Yazar "Ersoy, Reyhan" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 5 / 5
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Premenapozal Kadınlarda Myoma Uteri Gelişimi Üzerine Visseral/Trunkal Yağ Oranının ve İnsülin Direncinin Etkisinin Değerlendirilmesi(2017) Kayhan Tetik, Burcu; Yavuz, Ayşe Filiz; Ersoy, Reyhan; Üstü, Yusuf; Uğurlu, Mehmet; Çakır, BekirÖz: Amaç: Biz bu kesitsel çalışmada premenapozal kadınlarda myoma uteri gelişimi üzerinde visseral- trunkal yağ oranı ve insülin direncinin etkisini araştırmayı amaçladık. Materyal ve Metot: Bu çalışmada, Ankara Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniği'ne Ocak-Mayıs 2012 tarihleri arasında başvuran, myoma uteri tanısı almış 100 hasta, kontrol grubu olarak hasta grubu ile benzer klinik özelliklere sahip myomu olmayan 50 kadın çalışmaya alındı. Hastaların antropometrik ölçümleri, açlık plazma glukozu, HbA1c, insulin, LDL-kolesterol, trigliserit, HDL-kolesterol ve total kolesterol seviyesi bakıldı. Tüm istatistiksel analizler için SPSS 16.0 programı kullanıldı ve anlamlılık düzeyi p < 0,05 olarak kabul edildi. Bulgular: Hasta grubunun trunkal yağ oranı, kontrol grubundan istatistiksel olarak anlamlı derecede daha yüksek bulundu (p= 0,014). HbA1c ortalaması hasta grubunda istatistiksel olarak anlamlı derecede yüksek idi (p < 0,001). HDL-K ortalaması hasta grubunda istatistiksel olarak anlamlı düzeyde düşük bulundu (p= 0,001). Sonuç: Çalışmamızda hasta grubunda trunkal yağ doku oranının yüksek bulunması trunkal yerleşimli yağ dokuda artmış aromataz aktivitesi nedeni ile östrojen üretiminin daha fazla olduğunu bu nedenle myoma sıklığının arttığını düşündürmüştür. Myoma uteri gelişimi üzerinde etkili metabolik parametrelerin değerlendirildiği ileri çalışmalara ihtiyaç vardır. Yine çalışmamızda hasta grubunda ki HbA1c yüksekliğinin myom olma olasılığını 3,5 kat arttırdığını tespit ettik. HOMA-IR değerinin normalsaptanması üzerine insülin direncinin myom gelişimi için muhtemel bir risk faktörü olamayacağı sonucuna varılmıştır.Öğe Prevalence of Vitamin D Deficiency and Hypervitaminosis D Among Adult Patients Admitted to the Tertiary Care Hospitals in Turkey(Aves, 2022) Yavuz, Dilek Gogas; Ersoy, Reyhan; Altuntas, Yuksel; Bilen, Habip; Pamuk, Baris; Apaydin, Tugce; Temizkan, SuleObjective: Vitamin D deficiency is a common health problem around the world. This study aimed to evaluate the nationwide prevalence of vitamin D status in tertiary care hospitals in Turkey. Methods: Retrospectively, the data on vitamin D levels from 33 tertiary care hospitals' clinical bio-chemistry laboratories around Turkey between January and December were collected. Results: In total, 706 434 serum samples from adult subjects (female/male: 469 028/237 406; 66.4%/33.6%) were included. While vitamin D levels were sufficient in 20.3% (n = 14 222), they were insufficient in 21.9% (n = 154 360) and deficient in 57.8% (n = 408 882). We observed the highest rates of deficiency in those aged between 18 and 29 years (62.9%, n = 70 235) and lowest rates between 60 and 69 years (52.3%, n = 61 121) and between 70 and 79 years (52.3%, n = 32 397). Hypervitaminosis D was detected in 5.5% of adult subjects; highest rates of hypervitaminosis D were observed in those who were over 80 years (6.6%) and 70-79 years (6.5%) and the lowest in 18-29 years (2.8%). Discussion: In this cohort, over half of the subjects admitted to the tertiary care hospitals in Turkey had vitamin D deficiency and required vitamin D supplementation. The elderly population had the lowest prevalence of vitamin D insufficiency and the highest prevalence of hypervitaminosis D.