Yazar "Deniz, Yavuz" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 1 / 1
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Kubad Abad Sarayı çinilerindeki hayvan betimlemelerinin seramik yüzeylerde yorumlamaları(İnönü Üniversitesi, 2012) Deniz, Yavuzİnsanoğlu sosyal bir varlık olarak ilk çağdan bu güne kadar yaşamını toplu olarak sürdürmüştür. Barınma konusunda mağaradan çadıra, toprak barınaklardan saraylara geçişlerdeki zaman yolculuğunda göç hareketleri ile her topraktan farklı kültürler edinerek yürümüştür. Yerleşik hayatla beraber çadır kültürü sonlanıp yerini kalıcı eserlere bırakmıştır. Orta Asya bozkırlarından çeşitli sebeplerle göç etmek zorunda kalan Türk boyları da her insan topluluğu gibi devlet edinme politikası güderek sahip oldukları topraklarda büyüyüp güçlenerek hanlar, hamamlar, kervansaraylar, ibadethaneler, saraylar gibi eserler vermişlerdir. 1071 yılında sultan Alparslan'ın komutasında kazanılan Malazgirt Savaşıyla kapılarını Türklere açan Anadolu toprakları, halen Selçuklulardan kalan birçok kültür mirasıyla Türk tarihini belgelemektedir. Alaaddin Keykubad döneminde en parlak zamanlarını yaşayan Anadolu Selçukluları tarihsel süreç içerisinde edindikleri farklı kültür birikimlerini bir araya getirerek Türk kültürünü ve buna bağlı olarak Türk sanatını zirveye taşımışlardır. Mimari alanda eşsiz eserlerin ortaya çıktığı bu dönemde özellikle saray ve köşkler taş, tuğla, ahşap ve çini süslemelerle kendini göstermektedir. Farklı kültür birikimleri neticesinde oluşan Anadolu Selçuklu sanatı İslam dinini bünyesinde ortak bir öğe olarak taşımaktadır. Anadolu Selçuklu sanatının Büyük Selçuklu sanatından biçim ve form olarak farklı öğeler taşımasının nedeni ise Bizans kültürünün etkileridir. Selçuklu saray ve köşklerinde kullanılan mimari çiniler Selçukluların çini sanatına verdikleri önemi ve bu alandaki gelişimlerini göstermektedir. Konya II. Kılıçarslan Köşkü, Keykubadiye Sarayı, Alanya Sarayı, Aspendos Köşkü ve Kubad Abad Sarayı bu çinilerle bezenmiş saraylardan sadece birkaçıdır. Kubad Abad Sarayı Aladdin Keykubad'ın Antalya- Alanya seferi sırasında (1235-1236) inşaa ettirdiği bir saraydır. Külliye halinde düzenlenen sarayın mimarı ünlü vezir Sadettin Köpek olarak bilinmektedir. İrili ufaklı on altı yapıdan oluşan saray Büyük Saray, Küçük Saray ve Kız Kalesi olarak üç bölümde incelenmektedir. 1949 yılında Konya müze müdürü M. Zeki Oral tarafından bulunan saray külliyesi 1965-1966 yıllarında Prof. Dr. Otto Dorn tarafından yürütülen kazı ve araştırmalarla gün ışığına çıkarılmıştır. Yıkıntı ve temel kalıntıları halinde bulunan Kubad Abad Sarayı 1980 yılından itibaren Prof. Dr. Rüçhan Arık tarafından yapılan ve halen devam eden kazılarla toprak altından çıkarılarak Türk Sanatındaki yerini almaktadır. Kazılarda çini sanatının Selçuklular tarafından benimsendiği ve ustalıkla üretilerek saray duvarlarına döşendiği tesbit edilmiştir. Sekiz köşeli yıldız ve haç biçimli çini levhaların geçmeler halinde bir araya getirilmesiyle oluşturulan düzenlemeler sıraltı ve lüster tekniğinde çalışılmıştır. Süsleme olarak bitkisel, figüratif, geometrik ve yazı unsurlarını bünyesinde barındıran bu çiniler Turkuaz, mangan, kobalt mavisi, siyah gibi renklerle boyanmıştır. Hayvan figürlerinin yoğunlukla kullanıldığı çinilerde Orta Asya tasvir sanatının izleri görülmektedir. At, eşek, köpek, kurt, aslan, tavus kuşu, kartal gibi farklı türden hayvanlar ile birçok av hayvanı bazen yalnız başına bazen de mücadele halinde iken resimlenmiştir. Hayvan figürlerinin yanı sıra, bitkisel öğeler, geometrik biçimler, insan figürleri ve yazı karakterleride çinilerde süsleme unsuru olarak bir arada kullanılmıştır. Kullanıldığı dönemde av partilerinin verildiği ve eğlencelerin düzenlendiği sarayların duvarlarını bezeyen çinilerdeki hayvan figürlerinin hareket ve üslup özellikleri o dönem sanatçılarının gözlem gücünün ve üstün yorumlamalarının göstergesidir. Kubad Abad Sarayının çinilerinde süsleme unsuru olarak yer alan ve Asya kültürünün etkilendiği Şaman inancına göre tılsımlı olduklarına inanılarak birbirinden farklı anlamlar yüklenen ayrı türlerdeki hayvan figürlerinde dikkat çeken stilizasyonlar, hareketlerdeki dinamiklik, estetik, soyut düşünceler ve tasarım gücü uygulamalar bölümüne esin kaynağı olmuştur. Anadolu Selçuklularının kültürler arası yolculuklarında edindikleri sanat dallarından biri olan çini sanatının figüratif ve teknik özelliklerinin günümüz seramik sanatında farklı biçim ve tekniklerle yorumlanarak sanat severlere sunulması suretiyle Anadolu Selçuklu çinilerindeki hayvan betimlemelerinin detaylı incelenişi ve kuşaklara aktarılışı bu çalışmanın temel hedefi olmuştur. Anahtar Kelimeler: Seramik, Pano, Çini, Saray, Kubad Abad, Figür, Hayvan