmada CPLM besiyerinde insan, at, koyun serumları kullanılarak, besiyerinde T. vaginalis'in üreme süreleri ve yoğunlukları karşılaştırılmıştır. İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Turgut Özal Tıp Merkezi Kadın Doğum Polikliniğine gelen kadınlardan alınan vaginal akıntı örneklerinden izole edilen ve Parazitoloji Anabilim Dalında sürekli pasajlarla canlılığı sürdürülen T.vaginalis suşu kullanılmış olup çalışma sonucunda, insan serumu kullanıldığında üremenin at ve koyun serumuna göre daha fazla yoğunlukta ve yaşam süresinin ise daha uzun süreli olduğu gözlenmiştir. CPLM besiyerinde insan serumu kullanımının daha ekonomik ve uygun olacağı saptanmıştır. Başlık (İngilizce): The influence of different sera on the reproduction and concentration of Trichomonas vaginalis in the CPLM media Öz (İngilizce): T. vaginalis is a flagellated protozoon living in the urogenital system of human and is the cause of trichomoniasis. T. vaginalis feeds on leukocytes, other body cells and bacteria by phagocytosis and vaginal glycogen by osmosis. Under weak acidic (pH 5.8) and anaerobic conditions, they reproduce at a temperature of 35-37 ?C. Reproduction occurs by lengthwise division. The exact diagnosis of trichomoniasis can be made only by seeing the organisms. From 10-50% of infected women are asymptomatic. The clinical picture in women and men may be confused with various diseases of the urogenital system. Direct microscopic examination and culturing may increase the sensitivity up to 98% if used together. The culture media used for T. vaginalis are CPLM, modified CPLM, VF broth, and Diamond TPS1 culture, hi this study, the length of the reproduction periods in CPLM medium containing human, horse or sheep sera were compared. T. vaginalis strains that were isolated from patients in the gynecology and obstetrics department of the Turgut Özal Medical Centre, Medical Faculty, Inonu University. These strains that had been kept alive by continuous passages by the parasitology department were used. Reproduction in human serum shows a higher rate and longer life compared to that in sheep or horse sera. It was found that the use of human serum in CPLM media is more economical and suitable. 1 ATIFÖğe Giardiosisli hastalarda serum çinko (Zn) düzeyleri(Türkiye Parazitoloji Dergisi, 2007) Taşkapan, Çağatay; Atambay, Metin; Aycan, Özlem M.; Özyalın, Fatma; Yoloğlu, Saim; Miman, Özlem; Daldal, NilgünÖz: Giardiosisde ortaya çıkan emilim eksikliği nedeni ile eser elementlerin düzeylerinde düşme beklenmektedir. Bu çalışmada giardiosisde serum çinko düzeyinin kontrol grubu ile karşılaştırılarak değişikliğin belirlenmesi amaçlanmıştır. Araştırmaya dışkı mikroskobisinde Giardia intestinalis saptanan 30 kişi ile hiçbir paraziter enfeksiyonu ve diğer hastalıkları bulunmayan 31 kişiden oluşturulan toplam 61 kişi dahil edilmiştir. İki ortalama arasındaki farkın önemlilik testine göre G. intestinalis saptanan olgularda serum çinko düzeylerinde kontrol grubuna göre anlamlı bir düşüş görülmüştür (p<0,0001). Sonuç olarak, serum çinko düzeylerinin azaldığı olgularda paraziter hastalıkların da göz önünde bulundurulması gerektiği kanısına varılmıştır.Öğe Helmint Saptanan Hastalarda İndirekt Hemaglutinasyon Tekniği ile Kistik Ekinokokkozis Seropozitifliğinin Araştırılması(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 2004) Daldal, Nilgün; Aycan, Özlem M.; Atambay, Metin; Karaman, ÜlküHelmintler, insanda çeşitli parazitliklere ve bunlarla ilgili hastalıklara (Helmintiyoz) neden olurlar. Kistik ekinokokkozis, Echinococcus granulosus larvalarının ara konaklara yerleşerek gelişmesi sonucu ortaya çıkan bir hastalıktır. Kist hidatik tanısında klinik bulgular, radyolojik ve serolojik yöntemler kullanılmaktadır. Ancak serolojik