Yazar "Ege, Erdal" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 20 / 24
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe 208 Ventfiküler Septal Defekt Olgusunun Değerlendirilmesi(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 2001) Paç, F. Ayşenur; Ege, Erdal; Paç, Mustafa; Battaloğlu, Bektaş; Emmiler, Mustafa; Akpınar, Beşir; Sarı, Süleyman; Pelik, FatmaVentriküler septal defekt, biküspit aort kapağından sonra en sık görülen konjenital kalp defektidir. İlk kez 1879 da Roger tarafından klinik bir antite olarak tanımlanmıştır. Her canlı 1000 doğumda, 1.5-2 oranında gözlenir. Merkezimizde görülen 208 VSD olgusunu retrospektif olarak inceledik. Hastalar özellikle klinik veriler, VSD tipi, spontan kapanma oranları ve komplikasyonlar (AVP, AY, VSD anevrizma) göre değerlendirildi.Öğe 208 ventriküler septal defekt olgusunun değerlendirilmesi(2001) Paç,F. Ayşenur; Ege, Erdal; Paç, Mustafa; Battaloğlu, Bektaş; Emmiler, Mustafa; Akpınar, Beşir; Sarı, Süleyman; Pelik, FatmaÖz: Ventriküler septal defekt, biküspit aort kapağından sonra en sık görülen konjenital kalp defektidir. İlk kez 1879 da Roger tarafından klinik bir antite olarak tanımlanmıştır. Her canlı 1000 doğumda, 1.5-2 oranında gözlenir. Merkezimizde görülen 208 VSD olgusunu retrospektif olarak inceledik. Hastalar özellikle klinik veriler, VSD tipi, spontan kapanma oranlan ve komplikasyonlar (AVP, AY, VSD anevrizma) göre değerlendirildi.Öğe Aorta-popliteal prostetik greft enfeksiyonunda omentoplasti (Bir olgu nedeniyle)(İnönü Üniversitesi, Turgut Özal Tıp Merkezi, Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı, Malatya, Türkiye, 1997) Soysal, Ömer; Gülcan, Öner; Cihan, Hasan Berat; Ege, Erdal; Gülcüler, Metin; Paç, MustafaÖz: Prostetik greft enfeksiyonu rekonstrüktif vasküler cerrahinin tehlikeli ve tedavisi zor olan komplikasyonlarından biridir. Prostetik greft enfeksiyonları omentoplasti ile tedavi edilebilir. Ateroskleroz zemininde gelişmiş ilio-femoral tıkayıcı hastalığı olan bir olguda yapılan aorta-popliteal bypass sonrası gelişen greft enfeksiyonu omentoplasti ile tedavi edilmiştir. Bir olgu nedeniyle prostetik greft enfeksiyonlarının tedavi prensiplerini ve omentoplastinin önemini tartışmayı amaçladık.Öğe Aynı Seansta Açık Kalp Cerrahisi Ve Servikal Sempatektomi Operasyonunun Yapılması(Turgut Özal Tıp Merkezi Dergisi, 1998) Berat Cihan, Hasan; Ege, Erdal; Gülcan, Öner; Türköz, Rıza; Paç, MustafaAçık kalp operasyonu gerektiren hastalıklar, servikal sempatektomi gerektiren hastalıklarla birlikte olduğu zaman, median sternotomi insizyonuyla heriki işlem aynı seansta yapılabilir. Bu yazıda mitral stenoz ve raynoud hastalığı tanısıyla operasyona alınan ve median sternotomi insizyonuyla operasyon başlatılarak aynı seansta sırasıyla servikal sempatektomi ve mitral valve replasmanı operasyonları gerçekleştirilen 76 yaşında kadın hasta vaka olarak sunulmuştur. Postoperatif seyir normal olmuştur ve hasta yedinci gün hastaneden taburcu edilmiştir. Bu prosedürün uygulanmasına literatürde rastlanmamıştır.