Yazar "Dağ, Meral" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 2 / 2
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Hipoksiya ve obezite olgusunda bazı anjiogenik faktörlerin sıçan dokularında araştırılması(İnönü Üniversitesi, 2017) Dağ, MeralGünümüzdeki insanların en büyük sağlıkla ilgili problemlerden birisi de şişmanlıktır. Yerküre üzerindeki artış hızına bağlı olarak beraberinde getirdiği hastalık riskleri sebebiyle güncelliği devam etmekte olan bir konudur. Anjiogenez, mevcut damarların dallanmasıyla yeni damarların oluşumudur. Hipoksiya ya da yetersiz oksijenlenme hücrelerin nekrozisine ve apoptoza yol açar. Hipoksiya, obezite ile ilgili hastalıkların başında gelmektedir. Hipoksiyanın önlenmesinde anjiogenez devreye girerek yeni damar oluşumu sağlanır. Fizyolojik olarak yeni damar yapımı normal şartlarda ve patolojik durumlarda, meydana gelir. Bu çalışmada hipoksiya ve obeziteye bağlı olarak bazı anjiogenik faktörler sıçan dokularında araştırılmıştır. Çalışmada 5 aylık Sprague Dawley erkek sıçanları kullanılmıştır. Sıçanlar; Normal beslenme/Normal oksijen (NB/NO), Normal beslenme/Düşük oksijen (NB/DO), Yüksek Kalorili beslenme/Normal oksijen (YKB/NO) ve Yüksek Kalorili beslenme/Düşük oksijen (YKB/DO) olmak üzere dört gruba ayrılmıştır. Obez gruplarındaki sıçanlarda istenen % 20-25 ağırlık artışı sağlandıktan sonra karaciğer, akciğer, beyaz yağ doku (BYD), kahverengi yağ doku (KYD) ve kan (plazma) dokuları alınmıştır. Alınan dokularda, Adrenomedullin (ADM) Hipoksik İndüklenebilir Faktör1-α (HIF1-α) ve Matriks Metaloproteinaz-II (MMP-II) ELISA yöntemiyle ölçülmüştür. Yapılan çalışmada, BYD'de ADM, HIF1-α ve MMP-II'de, KYD'de ise ADM ve MMP-II miktarlarında önemli artış olduğu görülmüştür. Karaciğer ve akciğerde dokularında ise HIF1-α'nın miktarında anlamlı artış olduğu görülmüştür. Plazmada ise ADM, HIF1-α ve MMP-II miktarlarında anlamlı bir artış saptanmamıştır.Öğe İskemi ve reperfüzyon uygulanan sıçanların jejunum goblet hücrelerinin histolojik olarak incelenmesi(İnönü Üniversitesi, 2008) Dağ, MeralHem akut hemde kronik intestinal iskemi ve reperfüzyon klinikte çok sık karşılaşılan önemli bir problemdir. Bu çalışmada deneysel iskemi ve reperfüzyon hasarı oluşturularak bu hasarda goblet hücrelerinin geçirdiği değişimlerin incelenmesi amaçlandı. Deneyimizde Spraque Dawley cinsi erkek sıçanlar rastgele 4 gruba ayrıldı. Bu gruplar; kontrol, açma-kapama (sham), iskemi ve iskemi ve reperfüzyon gruplarıydı ve her çalışma grubu 8'er sıçandan oluşuyordu. Deneyin bitimini takiben kesilen sıçanlardan alınan jejunum kesitleri %10 luk nötral tamponlanmış formalinle tespit edildi. Yapılan ışık mikroskobik incelemede iskemi uygulanan sıçanların jejunumlarında villusların alışılmış yaprak şeklindeki yapılarını hemen her alanda kaybettiği, yarıklanmadan villus boyu kısalmasına kadar giden morfolojik değişimler gösterdiği saptandı. Bu nedenle epitelin birçok alanda olmadığı, bazı alanlarda ise sadece devamlılığını kaybettiği gözlendi. Villus boyları kontrol grubuna göre kısalırken, villus epitelinde yer alan goblet hücrelerinin kontrol grubuna göre hem sayılarının azaldığı hem de boyutlarının küçüldüğü tespit edildi. Diğer taraftan kriptlerde yer alan goblet hücre sayısında herhangi bir azalma söz konusu değildi. İskemi ve reperfüzyon grubunda ise iskemi grubunda gözlemlediğimiz hasara ait bulgular azalmıştı. Ancak villus boyları iskemi grubundaki kadar olmasa bile kısalmıştı. Villus epitelinde yer alan goblet hücreleri sayıca kontrol grubuyla benzerdi. Diğer taraftan kriptlerdeki goblet hücreleri azalmıştı. Goblet hücre boyutları iskemi grubundaki gibi küçülmüştü. Bizde villuslarda oturan goblet hücrelerinin iskemide lümene dökülmeye bağlı azaldığını, geride kalan goblet hücrelerinin salgılarını boşalttıkları için küçük göründüğünü ancak bunların musin içeriklerinin etkilenmediğini, İ/R sürecinde ise kriptlerden villuslara gelen goblet hücreleri nedeniyle goblet hücre sayısının normale döndüğünü, ancak kriptlerdeki hücrelerin bu yüzden sayıca azaldığını, yine goblet hücrelerinin salgılarını boşaltmaları nedeniyle küçük göründüğünü düşündük. Sonuç olarak; sıçanlarda iskemi ve reperfüzyona bağlı jejunal hasar ve tamir sürecinde goblet hücrelerinin rolü tam olarak ortaya konamamıştır. Bu nedenle daha ileri çalışmalara ihtiyaç duyulmaktadır.