yöntemlerdeki çapraz reaksiyonlar tanıda sorun yaratmaktadır. Çalışmada; helmintli hastalarda, Echinococcosis tanısında kullanılan İndirekt Hemaglütinasyon (IHA) Tekniği ile seropozitiflik düzeyinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Bu amaçla, dışkılarında Taenia saginata, Hymenolepis nana ve Ascaris lumbricoides yumurtaları saptanan 30 hasta serumunda IHA ile anti-Echinococ antikorları araştırılmıştır. Helmintiyozlu 30 hastanın 14 (%47)’ü pozitif bulunmuştur. T. saginata ile enfekte 14 hastanın 5 (%35)’inde, H. nana ile enfekte 12 hastanın 8 (%66)’inde ve A. lumbricoides ile enfekte 4 hastanın 1 (%25)’inde IHA pozitifliği saptanmıştır. Kist hidatik ön tanısı almış hastalardaki seropozitivite düzeyi %40 iken incelenen helmintli hastalarda %47 olarak saptanmış ve bu iki oran arasında anlamlı fark bulunamamıştır. Sonuç olarak, bazı paraziter hastalığa sahip kişilerde serolojik yöntemlerle çapraz reaksiyondan dolayı hatalı pozitifliğe rastlanabileceğinin göz önünde bulundurulmasının uygun olacağı kanısına varılmıştır.Öğe İki Plasmodium vivax sıtması olgusu(Türkiye Parazitoloji Dergisi, 2004) Atambay, Metin; Bayındır, Yaşar; Karaman, Ülkü; Aycan, Özlem M.; Ersoy, YaseminÖz: Sitma Turkiye'de Dogu Akdeniz ve Giineydogu Anadolu bblgelerinde endemik, diger bolgelerde sporadik olarak rastlanilan onemli bir paraziter infeksiyondur. Yurdumuzda biiyiik bir cogurilukla Plasmodium vivax (P .vivax) sitmasi gbriilmekte, tanisi parmak ucundan ahnan kan ile hazirlanmis. ince yayma ve kalin damla preparatlarm giemsa ile boyanarak incelenmesi suasinda trofozoit, jizont ve gametositlerin gbriilmesiyle konulmaktadir. Hastanemize Adiyaman ve Elazig illerinden yiiksek ate§, titreme, iijiime, halsizlik ve istahsizhk sikayetleri ile ba§vuran iki hastamn ince yayma kan preparasyonlarinda ayni eritrosit icinde birden fazla parazite rastlanmasi nedeni ile olgulann sunuma deger olduguna karar verilmijtir. Başlık (İngilizce): Two cases of Plasmodium vivax infection Öz (İngilizce): Malaria is an important parasitic infection in Turkey. While it is endemic in the eastern Mediterranean region and southeastern Anatolia, it is sporadic in other regions. P .vivax is the most common cause of malaria in Turkey. For diagnosis, various stages of the parasite must be seen during microscopic examination of Giemsa-stained thick or thin blood films. Two patients, of whom one was from Adiyaman and the other from Elazig, complained of chills, shivering, weakness and loss of appetite and their erythrocytes were found to be infected with more than one P .vivax parasite in a single cell.Öğe İndirekt hemaglutinasyon tekniğinde (IHA) insan, inek ve koyun antijenlerinin karşılaştırılması(Türkiye Parazitoloji Dergisi, 2002) Karaman, Ülkü; Atambay, Metin; Aycan, Özlem M.; Daldal, NilgünÖz: Kist hidatik Echinococcus granulosus'un larvalarının neden olduğu bir hastalıktır. Enfeksiyon genellikle karaciğer, akciğer ve dalakta lokalize olmakla birlikte diğer organlarda da görülebilmektedir. Kist hidatik hastalığının tanısında görüntüleme yöntemleri ve indirekt immünolojik yöntemler yaygın olarak kullanılmaktadır ayrıca kist sıvısının direkt mikroskobik bakısı ile de tanı konulabilmektedir. Çalışmada, klinik yakınmaları ile İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Turgut Özal Tıp Merkezinin değişik polikliniklerine başvuran ve radyolojik olarak kist hidatik ön tanısı alan 8-70 yaş grubu 79 hastadan alınan serum örnekleri kullanılmıştır. IHA tekniği standart tannik asit yöntemi ile çalışılmış olup, inek, koyun, ve insan antijenlerinin duyarlılıkları karşılaştırılmıştır ayrıca hazır ticari kitle ise paralel çalışılmıştır. Çalışma sonucunda koyun antijeninin insan ve inek antijenlerine göre daha hassas sonuçlar verdiği