Yazar "Eröksüz, Hatice" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 3 / 3
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe GRAFEN NANOPLATELET-MİNERAL TRİOKSİD AGREGAT KARIŞIMININ RAT DİŞLERİNDE PULPA KUAFAJ MATERYALİ OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ(2022) Dayı, Burak; Küçükyıldız, Elif Nihan; Eröksüz, HaticeÇalışmanın amacı Mineral Trioksid Agregat (MTA)’a farklı oranlarda grafen nanoplatelet (GNP) eklenerek oluşturulan karışımların rat diş pulpaları üzerindeki etkisinin histolojik olarak değerlendirilmesidir. GNP (Nanografi, Türkiye) saf haldeki Angelus MTA’ya (Angelus, Londrina, PR, Brezilya) ağırlıkça %0.1 ve%0.3 oranlarında hassas terazide tartılarak katıldı ve homojen bir karışım oluşana kadar agat havanda karıştırıldı. 16 adet dişi Wistar Albino rat 4 gruba ayrıldı. Angelus MTA+%0.1 GNP, Angelus MTA+%0.3 GNP, kalsiyum hidroksit (Dycal, Dentsply, Almanya)ve saf haldeki Angelus MTA ratların alt iki keser dişlerinde oluşturulan sınıf V kavitelerdeki pulpa perforasyon alanlarında direkt pulpa kuafaj materyali olarak kullanıldı (n=8). Dişler 1 ve 4. haftalarda dentin köprüsü oluşumu ve pulpal doku yanıtları açısından histolojik olarak incelendi. Çalışma verileri IBM SPSS Statistics V22 for Windows (SPSS Inc., Chicago, IL, ABD) ile analiz edildi. Rejeneratif dentin köprüsü oluşumu 1. haftadan itibaren gözlemlendi. 4. haftada Angelus MTA+%0.3 GNP grubunda yangısal reaksiyonun en hafif olduğu görüldü. 4. haftada hiperemi en hafif Angelus MTA+%0.1 GNP ve Angelus MTA+%0.3 GNP gruplarında belirlendi. Yangısal reaksiyon ve hipereminin varlığı açısından gruplar arasında 1 ve 4. haftalarda anlamlı bir farka rastlanmadı (p>0.05). GNP’nin Angelus MTA’ya katılması direkt pulpa kuafajında pulpal doku yanıtını hafifleterek tedavide başarıyı arttırabilir.Öğe Perfore edilen diş pulpasının yerine yeni doğal diş dokusunu oluşturmak amacıyla liyofilizasyon işlemi ile elde edilmiş kollajen ve MTA'dan oluşan kompozit süngerin kullanılması(2015) Yalçın, Muhammet; Eröksüz, Hatice; Dayı, Burak; Ahmetoğlu, Fuat; Bilecen, Deniz Sezlev[Abstract Not Available]Öğe Sıçanlarda N-Metil-N-Nitrozüre İle Oluşturulan Deneysel Retina Dejenerasyonunda Minosiklinin Etkileri(2018) Gül, Mehmet; Eröksüz, Yesari; Eröksüz, HaticeRetinal dejenerasyon (RD), çogunlukla, çesitli genlerin kodladıgı fotoreseptör-özgü proteinlerin noksanlıgı veya hatalı üretilmesiyle ilgili olup, fotoreseptör hücrelerin apoptotik ve süregelen ölümüyle karakterizedir. Bu çalısmada RD olusturmak amacıyla 80 adet sıçana tek doz periton içi (i.p.) 50 mg/kg NMetil- N-Nitrozüre (MNU) verildi. Bu sıçanlardan 60 tanesine ise RD? u engellemek amacıyla MNU ile beraber farklı dozlarda (50 mg/kg: 20 hayvan, 75 mg/kg: 20 hayvan, 100 mg/kg: 20 hayvan), MNU dan 1 gün önce ve 1 saat sonra olmak üzere 2 kez i.p. minosiklin uygulandı. Yirmi hayvan ise kontrol grubu olarak ayrıldı ve sadece i.p. serum fizyolojik uygulandı. Yedi günlük deney süresince 12., 24., 48., 72. saatlerde ve 7. günde olmak üzere 5 farklı dönemde ötenazi yapılarak göz örnekleri elde edildi. Göz örnekleri histopatolojik, immunohistokimyasal ve elektron mikroskobik olarak incelendi. MNU uygulanan gruplarda, önemli derecede RD olustugu görüldü ve fotoreseptör ölümlerinin apoptotik mekanizma ile gerçeklestigi TUNEL yöntemi ile ortaya konuldu. MNU uygulanmayan kontrol grubu ile kıyaslandıgında fotoreseptör katmanı ve dıs nükleer katmanın 12. saatten baslayarak giderek inceldigi, kaspaz-3, kaspaz- 6, bax, 8-OHdG, PCNA ve GFAP seviyelerinin arttıgı; rodopsin, red/green opsin ve Bcl-2 seviyelerinin ise düstügü görüldü. Elektron mikroskobik incelemelerde ise, iç nükleer katmanda bulunan hücrelerden amakrin ve bipolar hücrelerin de fotoreseptörler kadar ciddi boyutta olmamakla beraber etkilendigi görüldü. Minosiklin uygulanan tedavi gruplarında ise anlamlı farklılıga rastlanmadı ve minosiklinin, MNU ile olusturulan RD? da; retinal katman kalınlıkları ile, kaspaz-3, kaspaz-6, bax, 8-OHdG, PCNA, GFAP, rodopsin, red/green opsin ve Bcl-2 boyamalarının siddet ve dagılımı üzerinde etkili olmadıgı tespit edildi. Sonuç olarak, MNU? nun tek doz uygulama ile kısa sürede ve fazla sayıda fotoreseptör hücreyi etkilemesine ragmen, minosiklinin bu durumu önlemede etkisiz kaldıgı görülmüstür. Bu durumun, MNU ile olusturulan RD? un patogenezinde çok fazla sayıda faktörün rolü olmasından kaynaklandıgı, minosiklin ile daha farklı ilaçların kombinasyonlarının etkinliginin arastırılmasının gerektigi düsünülmektedir.