Yazar "Borazan, Mehmet" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 7 / 7
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Akkiz nazolakrimal kanal tıkanıklığı tanısında mikro reflü testi(İnönü Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Göz Hastalıkları Anabilim Dalı, Malatya, Türkiye, 2003) Totan, Yüksel; Borazan, Mehmet; Aydın, ErdinçAkkiz nazolakrimal kanal tıkanıklığı tanısında mikro reflü testi Öz: Amaç: Primer akkiz nazolakrimal kanal tıkanıklığı tanısında Mikro-Reflü Testi'nin (MRT) tarama testi olarak geçerliliğini incelemek. Yöntem: Tek taraflı primer, akkiz ve tam nazolakrimal kanal tıkanıklığı olan 27 hastanın her iki gözüne MRTuygulandı. Alt konjonktiva kesesine 4 damla %0.2 sodyum floressein damlatılmasından sonra, hastaların en az 5 kez göz açıp kapamaları sağlandı. Fazla floresseinin filtre kağıdıyla uzaklaştırılmasını takiben, kobalt mavisi ışığı ve 5'lik büyütme uygulanarak yapılan biyomikroskopik incelemeyle alt punktumdan floressein geri kaçağı değerlendirildi. İşaret parmağıyla saat yönünün aksine kese masajı yapılırken, alt punktumdan floressein geri kaçağının devam etmesi durumunda test pozitif olarak değerlendirildi. Sonuçlar: MRT'nin primer, akkiz ve tam nazolakrimal kanal tıkanıklığı tanısındaki duyarlılığı %96 ve güvenilirliği %93 olarak bulundu. Tartışma: MRT'nin akkiz ve tam nazolakrimal kanal tıkanıklığı tanısında uygulanabilecek basit ve güvenilir bir tarama testi olduğunu düşünüyoruz.Öğe Astımda İnhale Kortikösteroid Kullanımı Göz İçi Basıncında Yükselmeye Veya Açık Açılı Glaukoma Yol Açar Mı?(Turgut Özal Tıp Merkezi Dergisi, 2000) Gunen, Hakan; Evereklioğlu, Cem; Doğanay, Selim; Borazan, MehmetBu çalışmamızda, astımlı hastalarda uzun süreli düşük doz irıhale kortikosteroid (KS) kullanımının, göz içi basıncı ve açık açılı glaukom üzerine etkisini araştırdık. Materyal ve Metod: Çalışmaya 5 yıldan fazla ve günde 1000 mcg/gün'den az dozda inhale KS kullanan ve diğer KS formlarını hiç kullanmamış 35 astımlı hasta alındı. Hasta ve yaşça benzer kontrol gruplarının (n=40) detaylı göz muayeneleri ve göz içi basıncı ölçümleri göz uzmanı tarafından yapıldı. Elde edilen bulgular gruplar içinde, gruplar arasında ve sağ ve sol gözlerde ayrı ayrı karşılaştırıldı. Bulgular: Ortalama göz içi basıncında hasta grubu (sağ göz =14.2±3.2, sol göz =14.3±3.1 mmHg) ve kontrol grubu (sağ göz =12.9±2.6, sol göz =13.0±2.7 mmHg) arasında fark saptanmadı (p>0.05). Bununla birlikte, hasta grubunda dört hastada (%11.4) göz içi basıncı, 20 mmHg'nin üzerinde idi ve açık açılı glaukom yoktu. Kontrol grubunda yüksek göz içi basıncı saptanmadı (p<0.05). Sonuç: Uzun süreli düşük doz inhale KS kullanımının, göz içi basıncında genel olarak belirgin yükselmeye yol açmamasına rağmen, KS kullanımına karşı hassas bir astımlı hasta alt grubunda açık açılı glaukoma sebebiyet vermeden yüksek göz içi basıncına neden olduğunu saptadık. Bu tip hastaların önceden saptanabilmeleri ve erken tedavi altına alınabilmeleri için, belli aralıklarla göz muayenesinden geçirilmeleri ve monitörize edilmeleri gerektiğini düşünüyoruz.Öğe Astımda inhale kortikosteroid kullanımı göz içi basıncında yükselmeye veya açık açılı glaukoma yol açar mı?(İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi Dergisi, 2000) Günen, Hakan; Evereklioğlu, Cem; Doğanay, Selim; Borazan, MehmetÖz: Amaç: Bu çalışmamızda, astımlı hastalarda uzun süreli düşük doz infiale kortikosteroid (KS) kullanımının, göz içi basıncı ve açık açılı glaukom üzerine etkisini araştırdık. Materyal ve Metot: Çalışmaya 5 yıldan fazla ve günde 1000 mcg/gün'den az dozda inhale KS kullanan ve diğer KS formlarını hiç kullanmamış 35 astımlı hasta alındı. Hasta ve yaşça benzer kontrol gruplarının (n=40) detaylı göz muayeneleri ve göz içi basıncı ölçümleri göz uzmanı tarafından yapıldı. Elde