gözlenmiştir. Başlık (İngilizce): Comparison of human, cow and sheep antigens in the indirect hemagglutination technique Öz (İngilizce): Hydatid cyst is a disease which is caused by the larvae of Echinococcus granulosus. The infection may generally be observed in liver, lung, and spleen as well as other organs. The diagnosis of hydatid cyst is made by imaging methods and indirect immunologic techniques. On the other hand, direct microscopic examination of the cyst fluid makes diagnosis possible. In this study, the serum samples were derived from 79 patients ranging in age from 8-70 years and who had applied to the inönü University Medical Faculty, Turgut Özal Medical Centre because of clinical complaints. The tannic acid method was used in the MA technique and the sensitivity of cow, sheep and human antigens were compared with each other and a commercial kit. The study showed that sheep antigen is more sensitive than human and cow antigens.Öğe İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi mutfak personelinde bağırsak parazitlerinin görülme sıklığı(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 2004) Daldal, Nilgün; Aycan, Özlem M.; Atambay, Metin; Pala, Mukaddes; Miman, ÖzlemÖz: Bağırsak parazitlerinde bulaş birinci derecede fekal-oral yolla olup, insandan insana doğrudan veya besin yoluyla parazit yumurta ve kistlerinin alınmasıyla gerçekleşmektedir. Bu nedenle besin işleri ile uğraşan kişiler taşıyıcılık bakımından önemlidir. İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi mutfağının hijyen kurallarının ciddi bir şekilde uygulandığı bir ünite olması nedeni ile hizmet verdiği personelde şu ana kadar mutfaktan kaynaklanan bir salgın olmamıştır. Bu çalışmada anılan mutfak personelinin barsak parazitleri ile enfekte olma durumunun saptanarak hijyen kurallarına uyumun ne kadar önemli olduğunun gösterilmesi amaçlanmıştır. Çalışmamızda, İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi mutfağında yemek yapım ve dağıtım işlerinde çalışan 52 kişi bağırsak parazitleri yönünden araştırılmıştır. Toplanan örneklerin 8 (%15)’inde bağırsak parazitine rastlanmıştır. Sonuçolarak, bağırsak parazitlerinin yayılması ve bulaşmasında etkili olabilen mutfak personelinde saptanan parazit oranına göre personelin periyodik olarak sağlık taramasından geçirilmesi gerektiği gözlenmiştir.Öğe İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Mutfak Personelinde Bağırsak Parazitlerinin Görülme Sıklığı(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 2004) Daldal, Nilgün; Aycan, Özlem M.; Atambay, Metin; Pala, Mukaddes; Miman, ÖzlemBağırsak parazitlerinde bulaş birinci derecede fekal-oral yolla olup, insandan insana doğrudan veya besin yoluyla parazit yumurta ve kistlerinin alınmasıyla gerçekleşmektedir. Bu nedenle besin işleri ile uğraşan kişiler taşıyıcılık bakımından önemlidir. İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi mutfağının hijyen kurallarının ciddi bir şekilde uygulandığı bir ünite olması nedeni ile hizmet verdiği personelde şu ana kadar mutfaktan kaynaklanan bir salgın olmamıştır. Bu çalışmada anılan mutfak personelinin barsak parazitleri ile enfekte olma durumunun saptanarak hijyen kurallarına uyumun ne kadar önemli olduğunun gösterilmesi amaçlanmıştır. Çalışmamızda, İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi mutfağında yemek yapım ve dağıtım işlerinde çalışan 52 kişi bağırsak parazitleri yönünden araştırılmıştır. Toplanan örneklerin 8 (%15)’inde bağırsak parazitine rastlanmıştır. Sonuçolarak, bağırsak parazitlerinin yayılması ve bulaşmasında etkili olabilen mutfak personelinde saptanan parazit oranına göre personelin periyodik olarak sağlık taramasından geçirilmesi gerektiği gözlenmiştir.