Yazar "Dönmez, Mehmet" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 6 / 6
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe ALEVİLİĞİN İBADET BİÇİMİ OLAN SEMÂHLARIN TAŞIDIKLARI İÇSEL ANLAMLARA GENEL BİR BAKIŞ(2019) Dönmez, Mehmet; Çelik, Hasan; Kırteke, SedaAleviliğin temel ibadeti kabul edilen cemler, hem dinî hem de sosyal hayatın birleşme noktasıdır. Birey, sosyal hayatta ki davranışlarının karşılığını bu dinî (ilahî) mecliste görür. Cemler, Alevi toplumunun manevi mahkemeleri olmalarının yanı sıra birer „arınma meclisi? olarak da işlev görürler. O meclis, ilahî sırra erişme anlamında kişinin kendi Miracını da ifade eder. Talip, üzerinde kul hakkı veya dünya kaygısı taşıdığı için tasavvufi anlamda „ölü? kabul edilir. Ceme gelen talip, orada Hak- Muhammed-Ali Divanı önünde ve Mürşit huzurunda dâra durur ve o mecliste bulunanların önünde yargılanır. Bu manevi yargılama sonucunda ise üzerindeki kul hakkından veya dünyalık arzularından feragat eder. Böylece ceme ölü gelen bir talip yeniden arınmış ve diri bir şekilde gündelik yaşamına tekrar döner. Gelenek içerisinde „Ceme ölü gelen diri döner? sözü bu hâli ifade etmek için kullanılır. Semâhlar da Aleviliğin temel ibadeti olarak kabul edilen cemlerin bir bölümünü ifade eden ve ilahî âşkla yapılan ibadetlerdir. Alevilikte semâhların bu kutsalliyetleri asla göz ardı edilemez ve cem meclisleri dışında da semâhların dönülmesine olumlu gözle bakılmaz. Teolojik kökenini Kırklar Meclisi Menkıbesine dayandıran semâhların, ilk olarak Hz. Muhammed?in, Hz. Ali?nin ve Kırklar Meclisinin mensuplarınca dönüldüğüne inanılmaktadır. Bu kutsiyet tarihsel süreçten günümüze taşınarak yaşatılmış ve semâhların ilahî bir aşkla dönülmesi edebi bir eylem olarak hayat bulmuştur. Yörelere göre farklı enstrümanlarla dönülen semâhlar, yine yörelere özgü içsel dönüşler veya hareketler taşımaktadırlar ve kendine özgü bu yöre isimleriyle de anılmaktadırlar. Bu gerekçelerle, bu müşterek çalışma da Alevilik inancındaki semâhların taşıdığı tasavvufi anlamları açıklamayı ilke edindik ve semâhların ilâhî manalarından kimi örnekleri de siz araştırmacılara ulaştırabilmenin gayretini taşıdık. Çalışmanın, semâhların ilahî değerlerinin anlaşılmasına katkı sunmasının amaç edindiğimizi de bir başka husus olarak ifade etmemiz gerekiyor.Öğe ALEVİLİK-BEKTAŞİLİKTE DÂR(2018) Dönmez, MehmetÖz: İslâmiyet?in tasavvufi bir yorumu olan Alevilik-Bektaşilik inancında bir çok erkân mevcuttur. Ancak Alevilik-Bektaşiliğin en temel ibadetini ise hiç şüphesiz ki “cemler? oluşturur. “Cemler?; birçok anlamda talipleri gönül eğitiminden geçirerek, onların ahlâki olgunluk içerisinde ilerlemelerine ve toplumsal birer mahkeme olarak işledikleri suçlara karşı alınan kararların da uygulandığı ibadetlerin bir bütünü olarak adlandırılmaktadır. Cemlerin yapıldığı yerin ortasında ise sorguların veya görgülerin yapıldığı ve huzur-u mürşide gelinerek hesap verildiği bir meydan vardır. Bu meydan “dâr meydanı? olarak adlandırılmaktadır. Hak-Muhammed-Ali postu önünde (mürşit huzurunda) taliplerin sorgu ve görgüleri bu meydanda yapılır ve dâr meydanında “dâra duran? canların, davranışlarından dolayı hesap vermeleri istenir. Bu sebepledir ki AleviBektaşiler, sorgudan-görgüden geçmeden ve dâr meydanında dâra durmadan inançlarını tam olarak yaşamış sayılmazlar. Bizler de bu müşterek çalışmamızın giriş kısmında öncelikle AleviBektaşi tasavvufunun penceresinden bakarak “dâr? kavramının taşıdığı anlamları açıklamaya çalışacağız. Makalenin ikinci bölümünde de “dâra durmak veya dâra çekilmek? gibi makalenin temel kavramlarının yanında bir de Alevilik-Bektaşilik inancında yer alan dâr çeşitlerini ve bu dâra duruş şekillerinin taşıdıkları anlamları değerlendireceğiz. Makalenin son bölümünde ise Alevi-Bektaşilerin “Hak’a yürüyen? canların ardından yürüttükleri “dârdan indirme erkânı?ndan kısaca da olsa bilgiler sunmaya çalışacağız.