Yazar "Aygen, Bilge" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 6 / 6
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Alkol tüketiminin hipertansiyon üzerine etkileri(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 2015) Aygen, BilgeNon farmakolojik tedavi ve yaşam şekli değişiklikleri ile hipertansiyonun önlenmesi ve kan basıncının düşürülmesi, kardiyovasküler hastalıklarla ilişkili morbidite ve mortaliteyi azaltma ve tedavi harcamalarını düşürmede önemli bir rol oynayabilir. Alkol kullanımının azaltılması JNC VII raporunda önerilen yaşam tarzı değişikliklerinden birisidir. Aşırı miktarda alkol tüketimi hem normotansif, hem de hipertansif bireylerde kan basıncında yükselmeye neden olur. Aynı zamanda alkol antihipertansif ilaç tedavisine direnç oluşturabilir. Alkolün kan basıncı üzerine etkisi alkolün türünden çok, alkol miktarına bağlıdır. Kalp hastalığı açısından bakılacak olursa hafif-ılımlı alkol kullanımı her ne kadar kan basıncı artışına eğilim oluştursa da yüksek dansiteli lipoprotein kolesterolü artırması, fibrojeni ve platelet agregasyonunu azaltması ve antioksidan sistemler üzerindeki olumlu etkileri ile azalmış koroner hastalık ve iskemik inme riski ile beraberdir. Bununla birlikte tüketilen alkol miktarı arttıkça kan basıncında yükselme, hemorajik ve iskemik inme, alkolle ilişkili kardiyomyopati, aritmi ve ani kardiyak ölüm riski artmaktadır. Bu nedenle hipertansiyon saptanan kişilerde ilaç tedavisinin dışında yapılması gerekenlerden birisi alkolün bırakılması veya azaltılması olmalıdır. Alkol alımının azaltılması ile sistolik ve diyastolik kan basınçlarındaki net azalma arasında belirgin pozitif ilişki olduğu saptanmıştır. Alkol tüketiminin azaltılması sistolik kan basıncında yaklaşık 2-4 mmHg bir azalma sağlamaktadır. Bu nedenle erkeklerde günde 1-2 içki, kadınlar ve çok zayıf kişilerde 1 içkiye kadar miktarlar optimal gözükmektedir. Alkol kullanan kişilerde anahtar sözcüğün ılımlılık, aşırıya kaçmamak olduğu unutulmamalıdır.Öğe Chromium picolinate and chromium histidinate protects against renal dysfunction by modulation of NF-?B pathway in high-fat diet fed and Streptozotocin-induced diabetic rats(Bmc, 2012) Selcuk, Mustafa Yavuz; Aygen, Bilge; Dogukan, Ayhan; Tuzcu, Zeynep; Akdemir, Fatih; Komorowski, James R.; Atalay, MustafaBackground: Diabetic nephropathy is one of major complications of diabetes mellitus. Although chromium is an essential element for carbohydrate and lipid metabolism, its effects on diabetic nephropathy are not well understood. The present study was conducted to investigate the effects of chromium picolinate (CrPic) and chromium histidinate (CrHis) on nuclear factor-kappa B (NF-kappa B) and nuclear factor-E2-related factor-2 (Nrf2) pathway in the rat kidney. Methods: Male Wistar rats were divided into six groups. Group I received a standard diet (8% fat) and served as a control; Group II was fed with a standard diet and received CrPic; Group III was fed with a standard diet and received CrHis; Group IV received a high fat diet (HFD, 40% fat) for 2 weeks and then were injected with streptozotocin (STZ) (HFD/STZ); Group V was treated as group IV (HFD/STZ) but supplemented with CrPic for 12 weeks. Group VI was treated as group IV (HFD/STZ) but supplemented with CrHis. Results: The increased NF-kappa beta p65 in the HFD/STZ group was inhibited by CrPic and CrHis supplementation (P < 0.05). In STZ-treated rats, a significant decrease in levels of nuclear