Öğe İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde 1999-2002 Tarihleri Arasında İncelenen Hidatik Kist Ön Tanılı Olguların Serolojik Sonuçları(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 2002) Karaman, Ülkü; Daldal, Nilgün; Atambay, Metin; Aycan, Özlem M.Echinococcus granulosus'un erişkini köpek, kurt ve çakal gibi hayvanların ince bağırsaklarında yerleşirken larvası insan, sığır ve koyun gibi hayvanlarda hidatik kist hastalığına neden olmaktadır. Hidatik kistin hayvancılıkla uğraşan birçok ülkede görüldüğü bildirilmiştir. Çalışmada 1999 ile 2002 tarihleri arasında hidatik kist olgularının yaşlara ve cinsiyete göre dağılımının saptanması, ayrıca Malatya ve çevresindeki durumun belirlenmesi amacıyla İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Parazitoloji Anabilim Dalı laboratuarına gönderilen hidatik kist ön tanılı toplam 392 hastanın serum örneği İndirekt Hemaglutinasyon (IHA) ve İndirekt Fluoresans Antikor (IFA) yöntemleriyle incelenmiştir. Serumların 159’u pozitif olarak değerlendirilmiştir. Bunlardan 1/36 ve üzeri sulandırımlarda pozitiflik anlamlı kabul edilmiştir. Pozitif olguların 118’inin kadın (%74.2), 41’inin erkek (%25.8) olduğu, en fazla 20-39 yaşları arasında (%33,3) görüldüğü belirlenmiştir. Çalışmada hidatik kistin bölgemiz ve ülkemiz için bir sağlık sorunu olarak önemini koruduğu sonucuna varılmıştır.Öğe Leishmania infantum ve Leishmania major promastigotlarının tavşan, inek, koyun ve insan kanlı NNN (Novy-Nicolle-Mcneal) besiyerinde üreme potansiyellerinin karşılaştırılması(Türkiye Parazitoloji Dergisi, 2003) Karaman, Ülkü; Atambay, Metin; Aycan, Özlem M.; Daldal, NilgünÖz: Leishmania infantum visserai leishmaniosisin, Leishmania tropica ve Leishmania major cutaneous leishmaniosisin etkenleri olup NNN (Novy- Nicolle- McNeal) besiyerinde in vitro kültürleri yapılmaktadır. Çalışmada NNN besiyerinde farklı kanlarda Leishmania promastigotlarmın üremeleri ve yoğunluklarının karşılaştırılması amaçlanmıştır. Araştırmada Leishmania promastigotlarının üremesi ve suşlarının devamlılığı için kullanılan NNN besiyerlerinde tavşan, koyun, inek ve insan (A Rh+, B Rh+,AB Rh+, O Rh+, A Rh-, B Rh-,AB Rh-, O Rh- ) kanlan kullanılmıştır. Besiyerlerinin 10 günde bir kontrolü yapılarak pasajlar üç ay boyunca devam ettirilmiştir. Bütün kanlarda promastigotların ürediği ve canlılıklarının sürdüğü gözlenmiş, NNN besiyerinde genellikle kullanılan tavşan kanının sağlanamadığı durumlarda diğer kanların da kullanılabileceği sonucuna varılmıştır. Başlık (İngilizce): Comparison of the growth potentials of Leishmania infantum and Leishmania major promastigotes in NNN (Novy-Nicolle-Mcneal) media containing rabbit, cow, sheep and human blood Öz (İngilizce): Leishmania infantum causes visceral leishmaniasis and Leishmania tropica as well as Leishmania major cause cutaneous leishmaniasis. Leishmania spp. are grown in NNN (Novy-Nicolle-McNeal) medium. The aim of this study was to investigate the growth of Leishmania promastigotes in NNN media containing different types of blood and to compare the densities. Blood from rabbits, sheep, cows and humans (A Rh+, B Rh+,AB Rh+, O Rh+, A Rh-, B Rh-,AB Rh-,and O Rh-)were added to NNN media used for the maintenance of strains and the growth of Leishmania promastigots. The cultures were examined every ten days and the passages were maintained for three months. It was observed that the promastigotes multiplied and survived. As a result, we found that other types of blood can be used when rabbit blood generally used in NNN medium is not available.