Yazar "Duman, Serdar" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 3 / 3
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Parotis bezi neoplazilerinde postoperatif yaşam kalitesinin incelenmesi(İnönü Üniversitesi, 2010) Duman, SerdarBenign veya malign parotis bezi neoplazisi nedeniyle parotidektomi uygulanan hastaların postoperatif yaşam kalitelerinin değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Materyal ve Metod: Kliniğimizde Ocak 2005 ve Aralık 2009 tarihleri arasında parotis neoplazisi nedeniyle opere edilen ve gerektiğinde ilave radyoterapi uygulanan 79 hastayla ilgili veriler incelendi. Telefonla ulaşılabilen hastalar arasında çalışmaya katılmayı kabul eden ve 18 yaş üstünde olan 22 erkek, 24 kadın toplam 46 hastaya kulak burun boğaz muayenesi ve nişasta iyot testi yapıldı ve yaşam kalitesi anket formları verilerek cevaplandırmaları istenildi. Bir hasta bilateral Whartin tümörü nedeniyle her iki parotis bezinden opere olduğundan geçirdiği iki ameliyatla ilgili ayrı formlar verilerek doldurması istenildi ve bunlar ayrı ayrı değerlendirildi. Böylece 46 hasta tarafından 47 anket formu yanıtlanmış oldu. Muayene bulguları, nişasta iyot testinin sonuçları ve anket formundaki sorulara verilen yanıtlar değerlendirildi. Bulgular: Yetmiş dokuz hastanın histopatolojik sonuçları incelendiğinde 14 hastada malign, 65 hastada benign tümör mevcuttu. En sık operasyon nedeni benign bir tümör olan pleomorfik adenomdu (28 hasta), ikinci sırada ise Whartin tümörü (12 hasta) yer almaktaydı. Operasyon sonrası patolojik incelemede tüm tanılar içinde en sık karşılaşılan malign tümör ise cilt skuamöz hücreli karsinomunun metastazıydı (8 hasta). Cerrahi işlemlerden süperfisyal parotidektomi 65 hastaya, total parotidektomi ise 14 hastaya uygulanmıştı. Hastalardan 36'sı sağ taraf, 42'si sol taraf, bir hasta ise bilateral parotis bezinden opere olmuştu. On dört hastaya boyun diseksiyonu yapılmıştı. Malign tümör nedeniyle opere edilen iki hastaya aynı seansta cilt flebiyle onarım yapılmıştı. Yaşam kalitesi anket çalışması için 46 hastaya randevu verildi. Kontrole gelen 46 hastanın 22'si erkek, 24'ü kadın ve yaş ortalaması 48 (19-87 yaş) idi. Hastalarla postoperatif ortalama 26 ay (3-59 ay) sonra görüşme yapıldı. Hastaların kulak burun boğaz muayenesinde; üç hastada karşı taraf parotiste kitle, bir hastada insizyon yerinde keloid skarı, bir hastada fasiyal parezi ve 33 hastada nişasta iyot testinde opere yüz tarafında boyanma bulguları elde edildi. Hastalar nişasta iyot testinde boyanan alanın büyüklüğüne göre gruplandırıldılar. Boyanan alanın büyüklüğüyle, hastaların Frey sendromunun neden olduğu lokal etkilerle ilgili şikayetlerinin şiddeti arasında anlamlı bir istatistiksel ilişki vardı. Hastaların anket sorularına verdikleri yanıtlar puanlandırıldı ve yaş, hastalık tipi, cinsiyet ve nişasta iyot testi sonuçlarıyla aralarındaki ilişki araştırıldı. Kırk beş yaşın üstündeki hastalar şimdiki sağlık durumlarından daha memnunlardı. Benign tümör nedeniyle opere edilen hastaların görünümleri ve fasiyal görünümde değişiklik, asimetri ile ilgili verdikleri yanıtların puanları daha yüksekti. Cinsiyet ile skar ve ağız kuruluğu arasındaki ilişki istatistiksel olarak anlamlıydı. Erkek hastalar insizyon skarlarından kadın hastalara göre daha şikayetçilerdi. Kadın hastalarda ise ağız kuruluğu şikayetine daha fazla rastlandı. Anket