Öğe Aynı Seansta Açık Kalp Cerrahisi Ve Servikal Sempatektomi Operasyonunun Yapılması(Turgut Özal Tıp Merkezi Dergisi, 1998) Cihan, Hasan Berat; Ege, Erdal; Gülcan, Öner; Türköz, Rıza; Paç, MustafaAçık kalp operasyonu gerektiren hastalıklar, servikal sempatektomi gerektiren hastalıklarla birlikte olduğu zaman, median sternotomi insizyonuyla heriki işlem aynı seansta yapılabilir. Bu yazıda mitral stenoz ve raynoud hastalığı tanısıyla operasyona alınan ve median sternotomi insizyonuyla operasyon başlatılarak aynı seansta sırasıyla servikal sempatektomi ve mitral valve replasmanı operasyonları gerçekleştirilen 76 yaşında kadın hasta vaka olarak sunulmuştur. Postoperatif seyir normal olmuştur ve hasta yedinci gün hastaneden taburcu edilmiştir. Bu prosedürün uygulanmasına literatürde rastlanmamıştır. Sonuç olarak bu iki farklı hastalık grubu için median sternotomi ile tek seansta cerrahi girişimin emin bir yöntem olduğu kanısına varıldı.Öğe Bir Olgu Sebebiyle Streptokinazın Derin Ven Trombozu Tedavisindeki Yerinin Gözden Geçirilmesi(Turgut Özal Tıp Merkezi Dergisi, 1998) Cihan, Hasan Berat; Ege, Erdal; Gülcan, Öner; Gülcüler, Metin; Paç, MustafaDerin ven trombozu tedavisinde fibrinolitik ajan olarak streptokinazın kullanması doza bağımlı olmayan öldürücü hemorajik komplikasyonlara sebep olabilir. Kliniğimizde derin ven trombozlu bir hastada streptokinaz tedavisinin ilk saatlerinde öldürücü hemorajik komplikasyon gelişti. Bu vaka sebebiyle biz derin ven trombozunun tıbbi tedavisini tartışmayı amaçladık.Öğe Bir Olgu Sebebiyle Streptokinazın Derin Ven Trombozu Tedavisindeki Yerinin Gözden Geçirilmesi(Turgut Özal Tıp Merkezi Dergisi, 1998) Cihan, Hasan Berat; Ege, Erdal; Gülcan, Öner; Gülcüler, Metin; Paç, MustafaDerin ven trombozu tedavisinde fibrinolitik ajan olarak streptokinazın kullanması doza bağımlı olmayan öldürücü hemorajik komplikasyonlara sebep olabilir. Kliniğimizde derin ven trombozlu bir hastada streptokinaz tedavisinin ilk saatlerinde öldürücü hemorajik komplikasyon gelişti. Bu vaka sebebiyle biz derin ven trombozunun tıbbi tedavisini tartışmayı amaçladık.Öğe Bir Patent Duktus Ve Aorta Pulmonef Window Olgusunun Aşamalı Onarımı(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 2001) Ege, Erdal; Paç, Mustafa; Paç, F.Ayşenur; Battaloğlu, Bektaş; Hazar, Abdussamet; Emmiler, MustafaAorta-pulmoner window nadir görülen konjenital bir malformasyondur. Olguların yaklaşık yarısında yandaş konjenital anomalilerle birlikte bulunur. Patent duktus arteriosus ve aorta -pulmoner window’lu 4.5 aylık erkek çocuk sürekli akciğer enfeksiyonu ve konjestif kalp yetmezliği nedeniyle, aşamalı olarak onarılmış ve sunulmuştur.Öğe Bir patent duktus ve aorta pulmoner window olgusunun aşamalı onarımı(2001) Ege, Erdal; Paç, Mustafa; Paç, Ayşe Nur; Bektaş Battaloğlu; Hazar, Abdussamet; Emmiler, MustafaÖz: Aorta-pulmoner window nadir görülen konjenital bir malformasyondur. Olguların yaklaşık yarısında yandaş konjenital anomalilerle birlikte bulunur. Patent duktus arteriosus ve aorta -pulmoner window'lu 4.5 aylık erkek çocuk sürekli akciğer enfeksiyonu ve konjestif kalp yetmezliği nedeniyle, aşamalı olarak onarılmış ve sunulmuştur.