Öğe Lugol solüsyonunda glasiel asetik asit eklemenin etkileri(Türkiye Parazitoloji Dergisi, 2003) Daldal, Nilgün; Atambay, Metin; Aycan, Özlem M.; Karaman, Ülkü; Çelik, TuncayÖz: Bağırsak parazitlerinin tanısında doğrudan mikroskopik incelemesi için hazırlanan preparasyonlarda protozoonlann çeşitli şekillerinin boyanmasında lugol solüsyonu kullanılmaktadır. Ancak zaman zaman tanıda zorluklarla karşılaşılmaktadır. Bu çalışma, bağırsak parazitlerinin tanısında kullanılan lugol solüsyonunun glasiel asetik asit ile birlikte kullanılması halinde etkinliğini incelemek amacıyla yapılmıştır. Anabilim dalımız laboratuvarmda parazit saptanan dışkılar seçilerek modifiye lugol solüsyonunda tekrar incelenmiştir. Bu yöntemle boyanan doğrudan bakı ve formol-eter çöktürme yönteminde parazitlerin yapılarının klasik lugol solüsyonunda boyanan preparatlara göre daha net görüldüğü ve solüsyonun daha uzun süre etkinliğini koruduğu saptanmıştır. Rutin dışkı bakılarında modifiye lugol solüsyonunun kullanılmasının daha uygun olacağı değerlendirilmiştir. Başlık (İngilizce): The efficacy of the use of glacial acetic acid in lugol solution Öz (İngilizce): Iodine solution is used to stain protozoa in stool smears in the diagnosis of intestinal parasites by direct microscopic examination. However, difficulties are still encountered in some instances in the diagnosis. This study was carried out to evaluate efficacy of a modified iodine solution made up with glacial acetic acid. Parasite positive stool samples detected in the laboratory of the Parasitology Department were selected for examination a second time with the modified iodine solution. It was found that morphological structures of the parasites were seen more clearly in both the direct and formol-ether sediment smears stained by the method than in the smears stained with the conventional iodine solution. Thus, the use of the modified iodine solution is a better approach in routine microscopic examination of stool smears.Öğe Malatya Halk Sağlığı Laboratuvarında 1997-2001 yılları arasında saptanan bağırsak parazitlerinin epidemiyolojik olarak dağılımı(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 2004) Karaman, Ülkü; Akkaya, Necmettin; Aycan, Özlem M.; Atambay, Metin; Daldal, NilgünÖz: Bağırsak parazitleri özellikle sosyo ekonomik seviyesi düşük, gelişmemiş ve az gelişmiş ülkelerin önemli bir sağlık sorunudur. Çalışmada Malatya ili ve çevresinden, halk sağlığı laboratuvarına başvuran hastalardaki bağırsak parazitlerinin görülme sıklığı ve yıllara göre dağılımının belirlenmesi amaçlanarak Malatya Halk Sağlığı Laboratuvarına çevre sağlık ocaklarından sevkli gelen hastaların bağırsak paraziti inceleme sonuçları değerlendirilmiştir. Araştırmada 1997-2001 yılları arasında 2513 örnek incelenmiş ve bunların 750'sinde (%29.9) bağırsak parazitine rastlanılmıştır. Görülen 750 parazitin 188'ini (%25.1) Giardia intestinalis, 187'sini (%24.9) Enterobius vermicularis, 179'unu (%23.9) Ascaris lumbricoides, 156'sını (%20.8) Entamoeba histolytica, 31'ini (%4.0) Taenia saginata, 7'sini (%0.9) Hymenolepis nana ve 2'sini (%0.3), Trichuris trichiura, oluşturmaktadır. En sık görülen üç parazit G. intestinalis, E. vermicularis ve A. lumbricoides'dir.Öğe Malatya ili merkezinde üç ilköğretim okulu çocuklarında bağırsak parazitlerinin dağılımı(Türkiye Parazitoloji Dergisi, 2006) Çelik, Tuncay; Daldal, Nilgün; Karaman, Ülkü; Aycan, Özlem M.; Atambay, MetinÖz: Bağırsak parazitleri hijyen kurallarına yeterince dikkat edemeyen çocuklarda sık görülmekte, bedensel ve zihinsel gelişimlerini olumsuz etkilemektedir. Çalışma Malatya ili merkezinde bulunan ilköğretim okullarında bağırsak parazitleri insidansını belirlemek ve öğrencilere parazit hastalıkları konusunda bilgi vermek amacıyla yapılmıştır. Çalışmada öğrencilere selofanlı lam yöntemi uygulanmış, alınan dışkılar nativ, lugol ve çoklaştırma yöntemleriyle incelenmiştir. Ayrıca öğrencilere bağırsak parazitleri ile ilgili genel bir açıklama yapılmıştır. Toplam 1838 öğrencinin 415'inde (%22.5) bulunmuştur. En sık rastlanan parazit Enteröbius vermicularis (%10.6) olmuştur. Saptanan diğer parazitler yüzdelerine göre sırasıyla Giardia intestinalis (%8,5), Entamoeba coli (%1,9), Blastocystis hominis (%1,4), Taenia sp. (%0,3), Hymenolepis nana (%0,l), Trichomonas hominis (%0.1), Ascaris lumbricoides (%0.05) ve lodamoeba butchlii (%0,05) bulunmuştur. Sonuç olarak Malatya ilköğretim okullarında barsak parazitleri bir sağlık sorunu olarak önemini korumakta ve sosyo ekonomik koşullar ile barsak parazitleri yaygınlığı arasındaki ilişki görülmektedir.