Yazar "Demiröz Aslan, Duygu" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 4 / 4
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Anesthetic Management of a Patient with Motor-sensory polyneuropathy(2016) Erdoğan, Mehmet Ali; Uçar, Muharrem; Özgül, Ülkü; Demiröz Aslan, Duygu; Durmuş, MahmutAbstract: Polinöropati, yaygın aksonal dejenerasyon veya multifokal segmental demiyelinizasyonla seyreden ve genellikle periferik sinirleri tutan nöropatidir. Kas kuvvetsizliği, atrofi, fasikülasyon, solunum kaslarının tutulumuyla solunum yetmezliğine neden olabilir. Polinöropatili hastaların; artmış malign hipertermi riski, solunum kaslarının tutulmasıyla ekstübasyon sonunda gelişebilecek potansiyel hava yolu sorunları, nondepolarizan kas gevşeticilerin uzamış etki süresi ve nöroaksiyel blokların kullanılmasının tartışmalı olması anestezi yönetimini önemli kılmaktadır. Bu sunuda skolyoz nedeniyle posteriyor enstrümantasyon planlanan demiyelinizan ağırlıklı motor-duyu polinöropatili olguya nöromuskuler bloker kullanmadan uyguladığımız genel anestezi yönetimini aktarmayı amaçladıkÖğe The effects of sedation with propofol and propofol ketamin combination on postoperative cognitive functionin elderly patients undergoing spinal anesthesia(2021) Çolak, Yusuf Ziya; Özgül, Ülkü; Demiröz Aslan, Duygu; Birgül Cumurcu, Hatice; Çolak, Cemil; Durmuş, MahmutAim: Elderly patients frequently require surgery. Postoperative cognitive dysfunction (POCD) is an adverse event and reduces thepatient’s quality of life. We aimed to compare the effects of sedation applied with propofol or propofol-ketamine (ketofol) combinationon hemodynamics and POCD during spinal anesthesia in elderly patients undergoing urological surgery.Materials and Methods: Study was performed on 60 ASA I-III patients over 65 years of age. Before the operation (standardizedMini Mental Test) sMMT was applied by a blind researcher. The cases were randomly divided into two groups as propofol (Group P,n=30) and ketofol (Group K, n=30). ECG, SpO2 , Bispectral Index (BIS), noninvasive blood pressure (NIBP) was monitored. After spinalanesthesia, group P received propofol 0.5 mg/kg IV bolus and then 1.5 mg/kg/hour infusion. Group K received propofol 0.4 mg/ kg and ketamine 0.1 mg/kg IV bolus and then propofol 1.2 mg/kg/hour and ketamine 0.3 mg/kg/hour infusion. Hemodynamic andrespiratory data were recorded. The sedation level was monitored by RAMSAY sedation score. sMMT was repeated by the researcherwho performed the initial test at postoperative first 24 hours and postoperative 3rd day.Results: Significant decreases were observed for heart rate, SAP, and MAP in both groups compared with baseline values. Nostatistically significant difference was detected between the groups in sMMT values at postoperative 1st and 3rd days. Within group comparisons revealed significant differences between preoperative sMMT and postoperative 1st day sMMT and betweenpostoperative 1st and postoperative 3rd day sMMT (p< 0.001). No difference was detected between preoperative and postoperative3rd day sMMT (p< 0.25). In Group P, there was statistically significantly higher injection pain (p<0.05).Conclusion: In this study we found that the recovery period of the patients was longer and BIS values were higher in group K, but nosignificant difference could be found in hemodynamic and cognitive functions.