Yazar "Cöhce, Salim" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 2 / 2
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Büyük Ortadoğu projesi bağlamında Hindistan ile Ortadoğu arasındaki tarihi bağlar ve güncel ilişkiler(Gazi Akademik Bakış, 2008) Cöhce, SalimÖz: Ortadoğu, jeopolitik bir kavram olarak XIX. yüzyılın sonlarına doğru belirginleşmeye başlamış ve daha çok Osmanlı hâkimiyeti altındaki bölgelerle İran ve Afganistan’ı içine alan sahayı ifade etmiştir. Bu alan, günümüzde çeşitli bölge ve alt bölgeleri de içine alacak şekilde Kuzey Afrika’dan İran Körfezi’ne, Ege kıyılarından Çin sınırlarına kadar genişletilmek istenmekte ve nüfusun çoğunluğunu Müslümanların oluşturduğu bu bölgede yaşayan halkların hayatında bir takım köklü değişiklikler yapılması öngörülmektedir. 11 Eylül 2001 saldırısından sonra “Genişletilmiş” ya da “Büyük Ortadoğu Projesi” adı altında fiilen gerçekleştirilmeye başlanan bu değişiklikler sonucunda ABD, petrol ve diğer enerji kaynaklarını kontrol altına almayı, İsrail’in güvenliğini sağlamayı ve küresel terör olgusunun zararlarını asgariye indirmeyi hedeflemektedir. Bunun için de son iki bin yıllık süreç içerisinde yaşanan ve daha çok, farklı değerler etrafında oluşturulmuş iki değişik hayat tarzının çatışmasını ifade eden tarihi Doğu-Batı mücadelesinde yeni bir safha açılmıştır. Bu bağlamda Türkiye ve İran gibi bölge ülkeleri yanında ilkçağlardan bu yana bölgeyle çok yönlü bir ilişki ağına sahip bulunan ve son on yılda hızlı bir kalkınma sürecine girerek Ortadoğu’da zuhur eden gelişmelere müdahil olmak isteyen Hindistan büyük bir önem kazanmaktadır. Hızla artan nüfus yapısı içerisinde sayıları iki yüz milyonu aşan İslam ahali ile Hindistan bir doğu ülkesi olduğu kadar aynı zamanda bir İslam ülkesi olma hüviyetine de sahiptir. Bir başka deyişle Hint toplumunun en azından bir bölümü Ortadoğu halklarıyla bir bütünün parçaları olduğuna inanmaktadır. Dolayısıyla tarihi bağları ve güncel ilişkileri Hindistan’ı Ortadoğu ülkeleriyle ortak hareket etmeye zorlarken bu ülke, bütün çabalarına rağmen bölgede ABD, Rusya, İngiltere ve Fransa gibi etkin bir role sahip olamamaktadır. Bunun sebeplerini ve Hindistan’ın gelecekte bölge ülkelerine dönük politikalarının temellerini tespit edebilmek için Hintlilerin tarihte, bilhassa son yüzyılda bölgeyle olan ilişkilerine bakmak gerekmektedir.Öğe İNSAN ATATÜRK(2014) Cöhce, SalimÖz:Mustafa Kemal Atatürk tarihin gördüğü istisna şahsiyetlerden birisidir. O pek çok yönüyle tarihe geçmiştir. Asker yönü, mücadele adamlığı, reformcu kişiliği, uzak görüşlülüğü, devlet adamlığı bunların ilk akla gelenleridir. Ancak onun bütün bu vasıfları dışında sıradan bir insan olarak yaşantısında önem verdiği hususlar Atatürk'ün neden eşsiz insan olduğu yönündeki ipuçlarını verir. Milletinin büyük sevgisine mazhar olan Atatürk'ün övündüğü şeylerin başında Türk doğması gelmekteydi. Onun aldığı soyadı ile Türk olmanın gururunu bir ömür boyunca yaşamıştır. İnsan olarak mütevazi bir hayat sürmeye çalışan Atatürk, herkesin kabiliyeti ölçüsünde devlet kademelerinde yükselebilmesinin önünü açmıştır. Açık kalplidir, sohbeti dinlenir, kimseye yüksekten bakmayan bir karaktere sahiptir. Misafirlerini ağırlarken kim olduklarına önem vermeksizin oldukça titiz davranır ve her misafirini aynı ciddiyetle ağırlardı. Türküleri özellikle de Rumeli türkülerini dinlemeyi çok seven Atatürk boş vakitlerinde at binmeyi ve arkadaşlarıyla oyun oynamayı tercih ederdi. Ahde vefa en belirgin meziyetlerindendi. Eski arkadaşlarına büyük yakınlık gösterir özellikle sıkıntılı zamanlarında onlarla ilgilenmekten büyük mutluluk duyardı. Bunun dışında kendisinden kim yardım istese elinden gelenin en fazlasını yaparak karşısındakine destek olmaya çalışırdı. Yakın çevresi onun gerçekçi, iyimser, hesapçı, atılgan, ama ölçülü, vatansever ve milliyetçi, ama aynı zamanda insancıl, yüksek nitelikte asker olduğu kadar aynı derecede sivil olmasını da bilen, hayatı yaşamayı, neşeyi seven, heyecanla çalışan bir insan olduğu konusunda hemfikirdir