Yazar "Bilen, Bilge Türk" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 9 / 9
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Açık Rinoplasti ile Nazal Dermoid Kist Tedavisi(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 2013) Bilen, Bilge Türk; Erbatur, Serkan; Aytekin, Ahmet HamdiNazal dermoid kistler nadir görülen konjenital anomalilerden olmakla birlikte, orta hat nazal lezyonlarının en sık görülen tiplerini teşkil etmektedir. Bu lezyonlar genellikle doğumda veya erken çocukluk döneminde fark edilmektedir. Nazal dermoid kistler intrakranyal uzanım gösterebilmekte olup, tanıda intrakranyal devamlılık şüphesini ekarte etmek amaçlı MR görüntülemeden yararlanılmalı ve operasyon buna göre planlanmalıdır. Bu kistlerin tedavisinde tam eksizyonun yanı sıra kozmetik kaygı da tedavinin başarısını etkileyen faktörler olmaktadır. Bu çalışmada, çocukluk çağından beri burun sırtında kitle şikayeti ile başvuran 16 yaşındaki erkek hastanın açık rinoplasti tekniği ile dermoid kist eksizyonu yaparak, kozmetik ve fonksiyonel açıdan tatmin edici sonuç aldığımız bir olguyu sunuyoruz.Öğe Açık rinoplasti ile nazal dermoid kist tedavisi(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 2013) Bilen, Bilge Türk; Erbatu, Serkan; Aytekin, Ahmet HamdiNazal dermoid kistler nadir görülen konjenital anomalilerden olmakla birlikte, orta hat nazal lezyonlarının en sık görülen tiplerini teşkil etmektedir. Bu lezyonlar genellikle doğumda veya erken çocukluk döneminde fark edilmektedir. Nazal dermoid kistler intrakranyal uzanım gösterebilmekte olup, tanıda intrakranyal devamlılık şüphesini ekarte etmek amaçlı MR görüntülemeden yararlanılmalı ve operasyon buna göre planlanmalıdır. Bu kistlerin tedavisinde tam eksizyonun yanı sıra kozmetik kaygı da tedavinin başarısını etkileyen faktörler olmaktadır. Bu çalışmada, çocukluk çağından beri burun sırtında kitle şikayeti ile başvuran 16 yaşındaki erkek hastanın açık rinoplasti tekniği ile dermoid kist eksizyonu yaparak, kozmetik ve fonksiyonel açıdan tatmin edici sonuç aldığımız bir olguyu sunuyoruz.Öğe Irreductable nonstrangulated lumbar hernia mimicking lipoma A case report(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 2006) Söğütlü, Gökhan; Bilen, Bilge Türk; Cinpolat, Özgür; Işık, Burak; Yılmaz, Mehmet; Kılınç, HıdırWe submit a 45 year old woman presenting irreduction of sigmoid colon within a lumbar hernia. There was no large bowel obstruction or strangulation so; this entity was misdiagnosed as lipoma.Öğe Kronik Miyeloid Lökemi’ye Eşlik Eden Skuamoz Hücreli Karsinom: Olgu Sunumu ve Literatür Taraması(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 2012) Kılınç, Hıdır; Tenekeci, Göktekin; Bilen, Bilge TürkKronik Miyeloid Lösemi (KML), miyeloid hücrelerin aşırı üretimi ile karakterize miyeloproliferatif bir hastalıktır. Hidroksiüre de miyeloproliferatif sendromlarda sıklıkla kullanılan bir antimetabilolit ilaçtır. Hidroksiüre tedavisine bağlı olarak bildirilen cilt değişiklikleri kserozizsten mukokutanöz kanserlere kadar çeşitlilik gösterir. Amaç: Bu çalışmada amacımız, hidroksiüre tedavisi alan hastalarda skuamoz hücreli karsinom gelişiminin altta yatan sebeplerini anlamak, tartışmak ve tümör eksizyonu ve rekonstruksiyonu yaptığımız böyle bir hastayı sunmaktır. Meteryal ve Metod: Üst dudak ve sol el dorsumunda skuamoz hücreli karsinom tanısı almış olan hasta dört yıldır hidroksiüre tedavisi almaktaymış. Bu hasta opere edilerek tümöral kitleleri eksize edildi ve üst dudakta oluşan defekt iç ve alt tarafları greftlenen nazolabial flep ile rekonstrukte edildi. El dorsumunda oluşan defekt ise cilt grefti ile kapatıldı. Bulgular: Yapılan operasyona bağlı bir komplikasyon ile karşılaşılmadı. Postoperatif sekiz aylık takip döneminde hastanın operasyona bağlı bir şikayeti olmadı. Sonuç: Hidroksiüre tedavisi alan hastaların cilt lezyonları cilt kanserine ilerleyebileceğinden dolayı dikkatli bir şekilde muayene edilmeli ve düzenli olarak takip edilmelidir.Öğe Lipomla Karıştırılan Redükte Olmayan Boğulmamış Lomber Fıtık: Olgu Sunumu(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 2006) Söğütlü, Gökhan; Bilen, Bilge Türk; Cinpolat, Özgür; Işık, Burak; Yılmaz, Mehmet; Kılınç, HıdırBu çalışmamızda, lomber bölgede lipom yanlış tanısıyla ameliyata alınan, redükte olmayan lomber fıtıklı 45 yaşında kadın hastamızı sunuyoruz. Olgumuzda fıtık kesesi sigmoid kolonu içeriyordu ve boğulma veya obstrüksiyon yoktu.