Yazar "Cömert, Melda" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 4 / 4
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Akut myeloid lösemi hastalarında febril nötropenik atakların değerlendirilmesi(İnönü Üniversitesi, 2011) Cömert, MeldaKemoterapiye bağlı febril nötropeni (FEN) gelişen hastalarda ölümlerin en önemli nedeni infeksiyonlardır. Bu nedenle nötröpenik hastalarda ateşin, aksi ispat edilinceye kadar infeksiyon kaynaklı olduğu kabul edilip empirik geniş spektrumlu antibiyotik tedavisine hemen başlanılması standart yaklaşımdır. Çalışmamıza 2002-2010 yılları arasında İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Turgut Özal Tıp Merkezi, Erişkin Hematoloji Kliniği'nde akut myeloid lösemi tanısı (AML) ile tedavi ve takip edilen 87 hasta alındı. Çalışmamızda bu hastalarda kemoterapiye bağlı gelişen 236 FEN atağı; infeksiyon kategorileri, izole edilen patojen mikroorganizmalar, mortalite oranları ve uygulanan antibiyotik tedavileri açısından retrospektif olarak değerlendirildi. FEN ataklarının %30.9'u mikrobiyolojik olarak tanımlanmış infeksiyon (MTİ), %40.3'ü klinik olarak tanımlanmış infeksiyon (KTİ) ve %28.8'i de nedeni açıklanamayan ateş (FUO) kategorisinde değerlendirildi. Hasta başına ortalama FEN atak sayısı 2.7 bulundu. FEN ataklarının %19.9'unda kan kültüründe etken patojen mikroorganizma izole edilirken, %80,1'inde izole edilemedi. Kan kültürlerinden izole edilen patojen mikrorganizmaların %51.1'ini gram-pozitif bakteriler, %40.4'ünü gram-negatif bakteriler ve %8.5'ini ise fungal etkenlerin oluşturduğu tespit edildi. Çalışmamızda 236 FEN atağının %18.2'sinde etken patojen bakteri izole edildi. İzole edilen patojen bakterilerin %55.8'ini gram-pozitif, %44.2'sini gram-negatif bakterilerin oluşturduğu saptandı. En sık bakteriyel etken olarak gram-pozitif etkenlerden koagülaz-negatif Stafilokok (KNS), gram-negatiflerden ise E. coli izole edildi. Klinik olarak tanımlanmış en sık infeksiyon nedeni olarak pnömoniler bulundu. Tüm FEN ataklarında ortalama nötropeni süresi 13.3 gün iken, bu süre MTİ'de 16.7 gün, KTİ'de 13.1 gün ve FUO'da ise 10.0 gün olarak saptandı. FEN ataklarında mortalite oranımız %8.5 olarak tespit edildi. Mortalite oranları MTİ'da %9.6, KTİ'de %11.6 ve FUO'da %2.9 olarak bulundu. FEN ataklarında, exitus olan hastaların ortalama nötropeni süresi 21.6 gün, exitus olmayanlarda ise 12.6 gün olarak bulundu. Bu fark istatisitksel olarak anlamlı idi. Ayrıca exitus olan hastalarımızda kombine tedavilerin ve antifungallerin exitus olmayanlara göre anlamlı olarak daha fazla kullanıldığı saptandı. Sonuç olarak, her merkezin kendi infeksiyon etkenlerini yakından izleyip empirik antibiyotik tedavi politikalarını belirlemesi, febril nötropeni sürecinin daha iyi yönetilmesinde olumlu katkı sağlayabilir.Öğe Kronik hepatit B ve C hastalarında otoantikor görülme sıklığı(Cumhuriyet Tıp Dergisi (ELEKTRONİK), 2009) Seçkin, Yüksel; Karıncaoğlu, Melih; Cömert, Melda; Ateş, Fehmi; Yiğit, İrem Pembegül; Oğuzhan, Yıldırım; Toktaş, HalilÖz: Amaç. Bu çalışmada kronik hepatit B ve C hastalarında otoantikor sıklığının retrospektif olarak araştırılması amaçlandı. Yöntem. Bu çalışmaya Nisan 2007-Ağustos 2008 tarihleri arasında Hepatoloji Polikliniğine başvuran, kronik hepatit C tanısı konulan 30 hasta ve kronik hepatit B tanısı konulan 33 olmak üzere toplam 63 hasta alındı. Kronik hepatit B grubuna HBsAg'si 6 aydan daha uzun süre pozitif olan, serum alanin amino transferaz (ALT) düzeyleri normalin 2 katından daha yüksek olan ve HBV DNA'sı pozitif olan hastalar alındı. Kronik hepatit C grubuna ise anti-HCV ve HCV RNA'sı pozitif olan hastalar alındı. Çalışmaya alınan hastaların hiçbiri daha önce antiviral ilaç ya da interferon-alfa (İNF-alfa) tedavisi almamıştı. Her iki hasta grubunda dosyalarından anti nükleer antikor (ANA), romatoid faktör (RF), anti mitokondrial antikor (AMA), karaciğer-böbrek mikrozomal antikoru (Anti LKM), düz kas antikoru (SMA) ve anti double stranded DNA (anti dsDNA) düzeyleri araştırıldı. Bulgular. Kronik hepatit C grubunda 9(%30) hastada RF pozitif saptanırken, ANA 3(%10) hastada, AMA 2(%6.7) hastada pozitif saptandı. LKM, ASMA, anti dsDNA pozitifliği ise hiçbir olguda saptanmadı. Kronik hepatit B grubunda 8(%24.2 ) hastada RF pozitif saptanırken, 1(%3) hastada ANA pozitif saptandı. AMA, LKM, SMA, anti dsDNA tüm hastalarda negatif saptandı. Sonuçlar. Kronik hepatit B ve C'de otoantikorların sıklığını araştıran tüm çalışmalarda hepatit B virüsü (HBV) ve hepatit C virüsunun (HCV) antikor oluşumunu indüklediği görülmüştür. Antiviral ilaçlar ve interferon kullanımının otoantikor oluşumunu artırdığı da yapılan çalışmalar ile gösterilmiştir. Bu nedenle yeni tanı alan kronik hepatit B ve C hastalarında tedavi öncesi otoantikor bakılması ortaya çıkabilecek otoimmün olaylar ve ekstrahepatik bulgular açısından yararlı olabilir.