Öğe Cerrahi olarak tedavi ettiğimiz sol ventrikül anevrizmalı hastaların erken dönem sonuçları(2003) Erdil, Nevzat; Nisanoğlu, Vedat; Cihan, Hasan Berat; Gülcan, Öner; Ege, Erdal; Alat, İlkerÖz: Amaç: Sol ventrikül anevrizması olan hastalarda anevrizmanın onarımı, yaşam süresi ve kalitesini iyileştiren önemli girişimlerden biridir. Bu çalışmada sol ventrikül anevrizması nedeniyle cerrahi olarak tedavi ettiğimiz olguların erken dönem sonuçlarını sunmaktayız. Materyal ve Metod: Ocak 2001 ile Kasım 2002 tarihleri arasında postiskemik sol ventrikül anevrizması olan 51 hasta cerrahi olarak tedavi edildi. Olguların 45'i erkek (%88.2) olup, yaş ortalaması 58.53 ± 10.78 yıl idi. Hastaların 31'inde (%60.8) yama endoanevrizmorafi, 20'sinde (%39.2) lineer anevrizektomi gerçekleştirildi. Tüm olgulara ek olarak tam koroner revaskülarizasyon yapıldı. Bulgular: Erken dönemde iki hasta (%3.9) kaybedildi. Postoperatif dönemde 2 hastada düşük kalp debisi nedeniyle intraaortik balon pompası ihtiyacı oldu. Hastaların 10'unda (%19.6) atriyal fibrillasyon gelişti ve tümü antiaritmik ajanlarla sinüs ritmine döndürüldü. Hasta başına ortalama 2.59 pm1.04 distal anastomoz yapıldı. Ortalama yoğun bakım ve hastanede kalış süresi sırasıyla 2.83 pm 1.29 ve 7.74 ± 2.14 gün idi. Fonksiyonel kapasitelerin tüm hastalarda belirgin olarak düzeldiği gözlendi. Sonuç: Kullanılan metoda bakılmaksızın tam koroner revaskülarizasyonla kombine edilen sol ventrikül anevrizma onarımları, survi ve fonksiyonel kapasitede düzelme sağlanmakta olup, güvenle uygulanabilir.Öğe Dev bir subklavian arter anevrizma olgusu(MN Kardiyoloji, 2001) Ege, Erdal; Paç, Mustafa; Hazar, Abdussamet; Emmiler, Mustafa; Elmalı, NurzatÖz: Subklavian arter anevrizması çok nadir görülen bir anevrizmadır. En sık dıştan basıya bağlı olarak gelişmekle beraber, travma, ateroskleroz, kistik media nekrozu, tuberküloz lenfadenit invazyonuna bağlı olarak gelişebilir. Blalock-Taussing anostomozunda geç komplikasyon olarak gözlenmiştir. Burada, 33 yaşında bir hastada servikal kostaya bağlı gelişen dev bir subklavian arter anevrizması sunulduÖğe Fatal bir hemoptizi ve hemotoraks nedeni: torasik aort anevrizması rüptürü(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 1997) Soysal, Ömer; Ege, Erdal; Yıldırım, Zeki; Baysal, Tamer; Özdemir, Hasan; Paç, MustafaHemoptysis is a problem for which the patient and the physician give importance. Aortobronchial fistula causes hemoptysis and aortopleural fistula causes hemothorax, and it is a fatal situation if not treated. A patient presented with hemoptysis and multiple loculated dense pleural effusions who had thoracic aortic aneurysm with bronchial fistula, and died although she underwent emergency aneurysm repair and left lower lobectomy. Aortobronchial fistula should be considered in the differential diagnosis of hemoptysis. If the thoracic aneurysm which is ruptured to the lung and pleura is not diagnosed and surgically repaired early, it is usually mortal.