Arşiv logosu
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
Arşiv logosu
  • Koleksiyonlar
  • Sistem İçeriği
  • Analiz
  • Talep/Soru
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
  1. Ana Sayfa
  2. Yazara Göre Listele

Yazar "Balbay, Derya" seçeneğine göre listele

Listeleniyor 1 - 6 / 6
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Auditory event related potentials in patients with premature ejaculation
    (Urology, 2001) Özcan, Abdulcemal; Özbek, Emin; Soylu, Ahmet; Yılmaz, Uğur; Güzelipek, Mehmet; Balbay, Derya
    Objectives. To investigate in a descriptive manner the P300 component of the event-related potential (ERP), which is related to aspects of cognitive processing, in patients with premature ejaculation (PE) to determine whether there is a cognitive alteration in this condition. Recent studies with short latency evoked potentials such as cortical somatosensory evoked potentials have indicated that afferent sensory inputs from the genital area to the nervous system are increased in PE. However, the cortical neural process of ejaculation has remained poorly understood. Methods. We performed ERPs in 20 patients with PE and in 20 age-matched healthy subjects. ERPs were evoked by an auditory oddball paradigm consisting of 150 tone bursts (80% 1 kHz; 20% 2 kHz). The latencies of the N200 and the P300 waves and the amplitude of the P300 wave were measured. Results. The mean latencies of the N200 and P300 waves were significantly longer in the patients with PE than in the controls (P 0.04 and 0.03, respectively). No significant difference was found in the P300 amplitude between the controls and patients (P 0.05). Conclusions. These data indicate that the greater cortical representation of sensory stimuli from the genital areas that has been shown with somatosensory evoked potential studies might be related to a cognitive/ neurobehavioral dysfunction. The dysfunction involves an increased time to evaluate and categorize the stimuli in the central nervous system, with no change in the quality of cognition and neural disinhibition by the prefrontal cortex to early sensory processing in subcortical or primary cortical regions, which are cognitive neural processes underlying ERP generation.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Diabetik bir hastada Ureteral obstrüksiyona neden olan renal papilla nekrozu
    (İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 1994) Sarıyüce, Oğuzhan; Balbay, Derya; Aydın, N.Engin; Müezzinoğlu, Bahar
    Bu çalışmada akut piyelonefriti ve bakteriyemisi olan diabetik bir hastada akut sağ Ureter alt uç ohstrüksıyonuna yol açan bir renal papilla nekrozu olgusu takdim edilmektedir. Diabetik üriner enfeksiyonlar gibi renal papilla nekrozuna zemin hazırlayabilecek klinik durumlarda nekrotik doku parçalarına bağlı ohstruksiyon akılda tutulmalıdır. Renal fonksiyonun bozulmasını önlemek ve mortaliteyi azaltmak amacıyla gerekli tanı.sal araştırmalar ve erken müdahaleden kaçınılmamalıdır.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    The prevalence and etiology of childhood hypertension in Turkey
    (2000) Paç, Feyza Ayşenur; Gülcan, Hande; Yakıncı, Cengiz; Karabiber, Hamza; Balbay, Derya
    Abstract: Bu çalışma, çocukluk çağındaki hipertansiyonun prevalans ve etyolojisini belirlemek ve normal veri olarak kabul edilen Amerika'daki "Second Task Force" değerlerinin Türk populasyonuna uygunluğunu ortaya koymaktadır. Şubat 1995-Eylül 1995 tarihleri arasında Türkiye Malatya ilindeki 15 ilköğretim okulunda öğrenci, yaşları 7-16 arası olan 8820 çocuk (4141 erkek |%47], 4679 kız [%53]) çalışmaya alındı. Yaş ve cins persantiline göre kan basıncı değerleri %95'in üstünde olan çocuklar hipertansiyon olarak kabul edildi. Anamnez, fizik muayne ve laboratuar çalışmaları yapıldı. 8820 çocuğun 53'ünde (%0,6) hipertansiyon tespit edildi. Bunların 32'si (%60,4) kız., 21'i (%39,6) erkek idi. 53 hipertansif çocuğun 44'ünde etyolojik araştırma yapıldı. Sekiz hastada (%18,2) etyolojik faktör saptandı. Altı hastada (%13,6) renal neden ve iki hastada (%4,6) endokrin neden saptandı. 36 hastada (%81,8) herhangi bir etyolojik faktör bulunamadı ancak 11 hastanın (%30,5) aile öykülerinde esansiyel hipertansiyon mevcuttu. Bu grupta 36 hastanın 22'si şişman idi. Sonuç olarak bizim bölgemizde 7-16 yaş arası hipertansiyon prevalansı %0,6 idi. Hipertansif hastaların %81,8'inde esansiyel hipertansiyon mevcuttu. Esansiyel hipertansiyona sıklıkla (%61) obesite eşlik etmekteydi.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Retroperitonoskopik nefrektomi: açık nefrektomi ile bir karşılaştırma