Öğe ALEVİLİKTE MODEL BİR ŞAHSİYET OLARAK MÜRŞİD-İ KÂMİL HÜSEYİN DOĞAN DEDE?NİN FERT VE TOPLUM ANLAYIŞI(Avrasya Uluslararası Araştırmalar Dergisi, 2018) Dönmez, MehmetÖz: Alevilik inancı bu topraklarda derin anlamları barındıran bir sevgi ve tevhit okulu olmuştur. Bu açıdan; Anadolu?nun hoşgörü ikliminde ve tasavvuf deryasında birçok şahsiyet yetişmiş ve bu toprakların maneviyatına hizmetlerde bulunmuşlardır. Bu okulda yetişen, Osmanlı ?mparatorluğu?nun yıkılışına ve Türkiye Cumhuriyeti?nin de kuruluşuna tanıklık eden, yaşadığı dönemde sadece Alevi toplumunun gönüllerinde değil Sünni yurttaşların da gönüllerinde yer edinmiş olan mümtaz şahsiyetlerden birisi de Ağuiçen Ocağı Evlatlarından (Evlâd-ı Resûl) Mürşid-i Kâmil Hüseyin Doğan Dede?dir. 1902 yılında Elâzığ?ın ?ıhıs mezrasında yaşama merhaba diyen Hüseyin Doğan Dede, 3 Mayıs 1983?te Hak?a yürüyünceye kadar ki 81 yıllık ömründe, hem inancı hem de ülkesi için hizmetlerde bulunmuştur. Ömrünün büyük bölümünü geçirdiği Malatya?nın Yeşilyurt ilçesine bağlı Kırlangıç köyünde ki evi günümüzde de ziyaretçilerini ağırlamaktadır. Aleviliğin bütünleştirici ve sevgi dolu dokusuyla yetişen Hüseyin Doğan Dede, toplumsal ve bireysel meselelerde hep “hakem rolünü” üstlenmiştir. Bu sebeple de toplumsal bütünleşmeye ve özellikle de Alevi-Sünni ilişkilerinde ki “kırılmaların önüne geçilmesi” meselelerinde “model” olmuş bir şahsiyettir. Bu makalemizde; Hüseyin Doğan Dede?nin hayatını sizlere aktarmanın yanında, Doğan Dede?nin fert ve toplum anlayışından yola çıkarak onun ?bütünleştirici kişiliğini? de anlatmayı amaç ediniyoruz. Bölgede hem Aleviler hem de Sünniler tarafından çok sevilen bir inanç ve kanaat önderi olduğunu gözlemleme imkânı bulabildik. Malatya ve çevresi başta olmak üzere Doğan Dede?nin hala toplum tarafından sevilen ve saygı gösterilen bir şahsiyet olması bütünleştirici vizyonunun devam ettiğini göstermektedir.Öğe Alevilikte Musahiplik Erkânı ve Bu Erkânın Uygulamasındaki Yaş İle İlgili Genel Değerlendirmeler(2019) Dönmez, Mehmet; Balcı, Serkan; Çelik, HasanÖz: Aleviliğin en önemli erkânlarından biri olarak görülen musahiplik erkânı, sıhriyet (kan bağı) ilişkisine dayanmayan ve tamamen gönül bağıyla kurulan bir kardeşlik ikrarıdır. Alevilik inancına intisap etmiş bir birey (talip) bu erkâna uymak ve kendisine ‘ahretlik’ denilen bir musahip tutmak zorundadır. Belli bir yaş ve akıl olgunluğuna gelen her Alevi birey özel bir dinsel törenle (erkânla) bu kardeşliği topluma beyan eder ve bu çalışmada ayrıntılarını sunacağımız kurallar çerçevesinde de bu musahipliği ölünceye kadar sürdürme zorunluluğunu taşır Alevi-İslâm inancının diğer erkânları gibi bu erkânda bir pir / mürşit huzurunda ve cem meydanında (musahiplik ceminde) gerçekleştirilir. Bizler de bu müşterek çalışmamızda musahiplik erkânına ilişkin genel ilkeleri açıklamaya, musahipliğin tarihi/teolojik kökenine dair kabul gören görüşleri aktarmaya ve musahiplik erkânının uygulanmasında ortaya çıkan yaş ile ilgili genel değerlendirmelere değineceğiz.Öğe Erol Güngör`de kültür, aydın, milliyet(İnönü Üniversitesi, 1996) Dönmez, Mehmet[Abtsract Not Available]Öğe Hatay Aleviliğinde inanç önderlerinin ibadeti idrak ediş tarzları(Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Veli Araştırma Dergisi, 2010) Dönmez, MehmetÖz: Hatay yöresi Aleviliğinde inanç önderlerinin ibadeti idrak ediş tarzları ve bunun temelleri bilimsel açıdan değerlendirilecektir. Yörede yaptığımız alan araştırmalarıyla inanç önderlerinin ibadetten ne anladıkları ve neleri ibadet olarak gördükleri tespit edilmeye çalışılmıştır, inanç önderlerinin namaz, oruç, türbe ziyareti vb. inanç ritüellerini Alevilik açısından nasıl değerlendirdikleri tespit edilmeye çalışılmıştır.











