Arşiv logosu
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
Arşiv logosu
  • Koleksiyonlar
  • Sistem İçeriği
  • Analiz
  • Talep/Soru
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
  1. Ana Sayfa
  2. Yazara Göre Listele

Yazar "Can, Fuat" seçeneğine göre listele

Listeleniyor 1 - 3 / 3
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    1990 sonrası Türkiye ve Rusya ilişkileri: Ezeli rekabetten zorunlu işbirliğine
    (İnönü Üniversitesi, 2020) Can, Fuat
    Türkiye ve Rusya ilişkileri tarihsel derinliğe sahip olup uzun yıllar boyunca rekabet içerisinde gelişmiştir. Soğuk Savaş yıllarında ideolojik ve jeopolitik olarak farklı iki kutbun üyesi olan iki devletin ilişkilerinde düşman algısı ön plana çıkmıştır. Bu kamplaşmanın getirdiği negatif etki güven sorunu yarattığından iki komşu ülkenin karşılıklı ilişkilerinde iyileşmeye engel olmuştur. Soğuk Savaş'ın bitimi ile iki ülke enerji, ticaret, turizm ve karşılıklı yatırımlarla ilişlerinde ilerleme sağlamıştır. Türkiye'nin ve Rusya'nın Batı ile yaşadığı sorunlar Rusya ve Türkiye'yi birbirine yaklaştırmaktadır. Ancak özellikle Ukrayna, Suriye, Libya, Doğu Akdeniz ve Kafkasya gibi sorunlu alanlarda farklı taraflarda kendini konumlandırsalar da geliştirilen işbirliğini sürdürmek adına ortak nokta arayışı içerisinde bulunma iradesi göstermektedirler. Türkiye'nin NATO üyesi ve ABD'nin bölgede önemli bir müttefiki olması Türkiye'ye karşı güven sorunu yaratırken Rusya'nın bölgede uyguladığı tahakküme Türkiye'nin de maruz kalmaması için Türkiye'nin NATO üyeliğine ihtiyacı devam etmektedir. Türkiye NATO ve Batı'ya bağımlılığını dengelemek istemektedir. Ancak Batı'yı dışlayarak değil her iki güçle ilişkilerini dengeli bir şekilde yürütmek istemektedir. Türkiye ulusal çıkarları gereği ihtiyaç duyduğu güçlerle olumlu ilişkiler kurmayı arzulamaktadır. Bu bakımdan Türkiye ve Rusya ilişkileri bölgenin güvenliği, istikrarı, bölgesel sorunların çözümü ve ticari faaliyetler için oldukça önemlidir.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Balkanlar'da Milliyetçilik ve Kosova'nın bağımsızlık süreci
    (İnönü Üniversitesi, 2013) Can, Fuat
    Sırbistan, Soğuk Savaş'ın sona ermesiyle birlikte Bosna ve Kosova'da etnik Boşnaklara ve Arnavutlara baskı yaparak göçe zorladı ve oradaki Sırp etnik nüfusun oranını artırarak yeni düzene olabildiğince karlı girmenin hesapları içersine girmişti. Yugoslav Sosyalist Federal Cumhuriyeti'nden Slovenya, Hırvatistan, Makedonya bağımsızlıklarını kazanırken Bosna-Hersek de kanlı birşekilde de olsa bağımsızlığını elde etmişti. Geriye kalan Sırbistan ve Karadağ birlikte Yugoslavya Federal Cumhuriyeti adı altında gevşek bir federal devlet kurmuşlardı. 1974 Anayasası ile Sırbistan'a bağlı olarak özerkliğini elde etmiş olan Kosova, bu statusü ile Yugoslavya içersindeki altı cumhuriyetle aynı haklara sahip olmuş fakat Yugoslavya içersindeki bu cumhuriyetlerinin sahip olduğu ayrılma hakkı Kosova'ya tanınmamıştı. Kosova özerk statüye sahip olmakla yetinmemiş Yugoslavya içersindeki cumhuriyetler ile aynı seviyede cumhuriyet statüne yükseltilmesini talep etmiştir. Bu talepleri dile getirirken zaman zaman Kosova'da şiddet olayları yaşanmıştır. Sırbistan'ın başına Miloşeviç'in gelmesiyle Kosova'da yaşayan etnik Arnavutlara karşı Sırpların sindirme politikaları başlamıştı. Sırbistan'ın baskısı Arnavut direncine karşı gittikçe artmış, Arnavutların direnci de bunun parelelinde artarak devam etmiştir. Şiddet olayları böylelikle birbirini besleyerek