Yazar "Eminbeyli, Lokman" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 6 / 6
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe BRUCELLOSIS INDUCED ACUTE RENAL FAILURE IN AN ELDERLY PATIENT(Gunes Kitabevi Ltd Sti, 2011) Sahin, Idris; Sahin, Huseyin Avni; Eminbeyli, Lokman; Kaba, IsmetAlthough subclinical renal involvement in brucellosis is not rare, brucellosis is a rare cause of acute renal failure. Here, we present an uncommon case of Brucella-induced acute renal failure in a previously healthy 85-year-old male farmer. He was admitted with acute renal failure and vasculitic rash on his legs. He had a 20-day history of fever, malaise, anorexia, and vomiting, and a 10-day history of vasculitic rash on his legs. He had no history of reduced urine output in this period The diagnosis was established by serological tests. Skin biopsy was concordant with leucocytoclastic vasculitis. Steroid and antibiotherapy was started. The serum creatinine began to decrease slowly after starting the specific antibiotherapy. On day 15, the renal parameters and urinalysis returned to normal. Antibiotic therapy was continued for six weeks. Brucella infection must be considered as a rare cause of acute renal failure in endemic areas.Öğe The Effects of HCV Infection on Serum Lipid Profile in Hemodialysis Patients(Turk Nefroloji Diyaliz Transplantasyon Dergisi, 2010) Sahin, Idris; Eminbeyli, Lokman; Sahin, Huseyin Avni; Kaba, IsmetObjective: We aimed to investigate effects of hepatitis C virus infection on serum lipid profile in hemodialyzed patients. Method: The serum lipid profile was determined in 108 patients who had been on regular hemodialysis for at least two months. Serum total cholesterol (TC), triglyceride (TG), HDL (high density lipoprotein), VLDL (very low density lipoprotein) and LDL (low density lipoprotein) levels were compared between two groups. Results: The study included 55 HCV- negative (% 58 male) and 53 HCV-positive (% 64 male) hemodialysed patients. Mean age was 43 +/- 16 years in the HCV- negative group and 43 +/- 14 years in the HCV- positive group. There were no significant differences between the two groups with respect to age and gender. Mean duration of HD was 20 +/- 16 months in the HCV (-) group and 50 +/- 32 months in the HCV (+) group. Mean hemodialysis time was longer in HCV (+) patients than HCV (-) patients (p<0.0001). Mean serum TC (129 +/- 27 vs 148 +/- 42 mg/dL; p=0.006), TG (137 +/- 55 vs 162 +/- 64 mg/dL; p=0.032), and HDL levels (32 +/- 11 vs 36 +/- 11 mg/dL; p=0.036) were significantly lower in the HCV-ositive group than in the HCV- negative group. Mean serum LDL and VLDL levels were similar in the two groups. Although we did not find a statistical difference between serum lipid levels and ALT levels; there was a statistically significant correlation between serum AST level and TC, TG, and VLDL-c levels. Serum TC, VLDL levels were significantly higher in patients with AST >30 iu/dL than in patients with AST <30 iu/dL. Conclusion: The present study suggests that HCV infection is associated with lower TC, TG and VLDL-c levels in hemodialysed patients. An increase in serum AST levels was associated with a decrease in lipid levels.Öğe Hemodiyaliz hastalarında HCV enfeksiyonunun serum lipid profili üzerine etkileri(2010) Şahin, İdris; Eminbeyli, Lokman; Şahin, Hüseyin Avni; Kaba, İsmetÖz: AMAÇ: Hemodiyaliz (HD) hastalarında hepatit C virüs (HCV) enfeksiyonunun serum lipid düzeyleri üzerine etkilerini araştırmak. GEREÇ VE YÖNTEM: Çalışmaya iki aydan uzun süredir HD tedavisi gören 108 hasta dahil edildi. Hastalar HCV pozitif ve negatif omak üzere iki gruba ayrıldı. Her iki grubun serum total kolesterol (TK), trigliserid (TG), yüksek yoğunluklu lipoproteinler (HDL), düşük yoğunluklu lipoprotein (LDL), ve çok düşük yoğunluklu lipoprotein (VLDL) düzeyleri karşılaştırıldı. BULGULAR: Olgularımızın 55'i (%58 E) anti-HCV (-) ve 53'ü (%64 E) anti-HCV(+) idi. Anti- HCV(-) grubun yaş ortalaması 43±16 yıl ve HD süresi 20±16 ay iken anti-HCV(+) grupta bu değerler sırası ile 43±14 yıl ve 50±32 ay idi. Yaş ve cinsiyet yönünden her iki grup benzer iken HCV(+) grupta HD süresi daha uzun idi (p<0,0001). Hastaların TK düzeyleri karşılaştırıldığında anti-HCV(-) grupta 148±42 mg/dl iken anti-HCV(+) grupta 129±27 mg/dl idi. Gruplar arasındaki fark anlamlı idi (p=0,006). Anti-HCV negatif grupta TG düzeyleri 162±64 mg/dl iken anti-HCV pozitif grupta 137±55 mg/dl saptandı. Her iki grup arasındaki fark istatistiksel olarak anlamlı bulundu (p=0,032). Anti-HCV(-) grupta ortalama HDL düzeyleri 36±11mg/dl iken anti-HCV(+) grupta 32±11 mg/dl idi. Her iki grup arasındaki fark istatistiksel olarak