Yazar "Düz, Cem" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 5 / 5
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Diyabetik olgularda pars plana vitrektomiden önce uygulanan intravitreal bevacizumabın cerrahi başarıya etkisi(Retina-Vitreus, 2010) Doğanay, Selim; Koç, Bekir; Çankaya, Cem; Düz, Cem; Bilak, ŞemsettinÖz: Amaç: Diyabetik olgularda pars plana vitrektomiden (PPV) önce uygulanan intravitreal bevacizumabın cerrahi başarıya olan etkisini araştırmak. Gereç ve Yöntem: Tüm hastalar ameliyat öncesi bevacizumab uygulananlar (Grup 1; 32 olgu) ve uygulanmayanlar (Grup 2; 50 olgu) olmak üzere 2 gruba ayrıldı. Gruplar ameliyat sırasında retinal yırtık görülme sıklığı, aktif kanama görülme sıklığı, ameliyat sonrası en iyi düzeltilmiş görme keskinliği (EDGK) ve göz içi basınç (GİB) değişimi, ameliyat sonrası retina dekolmanı görülme sıklığı, yeniden vitreus kanaması (VK) görülme sıklığı ve rubeozis gelişimi açısından karşılaştırıldı. Bulgular: Ameliyat sırasında Grup 1’de 2 (%6.3), Grup 2’de 4 (%8) olguda retinal yırtık, Grup 1’de 2 (%6.3), Grup 2’de 4 (%8) olguda aktif kanama izlendi. Ameliyat sonrası Grup 1’de 1 (%3.1), Grup 2’de 2 (%4) olguda retina dekolmanı, Grup 1’de 4 (%12.5), Grup 2’de 14 (%28) olguda yeniden VK izlendi. Ameliyat sonrası takiplerde Grup 1’de 6 (%18.8), Grup 2’de 9 (%18) olguda GİB artışı görüldü. Ameliyat sonrası takiplerde Grup 1’de 24 (%75), Grup 2’de 32 (%64) olgunun ortalama EDGK değerinde artış tespit edildi. Sonuç: PDR’li olgularda ameliyat öncesi uygulanan anti-VEBF (vasküler endotelyal büyüme faktörü) ilaçlar, aktif yeni damarların gerilemesini sağlayarak cerrahi sırasında membranların daha kolay temizlenmesini sağlayıp, ameliyat sonrası yeniden kanama riskini azaltarak cerrahi başarıyı olumlu yönde etkilemektedirler. Ayrıca anti-VEBF ilaçların anti-ödematöz ve anti-enflamatuvar etkileri sayesinde daha iyi görme keskinlikleri elde edilmektedir. Başlık (İngilizce): The effect on surgical success of ıntravitreal bevacizumab given before pars plana vitrectomy in diabetic patients Öz (İngilizce): Purpose: To investigate the effect on surgical success of intravitreal bevacizumab given before pars plana vitrectomy in diabetic patients. Materials and Methods: All patients were divided into two groups: those given bevacizumab before surgery (Group 1; 32 patients) and those not given bevacizumab (Group 2; 50 patients). The groups were compared with regard to the frequencies of retinal tear and active bleeding during surgery, postoperative changes in best corrected visual acuity (BCVA) and intraocular pressure (IOP), postoperative frequencies of retinal detachment and recurrent vitreous hemorrhage (VH), and development of rubeosis. Results: During the surgery, retinal tear was observed in 2 patients (6.3%) from Group 1 and in 4 patients (8%) from Group 2; active bleeding was seen in 2 patients (6.3%) from Group 1 and in 4 patients (8%) from Group 2. After the surgery, retinal detachment was found in 1 patient (3.1%) from Group 1 and in 2 patients (4%) from Group 2; recurrent VH was found in 4 patients (12.5%) from Group 1 and in 14 patients (28%) from Group 2. In the postoperative controls, an increase in IOP was determined in 6 patients (18.8%) from Group 1 and in 9 patients (18%) from Group 2. In the postoperative controls, an increase in the mean BCVA value was determined in 24 patients (75%) from Group 1 and in 32 patients (64%) from Group 2. Conclusion: In the patients with PDR, anti-VEGF (vascular endothelial growth factor) drugs positively influence the surgical success by causing the active new vasculature to be regressed and consequently allowing easy cleaning of the membranes during surgery. Due to the anti-inflammatory and anti-edematous effect of anti-VEGF drugs, better BCVA is obtained after surgery.Öğe Kayısının sodyum selenitle oluşturulan deneysel katarakt oluşumuna etkisi(İnönü Üniversitesi, 2011) Düz, CemEllidokuz adet Spraque-Dawley türü yavru ratlar alınarak 3 gruba ayrıldı. 