Yazar "Elbozan, H. Birgül" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 3 / 3
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Bipolar affektif bozuklukta lityum ve olanzapinin nöroprotektif etkilerinin beyinde incelenmesi(İnönü Üniversitesi, 2003) Elbozan, H. BirgülBu çalışmayla, remisyon dönemindeki bipolar affektif bozukluklu hastalarda lityum ve olanzapinin beyindeki nöroprotektif etkilerinin araştırılması ve membran fosfolipid metabolizmasının değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Psikiyatri polikliniğinde izlenen, 3 yıl boyunca manik ve depresif bir atak geçirmemiş ve son 6 aydır sadece lityum tedavisi almakta olan bipolar affektif bozukluklu 10 hasta çalışmaya alındı. Hastalar lityum aldıkları dönemde, lityumun kesilmesini takiben 14. günde ve olanzapin başlandıktan sonraki 4. haftanın sonunda olmak üzere 3 kez değerlendirildi. Her bir değerlendirmede klinik psikiyatrik görüşme yapılıp, Hamilton Depresyon Derecelendirme (HDDÖ) ölçeği ve Bech Rafaelson mani ölçeği (BRMÖ) uygulandıktan sonra MR spektroskopi çekimleri yapıldı. Hastalarda her 3 dönemde yaptığımız klinik görüşme ve psikometrik değerlendirme sonucuna göre mani ya da depresyon saptanan olgular çalışma dışı bırakıldı.Öğe Bir depresyon hastasında gabapentin yoksunluğu: Olgu sunumu(İnönü Üniversitesi, 2016) Yeşil, Bahar; Elbozan, H. BirgülÖz: Gabapentin santral sinir sisteminin önemli bir nörotransmitteri olan gamma amino bütirik asitin (GABA) yapısal analoğu üçüncü kuşak bir antiepileptiktir. Parsiyel epilepsi, nöropatik ağrı ve hareket bozuklukları tedavisinin yanı sıra bipolar bozukluk, anksiyete bozukluğu ve alkol bağımlılığı gibi psikiyatrik hastalıkların tedavisinde kullanıldığını bildirilmiştir. Günümüzde kötüye kullanım ve bağımlılık potansiyeli olduğu da kabul edilmektir. Olgu sunumumuzda depresyon tanısı ile izlenen ve üç yıl önce geçirdiği vertebra cerrahisine bağlı olarak gelişen nöropatik ağrılar nedeniyle yüksek doz gabapentin kullanan bir kadın hastada, gabapentinin kesilmesiyle birlikte ortaya çıkan yoksunluk belirtilerini ve tedavi sürecini ele aldık. Gabapentin yoksunluğunda tanımlanan değişen şiddetteki belirtiler tedavinin doz azaltılarak ve ayları bulan uzun süre içinde sonlandırılmasının önemini ortaya koymaktadır. Gabapentin çekilme belirtileri varlığında predispozan etkenler dikkate alınmalı, melatonin ve mirtazapinin bir tedavi alternatifi olarak düşünülebileceği akılda bulundurulmalıdır. (Anadolu Psikiyatri Derg 2016; 17(Ek.3): 61-63).Öğe Hastalık açıklama modeli ve çare arama davranışı(Anadolu Psikiyatri Dergisi, 2001) Ünal, Süheyla; Özcan, Yarkın; Emul, H. Murat; Çekem, A. Bülent; Elbozan, H. Birgül; Sezer, ÖzlemMetin Dili: Türkçe Öz: Bu çalışmanın amacı Malatya'da ruhsal sorunları açıklama ve çare arama davranışlarının genel niteliklerini araştırmaktır. Yöntem: Örneklem psikiyatri polikliniğine ilk kez başvuran psikiyatri hastalarından oluşturuldu. Ruhsal bozukluklar tanısı DSM-IV kriterlerine dayandırılarak konuldu. Hastaların demografik verilerini, hastalığı açıklama modellerini ve çare arama süreçlerini değerlendirmek için kısa bir anket üzerine temellendirilmiş yarı yapılandırılmış görüşmeler yapıldı. Sonuçlar: Değerlendirilen 154 hastanın %27.3'ü erkek (n=42) ve %72.7'si kadındı (n=112). Hastaların ortalama yaşları 31.571.06 idi. İlk kez başvuran hastaların %62.98'-inde somatik, %30.06 anksiyete ve %19.48'inde depresif yakınmalar vardı. Hastaların %28.06'sına anksiyete bozuklukları, %24'üne depresif bozukluk ve %47.4'üne somatoform bozukluk tanısı kondu. Erkeklerde depresif yakınmalar anlamlı derecede yüksekti (p<0.01). Bu anlamlılık tanıya da yansımıştı ve depresif bozukluklar erkeklerde daha yüksek orandaydı. Öteki alt parametrelere bakıldığında cinsiyetler arasında anlamlı bir farklılık yoktu. Şimdiki hastalıkları için hastaların %12.3'ü geleneksel çareler aramış, %32.5'i tıp doktorlarına ve %32.5'i psikiyatristlere başvurmuştu. "Hastalığınıza yol açan en önemli etken sizce neydi?" sorusuna hastaların %42.9'u aile sorunlarını, %39'u iç dünyalarındaki sorunlarını ve %18.2'si ekonomik güçlüklerini yanıt olarak söylemişlerdi. Öteki değişkenlere göre hastalar arasında yaş, eğitim, evlilik ve sosyoekonomik durum açısından istatistiksel bir fark yoktu. Tartışma: Çalışmanın sonuçlarından, cinsiyet ve hastalık belirtisinin psikiyatrik çare arama davranışını etkilediği anlaşılmaktadır. Kadınlar erkeklere oranla daha yüksek oranda psikiyatriye başvu-rurken, erkekler daha çok depresif belirtiler için psikiyatrik yardım aramaktadır.