Yazar "Doğan, Tuğba" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 2 / 2
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Kükürtlü kayısı diyetinin sıçanlarda gastrointestinal sistem üzerindeki etkilerinin biyokimyasal ve histolojik olarak araştırılması(İnönü Üniversitesi, 2024) Doğan, Tuğba; Ateş, BurhanBu tez kapsamında Hacıhaliloglu kayısılarının toplanması, kükürtlenmesi ve kükürt düzeyinin belirlenmesi, kükürtlü kayısıların antimikrobiyal düzeylerinin belirlenmesi, bu ekstraktların in vitro özelliklerinin tespiti ve in vivo incelemeler kapsamında ise kükürtlü kayısı ile beslenmenin gastrointestinal sistem, (mide, bağırsak ve karaciğer) açısından biyokimyasal ve histolojik etkilerinin incelenmesi mevcuttur. Bunun için 42 adet Wistar albino cinsi sıçanlar randomize olarak 6 gruba ayrılmıştır. Kontrol, 1500 ppm , 2000 ppm, 2500 ppm, 3000 ppm ve 3500 ppm kükürtlü kuru kayısıyı %10 oranında içeren standart yemle 6 ay süresince beslenmiştir. Altı ayın sonunda sıçanların karaciğer harabiyet biyobelirteçleri olan serum enzimlerinden aspartate aminotransferaz (AST), alanin aminotransferaz (ALT) enzim seviyeleri tespit edilmiştir. Ayrıca sıçanların karaciğer, mide ve bağırsak dokularında oksidatif stres belirteçleri incelenmiştir. Bu amaçla malondialdehit(MDA), total glutatyon (tGSH), süperoksid dismutaz (SOD), katalaz (CAT), total antioksidan (TAS) ve total oksidan (TOS) düzeyleri ölçülmüştür. Aynı zamanda karaciğer, mide ve bağırsak dokularının histolojik hasar skorları tespit edilmiştir. Elde edilen sonuçlara göre; kükürt oranı farklı kayısıların tüketilmesi ratlarda 1500 ve 2500 ppm arasındaki kükürt miktarının karaciğer, mide ve bağırsak dokularında biyokimyasal ve histopatolojik değişiklikler oluşturmadığı ancak 3500 ppm kükürt düzeyinin yapısal ve biyokimyasal değişikliklere yol açtığı gösterilmiştir. Ayrıca farklı konsantrasyonlarda hazırlanan kükürtlü kayısı özütlerinin test edilen bir Gram pozitif (S. aureus ATCC 25923), bir Gram negatif (E. coli ATCC 25922) bakteri türü ve ayrıca bir de maya türü (Candida albicans ATCC 90028) üzerine belirgin antimikrobiyal etkilerinin olduğu saptanmıştır. Sonuç olarak 3500 ppm gibi yüksek konsantrasyonlarda kükürtlenen kayısıların karaciğer, mide ve bağırsaklarda yapısal ve biyokimyasal değişikliklere yol açabileceği görülmüştür. Ancak daha düşük konsantrasyonlarda (1500 ppm ila 2500 ppm) kükürtlenen kayısıların güvenli olduğu görülmektedir. Kükürtlenmiş kayısıların doza bağımlı olarak antimikrobiyal aktivitesi mevcut iken bu dozlarda L929 hücre hatlarında sitotoksisitenin bulunmaması, test edilen konsantrasyonlarda sülfürlenmiş kayısıların güvenliğini desteklemektedir.Öğe Ratlarda akut pankreatite bağlı gelişen böbrek hasarında lycium barbarum(GOJİ) bitki ekstresinin koruyucu etkilerinin incelenmesi(İnönü Üniversitesi, 2016) Doğan, TuğbaÇalışmamızın amacı şiddetli inflamasyonun ve oksidatif stresin akut pankreatit patofizyolojisindeki rolü göz önünde bulundurularak cerulein ile deneysel olarak akut pankreatit oluşturulan ratlarda antiinflamatuar ve antioksidan etkili bileşenlere sahip olduğu bilinen Lycium barbarum bitki ekstraktının akut pankreatite bağlı gelişen böbrek hasarında tedavi edici etkilerinin araştırılmasıdır. Materyal ve Metod: Bu çalışmada ortalama 250-300 g ağırlığında 3-4 aylık, 36 adet dişi Wistar albino ratlar her grupta 12 rat olacak şekilde üç gruba ayrıldı: 1. grup (kontrol grubu, 10 gün süreyle ad libitum standart yem ve su ile beslenip sadece serum fizyolojik enjeksiyonu yapıldı). 2. grup (cerulein grubu, 10 gün süreyle ad libitum standart yem ve su ile beslendikten sonra akut pankreatit indüksiyonu iki saat ara ile total doz 100 µg/kg v.a. olacak şekilde iki kez intraperitonal olarak uygulanan 50 µg/kg v.a. cerulein ile sağlandı). 3. Grup (Lycium barbarum (LB) grubu, cerulein enjeksiyonundan 10 gün önce Lycium Barbarum bitki ekstraktı intragastrik gavaj yöntemiyle 6 mg/ml/gün dozda 10 gün süreyle verildi. Bu sürede standart yem ve suyla beslenmeye devam edildi). 10 günlük sürenin sonunda cerulein enjeksiyonundan 24 saat sonra ratlar servikal dislokasyona tabi tutularak sakrifiye edildi. Ratlarda, süperoksit dismutaz (SOD), katalaz (CAT), glutatyon peroksidaz (GPx) enzim aktivite tayinleri, 8-hidroksi deoksiguanozin (8-OHdG) miktarı, malondialdehit (MDA) düzeyi ve protein miktar tayini için böbrek doku örnekleri alındı. Akut pankreatit şiddetini belirlemek için böbrek dokularının histopatolojik değerlendirilmelerin yanında serum lipaz, IL-1 ve IL-6 düzeyleri ölçüldü. Bulgular: Sonuçlarımızda cerulein grubunda artan IL-1, IL-6, 8-OHdG, MDA ve CAT seviyelerinin LB bitki ekstraktı ile anlamlı olarak azaldığı gözlendi. Buna ek olarak serum lipaz düzeylerinde önemli bir fark bulunmadı. Sonuç: Sonuç olarak LB bitki ekstraktının verilmesi akut pankreatite bağlı gelişen böbrek dokusunda oksidatif hasarı azaltmak suretiyle dokudaki inflamatuar reaksiyonları kısmen önleyici bir etkiye sahip olduğu kanaatine varılmıştır.