    (İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 1995) Sarıyüce, Oğuzhan; Özkan, Semih; Gürpınar, Tayfun; Balbay, Derya; Gürel, Mehmet
    1993-1996 yılları arasında retroperitoneal laparoskopik teknikle iyi huylu patolojilere bağlı endikasyonlarla 11 endoskopik nefrektomi, 12 standart subkostal nefrektomi vakası operasyon süresi, analjezik ihtiyacı, postoperatif hastanede kalış, normal yaşam tarzına dönüş yönünden incelendiler. Endoskopik gurupta ortalama operasyon süresi 168 dk, ortalama hastanede yatış 2.1 gün, parenteral analjezik ihtiyacı süresi 1.3 gün, normal yaşam biçimine dönüş süresi 7 gün olarak tespit edildi. Açık nefrektomi gurubunda ortalama operasyon süresi 145 dk, ortalama hastanede yatış 6 gün, parenteral analjezik ihtiyacı süresi 3.4 gün, normal yaşam biçimine dönüş süresi 27 gün idi.. İyi huylu endikasyonlarda retroperitoneal laparoskopik nefrektomi, postoperatif ağrının daha az oluşu, kozmetik olmayan bir skardan kaçınabilme, hastanede kalış ve iyileşme döneminin kısalığı sebepleriyle laparoskopik cerrahinin rutin olarak uygulandığı kliniklerde açık cerrahi tekniklere tercih edilebilir bulundu.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Stress İnkontinanslı Hastalarda Modifiye Gittes Operasyonu’nun Uzun Dönem Sonuçları
    (Turgut Özal Tıp Merkezi Dergisi, 1998) Özsan, Özcan; Sarıyüce, Oğuzhan; Özbek, Emin; Balbay, Derya; Güneş, Ali
    1993 Ağustos ile 1995 Aralık o}>ları arasında 27 tip 2 stress inkontinanslı hastaya modifiye Gittes operasyonu uygulandı. Bu hastalardan düzenli takip edilebilen 21'i çalışma kapsamına alındı. Çalışmanın amacı söz konusu müdahalenin başarı oranı ve hasta yaşam kalitesi üzerine etkilerini araştırmaktı. Hastalar ortalama 8. gün (2-21 gün) rezidü idrar ihmal edilebilir şekilde mesanelerini boşaltabildiler. Üç aydık takipte tam başarı % 80, orta derecede başarı % 14, başarısız vaka % 4.7 idi. Dokuz ay takiplerinde tam başarı % 80, orta derecede başarı % 9.5, başarısız vaka % 9.5 idi. 18 aydık takiplerde ise tam başarı oranı % 52.3, orta derecede başarı % 9.5, başarısız olgu oranı ise % 38.2 idi. Başarısız olan 2 olguya retroperitonoskopik BURCH süspansiyonu uygulandı. Bu esnada birinci operasyonda yerleştirilmiş olan prolen askı sütürlerinin rectus fasyasını keserek Cooper ligamanına kadar gelmiş oldukları gözlendi. Bu kısıtlı sayıdaki olgudaki deneyimimiz, 12 ayı aşan sürelerde söz konusu operasyonun başarı oranlarında önemli sayılabilecek düşmeler meydana geldiği, bu durumun muhtemelen endopelvik ve rectus fasyasından geçen sütürlerin dokuyu keserek gerekli stabilizasyon ve süspansiyonun ortadan kalkmasına bağlı olduğu izlenimini vermiştir. [Turgut Özal Tıp Merkezi Dergisi 1998;5(1):64-67]
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Türkiye’de Çocukluk Çağı HipertansiyonunPrevalans ve Etiyolojisi
    (İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 2001) Paç, Feyza Ayşenur; Gülcan, Hande; Yakıncı, Cengiz; Karabiber, Hamza; Balbay, Derya
    u çalışma, çocukluk çağındaki hipertansiyonun prevalans ve etyolojisini belirlemek ve normal veri olarak kabul edilen Amerika’daki “Second Task Force” değerlerinin1 Türk populasyonuna uygunluğunu ortaya koymaktadır. Şubat 1995-Eylül 1995 tarihleri arasında Türkiye Malatya ilindeki 15 ilköğretim okulunda öğrenci, yaşları 7-16 arası olan 8820 çocuk (4141 erkek [%47], 4679 kız [%>53]) çalışmaya alındı. Yaş ve cins persantiline göre kan basıncı değerleri %95’in üstünde olan çocuklar h ipertansiyon olarak kabul edildi. Anamnez, fizik muayne ve laboratuar çalışmaları yapıldı. 8820 çocuğun 53’ünde (%0,6) hipertansiyon tespit edildi. Bunların 32’si (%60,4) kız, 21 ’i (%39,6) erkek idi. 53 hipertansif çocuğun 44’ünde etyolojik araştırma yapıl dı. Sekiz hastada (%18,2) etyolojik faktör saptandı. Altı hastada (%13,6) renal neden ve iki hastada (%4,6) endokrin neden saptandı. 36 hastada (%81,8) herhangibir etyolojik faktör bulunamadı ancak 11 hastanın (%30,5) aile öykülerinde esansiyel hipertansiyon mevcuttu. Bu grupta 36 hastanın 22’si şiman idi. Sonuç olarak bizim bölgemizde 7-16 yaş arası hipertansiyon prevalansı %0,6 idi. Hipertansif hastaların %81,8’inde esansiyel hipertansiyon mevcuttu. Esansiyel hipertansiyona sıklıkla (%61) obesite eşlik et mekteydi.

| İnönü Üniversitesi | Kütüphane | Rehber | OAI-PMH |

Bu site Creative Commons Alıntı-Gayri Ticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile korunmaktadır.


İnönü Üniversitesi, Battalgazi, Malatya, TÜRKİYE
İçerikte herhangi bir hata görürseniz lütfen bize bildirin

DSpace 7.6.1, Powered by İdeal DSpace

DSpace yazılımı telif hakkı © 2002-2025 LYRASIS

  • Çerez Ayarları
  • Gizlilik Politikası
  • Son Kullanıcı Sözleşmesi
  • Geri Bildirim