formu doldurulduktan sonra hastalarla birlikte değerlendirildi. Tüm hastalara, operasyon öncesinde yeterli derecede bilgilendirildiklerini düşünüp düşünmedikleri soruldu. Kırk beş hasta yeterli derecede bilgilendirildiklerini ifade ederken, bir erkek hasta yeterli derecede bilgilendirilmediğini düşündüğünü belirtti. Sonuç: Parotidektomi operasyonu sırasında hasta konforu açısından dikkatli bir diseksiyon uygulanarak nervus aurikularis magnusun korunmasına özen gösterilmelidir. Parotidektomi sonrası Frey sendromuyla sıklıkla karşılaşılmakla birlikte tedaviye ihtiyaç duyan hasta sayısı çok düşüktür. Parotis bezi cerrahisinin tüm komplikasyonları hastaların yaşam kalitesini etkilemektedir. Hastaların operasyon öncesi kapsamlı ve yeterli derecede bilgilendirilmeleri, hastaların hekime güvenini arttıracak ve cerrahi sonuçları kabullenmelerini kolaylaştıracak önemli bir etkendir. Operasyon öncesinde yeterli derecede bilgilendirmenin yapılıp yapılmadığını sorgulayan bir sorunun yaşam kalitesi anket formuna eklenmesi hastaların yaşam kaliteleri hakkında daha fazla bilgi edinilmesini sağlayacaktır.Öğe A rare anatomic variation of the chorda tympani(Kulak Burun Boğaz İhtisas Dergisi, 2011) Kalcıoğlu, M. Tayyar; Köse, Evren; Bayındır, Tuba; Duman, SerdarÖz: Korda timpani, timpanik kavitenin önemli anatomik yapılarından biridir. Bazı anatomik varyasyonları olabilir. Bu anatomik varyasyonlar belirli otolojik cerrahi işlemlerde önem taşımaktadır. Literatürde korda timpaninin anatomik varyasyonlarıyla ilgili sınırlı sayıda yayın bulunmaktadır. Kırk dokuz yaşında kadın hasta sağ kulakta iletim tipi işitme kaybı ve kulak zarı perforasyonu nedeniyle kliniğimize sevk edildi. Timpanoplasti ameliyatı sırasında timpanomastoid flep eleve edildiği sırada, daha önce tanımlanmamış bir anatomik varyasyon olarak korda timpaninin flep ile kemik arasında seyrettiği görüldü. Bu yazıda korda timpaninin tanımlanmamış bir anatomik varyasyonu sunuldu. Başlık (İngilizce): Korda timpaninin nadir bir anatomik varyasyonu Öz (İngilizce): The chorda tympani is an important anatomical structure in the tympanic cavity. It may have some anatomic variations. Its anatomic variations are of interest in certain otologic surgical procedures. There are limited reports in the literature about the variations of the chorda tympani. A 49-year-old female patient was refered to our clinic because of conductive hearing loss and tympanic membran perforation in the right ear. During the tympanoplasty surgery, when the tympanomastoid flap was elevated, the chorda tympani was seen between flap and bone as a non-described anatomic variation. This article presents a non-described anatomic variation of the chorda tympani.Öğe Rinolite bağlı pürülan rinore: Olgu sunumu(Dicle Tıp Dergisi, 2013) Duman, Serdar; Kızılay, AhmetÖz: Rinolit, nazal kavitede yerleşmiş bir nidus etrafında tuz ların birikmesi sonucu meydana gelen mineralize kitledir. Hastaların başlıca şikayetleri kötü kokulu burun akıntısı ve burun tıkanıklığıdır. Nadiren şikayet oluşturmaz ve ru tin muayenede tanı konur. Rijit nazal endoskopi ve bilgi sayarlı tomografi tanıda kullanılan en önemli metotlardır. Tedavi rinolitin burundan çıkarılmasıdır. Bu olgu sunu- munda sol nazal kavitede mevcut büyük boyutlu rinoiliti nedeniyle 30 yıldan uzun süre pürülan rinoresi olan 43 yaşında bir erkek hasta tartışıldı.











