Yazar "Erten, Ahmet" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 4 / 4
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Arkus senilisli gözlerde retinal hassasiyetin değerlendirilmesi(MN Oftalmoloji, 2001) Gündüz, Abuzer; Evereklioğlu, Cem; Erten, Ahmet; Er, HamdiÖz: GEREÇ VE YÖNTEM: Arkus senilise sahip 20 hasta ile (1. grup) 10 sağlıklı kontrol bireyi (2. grup) çalışma kapsamına alındı. Tüm bireylerde sadece bir göz (sağ gözler) çalışma için rasgele seçildi. Her iki grupta tam bir göz muayenesi yapıldı ve kontrast duyarlılık testi ile Humphrey otomatik perimetre kullanılarak görme alanı (kısa dönem dalgalanma [KF], ortalama sapma [OS], patern standard sapma [PSS], düzeltilmiş patern standard sapma [DPSS]) uygulandı. Buna ek olarak, tüm hastalarda serum düşük dansiteli lipoprotein (DDL), yüksek dansiteli lipoprotein (YDL), total kolesterol ve trigliserid ölçümleri yapıldı. İstatistiki analiz için Mann Whitney U-testi kullanıldı ve anlamlılık p<0.05 olarak kabul edildi. BULGULAR: Serum total kolesterol ve DDL düzeyleri çalışma grubunda kontrol grubuna göre yüksek idi (her biri için, p<0.01). Serum YDL ve trigliserid düzeyleri her iki grupta aynı idi (p>0.05). Kontrast duyarlılık ölçümlerine ait ortalamalar ise 1. ve 2. grupta sırasıyla 1.01±0.23 ve 1.36±0.48 olarak tespit edildi ve fark anlamlıydı (p<0.05). Görme alanından alınan OS, PSS ve DPSS verilerinin ortalamaları çalışma grubunda kontrol grubuna göre yüksekti (p<0.05). SONUÇ: Arkus senilisli vakalarda serum LDL ve total kolesterol düzeyleri yüksek, kontrast duyarlılık düşük ve retinal hassasiyet azalmıştır. Kontrast duyarlık ve retinal hassasiyetteki anlamlı azalmada, optik sinir ve retinayı besleyen arterlerde oluşan aterosklerotik değişikliklere bağlı olarak gelişen nörosensoriyal retinanın beslenme bozukluğu sonucu geliştiği kanaatine vardık.Öğe Görme Keskinliğinin Değerlendirilmesinde Pinhol Metodu(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 2002) Doğanay, Selim; Er, Hamdi; Evereklioğlu, Cem; Erten, Ahmet; Borazan, MehmetTo evaluate relationship between pinhole visual acuity and the amount of spheric cylinderic refractive error in patients with refractive errors. Methods: Twohundred-thirty-two eyes of 116 patients admitted to our outpatient department were examined prospectively . All uncorrected visual acuities were below the 10/10. We checked their refractions with 1.2 mm pinhole and glasses. After that the differences between pinhole visual acuity and corrected visual acuity were evaluated. Results: No level differences were detected in 40 (17.24%) of 232 eyes. The other differences between corrected and pinhole in Snellen level were 1 in 42 eyes (18.1%), 2 levels in 69 eyes (29.74%), 3 levels in 55 eyes (23.7%), 4 levels in 18 eyes (7.76%), 5 levels in 4 eyes (1.72%), and 6 levels in 4 eyes (1.72%) of 232 were detected. Discussion: The pinhole is quick, economic and reliable method in screening of refractive errors.Öğe Katarakt cerrahisi sonrası cerrahi tekniğin ve göz içi lens konumunun erken ve geç dönemde göz içi basıncı üzerine etkisi(MN Oftalmoloji, 2000) Gündüz, Abuzer; Doğanay, Selim; Evereklioğlu, Cem; Erten, AhmetÖz: AMAÇ: Göz içi lens (GİL) implantasyonu yapılan katarakt cerrahisinden sonra erken ve geç dönemde oluşan göz içi basıncı (GİB) yükselmesine, katarakt cerrahi tekniğinin ve GİL'in konumunun etkisini araştırmak. YÖNTEM: Katarakt cerrahisi uygulanmış 90 hastanın 90 gözü uygulanılan cerrahi tekniğe göre üç gruba ayrıldı. Birinci grup limbal keşi ile ekstrakapsüler katarakt ekstraksiyonu (EKKE) yapılan 30 göz, ikinci grup skleral tünel+EKKE yapılan 30 göz ve üçüncü grup skleral tünel fakoemülsifikasyon yapılan 30 gözden oluşturuldu. GİL tüm gözlerde kapsül içine veya sulkusa