factor of kappa light polypeptide gene enhancer in B-cells inhibitor, alpha (I kappa B alpha) was found in kidney tissues when compared to control rats (P < 0.05). A significant increase in the levels of I kappa B alpha was observed in CrPic- and CrHis-treated rats when compared with STZ-treated rats. Renal Nrf2 levels were significantly decreased in diabetic rats compared with the control rats. There was a higher tendency for increase of kidney Nrf2 level and decrease in kidney NF kappa Bp65 levels and 4-hydroxyl nonenal (4-HNE) protein adducts (P < 0.05) in diabetic rats. Conclusion: Our result show that in kidney tissue CrHis/CrPic increases Nrf2 level, parallelly decreases NF-kappa B and partially restores I kappa B alpha levels in HFD/STZ group, suggesting that CrPic and CrHis may play a role in antioxidant defense system via the Nrf2 pathway by reducing inflammation through NF-kappa beta p65 inhibition. Moreover, a greater reduction in NF-kappa B expression and greater increases in expressions of I kappa B alpha and Nrf2 in diabetic rats supplemented with CrHis than rats supplemented with CrPic suggest that CrHis has more favorable effects than CrPic.Öğe Effects of Alcohol Consumption on Hypertension(2015) Aygen, BilgeAbstract:Non farmakolojik tedavi ve yaşam şekli değişiklikleri ile hipertansiyonun önlenmesi ve kan basıncının düşürülmesi, kardiyovasküler hastalıklarla ilişkili morbidite ve mortaliteyi azaltma ve tedavi harcamalarını düşürmede önemli bir rol oynayabilir. Alkol kullanımının azaltılması JNC VII raporunda önerilen yaşam tarzı değişikliklerinden birisidir. Aşırı miktarda alkol tüketimi hem normotansif, hem de hipertansif bireylerde kan basıncında yükselmeye neden olur. Aynı zamanda alkol antihipertansif ilaç tedavisine direnç oluşturabilir. Alkolün kan basıncı üzerine etkisi alkolün türünden çok, alkol miktarına bağlıdır. Kalp hastalığı açısından bakılacak olursa hafif-ılımlı alkol kullanımı her ne kadar kan basıncı artışına eğilim oluştursa da yüksek dansiteli lipoprotein kolesterolü artırması, fibrojeni ve platelet agregasyonunu azaltması ve antioksidan sistemler üzerindeki olumlu etkileri ile azalmış koroner hastalık ve iskemik inme riski ile beraberdir. Bununla birlikte tüketilen alkol miktarı arttıkça kan basıncında yükselme, hemorajik ve iskemik inme, alkolle ilişkili kardiyomyopati, aritmi ve ani kardiyak ölüm riski artmaktadır. Bu nedenle hipertansiyon saptanan kişilerde ilaç tedavisinin dışında yapılması gerekenlerden birisi alkolün bırakılması veya azaltılması olmalıdır. Alkol alımının azaltılması ile sistolik ve diyastolik kan basınçlarındaki net azalma arasında belirgin pozitif ilişki olduğu saptanmıştır. Alkol tüketiminin azaltılması sistolik kan basıncında yaklaşık 2-4 mmHg bir azalma sağlamaktadır. Bu nedenle erkeklerde günde 1-2 içki, kadınlar ve çok zayıf kişilerde 1 içkiye kadar miktarlar optimal gözükmektedir. Alkol kullanan kişilerde anahtar sözcüğün ılımlılık, aşırıya kaçmamak olduğu unutulmamalıdır.Öğe Multiple Myeloma Emerging After Chemotherapy for Breast Cancer: Case Presentation and a Brief Review(2015) Gürel, Ali; Aygen, Bilge; Kara, Murat; Tamer Elkiran, EminAbstract: Meme kanseri kadınlarda en sık görülen kanser türüdür. Multipl myelom ise tek hücre tipi kökenli plazma hücrelerinin aşırı çoğalması karakterli bir hastalıktır. Literatürde kemoterapiye ikincil bir çok malignite bildirilmiştir. Sunduğumuz olguda kemoterapi ve radyoterapi sonrası remisyon sağlanmıştır. İskelet sistemi ile ilgili yakınmaları nedeniyle değerlendirilen olguya multipl myelom tanısı konup, ve kemik iliği nakli planlanmıştır. Bu olguyu meme kanseri nedeniyle verilen kemoterapi sonrasında multipl myelom tanısı konması ve antineoplastik ilaç uygulaması dışında başka herhangi bir etyolojik faktör saptanmaması nedeniyle sunmaktayız.