Öğe Internal mammary artery atherosclerosis in segments removed during coronary artery bypass grafting surgery and C.pneumoniae infection(Anadolu Kardiyoloji Dergisi, 2004) Ege, Erdal; Paç, Mustafa; Durmaz, Rıza; Bulut, Yunus; Hazar, Abdussamet; Emmiler, Mustafa; Aydın, EnginÖz: Amaç: Son çalışmalar klamidya pnömoni ile aterosklerotik kardiyovasküler hastalık arasındaki ilişkiyi desteklemektedir. İnternal mammaryan (İMA) arterde (koroner baypas greft olarak kullanılan) C. Pneumoniae DNA sını ve onun aterosklerozla ilişkisini araştırdık. Yöntem: Sekiz aylık süre içinde koroner arter baypas greft cerrahisi uygulanan 68 ardışık hasta çalışmaya alındı. Bütün hastalarda hazırlanan İMA greftinin arta kalan kısmında çalışıldı. Damarlar histopatoloijk olarak incelendi ve İMA greftlerinde C. Pneumoniae DNA’sının varlığı polimeraz zincir reaksiyon (PCR) ile değerlendirildi. Bulgular: C. Pneumoniae DNA’sı 66 İMA spesimeninin 7 (%10.6) sinde bulundu. C. Pneumoniae pozitif gruptaki İMA segmentlerinin ışık mikroskop incelemesinde, 7 hastanın 4’ünde aterosklerotik intimal değişiklikler görüldü. Amerikan Kalp Cemiyeti sınıflamasına göre bir hastada tip III üç hastada tip II aterosklerotik değişiklik vardı. Geri kalan 62 hastanın İMA segmentlerinde belirgin her hangi bir aterosklerotik lezyon gösterilemedi. Sonuç: İnternal mammaryan arter greftinde; PCR ile C. Pneumoniae ve histopatolojik olarak ateroskleroz tespit edilmesi İMA greftinin gelecekteki açıklığını belirlemede yardımcı olabilir.Öğe Kardiyopulmoner Bypassa Engel Olan Yöresel Bir Sorun(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 2004) Alat, İlker; Battaloğlu, Bektaş; Atambay, Metin; Nisanoğlu, Vedat; Erdil, Nevzat; Gülcan, Öner; Cihan, Hasan Berat; Ege, Erdalİmmün sistem üzerindeki negatif etkileri iyi bilinen kardiyopulmoner bypassın parazitozlarla ilişkisi pek değerlendirilmiş değildir. Bir olgu ile bu konu değerlendirilmiştir. Olgu:Elektif şartlarda, açık kalp cerrahisi yöntemiyle koroner bypass ameliyatı planlanan ve Taneia saginata açısından şikayeti olmayan olgu operasyon masasına alındı. Anestezi indüksiyon aşamasında, anüsten spontan olarak dökülen parazitler sebebiyle operasyon ertelendi. Parazitolojik bakıda, parazitin T. saginata olduğu anlaşıldı. Sonuç:Kardiyopulmoner bypassa girecek olguda, mevcut enfeksiyon nasıl bir kontrendikasyonsa, parazitozlar da benzeri şekildeki yan etkileri sebebiyle kontrendikasyon teşkil etmelidirler. Bu nedenle, özellikle bölgemizde olmak üzere, tüm ülkemiz insanının yemek kültürü tekrar değerlendirilmelidir.Öğe Kompleks atrial isomerizm ve sol pektoral adale yokluğu olgusu(İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi Dergisi, 2000) Ege, Erdal; Battaloğlu, Bektaş; Paç, Mustafa; Paç, F. Ayşenur; Emmiler, MustafaÖz: Sol atrial izomerizm, atrioventriküler kanal defetti, sistemik ve pulmoner venöz dönüş anomalisi, unroofed koroner sinüs, viseral situs inversus ve solpektoral adale yokluğu olan kompleks kardiyak anomalili 13 aylık erkek hasta sunuldu. Bu tanılar ekokardiyografi ve kateterile konuldu daha sonra operasyonda tanı doğrulandı. Başlık (İngilizce): A case with complex atrial isomerism and left pectoral muscles agenesia Öz (İngilizce): A 13 month of age boy was diagnosed as left atrial isomerism, complete atrio-ventricular canal defect, systemic and pulmonary venous return abnormalities, unroofed coronary sinus, visceral situs in versus, and absence of left pectoral muscle. Echocardiography and cardiac catheterisation revealed the multipl abnormalities and surgery confirmed.