milliyetçi ruhu ortaya çıkartmıştır. Sırplar Arnavutlara karşı ultranasyonelist tavır takınması karşıt kutbu olan Arnavut milliyetçiliğine güç vermiştir. Olayların artmasıyla birlikte 1989 yılında Sırbistan Kosova'nın özerkliğini kaldırmıştır. Bu gelişme Kosova'nın bağımsızlık sürecine olumlu katkıyı yapan en önemli olaylardan biri olmuştur ve artık şiddet hiç dinmeyip, artarak devam etmiştir. Ezilen toplumun üyeleri, Arnavut milliyetçiliğine gönül vererek intikam duygusu ile silahlı direniş hareketi için UÇK (Kosova Kurtuluş Ordusu)'yı kurdular. Bu safhadan sonra artık toplu katliamlar, göçler ve insan hakları ihlalleri tüm bölgeyi tehdit eder hal alınca NATO 1999'da Yugoslavya'ya müdahale etmiştir. Yugoslav ordusu Kosova'dan çekilmiş ve şiddet durdurulmuştur. Kosova'da BM denetiminde geçici yönetim kurulmuş ve sonra v Kosova'da yeniden inşa süreci başlamıştır. Kosova'nın nihai statüsü ile ilgili olarak görüşmelerin sonuç vermemesiden dolayı Kosova 2008 yılında tek taraflı olarak bağımsızlığını ilan etmiştir. Ancak mesele tam anlamıyla çözülememiştir. Sırbistan Kosova'yı hala kendisine bağlı olarak görmektedir ve Kosova'nın kuzey bölgelerinde ağırlıklı olarak yaşayan Sırplar ile Arnavutlar arasında çatışmalar ara ara devam etmektedir. Bu bölgede yaşayan Sırplar Kosova hükümetini tanımayıp Sırbistan'ın da desteği ile paralel kendi kurumlarını kurup yönetmeye devam etmektedir.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Yeni nato ve stratejileri
    (İnönü Üniversitesi / İİBF, 2010) Can, Fuat; Karakuzu, Özkan
    ÖZET Soğuk savaş bittiğine göre NATO‟nun da misyonu bitecektir gibi soğuk savaş sonrasında bir varsayım ortaya çıkmış olabilir. Ancak durum öyle olmamıştır. Yeni güvenlik algısına göre dünyaya karşı tehditler değişmiş ve NATO da değişime uğramıştır. Sovyetler Birliği‟nin yıkılışından beri NATO kendini yeni stratejik konseptle yeniden dizayn etmektedir. Bu süreç NATO‟ya üye ülkelerinin artması, faaliyet alanlarının dışında da etkinlik, daha geniş ortaklık arayışları, meydana gelebilecek tehditleri öngörebilme gibi değişiklikler meydana getirmiştir. Üye ülkeler şimdilerde daha fazla terör, enerji kırılganlığı, kitle imha silahlarının güçlendirilmesi ve siber saldırılardan endişe duymaktadır. Fransa‟nın NATO‟nun askeri kanadından çekilmesinden 40 yıldan fazla bir süre sonra NATO‟ya tam olarak katılımı NATO‟nun misyonu bittiği şöyle dursun NATO‟nun bu günlerdeki öneminin bir göstergesidir. Fransa‟nın bu davranışı NATO‟nun gittikçe artan küresel potensiyeliyle onun çok önemli bir siyasi rolünün olduğunu vurgulamaktadır. NATO şimdi çatışmalara, savaşlara ve terör faaliyetlerine karşı caydırıcı bir varlık, enerji güvenliği, barışı koruma gibi görevleri üstlenmiştir. Türkiye dünyanın en karmaşık bölgelerinden birine, ortadoğuya, komşuluğu ve enerji koridorunda olması nedeniyle en önemli konumdaki NATO üyelerinden biridir. Böylece NATO‟nun içinde Türkiye‟nin önemi gittikçe artmaktadır. Bu araştırmada NATO‟nun şimdi ve yakın gelecekte takınacağı roller incelenecektir.

| İnönü Üniversitesi | Kütüphane | Rehber | OAI-PMH |

Bu site Creative Commons Alıntı-Gayri Ticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile korunmaktadır.


İnönü Üniversitesi, Battalgazi, Malatya, TÜRKİYE
İçerikte herhangi bir hata görürseniz lütfen bize bildirin

DSpace 7.6.1, Powered by İdeal DSpace

DSpace yazılımı telif hakkı © 2002-2025 LYRASIS

  • Çerez Ayarları
  • Gizlilik Politikası
  • Son Kullanıcı Sözleşmesi
  • Geri Bildirim