Yazar "Baba-Zada, Aynur" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 1 / 1
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Türkiye – Azerbaycan diplomatik ilişkiler: 1918-2014(İnönü Üniversitesi, 2017) Baba-Zada, AynurTürkiye ve Azerbaycan aynı milletin evlatları olarak uzun yıllar boyunca aynı topraklarda yaşamışlardır. Lakin tarihin belirli dönemlerinden itibaren iki toplum farklı devletler kurmuş ve ayrı bölgelerde yaşamışlardır. Türkiye ile Azerbaycan ilişkilerinin tarihi çok eskidir. Türkiye ve Azerbaycan arasındaki ilişkilerin tarihsel sürecini belirleyen öncelikli etken, şüphesiz Türkiye ve Azerbaycan Türklerinin aynı milletin evlatları olduğu, aynı soydan ve aynı kandan geldikleri gerçeğidir. Azerbaycan, özellikle 18. yüzyılda, Osmanlı'nın bölgeden yavaş yavaş tasfiyesi ile iki bölgesel güç olan İran ve Rusya'nın mücadele alanı olmuştur. Bu çalışmada, bu iki gücün Azerbaycan'ı ikiye bölmesini ve Kuzey Azerbaycan'ın Rusya, Güney Azerbaycan'ın İran tarafından ilhakını göreceğiz. 20'nci yüzyılın başlarında ise, Osmanlı İmparatorluğu'ndan yeni bir ülke olan 29 Ekim 1923'de Türkiye Cumhuriyeti doğmuş ve Azerbaycan topraklarını ikiye bölen Gülistan ve Türkmençay antlaşmalarından sonra yaranan Kuzey Azerbaycan topraklarında da 1918 yılında Azerbaycan Halk Cumhuriyeti kurulmuştur. Azerbaycan Halk Cumhuriyeti'nin ömrünün kısa olması dolayısıyla iki ülke arasında ilişkiler gelişmemiştir. Azerbaycan'daki bağımsızlık ateşinin yanması ve mevcut siyasi durumun da katkılarıyla Azerbaycan, Sovyetler Birliği'nin dağılmasının ardından bağımsızlığını 1991'de ikinci defa ilan etmiş ve ilanı tanıyan ilk ülke Türkiye olmuştur. Yeni bağımsızlığını elde eden Azerbaycan gelişmekte olan bir Cumhuriyet olarak karşılaşacağı zorlukları aşmak için Türkiye'den yardım beklemiş bölgenin ve Türkiye'nin mevcut siyasi, ekonomik ve askeri durumu değerlendirildiğinde yeterli olmasa da Türkiye Azerbaycan için elinden gelen yardımı yapmıştır. Azerbaycan'ın bağımsızlığı ile birlikte Azerbaycan-Türkiye ilişkileri hızla gelişmeye başlamış ve iki ülke, uluslararası arenada dış siyasi manevralarını bölgesel olaylar ve yakın tarihi ilişkilerine göre belirlemeye başlamışlardır. Azerbaycan-Türkiye ilişkileri yavaş yavaş gelişirken Güney Kafkasya'da ortaya çıkan Dağlık Karabağ Sorunu ve Azerbaycan-Ermenistan Savaşı da büyük güçlerin Azerbaycan ve bölgeye olan ilgisinin arttığı bir döneme denk gelmiştir. Türkiye Azerbaycan ilişkilerinde büyük gelişmeler Haydar Aliyev 1993–2003 yılları arasındaki dönemlerde gerçekleşmiştir. İlk dönem Türkiye Azerbaycan ilişkileri soğukluk yaşansa da, çok uzun sürmemiştir. Aliyev, bölgede istikrarın korunmasını sağlama amacıyla daha verimli iç ve dış politika açısından Rusya, ABD ve komşu devletlerarasında denge siyaseti yürütmüştür. Bu Rusya'ya yatıştırma politika olarak da algılanmıştır. Azerbaycan'ın saf kaynaklarını ülke menfaatleri için kullanılması amacıyla Haydar Aliyev "Asrın Antlaşması'nı" imzalamıştır. Bu