Öğe Nefroloji kliniğimizin üç yıllık dönemde erişkinlerde ultrason yardımlı perkütan böbrek biyopsisi deneyimi: Klinikopatolojik bir değerlendirme(2012) Gürel, Ali; Aygen, Bilge; Düzenci, Deccane; Akpolat, Nusret; Çeliker, Hüseyin; Doğukan, AyhanÖz: Amaç: Böbrek biyosisi girişimsel bir işlem olmakla birlikte böbrek parenkim hastalığı olan erişkinlerin tanı, tedavi ve prognozunda çok önemli bir yer tutmaktadır. Gereç ve Yöntem: Tıbbi kayıtlarımızı esas alarak 2008 ile 2011 yılları arasında Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji kliniğinde ultrason yardımlı böbrek biyopsisi yaptığımız 99 olguyu geriye dönük olarak taradık. Bulgular: Böbrek biyopsisi endikasyonlarının 48’i (%48.5) proteinüri, 27’si (%27.3) hematüri ve 24’ü (%24.2) böbrek yetmezliğiydi. Biyopsi sonucu saptadığımız böbrek hastalıklarıysa sıklık sırasına göre membranöz nefropati (MN) 20 (%20.2), fokal segmental glomerulosklerozis (FSGS) 16 (%16.2), immünoglobulin A nefropatisi (IGAN) 12 (%12.2), minimal değişiklik hastalığı (MDH) 7 (%7.1) ve amiloidoz 6 (%6.1) idi. Sonuç: Çalışmamızda en sık böbrek biyopsisi endikasyonu olarak proteinüriyi saptadık. Primer glomerulonefritlerin en sık nedeni olarak MN, sekonder glomerulonefritlerin en sık nedeni olarak da amiloidozu saptadık. Tanı, tedavi ve prognoza olan katkıları da göz önüne alınınca ultrason yardımlı perkütan böbrek biyopsisi güvenli ve komplikasyonları nispeten az olan bir değerlendirme modalitesi olarak kabul edilebilir.Öğe Relationships between plasma pentraxin 3 levels and inflammation markers patients with tunneled permanent catheter in hemodialysis(Wichtig Publ, 2015) Yigit, Irem Pembegul; Dogukan, Ayhan; Taskapan, Hulya; Comert, Melda; Ilhan, Necip; Ulu, Ramazan; Aygen, BilgePurpose: Vascular access (VA) devices may contribute to chronic inflammation in hemodialysis (HD). Pentraxin 3 (PTX3) is a recently discovered acute phase protein that responds more rapidly than other inflammatory markers. This study compared PTX3 and other markers between HD patients and healthy controls. Methods: The study population included 30 patients with tunneled permanent catheter (TPC), 30 patients with arteriovenous fistula (AVF) and 30 healthy controls. Hemogram, biochemical assays, ferritin, high sensitive Creactive protein (hs-CRP), tumor necrosis factor-alpha (TNF-alpha) and PTX3 were evaluated in all groups. Results: PTX levels were highest in HD patients with TPC, intermediated in HD patients with AVF and lowest in healthy controls (5.2 + 2.4 vs. 3.1 + 1.3 vs. 1.8 + 0.7, p<0.001 for all comparisons). PTX3 levels correlated strongly to hs-CRP (r = 0.857) and moderately to TNF-alpha, NLR, ferritin and total neutrophil count. PTX3 and albumin levels had a negative correlation. PTX3 levels were higher in patients with 8 months of TPC than those with 7 months or less. Conclusions: PTX3 levels are significantly elevated in all patients on HD, but presence and extended duration of TPC are associated with incrementally higher levels of PTX3 and other inflammatory markers. PTX3 and NLR may be useful in assessing chronic inflammatory states in HD.