Öğe Sezaryen sonrası eklampsiyle ilişkili ani görme kaybı: Olgu sunumu(2013) Erdoğan, Mehmet Ali; Aydoğan, Mustafa Said; Özgül, Ülkü; Konur, Hüseyin; Demiröz Aslan, Duygu; Gedik, Ender; Togal, TurkanÖz: ÖZET Preeklampsi; gebeliğin ikinci yarısından sonra görülen, hipertansiyon ve proteinüri ile karakterize gebeliğe özgü bir bozukluktur. Tonik-klonik nöbet oluşturarak beynin etkilenmesiyle eklampsi formu oluşur. Eklampsi hafif preeklampsilerin %0.5inde, ağır preeklampsilerin ise %2 ile %3ünde görülmektedir. Preeklampsi ve eklampsi görmede azalma, fotopsi ve görme alanı defektleri gibi semptomları oluşmaktadır. Şiddetli preeklampside gebelerin %25inde görme bozuklukları meydana gelirken, eklampside gebelerin %1 ile %2sinde körlük bildirilmiştir ve nerdeyse tamamında geçici bir fenomendir. Ani görme bozukluğu veya körlük önceden sağlıklı olan bir birey için oldukça korkutucu ve endişe vericidir. Neyse ki klinik (fetusun ve plesantanın doğurtulması gibi) ve laboratuar değerlerin düzeltilmesiyle günler içinde tamamen iyileşmektedir. Titiz bir öykü ile nörolojik ve oftalmik muayene, hasta ve yakınlarına pozitif destek ile güven verilmesi büyük önem taşmaktadır. Bu sunumda, eklampsi nedeniyle acil sezaryen yapılan, bilateral kortikal görme kaybı olan olgunun yoğun bakımdaki klinik seyrini sunmayı amaçladık.Öğe Timpanomastoidektomilerde ketofol ile propofolün kas gevşeticisiz entübasyon koşulları ve hemodinamiye etkisi(İnönü Üniversitesi, 2016) Demiröz Aslan, DuyguAmaç: Çalışmamızda timpanoplasti ve masteidektomi cerrahisi geçirecek olgularda propofol ve ketofol indüksiyonuyla kas gevşeticisiz entübasyonun hemodinamik parametreler ve entübasyon skorları üzerine etkilerini gözlemsel olarak değerlendirilmeyi amaçladık. Gereç ve yöntem: Timpanoplasti ve masteidektomi planlanan 18-65 yaş arasında, ASA I-II ve Mallampati I-II risk grubunda ardışık toplam 60 olgu çalışma kapsamına alındı. Olgular operasyon odasına alındıktan sonra rutin monitorizasyonu takiben rasgele 2 gruba ayrıldı. İndüksiyon amaçlı propofol grubuna (Grup P) 1 mg/kg lidokain, 2 mg/kg propofol ve 4 µg/kg remifentanil, ketofol grubuna (Grup KP) ise 1 mg/kg lidokain, 1 mg/kg ketofol (1:1 ketamin/propofol kombinasyonu) ve 4 µg/kg remifentanil yapıldı. 3 dk sonra olgular 7-7,5 nolu tüple entübe edildi. Entübasyon sırasında ıkınan olgulara 10 mg roküronyum yapıldı ve bu olgular çalışma dışı bırakıldı. Her iki grupta da %6-8 desfluran ve %50 O2 + %50 hava ve 0.025 µg/kg remifentanil infüzyonu ile anestezi idamesi sağlandı. Olguların indüksiyon öncesi (bazal), indüksiyon sonrası, entübasyon sonrası ve ilk otuz dakikada her 3 dakikada bir, sonraki 30 dakikada her 5 dakikada bir, sonrasında ise her 10 dakikada bir olacak şekilde KAH, OAB, SAB ve SpO2 değerleri kaydedildi. OAB ve kalp hızında bazal değerlere göre %20 azalma olması durumunda 10 mg efedrin, kalp hızı 50 atım/dk ve altına düştüğünde ise atropin uygulandı. Operasyon sonunda tüm anestezik ajanlar kesildi ve olgular %100 oksijen ile ventile edildi. Anestezinin sonlandırılmasından itibaren; spontan solunum başlaması, gözlerin açılması, trakeal ekstübasyon, komutlara uyma, zaman, kişi ve yer oryantasyonuna kadar geçen süreler uyanma dönemi olarak kaydedildi. Olguların ekstübasyondan itibaren 1. 10. ve 30. dakikalarda Modifiye Aldrete Derlenme Skorlamasına göre bilinç, aktivite, solunum, dolaşım ve periferik oksijen satürasyonuna göre değerlendirildi. Ayrıca bulantı, kusma, boğaz ağrısı, laringospazm, ses kısıklığı ve boğaz ağrısı gibi yan etkiler kaydedildi. Cerrah memnuniyeti ise 1: kötü, 2: orta, 3: iyi olmak üzere 3 puanlı skorlama sistemi ile değerlendirildi. Bulgular: Grup P'de ıkınma ve öksürme Grup KP'ye göre anlamlı daha düşüktü (p=0.001). Grup KP'de Grup P'ye göre ekstiremite hareketi anlamlı daha yüksekti (p=0.014). Diğer entübasyon koşulları açısından gruplar benzerdi. Gruplar arası değerlendirmede indüksiyon sonrası bazale göre SAB, DAB ve KAH değerleri Grup P'de Grup KP'ye göre anlamlı olarak daha düşüktü (p<0.05). Yine entübasyon sonrası bazale göre DAB değeri Grup KP'de Grup P'ye göre anlamlı yüksekti (p<0.05). Olguların uyandırılmadan önce ölçülen SAB değerleri Grup P'de anlamlı şekilde düşüktü (p<0.05). Efedrin ihtiyacı Grup P'de Grup KP'den anlamlı yüksekti (p<0.05). Aldrete derlenme skoru 30. dk.'da Grup P' de Grup KP' den anlamlı daha yüksekti (p<0.05). Sonuç: Hemodinaminin korunmasının istendiği timpanoplasti ve masteidektomi olgularında ketofolün uygun kas gevşeticisiz entübasyon koşullarını sağladığı kanısındayız.