antlaşma Hazar enerji kaynaklarını tüm dünyanın ve özellikle Batılı devletlerinin ilgisini ülkeye çekmeyi başarmıştır. Haydar Aliyev döneminde Türkiye - Azerbaycan ilişkileri başta siyaset ve ekonomi olmak üzere, hemen hemen tüm sosyal alanlarda büyük gelişme göstermiştir. Yapılan ortak projeler ve çalışmalarla iki ülke arasındaki yakınlık zamanla stratejik ortaklık düzeyine ulaşmıştır. Haydar Aliyev'den sonra oğlu İlham Aliyev Cumhurbaşkanı seçilmiştir. 15 Ekim 2003'te yapılan seçimlerle iktidara gelen İlham Aliyev halen görevini devam ettirmektedir. İlham Aliyev döneminde Türkiye Azerbaycan ilişkilerinin Haydar Aliyev döneminden pek farkı olmamıştır. İlham Aliyev Türkiye'nin "Azerbaycan'ın en yakın müttefiki" olduğunu söylemiştir. Haydar Aliyev döneminde oturmuş ve kararlı dış politika çizgisini İlham Aliyev'de devam ettirmektedir. Yıkılmaz dostluk ve kardeşlik temellerine dayanan Azerbaycan Türkiye İlişkileri stratejik ortaklık prensibi temelinde kurulmuştur. İlham Aliyev döneminde iki ülke arasında ekonomik ilişkiler yüksek düzeyde olmuştur. Enerji alanında ise imzalanan önemli anlaşmaların yanı sıra karşılıklı yatırımlar da göstermiştir. 1991'de bağımsızlığını ilan eden Azerbaycan, merkezî ekonomik sistemden, serbest piyasa ekonomisine geçmiştir. Ülkede, ekonomik geçiş sürecini komünist sistemden kalma kanunlarla gerçekleştirmek imkânsız olduğu için yeni yasal düzenlemelerin yapılmasına hız verilmiştir. Azerbaycan, kısa zamanda ekonominin tüm alanlarında önemli gelişmeler ve dönüşümler yaşamıştır. Önce az gelişen ülkelerden olsa da, sonraki yıllarda büyüme oranıyla dünyanın tüm devletlerini büyüme hızı bakımından geride bırakan Azerbaycan ekonomisi, canlanmış ve büyümüştür. Azerbaycan ekonomisindeki yüksek oranlı büyümelerin arkasındaki temel itici güç petroldür. Türkiye'de ekonomi 1990-1996 yılları arasında 1991 ve 1994 yılları hariç adeta bir açık pazar haline dönüşmüştür. Azerbaycan'la Türkiye arasında çok yönlü ve gelişmiş eğitim ilişkileri de mevcuttur. Azerbaycan ve Türkiye arasında ilk eğitim ilişkileri 29 Şubat 1992'de imzalanan Mutabakat Zaptı ile başlamıştır. Geçmişten günümüze kadar 11 anlaşma ve protokol imzalanmıştır. Türkiye Milli Eğitim Bakanlığı'nın Azerbaycan da dâhil olmak üzere Türk Cumhuriyetleri ve akraba topluluklarında kurumsal faaliyetler çerçevesinde örgütsel yapılanma şeklinde görülmektedir. Azerbaycan'ın uluslararası siyasi ve ekonomik sistemle bütünleşmesinde Türkiye'nin önemli bir konuma sahiptir. Azerbaycan bağımsızlığını kazandıktan sonra Türkiye ile çeşitli sahalarda hukuki altyapısını oluşturan 150 civarında çeşitli işbirliği, anlaşma ve protokoller imzalanmıştır.Yapılan anlaşmalar Türkiye ile Azerbaycan arasındaki iktisadi ve ticari ilişkilere zemin teşkil etmektedir. Anahtar Sözcükler:Osmanlı İmparatorluğu, Azerbaycan Cumhuriyeti, Türkiye Cumhuriyeti, Azerbaycan-Türkiye siyasal ilişkileri, Azerbaycan-Türkiye iktisadi ilişkileri, Türkiye ekonomisi, Karabağ, Eğitim, İç ve Dış siyaset.