Öğe Malatya'da iki ilköğretim okulu çocuklarında Pediculus capitis yaygınlığının araştırılması(2004) Daldal, Nilgün; Atambay, Metin; Aycan, Özlem M.; Karaman, Ülkü; Ersoy, YaseminPediculus spp.insanlarda görülen en eski parazitlerden biridir. Parazit kozmopolittir ve her yerde, özellikle de hijyenik şartları kötü olan ortamlarda rastlanılmaktadır. P. humanus capitis, yumurta -nimf -erişkin olmak üzere tüm hayat evrelerini insanın saçlı derisinde geçiren sürekli ektoparazitlerdendir. Parazit kaynakları pediculuslu insanlardır. Çalışmada P.h. capitis yaygınlığını belirlemeye yönelik Malatya ilindeki iki ilköğretim okulu öğrencileri araştırılmıştır. 2000 yılı Kasım ve Aralık ayları arasında, yaşları 5-14 arasında olan toplam 1428 ilköğretim öğrencisinin %1'inde P. h. capitis yumurtalarına rastlanılmıştır. Sonuç olarak; özellikle ilköğretim okulu öğrencilerine, velilerine, öğretmenlerine, idarecilerine ve okulun diğer çalışanlarına hijyen kuralları ile bulaşma ve korunma yolları hakkında halk sağlığı eğitimi yapılmasının ve ayrıca periyodik sağlık kontrolleri çerçevesinde hasta kişilerin bulunup tedavi edilmesinin hastalığın önlenmesinde etkili olacağı görüşüne varılmıştır.Öğe Malatya'da Uganda kökenli ilk falciparum sıtması: İki olgu(Türkiye Parazitoloji Dergisi, 2005) Bayındır, Yaşar; Aycan, Özlem M.; Atambay, Metin; Karaman, Ülkü; Aydoğdu, İsmet; Ersoy, Yasemin; Daldal, NilgünÖz: Sıtma, özellikle tropikal ve subtropikal bölgelerde görülen, akut paroksismal ateş nöbetleriyle başlayan, Plasmodium türlerinin neden olduğu parazitik bir infeksiyon hastalığıdır. Ülkemizde çoğunlukla Plasmodium vivax'in neden olduğu sıtma görülmesine rağmen, ender olarak da P. falciparum sıtması görülmektedir. P. falciparum sıtması ölümcül komplikasyonlara neden olabilir ve acil tedavi gerektirir. Falciparum sıtmasının endemik olduğu Uganda'ya seyahat öyküsü olan iki hasta, Malatya'da ilk defa saptanan falciparum sıtması olarak sunulmuştur.Öğe Malatya’da Gıda ile Uğraşan Bir Şirketin Personelinde Bağırsak Parazitlerinin Araştırılması(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 2008) Aycan, Özlem M.; Atambay, Metin; Karaman, Ülkü; Miman, Özlem; Daldal, NilgünIn this study, the staff of Malatya food company were investigated for intestinal parasites. The control of intestinal parasitic diseases is aimed in this study. For this reason food workers are examined and porters are treated. Stool and cellophane tape specimens were taken for parasitological examination from 47 people who work in Meat and Meat product company. Stool samples were examined using native lugol and precipitation by formol ethyl acetate methods. Parasites were isolated at 11 sample (23%) of 47 in total. 6 (12%) Giardia intestinalis, 1 (2%) Enterobius vermicularis, 2 (4%) Entamoeba coli, 1 (2%) Blastocystis hominis, 1 (2%) Iodamoeba bütschili were recognized and medical treatment was applied. Prevalence rates and species of parasites are similar that found in patients in our laboratory and the staff of Malatya Meat and Meat product Industry and Trade company. It is observed that companies may became the source of parasitic diseases in cases when the routine examinations are not made or not held with high priority.