Öğe A Multi-Center Study on the Efficacy of Eltrombopag in Management of Refractory Chronic Immune Thrombocytopenia: A Real-Life Experience(2019) Çekdemir, Demet; Güvenç, Serkan; Özdemirkıran, Füsun; Eser, Ali; Şahin Haydaroğlu, Handan; Turak Ermiş, Esra; Esen, Ramazan; Cömert, Melda; Sadri, Sevil; Aslaner, Müzeyyen; Uncu Ulu, Bahar; Karakuş, Abdullah; Bapur Selim, Derya; Alacacıoğlu, İnci; Aydın, Demet; Tekinalp, Atakan; Namdaroğlu, Sinem; Ceran, Funda; Tarkun, Pınar; Kiper, Demet; Çetiner, Mustafa; Yenerel, Mustafa; Demir, Muzaffer Ahmet; Yılmaz, Güven; Terzi, Hatice; Atilla, Erden; Malkan, Yavuz Ümit; Acar, Kadir; Öztürk, Erman; Tombak, Anıl; Sunu, Cenk; Salim, Ozan; Alayvaz, Nevin; Sayan, Özkan; Ozan, Ülkü; Ozan, Mesut; Gökgöz, Zafer; Andıç, Neslihan; Kızılkılıç, Ebru; Noyan, Figen; Özen, Mehmet; Tanrıkulu Pepedil, Funda; Alanoğlu, Güçhan; Özkan, Hasan Atilla; Aslan, Vahap; Çetin, Güven; Akyol Erikçi, Alev; Deveci, Burak; Ersoy Dursun, Fadime; Dermenci, Hasan; Aytan, Pelin; Gündüz, Mehmet; Karakuş, Volkan; Özlü, Can; Demircioğlu, Sinan; Akay Yanar, Olga Meltem; Özatlı, DüzgünAbstract: Objective: The aim of the present study was to evaluate the efficacyand safety of eltrombopag, an oral thrombopoietin receptor agonist,in patients with chronic immune thrombocytopenia (ITP).Materials and Methods: A total of 285 chronic ITP patients (187women, 65.6%; 98 men, 34.4%) followed in 55 centers were enrolledin this retrospective cohort. Response to treatment was assessedaccording to platelet count (/mm3) and defined as complete (plateletcount of >100,000/mm3), partial (30,000-100,000/mm3 or doublingof platelet count after treatment), or unresponsive (<30,000/mm3).Clinical findings, descriptive features, response to treatment, and sideeffects were recorded. Correlations between descriptive, clinical, andhematological parameters were analyzed.Results: The median age at diagnosis was 43.9±20.6 (range: 3-95)years and the duration of follow-up was 18.0±6.4 (range: 6-28.2)months. Overall response rate was 86.7% (n=247). Complete andpartial responses were observed in 182 (63.8%) and 65 (22.8%)patients, respectively. Thirty-eight patients (13.4%) did not respondto eltrombopag treatment. For patients above 60 years old (n=68),overall response rate was 89.7% (n=61), and for those above 80 years old (n=12), overall response rate was 83% (n=10). Consideringthrombocyte count before treatment, eltrombopag significantlyincreased platelet count at the 1st, 2nd, 3rd, 4th, and 8th weeks oftreatment. As the time required for partial or complete responseincreased, response to treatment was significantly reduced. The timeto reach the maximum platelet levels after treatment was quitevariable (1-202 weeks). Notably, the higher the maximum plateletcount after eltrombopag treatment, the more likely that side effectswould occur. The most common side effects were headache (21.6%),weakness (13.7%), hepatotoxicity (11.8%), and thrombosis (5.9%).Conclusion: Results of the current study imply that eltrombopag isan effective therapeutic option even in elderly patients with chronicITP. However, patients must be closely monitored for response andside effects during treatment. Since both response and side effectsmay be variable throughout the follow-up period, patients should beevaluated dynamically, especially in terms of thrombotic risk factors.Öğe Systemic lupus erythematosus associated gastrointestinal system vasculopathy in a patient with lupus nephropathy(Türk Nefroloji Diyaliz ve Transplantasyon Dergisi, 2011) Ulutaş, Özkan; Cömert, Melda; Taşkapan, Hülya; Baysal, Tamer; Gündüz, Ercan; Koz, Süleyman; Pişkin, TurgutÖz: Sistemik lupus eritematosus (SLE) hastalarında gastrointestinal sistem (GİS) semptomları sıktır. SLE' ye bağlı GİS vaskülopatisi daha önce literatürde az bildirilmiş nadir bir klinik durumdur fakat kortikosteroidler ve diğer immünosüpresiflerle doğru tedavinin verilmesi ve gereksiz cerrahi uygulamalardan kaçınılması açısından akılda tutulması gerekir. Burada SLE tanısıyla Nefroloji Bölümünde takip edilen ve akut batın semptomlarıyla başvuran 33 yaşındaki hastanın GİS vaskülopati tanısı konulduktan sonra yüksek doz kortikosteroid ve siklofosfamidle tedavisi anlatılmaktadır.