Öğe Malign Proliferatif Trikilemmal Tümör: Olgu Sunumu(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 2007) Kılınç, Hıdır; Aslan, Serkan; Bilen, Bilge Türk; Karadağ, NeşeProliferatif trikilemmal tümör (veya kist), saç folliküllerinden kaynaklanan nadir bir cilt lezyonudur. Genellikle yaşlı kadınların saçlı derisinde soliter nodül olarak artaya çıkar. Bu lezyonlar genellikle benign olmasına rağmen birkaç malign proliferatif trikilemmal tümör vakası, lokal rekürrens ve metastaz rapor edilmiştir. Biz, saçlı derisinde üzeri ülsere multipl proliferatif trikilemmal kistleri olan 57 yaşındaki bir hastayı sunuyoruz. Kitlelerin eksizyonel biyopsisi yapıldı ve histopatolojik bulgular malign proliferatif trikilemmal tümör olduğunu gösterdi. Cerrahi sınırda tümör pozitif olduğu için re-eksizyon yapıldı, oluşan defekt deri grefti ile onarıldı.Öğe Nadir Bir Nodüler Subepidermal Fibrozis Olgusu(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 2006) Kılınç, Hıdır; Sungur, Nezih; Bilen, Bilge Türk; Uysal, A. ÇağrıSağ el işaret parmağında distal falanks ulnar yüzünü tutan, parmak pulpasını ikiye ayıran, kemikte deformasyon ve distal interfalangeal eklemde daralmaya neden olan nadir bir nodüler subepidermal fibrozis olgusu sunuyoruz. Kitle total olarak eksize edildi. Postoperatif 16 aylık takibinde rekürrens yoktu ve parmak görünümü estetik açıdan kabul edilebilir düzeydeydi.Öğe Redüksiyon mammoplastide radyolojik ve histopatolojik değerlendirme(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 2013) Kılınç, Hıdır; Elmas, Ömer; Bilen, Bilge TürkAmaç: Mammografi ve Ultrasonografi (USG), redüksiyon mammoplasti öncesinde asemptomatik lezyonların tespit edilmesinde yardımcı tanı yöntemleridir. Ancak preoperatif radyolojik değerlendirme her zaman kesin sonuçlar vermemektedir. Bu nedenle premalign lezyonların veya sessiz kanser odaklarının tanısı amacıyla, preoperatif radyolojik inceleme ve postoperatif histopatolojik değerlendirme birlikte kullanıldı. Gereç ve Yöntemler: Kliniğimizde, 2007-2011 yılları arasında 135 hastada radüksiyon mammoplasti ameliyatı yapıldı. Hastaların yaşları 18 ile 67 arasında değişmekteydi (ortalama 44,6 yıl). Operasyondan önce tüm hastalarda USG ve 40 yaş üstündeki hastalarda ek olarak mammografi yapıldı. Çıkarılan tüm doku örnekleri histopatolojik olarak incelendi. Bulgular: Preoperatif olarak yapılan radyolojik incelemede; 96 hastada (%71,1) USG sonuçları normal olarak değerlendirildi. %8,1 Fibrokistik değişiklik, %0,7 lipoma, %4,4 fibroadenoma, %2,9 benign lenf nodu olduğu tespit edildi. Histopatolojik olarak yapılan incelemede; %7 hafif-orta epitelyal hiperplazi, %4,8 ağır epitelyal hiperplazi, %25,9 fibrokistik değişiklik, %16,2 fibrozis, %9,6 yağdan zengin meme dokusu, %7,7 apokrin metaplazi, %4,4 duktal ektazi, %3,7 fokal adenozis, %4,4 hafif-orta dereceli duktal hiperplazi, %3,7 fibroadenoma ve %12,2 normal meme dokusu olarak değerlendirildi. Sonuç: Bu çalışmada, meme dokusu örneklerinde %87,6 oranında non-proliferatif benign değişiklikler olduğu görüldü. Premalign veya malign lezyona rastlanmadı. Bu sonuçlar, preoperatif radyolojik değerlendirme ve postoperatif histopatolojik incelemenin, memenin benign, premalign veya sessiz malign lezyonlarının tanısındaki önemini göstermesi açısından anlamlı bulundu.Öğe Superfisial Temporoparietal Fasia Flebiyle Mikrovasküler Olmayan Kulak Replantasyonu: Olgu Sunumu(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 2006) Bilen, Bilge Türk; Kılınç, HıdırKulak amputasyonu halen ciddi bir sorundur ve aşırı deformitelere yol açar. Başarılı mikrovasküler kulak replantasyonu literatürde oldukça nadir bildirilmiştir ve çoğu zaman venöz konjesyonla sonuçlanır. Biz bu çalışmamızda, kulak amputasyonuyla acil servise başvuran ve replantasyon için uygun damar bulamadığımız olgumuzu sunuyoruz. Ampute kulağın posterior derisini eksize ettik, ön taraf deriyi koruduk. Ön taraf derinin beslenmesini sağlamak için kartilaja fenestrasyonlar açtık. Aynı taraf superfisial temporoparietal fasia (STS) flebinin altına kompozit olarak transplante ettik. Üç hafta sonra superfisial temporal arter (STA) bazlı fleple birlikte kulağı anatomik pozisyonuna transfer ederek başarılı rekonstrüksiyon gerçekleştirdik.