Öğe Tirotoksik hipokalemik periyodik paralizili bir hastada hipokaleminin tetiklediği ventriküler fibrilasyon(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 2014) Usluoğulları, Celil Alper; Önal, Eda Demir; Balkan, Fevzi; İzdeş, Seval; Ersoy, Reyhan; Çakır, BekirTirotoksik hipokalemik periyodik paralizi (TPP) hipertiroidinin nadir bir komplikasyonu olup, hipokalemi ve kas güçsüzlüğü atakları ile seyretmektedir. Klinik pratikte hipokalemi, normokalemi ya da hiperkalemi saptanabilir. Genellikle atakların oluşmasını tetikleyen stres, aşırı egzersiz, karbonhidrattan zengin beslenme gibi presipitan faktörler vardır. Atakların süresi ortalama 2-36 saat kadar olup gerekli durumlarda potasyum replasmanı ile bu süre daha da kısalmaktadır. Paralizi atakları dışında kişinin tamamen sağlıklı olduğu bir hastalıktır. Acil polikliniğimize başvuran 31 yaşında kadın hastanın, bacaklarında ve kollarında güçsüzlük, yürüyememe şikayetleri mevcuttu. Anamnez ve laboratuvar incelemeleri ile hastaya tirotoksik periyodik paralizi tanısı kondu. Tirotoksik periyodik paralizi nadir ancak hayatı tehdit edebilen bir klinik durumdur. Bu olgu sunumunda nadir olması nedeniyle tipik tirotoksik periyodik paralizi tanılı bir hasta literatür eşliğinde gözden geçirilip sunulmuştur.Öğe Tirotoksik Hipokalemik Periyodik Paralizili Bir Hastada Hipokaleminin Tetiklediği Ventriküler Fibrilasyon(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 2014) Usluoğulları, Celil Alper; Önal, Eda Demir; Balkan, Fevzi; İzdeş, Seval; Ersoy, Reyhan; Çakır, BekirTirotoksik hipokalemik periyodik paralizi (TPP) hipertiroidinin nadir bir komplikasyonu olup, hipokalemi ve kas güçsüzlüğü atakları ile seyretmektedir. Klinik pratikte hipokalemi, normokalemi ya da hiperkalemi saptanabilir. Genellikle atakların oluşmasını tetikleyen stres, aşırı egzersiz, karbonhidrattan zengin beslenme gibi presipitan faktörler vardır. Atakların süresi ortalama 2-36 saat kadar olup gerekli durumlarda potasyum replasmanı ile bu süre daha da kısalmaktadır. Paralizi atakları dışında kişinin tamamen sağlıklı olduğu bir hastalıktır. Acil polikliniğimize başvuran 31 yaşında kadın hastanın, bacaklarında ve kollarında güçsüzlük, yürüyememe şikayetleri mevcuttu. Anamnez ve laboratuvar incelemeleri ile hastaya tirotoksik periyodik paralizi tanısı kondu. Tirotoksik periyodik paralizi nadir ancak hayatı tehdit edebilen bir klinik durumdur. Bu olgu sunumunda nadir olması nedeniyle tipik tirotoksik periyodik paralizi tanılı bir hasta literatür eşliğinde gözden geçirilip sunulmuştur.Öğe Ventricular fibrillation due to severe hypokalemia in a patient with thyrotoxic periodic paralysis(2014) Usluoğulları, Celil Alper; Önal Demir, Eda; Balkan, Fevzi; İzdeş, Seval; Ersoy, Reyhan; Çakır, BekirAbstract:Tirotoksik hipokalemik periyodik paralizi (TPP) hipertiroidinin nadir bir komplikasyonu olup, hipokalemi ve kas güçsüzlüğü atakları ile seyretmektedir. Klinik pratikte hipokalemi, normokalemi ya da hiperkalemi saptanabilir. Genellikle atakların oluşmasını tetikleyen stres, aşırı egzersiz, karbonhidrattan zengin beslenme gibi presipitan faktörler vardır. Atakların süresi ortalama 2-36 saat kadar olup gerekli durumlarda potasyum replasmanı ile bu süre daha da kısalmaktadır. Paralizi atakları dışında kişinin tamamen sağlıklı olduğu bir hastalıktır. Acil polikliniğimize başvuran 31 yaşında kadın hastanın, bacaklarında ve kollarında güçsüzlük, yürüyememe şikayetleri mevcuttu. Anamnez ve laboratuvar incelemeleri ile hastaya tirotoksik periyodik paralizi tanısı kondu. Tirotoksik periyodik paralizi nadir ancak hayatı tehdit edebilen bir klinik durumdur. Bu olgu sunumunda nadir olması nedeniyle tipik tirotoksik periyodik paralizi tanılı bir hasta literatür eşliğinde gözden geçirilip sunulmuştur.