edilen bulgular gruplar içinde, gruplar arasında ve sağ ve sol gözlerde ayrı ayrı karşılaştırıldı. Bulgular: Ortalama göz içi basıncında hasta grubu (sağ göz =14.2±3.2, sol göz =14.3±3.1 mmHg) ve kontrol grubu (sağ göz =12.9±2.6, sol göz =13.0±2.7 mmHg) arasında fark saptanmadı (p>0,05). Bununla birlikte, hasta grubunda dört hastada (%11.4) göz içi basıncı, 20 mmHg'nin üzerinde idi ve açık açılı glaukom yoktu. Kontrol grubunda yüksek göz içi basıncı saptanmadı (p<0.05). Sonuç: Uzun süreli düşük doz inhale KS kullanımının, göz içi basıncında genel olarak belirgin yükselmeye yol açmamasına rağmen, KS kullanımına karşı hassas bir astımlı hasta alt grubunda açık açılı glaukoma sebebiyet vermeden yüksek göz içi basıncına neden olduğunu saptadık. Bu tip hastaların önceden saptanabilmeleri ve erken tedavi altına alınabilmeleri için, belli aralıklarla göz muayenesinden geçirilmeleri ve monitörize edilmeleri gerektiğini düşünüyoruz.Öğe Çift göz içi lens implantasyonu(Türkiye Klinikleri Oftalmoloji Dergisi, 2004) Bayramlar, Hüseyin; Borazan, Mehmet; Keskin, UğurcanÖz: Amaç: Yüksek hipermetropik hastalarda ve katarak cerrahisini takiben gelişen miyopik ve hipermetropik refraksiyon kusurlarının düzeltilmesinde çift (piggyback) göz içi lens implantasyonunun etkinliğini değerlendirmek. Gereç ve Yöntemler: Bu çalışmaya 4 hastanın toplam 7 gözü alındı. Bir hastaya yüksek hipermetropi nedeniyle şeffaf lens çıkarılması(ŞLÇ) ve primer iki taraflı çift göz içi lens implantasyonu yapıldı. Üç hastanın toplam 5 gözüne de psödofakik belirgin ametropi nedeniyle sekonder çift göz içi lens implantasyonu yapıldı.Bulgular: Tüm gözlerde ametropide belirgin azalma ile subjektif görsel memnuniyet artışı elde edildi. Ortalama ameliyat öncesi tashihli görmeler 0.35 ± 0.21(0.16-0.8), ameliyat sonrası ise 0.65 ± 0.27 (0.3-1.0) olarak bulundu. Ameliyat öncesi ve sonrası refraksiyon kusurunun sferik eşdeğer ortalaması sırasıyla +2.79 ± 6.19D (+9.00 – 6.05) ve +0.48 ± 1.44 D ( +2.12 -2.25) idi. Sekonder çift göz içi lens implantasyonu yapılan bir gözde reoperasyon gerektiren üstteki göz içi lensinin belirgin desantralizasyonu ile primer çift göz içi lens implantasyonu yapılan bir gözde santrale uzanmayan interlentiküler membran komplikasyonları gelişti.Sonuç: Çift göz içi lens implantasyonu yüksek hipermetropi-nin düzeltilmesinde ŞLÇ ile beraber etkili ve başarılı bir tedavi yöntemi olabilir. Sekonder çift göz içi lens implantasyonu psödofakik refraktif hatanın düzeltilmesinde yararlı ve kolay bir tedavi seçeneği olabilir.Öğe Görme Keskinliğinin Değerlendirilmesinde Pinhol Metodu(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 2002) Doğanay, Selim; Er, Hamdi; Evereklioğlu, Cem; Erten, Ahmet; Borazan, MehmetTo evaluate relationship between pinhole visual acuity and the amount of spheric cylinderic refractive error in patients with refractive errors. Methods: Twohundred-thirty-two eyes of 116 patients admitted to our outpatient department were examined prospectively . All uncorrected visual acuities were below the 10/10. We checked their refractions with 1.2 mm pinhole and glasses. After that the differences between pinhole visual acuity and corrected visual acuity were evaluated. Results: No level differences were detected in 40 (17.24%) of 232 eyes. The other differences between corrected and pinhole in Snellen level were 1 in 42 eyes (18.1%), 2 levels in 69 eyes (29.74%), 3 levels in 55 eyes (23.7%), 4 levels in 18 eyes (7.76%), 5 levels in 4 eyes (1.72%), and 6 levels in 4 eyes (1.72%) of 232 were detected. Discussion: The pinhole is quick, economic and reliable method in screening of refractive errors.