Öğe Malatya’da İki İlköğretim Okulu Çocuklarında Pediculus capitis Yaygınlığının Araştırılması(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 2005) Daldal, Nilgün; Atambay, Metin; Aycan, Özlem M.; Karaman, Ülkü; Ersoy, YaseminPediculus spp. are the oldest parasites which are found in people. Parasite is cosmopolite and ubiquitous especially in the places with bad hygienic conditions P.h.capitis lives its all life phases in humans hairy skin. The sources of parasites are the pediculus infected people. In the study, two primary school students in Malatya were examined in order to determine the P.h.capitis prevalence. P.h.capitis eggs were found in %1 of total 1482 primary school students aged 5-14 between November and December 2000. Our results indicate the necessity of health education about hygienic rules, infection and protection of especially primary school students, their parents, teacher, managers and other staff and also it would be effective to find and cure infected people during the regular health checks to prevent the disease.Öğe Trichomonas intestinalis'in CPLM besiyerinde üretilmesi(2002) Karaman, Ülkü; Atambay, Metin; Daldal, Nilgün; Aycan, Özlem M."Trichomonas intestinalis, dünyanın her tarafında insan bağırsağında özellikle barsağın ileo-çekal kesiminde bulunan bağırsak kamçılısıdır. Çok nadiren karında buruntulu ağrı, mukuslu diyare periyodları ve bazı bağırsak bozukluklarına neden olduğu bildirilmişse de araştırıcılar patojenliği üzerine görüş birliğinde değildirler. T. intestinalis'in tanısı direkt mikroskopik dışkı bakısında hareketli trofozoitlerin görülmesiyle konmaktadır. Ayrıca bu protozoon için çeşitli besiyerleri de tanımlanmıştır. Çalışmada, T. intestinalis'in birçok parazitoloji laboratuvarında yaygın olarak kullanılan cysteine-pcptone-liver-maltose (CPLM) besiyerinde üretilmesi denenmiştir. İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Parazitoloji Anabilim Dalı laboratuvarına parazit bakısı için gelen ve direkt bakıda T. intestinalis saptanan dışkılar OPLM besiyerine ekilmiş ve iki günde bk kontrol edilerek üreme olup olmadığı değerlendirilmiştir. CPLM besiyerinde T. intestinalis trofozoitlerinin 16 gün süre ile canlılıklarının devam ettiği gözlenmiştir. CPLM besiyerinin T. intestinalis'in tanısında kullanılabileceği ve üretilen parazitlerin eğitim amaçlı değerlendirilebileceği sonucuna varılmıştır.Öğe Trichomonas intestinalis'in Robinson besiyerinde üretilmesi(2004) Aycan, Özlem M.; Daldal, Nilgün; Karaman, Ülkü; Atambay, MetinTrichomonas intestinalis, dünyanın her tarafında yaygın olarak bulunmakta ve insan bağırsağında yaşamaktadır. İlk kez 1860 yılında Davaine tarafından bulunmuş ve Cercomonas hominis daha sonra da T. intestinalis olarak adlandırılmıştır. T. intestinalis'in tanısı direkt mikroskobik dışkı bakısında hareketli trofozoitlerin görülmesiyle konmaktadır. Ayrıca bu protozoon için direkt bakı ve boyama yöntemlerinin dışında MS-F (Modifiye Shaffer-Frye) ve CPLM (Cystein- Peptone-Liver-Maltose) besiyeri de tanımlanmıştır. Bu çalışmada, T. intestinalis'in amiplerin üretilmesi için yaygın olarak kullanılan Robinson Besiyeri'nde üretilmesinin uygunluğunun araştırılması amaçlanmış, İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Parazitoloji Anabilim Dalı laboratuvarına bağırsak paraziti bakısı için gelen ve direkt bakıda T. intestinalis saptanan dışkılar Robinson Besiyeri'ne ekilmiş ve iki günde bir pasaj yapılarak üreyip üremedikleri değerlendirilmiştir. Robinson Besiyeri'nde T. intestinalis trofozoitlerinin 36 gün süre ile canlı kaldıkları gözlemiştir. Sonuç olarak, Robinson besiyeri'nin T. intestinalis'in tanısında kullanılabileceği ve üretilen parazitlerin eğitim ve araştırma amaçlı değerlendirilebileceği sonucuna varılmıştır.