anlamlı idi (p=0,036). Her iki grubun hem LDL hem de VLDL düzeyleri arasında istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmadı. Çalışmamızda, serum ALT düzeyleri ile serum lipid düzeyleri arasında herhangi bir istatistiksel ilişki saptanmazken; serum AST düzeyleri ile TK, TG ve HDL düzeyleri arasında anlamlı korelasyon saptandı. Serum AST değeri >30 iü/dl ve <30 iü/dl olan hastalar karşılaştırıldığında ortalama serum TK, TG ve VLDL düzeyleri, AST >30 olan grupta istatistiksel olarak anlamlı derecede daha düşük saptandı. SONUÇ: Hemodiyalize giren HCV (+) hastalarda serum TK, TG ve HDL düzeyleri HCV (-) hastalara göre daha düşüktür. Serum AST düzeyleri arttıkça TK, TG ve VLDL düzeyleri azalma eğiliminde idi.Öğe The patient presenting with renal failure due to multiple myeloma associated with celiac disease: Case report(Uluslararası Hematoloji-Onkoloji Dergisi, 2011) Şahin, İdris; Demir, Cengiz; Alay, Murat; Eminbeyli, LokmanAbstract: Çölyak hastalığı (ÇH), oto-immün kökenli, glutene karşı hassasiyet sonucu ince bağırsak mukozasında inflamasyon ve villüs atrofisi sonucu gelişen malabsorbsiyona bağlı olarak intestinal ve ekstraintestinal bulgularla karakterize bir hastalıktır. ÇH malignite ve böbrek yetmezliği gelişimi için önemli bir risk faktörüdür. ÇH olanlarda başta lenfoma ve gastrointestinal sistem tümörleri olmak üzere malignite sıklığı artmıştır. Makalemizde, kronik böbrek yetmezliği (KBY) tanısı ile izlenen, multipl miyeloma tanısı konulan ve ÇH saptanan 65 yaşında erkek hasta sunulmuştur. Olgumuz literatürde bildirilen ÇH’na eşlik eden ilk multipl miyelom olgusudur.Öğe Screening for Celiac Disease among Patients with Chronic Kidney Disease(Informa Healthcare, 2012) Sahin, Idris; Eminbeyli, Lokman; Andic, Safak; Tuncer, Ilyas; Koz, SuleymanAim: Celiac disease (CD) is considered to be a risk factor for chronic kidney disease (CKD) but there is no study determining the prevalence of CD, among patients with CKD. We aim to determine the prevalence of CD in patients with CKD. Materials and methods: Anti-endomysial IgA (EMA) antibody was screened in patients with CKD (glomerular filtration rate <60 mL/min). Patients who were EMA positive underwent upper gastrointestinal system endoscopy and intestinal biopsy for confirmation of definite diagnosis for CD. Results: Two hundred and ninety-two patients (161 males, mean age was 47.3 +/- 16.3 years) with CKD were included. The EMA testing was positive in 10 patients (6F/4M). Of these, eight underwent upper gastrointestinal endoscopy and biopsies, two of them rejected endoscopy. Biopsy specimen of one of the patients was not appropriate for histopathological examination. Specimens of remaining cases (4F/3M) were compatible with CD on histopathological examination. The EMA-positive CKD patients were 3.42% (1/29 cases) and frequency of CD was 2.39% (1/42 cases). Frequency of CD was 3.1% in females and 1.85% in males. Female/male ratio was 1.67. We did not find statistically significant difference between two groups according to age and gender. Apparent chronic gastrointestinal symptoms such as abdominal pain, distension, constipation, dyspepsia, and diarrhea were absent in patients diagnosed with CD. Differences between some laboratory parameters (such as complete blood count, albumin, calcium, phosphate, total cholesterol, ferritin, parathormone) of CD and non-CD patients were not significant statistically. Conclusion: Our results showed increased frequency of CD among patients with CKD and screening for CD in CKD population can be helpful.Öğe Yaşlı olguda brusellozun neden olduğu akut böbrek yetmezliği(Türk Geriatri Dergisi, 2011) Şahin, İdris; Şahin, Hüseyin Avni; Eminbeyli, Lokman; Kaba, İsmetÖz: Brusellozda subklinik böbrek tutulumu nadir olmamasına rağmen akut böbrek yetmezliğine nadiren rastlanmaktadır. Makalemizde, daha önce bilinen bir hastalığı olmayan, brusellozun neden olduğu akut böbrek yetmezliği ile kliniğimizde yatan 85 yaşında erkek hasta sunulmuştur. Hastanın 20 gündür başlayan halsizlik, ateş, bulantı-kusma yakınması olmuş. Son 10 gündür de bacaklarda döküntüleri ortaya çıkmış. ‹drar miktarında azalma olmamış. Kliniğimize yatırılan hastaya bruselloz tanısı serolojik testlerle konuldu. Yapılan cilt biyopsisi lökositoklastik vaskülitle uyumlu geldi. Hastaya antibiyotik ve steroid tedavisi başlandı. Serum kreatinin değerleri tedricen düşme eğilimine girdi, döküntüler bir hafta içinde tamamen içinde düzeldi. Yatışının 15. gününde böbrek fonksiyon testleri ve idrar testleri normale döndü. Antibiyotik tedavisi altı haftaya tamamlandı. Endemik bölgelerde, brusellozun nadiren akut böbrek yetmezliğine yol açabileceği unutulmamalıdır.