yerleştirildi. Bu lenslerin optikleri 5.5-6.5 mm ve haptikleri 12.5-13.75 mm çapında idi. BULGULAR: Tüm grupların kendi aralarında, ameliyat öncesi ile ameliyat sonrası 1. hafta, 1., 2. ve 3. aylardaki GİB ortalamalarında istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmadı (P>0.05). Ancak standart sapmalar dikkate alındığında, skleral tünel+fakoemülsifikasyon grubunda belirgin olarak düşük sapmalar olduğunu gözlemledik. SONUÇ: Fakoemülsifikasyon GİB üzerine diğer tekniklere göre daha az etki etmektedir. Ayrıca GİB üzerine uzun dönemdeki etki yönünden limbal ve skleral tünel kesi arasında anlamlı bir fark yoktur. Başlık (İngilizce): The effect of surgery technique and intraocular lens position on early and late intraocular pressure after cataract surgery Öz (İngilizce): AIM: To investigate the effect of intraocular lens (IOL) position and surgery technique on the early and late postoperative intraocular pressure (IOP) after cataract surgery with IOL implantation. METHODS: Ninety eyes of 90 patient who underwent cataract surgery were divided into three groups according to the introduced surgery technique. Group 1 consisted of 30 eyes with planned extracapsular cataract extraction (ECCE) using limbal incision, group 2 consisted of 30 eyes with ECCE using scleral tunnel incision and group 3 consisted of 30 eyes with phacoemulsification using scleral tunnel incision. IOL was implanted either intracapsular or into sulcus in all cases. The optics of these lenses were 5.5-6.5 mm and haptics were 12.5-13.75 mm in size. RESULTS: in all groups, the difference for mean IOP was not significant between preoperative and postoperative 1st week, 1st, 2nd and 3rd months values (p>0.05). On the other hand, Standard deviation in phacoemulsification group using scleral tunnel incision was low. CONCLUSION: Phacoemulsification is less effective on early or late postoperative IOP than other techniques. There were also no significant difference between limbal or scleral tunnel incision on the late postoperative IOP values.Öğe Şaşılık hastalarında klinik ve tanısal özelliklerin değerlendirilmesi(Türkiye Klinikleri Oftalmoloji Dergisi, 2000) Bayramlar, Hüseyin; Aydın, Erdinç; Totan, Yüksel; Dağlıoğlu, Mutlu Cihan; Erten, AhmetÖz: Amaç: Kliniğimizin şaşılık biriminde muayeneleri yapılan ilk 776 hastadaki tanı dağılım oranlarını ve bazı klinik özelliklerini değerlendirmek. Materyal ve metod: Şubat 1994 - Mart 1999 arasında İnönü Üniversitesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı Şaşılık biriminde ilk muayeneleri yapılan 776 şaşılık hastası retrospektif olarak incelendi. Bulgular: Hastaların dağılımına bakıldığında en sık ezotropya (%57.5), ikinci sıklıkta ekzotropya (%24.7), daha sonra 4. kranial sinir felci (%4.5), Duane Sendromu (%3), 6. kranial sinir felci (%2.6), Brown Sendromu (%0.9), 3. kranial sinir felci (%0.5), tiroid oftalmopati (%0.26), blow-out kırığı (%0.26), ekstraoküler kas fibrozisi (%0.26), Möbius Sendromu (%0.4), çift elevatör felci (%0.13) saptandı. İnferior oblik adale disfonksiyonu ezotropyalarda (%28.47), ekzotropyalarda (%17.7) oranında görülürken, superior oblik disfonksiyonu ezotropyalarda %4.7, ekzotropyalarda (%5.2) oranında görülmüştür. Ezotropyalar ve ekzotropyaların (%6.93)'ünde disosiye vertikal deviasyon (DVD) izlenmiştir. Refraksiyonları sferik eşdeğer olarak incelendiğinde ezotropyalarda %80.9 oranında (%48.4, >+2.0) ekzotropyalarda ise %31.3 oranında (%21, +0.5-+2.0 D) hipermetropi izlemiştir. Ezotropyalarda şaşılık ambliyopisi ekzotropyalara göre daha sık olarak bulunmuştur (p<0.05). Sonuç: Ana hatlardaki genel benzerlik yanında, ülkemizdeki önceki çalışmalarda farklı olan tanı oranlarına rastlanmış olup, sonuçlar literatür ışığında tartışılmıştır.