Öğe Koroner bypass cerrahisinde tip 2 diabetes mellitus mortalite ve morbiditeyi artırır mı?(Türk Göğüs Kalp Damar Cerrahisi Dergisi, 2005) Cihan, Hasan Berat; Erdil, Nevzat; Nisanoğlu, Vedat; Çolak, Cengiz; Erdil, Feray; Ege, Erdal; Battaloğlu, BektaşÖz: Amaç: Bu çalışmada koroner bypass uyguladığımız diyabetik hastaların erken dönem sonuçlarını irdeledik. Materyal ve Metod: Haziran 2001 ile Kasım 2003 tarihleri arasında kliniğimizde koroner bypass ameliyatı yapılan 536 hastanın kayıtları incelendi; 105 hastada ameliyat zamanında tip 2 diyabet mevcut idi. Diyabetik olguların %46.7’sinde tam arteriyel revaskülarizasyon gerçekleştirildi. Diyabetik olanlar ve olmayanlar hastane mortalitesi ve morbiditesi açısından kıyaslandı. Bulgular: Diyabetik grupta kadın cinsiyet, hipertansiyon, obezite ve karotis arter hastalığı sıklığı daha fazla idi. Diyabetik grupta ejeksiyon fraksiyonu daha düşüktü. Ayrıca bu gurupta sigara kullanımı ve obezite diyabetik olmayan guruba göre daha fazla idi (p < 0.05). Diyabetik gruptaki ortalama distal anastomoz sayısı (p = 0.013), eşzamanlı sol ventrikül anevrizma onarımı (p = 0.05), aortik kros klemp zamanı (p = 0.002), kardiyopulmoner bypass zamanı (p = 0.01) ve inotropik destek ihtiyacı (p = 0.024), diyabetik olmayan grupla kıyaslandığında, belirgin biçimde artmıştı. Erken mortalite açısından iki grup arasında fark bulunmadı; diyabetiklerde %2.9, diyabetik olmayanlarda %3 (p = 1.00). Sonuç: Diyabetik grupta inotrop destek ihtiyacı yüksek olduğu halde, sonuçlarımız diyabetiklerde koroner arter bypass cerrahisi erken mortalitesinin yüksek olmadığını göstermektedir.Öğe Predictive value of platelet to lymphocyte ratio and mean platelet volume in atrial fibrillation after isolated coronary artery bypass graft operation(2019) Altinbas, Ozgur; Tanyeli, Omer; Ege, ErdalAim: The relationship between inflammation and the development of atrial fibrillation and the relationship between platelet to lymphocyte ratio and mean platelet volume in relation to inflammation were investigated in patients with atrial fibrillation after isolated coronary artery bypass graft operation. Material And Methods: Clinical and laboratory data of 132 patients, who did not have preoperative atrial fibrillation and underwent isolated coronary artery bypass graft operation using cardiopulmonary pump, were analyzed retrospectively. Patients were divided into two groups as patients with developed atrial fibrillation and those without atrial fibrillation. Concomitant diseases, preoperative drug use, echocardiographic and angiographic findings, preoperative, intraoperative and postoperative laboratory parameters were obtained from medical records and compared statistically. Results: Of the 132 patients, 68 with atrial fibrillation (mean age: 68.3+/-10.7 years, 50 males and 18 females) and 64 patients without atrial fibrillation (mean age: 64.5+/-9.8 years, 55 males and 9 females) were identified, and difference in the mean age was statistically significant (p=0.016). Postoperative platelet to lymphocyte ratio and mean platelet volume values (280.3+/-112.3; 9.9+/-1.7) were also significantly higher in those with atrial fibrillation group than preoperative values (129.2+/-49.3; 9.6+/-1.6, p<0.0001, p<0.0009). Conclusıon: According to our study higher values of postoperative platelet to lymphocyte ratio and mean platelet volume are correlated with development of atrial fibrillation after coronary artery bypass graft operationÖğe Pulmoner emboliye açan paget schroetter sendromu(1998) Soysal, Ömer; Ege, Erdal; Kuzucu, Akın; Türköz, RızaÖz: Etyolojinin bulunamadığı veya bilinmediği ve ven lümeninde trombus mevcudiyeti ile birlikte olan subklaviyan ven obstruksiyonuna Paget-Schroetter sendromu denmektedir. Öyküde sıklıkla tekrar/ayıcı üst ekstremite kas hareketleri olduğu için efor trombozu diye de anılmaktadır. Tüm derin ven trombozları gibi subklaviyan ven trombozunda da pulmoner emboli riski vardır. Yükleme işçisi olarak çalışmakta olan 26 yaşında erkek hasta, hemoptizi ve sol kolda şişme yakınması ile başvurdu. Venografide subklaviyan vende trombus, bilgisayarlı toraks tomografisinde sağ akciğerde damarlanması olmayan bir alan tesbit edildi. Pulmoner emboliye yol açan Paget-Schroetter sendromu tanısı konan hasta düşük molekül ağırlıklı heparin ve Warfarin Sodyum ile tedavi edildi. Bu olgu, pulmoner emboli yapan Paget-Schroetter sendromunun çok nadir olması nedeniyle sunulmuş ve Paget-Schroetter sendromu literatür ışığında tartışılmıştır.Öğe Pulmoner emboliye yol açan paget schroetter sendromu(Turgut Özal Tıp Merkezi Dergisi, 1998) Soysal, Ömer; Ege, Erdal; Kuzucu, Akın; Türköz, RızaEtyoiojinin bulunamadığı veya bilinmediği ve ven /¿¡meninde trombüs mevcudiyeti He birlikte olan subklaviyan ven obstruksiyonuna PagetSchroetter sendromu denmektedir. Öyküde sıklıkla tekrarlayıcı üst ekstrem/te kas hareketleri olduğu için efor trombozu diye de anılmaktadır. Tüm derin ven trombozları gibi subklaviyan ven trombozunda da pulmoner em bol i riski vardır.Yükleme işçisi olarak çalışmakta olan 26 yaşında erkek hasta, hemoptizi ve sol kolda şişme yakınması ile başvurdu. Venografide subklaviyan vende trombüs, bilgisayarlı toraks tomografisinde sağ akciğerde damarlanması olmayan bir alan tesbit edildi. Pulmoner emboliye yol açan PagetSchroetter sendromu tanısı konan hasta düşük molekül ağırlıklı heparin ve Warfarin Sodyum ile tedavi edildi.Bu olgu, pulmoner emboli yapan Paget-Schroetter sendromunun çok nadir olması nedeniyle sunulmuş ve Paget-Schroetter sendromu literatür ışığında tartışılmıştır.Öğe Pulmoner kapak tutulumuna bağlı, pulmoner stenoz ve ASD' nin eşlik ettiği bir mukopolisakkaridoz olgusu(2001) Ege, Erdal; Paç, Mustafa; Paç, Ayşe Nur; Aydın, Engin; Korkut, MeltemÖz: Mukopolisakkaridoz ile birlikte kardiovasküler tutulum görülebilmektedir. Pulmoner kapak tutulumuna bağlı pulmoner stenoz ve sinus venosus tip atriyal septal defektin (ASD)'nin eşlik ettiği bir mukopolisakkaridoz olgusu sunulmuştur.