1. Grup kontrol grubu olup 20 adet yavru ratdan oluşmaktaydı. Bu grup normal rat yemi ile ad libitum beslenen erişkin erkek ve erişkin dişi ratların çiftleştirilmesinden elde edilen yavru ratlardan oluşturuldu. Çalışma boyunca normal rat yemi ile ad libitum besletildi. Diğer iki grup çalışma grubunu oluşturmaktaydı ve şu şekilde oluşturuldu. Erişkin 8 dişi rat ve erişkin 4 erkek rat olmak üzere toplam 12 adet Spraque-Dawley türü rat kullanıldı. Bu ratlar toplam 4 gruba ayrıldı:1. Erişkin Grup: 2 erkek rat bulunmaktaydı. 2. Erişkin Grup: 4 dişi rat bulunmaktaydı. Bu iki grup % 10’luk doğal gün kurusu kayısı içeren yem ile 1 ay ad libitum beslendi. 3. Erişkin Grup: 2 erkek rat bulunmaktaydı. 4. Erişkin Grup: 4 dişi rat bulunmaktaydı. Bu iki grupda normal rat yemi ile 1 ay ad libitum beslendi. Bir ay sonra kayısılı yem ile beslenen erişkin gruplar kendi aralarında diğer normal yem ile beslenen erişkin gruplarda kendi aralarında çiftleştirildi. Dişi ratlar ayrı ayrı kafeslere konularak beslenmelerine aynı şekilde devam edildi. Yaklaşık olarak 3 hafta sonra dişi erişkin ratlar doğum yaptı. Beslenmelerine aynı şekilde devam edildi.Öğe Malatya ve Çevresinde İlköğretim Öğrencilerinde Kırma Kusuru Sıklığı ve Dağılımı(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 2011) Cumurcu, Tongabay; Düz, Cem; Gündüz, Abuzer; Doğanay, SelimMalatya ve çevresindeki ilköğretim okullarında kırma kusuru ve beraberindeki göz problemlerinin değerlendirilmesi. Materyal ve Metod: Çalışmaya Malatya ve ilçelerindeki 37 ilköğretim okulundan, 7-15 yaş arası 661 çocuk dahil edildi. Çocukların görme keskinliği Snellen eşeli ile alınıp, oküler motilite değerlendirmesini takiben, sikloplejik refraksiyon ile otorefraktometre yardımıyla kırma kusurları belirlendi. Beraberinde tüm çocukların ön ve arka segment muayeneleri de gerçekleştirildi. Bulgular: 661 çocuğun 327’si kız, 334’ü erkekti. Toplam 331(%50.07) çocukta kırma kusuru vardı. Kırma kusurlarının tiplerine göre dağılımı; miyopi 37 (%5.59), hipermetropi 19 (%2.87), miyopastiğmat 108 (%16.33), hipermetropastiğmat 105 (%15.8), mikst astiğmat 62 (%9.37) şeklindeydi. Kırma kusuruna ek olarak izlenen göz problemleri ise; ambliyopi 8 (%1.21), şaşılık 20 (%3.02), pitozis 4 (%0.6), keratokonus 3 (%0.45), konjenital katarakt 2 (%0.3) ve oküler travma 1 (%0.15) şeklinde kaydedildi. Sonuç: Çalışmamız Malatya ve çevresindeki kırma kusuru sıklığını değerlendiren ilk geniş çaplı çalışma olması bakımından önemlidir.Öğe Psödotümör orbita, gerçekten psödo bir tümör(2012) Demirel, Ersan Ersin; Çavdar, Müfide; Demirel, Soner; Düz, Cem; Kütükde, DeryaÖz: Orbital psödotümör etiyolojisi ve patogenezi tam olarak bilinmeyen, nonspesifik inflamatuar bir olaydır. Tüm orbita içi yapılar lokal ya da diffüz olarak tutulabilir. Kliniğinde ani başlangıçlı göz ağrısı en önemli belirti olmakla beraber, göz kapaklarında ödem ve kızarıklık, göz hareketlerinde kısıtlanma ve propitozis görülebilir. Wegener granülomatozisi, sarkoidoz, idiopatik mediastinal fibrozis, retroperitoneal fibrozis, kolanjit, vaskulit ve lenfoma gibi bazı hastalıklar ile birlikte görülebilir. Tanısı çoğunlukla klinik olarak konulur ve radyolojik olarak desteklenir. Olgumuza bir dış merkezde orbital selülit nedeniyle tedavi uygulanmış, diğer bir merkezde ise malignite şüphesiyle biyopsi planlanmıştır. Kliniğimize başvurduğunda ise psödotümör orbita tanısı konulmuş ve başarıyla tedavi edilmiştir.Öğe X’e bağlı juvenil retinoskizisli iki kardeş olgu(2012) Dorak, Ferhat; Demirel, Soner; Doğanay, Selim; Düz, Cem; Gündüz, Göksel; Demirel, Ersin ErsanX’e bağlı juvenil retinoskizis, hayatın erken döneminde ortaya çıkan, bilateral tutulum gösteren bir konjenital okuler bir hastalıktır. X-bağımlı herediter geçiş şekli nedeniyle hastalık esas olarak erkeklerde görülür. Tipik oftalmoskopik ve elektrofizyolojik bulguları vardır. Esas bulguları makülopati ve periferal retinoskizistir. Bu çalışmada aile soy ağacına bakıldığında X’e bağlı geçiş gösterdiği görülen Juvenil Retinoskizisi (XLRS) olan iki kardeş olgu ve hastalıkla ilgili güncel gelişmeler sunulmaktadır.