Öğe Pitozis düzeltilmesinde levator güçlendirme cerrahisi sonuçları(MN Oftalmoloji, 2004) Bayramlar, Hüseyin; Borazan, Mehmet; Hepşen, İbrahim F.; Dağlıoğlu, Mutlu Cihan; Yılmaz, HarunÖz: Amaç: Yaş grupları farklı ve değişik etyolojilere bağlı pitozisleri olan hastalara, cilt yoluyla yapılan levator güçlendirme cerrahisi sonuçlarını incelemek. Gereç ve Yöntem: Orta ve iyi levator fonksiyonlu, pitozisli 23 hastanın 27 gözüne cilt yoluyla levator güçlendirme cerrahisi uygulandı. Hastaların ortalama yaşı 25 (8-52 yaş), ortalama takip süresi 7 ay (3-48 ay)'dı. Bulgular: Onsekiz olgunun 21 gözünde konjenital, iki olgunun 3 gözünde senil, bir olguda 3. kranial sinir felcine bağlı, bir olguda progressif eksternal oftalmoplejiye bağlı pitozis, bir olguda Marcus-Gunn sendromu vardı. Cilt yoluyla levator güçlendirme cerrahisi uygulanan 27 gözün 22'sinde başarılı (%82), 2'sinde tatminkar (%7), 3'ünde başarısız (%11) sonuç elde edildi. Başarısız olgular genelde cerrahın başlangıçta- daha tecrübesiz olduğu olgulardı. Komplikasyon olarak 7 gözde hafif oranda çift-asimetrik kapak çizgisi veya düzensiz kontur, bir olguda konjonktiva prolapsusu gelişti. Lokal anestezi uygulanan hastaların bir kısmındaki ağrı hissi, ameliyatı kısmen güçleştiren bir problem oldu. Sonuç: Cilt yoluyla yapılan levator güçlendirme cerrahisi ile, orta-iyi levator fonksiyonu bulunan pitozisli olgularda, başarılı-tatmin edici sonuçlar alınmaktadır. Lokal anestezi uygulanan olgularda mümkünse anestezist eşliğinde iyi bir sistemik sedasyon analjezi desteği önerilir. Başlık (İngilizce): The results of levator strengthening surgery to repair ptosis Öz (İngilizce): Purpose: To present the results of levator strengthening surgery in patients with ptosis due to different aetiologies. Material and Methods: Levator strengthening surgery was performed in 27 eyes of 23 patients with ptosis with good and moderate levator function. The mean age was 25 (range: 8-52) and mean follow-up was 7 months (range: 3-48 months). Results: Twentyone congenital ptotic eyes of 18 patients, 3 involutional ptotic eyes of 2 patients, one oculomotor palsy, one progressive external ophtalmoplegia and one Marcus-Gunn jaw-winking ptosis were included into the study. Surgical outcomes were successful in 18 eyes (%82), satisfactory in 2 eyes (%7) and unsuccessfull in 3 eyes (%11). Unsuccessful results were associated with low experience level and observed on first cases. Complications were asymmetric or double lid crease (7 eyes) and conjunctival prolapsus (one eye). Intraoperative pain was a problem in some patients. Conclusion: Levator strengthening surgery through skin approach is satisfactory in patients with ptosis with good or moderate levator function. Good sedation and analgesia support is recommended in cases with local anesthesia.Öğe Sodyum selenitle oluşturulan deneysel katarakt modelinde resveratrolün etkisi(İnönü Üniversitesi, 2003) Borazan, MehmetRatlarda sodyum selenitle oluşturulan deneysel katarakt modelinde resveratrolün kataraktı önleyici etkisinin olup olmadığını araştırmak. Kırksekiz adet Spraque-Dawley türü yavru rat alınarak 3 gruba ayrıldı. 1. Gruptaki 16 rata intraperitoneal salin enjekte edildi (kontrol). 2. Gruptaki 16 rata doğumunun 10. günü 30nm/g sodyum selenit subkütan olarak enjekte edildi. 3. Gruptaki 16 rata doğumunun 10. günü 30nm/g sodyum selenit subkütan ve 40mg/kg resveratrol intraperitoneal enjekte edilip, resveratrol enjeksiyonuna 3 gün devam edildi. Ratlar enjeksiyondan itibaren 3 hafta süresince izlendi. Enjeksiyonun 21. gününde katarakt gelişimi biyomikroskopi ile değerlendirilip katarakt evrelemesi yapıldı ve fotoğrafları çekildi. Gözler enükle edilerek bütün lensler kapsülleriyle beraber arka yaklaşımla çıkarıldı. Lenslerde glutatyon (GSH), malondialdehit (MDA) ve total nitrit (TN) seviyeleri analiz edildi. Eritrosit GSH ve MDA seviyeleri kanda analiz edildi, istatistiksel analizler One-Way Anova testi kullanılarak yapıldı.