Yazar "Fariz, Alpay" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 3 / 3
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Bası Yaralı Vakalardaki On Yıllık Klinik Deneyimlerimiz(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 2006) Öztürk, Ayşe; Gürlek, Ali; Arslan, Ahmet; Fırat, Cemal; Fariz, AlpayBası-yatak yaraları hasta, hasta yakını ve hekim açısından büyük sıkıntı oluşturan yaralardır. Oluşması ve nüks etmesi, basit yöntemlerle önlenebilmesine rağmen modern tıp sık karşılaşılan bu klinik problemin insidansında önemli ölçüde bir azalma sağlayamamıştır. Gereç, Yöntem ve Bulgular: İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi’nde Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Anabilim Dalı’na Ağustos 1995 ile Kasım 2005 tarihleri arasında bası yarası nedeniyle başvuran vakalar incelendi. Vakalar; bulunan risk faktörleri, lokalizasyonları, tedavi yöntemleri ile ortaya çıkan komplikasyonlar açısından değerlendirildi. Bu çalışmada, 72 hastada toplam 123 bası yarası değerlendirilmiş olup, vakaların 48’i erkek, 24’ü ise bayan hasta idi. Değerlendirilmeye alınan hastaların en küçüğü 23 günlük erkek yeni doğan bebek, en yaşlısı ise 85 yaşında erkek olup, yaş ortalaması 43 idi. 123 bası yarasından 19’u konservatif yöntemlerle tedavi edilirken, 104’üne ise cerrahi tedavi uygulandı. Sonuç: Bası yaralarında en önemli nokta; bası yarası oluşumunun önlenmesi olup, böylelikle tedavisi güç olan bu önemli cerrahi sorunun getireceği finansal ve medikal maliyet en aza çekilebilir.Öğe Effects of high dose corticosteroids in open rhinoplasty(Elsevier Sci Ltd, 2009) Guerlek, Ali; Fariz, Alpay; Aydogan, Hakan; Ersoez-Oeztuerk, Ayse; Evans, Gregory R. D.Background: Although some studies about the effects of steroids on surgical. trauma in closed or combined (closed and open together) rhinoplasty have been reported in the literature, still more information is needed in order to enlighten rhinoplasty surgeons. The purpose of this study is to evaluate the anti - inflammatory activity of steroids administered in high doses to prevent and decrease periorbital. ecchymosis and oedema in patients who underwent open rhinoplasty with osteotomies by the same surgeon. This is the first study in open rhinoplasty atone. Methods: The study was performed on 40 patients, under general anaesthesia. Patients were divided randomly into five groups (eight patients in each group); the groups comprised: a single 250 mg dose of methylprednisolone (Group I), a single 500 mg dose of methylprednisolone (Group II), four 250 mg doses of methylprednisotone (Group III), four 500 mg doses of methylprednisotone (Group IV) and placebo (Group V). Digital photographs were taken of each patient on the first, third and seventh postoperative days. Scorings of eyelid swelling and ecchymosis were evaluated separately using a graded scale from 0 to (+) 4 by three observers, independently. Additionally, blood samples were taken for the evaluations of C-reactive protein (CRP), white blood cell (WBC) and erythrocyte sedimentation rate (ESR) on the same days. Results: Clinically and statistically significant difference was observed in the decrease of both ecchymosis and oedema, between the placebo and high dose methylprednisolone groups, which is effective to prevent and to decrease both the ecchymosis and oedema in open rhinoplasty with osteotomies. CRP was the most sensitive acute phase reactant among CRP, ESR and WBC. No complication was observed due to steroid usage. Conclusions: We can confidently say that high dose methylprednisolone is effective in preventing and reducing both the periorbital ecchymosis and oedema in open rhinoplasty with osteotomies and it can be used safety for this purpose. (C) 2008 Published by Elsevier Ltd on behalf of British Association of Plastic, Reconstructive and Aesthetic Surgeons.Öğe Rinoplasti yapılan hastalarda farklı kortikosteroidlerin periorbital ekimoz ve ödem üzerine etkileri(İnönü Üniversitesi, 2005) Fariz, AlpayRinoplasti sonrası görülen periorbital ödem ve ekimoz hasta için rahatsızlık vericidir ve kozmetik sonuçlan etkileyebilir. Bunun önlenmesi ya da süresinin azaltılması amacıyla birçok ilaç denenmiştir. Çift kör plasebo kontrollü bu klinik çalışmada, açık rinoplasti yapılan hastalarda literatürde postoperatif inflamasyonun önlenmesi amacıyla kullanılan steroidlerden betametazon, deksametazon ve metilprednizolon eşit antiinflamatuar potens dozlarda kullanılmıştır. Etkinliklerini karşılaştırmak amacıyla nonsteroid antiinflamatuar bir ajan tenoksikam da ayrı bir grup olarak steroidlere ilave edildi. Herpes, tüberküloz, fungal enfeksiyon, psikoz, diabetes mellitus gibi kortikosteroid kullanılmasının kontrindike olduğu hastalar çalışmaya dahil edilmedi. Betametazon 9 mg, deksametazon 8 mg, metilprednizolon 40 mg, tenoksikam 20 mg ve kontrol grubu olarak 37 hasta gruplara rastgele dağıtıldı. Hastalara ilaçlar indüksiyondan önce ameliyathanede başlandı ve takip eden üç gün devam edildi. İlaçlar günlük steroid salınması ile uyumlu olarak sabah saat 6' da uygulandı. Operasyon boyunca bütün hastalara remifentanil infüzyonu ile kontrollü hipotansiyon ve analjezi uygulandı. Preoperatif, postoperatif birinci, üçüncü ve yedinci günlerde hastalarda CRP, sedimantasyon, tam kan sayımı, kan şekeri ve serum kalsiyum düzeyleri ölçüldü. Hastaların postoperatif birinci, üçüncü ve yedinci günlerde dijital fotoğrafları alındı ve üç uzman plastik cerrah tarafından ayrı ayrı dört nokta skalasma göre periorbital ödem ve ekimoz açısından değerlendirildi. Sonuçlar SPSS rogramı ile istatistiksel olarak analiz edildi. Periorbital ekimoz steroid verilen gruplarda postoperatif birinci günde tenoksikam ve kontrol gruplarına göre düşük olmasma karşın fark istatistiksel olarak anlamlı değildi. Postoperatif üçüncü günde fark ortadan kalkmış olmasma karşın, postoperatif yedinci günde de steroid gruplarında ekimoz görülmeye devam etti. Periorbital ödem steroid gruplarında 43 postoperatif birinci günde tenoksikam ve kontrol gruplarına göre düşüktü, ancak fark istatistiksel olarak anlamlı değildi. Postoperatif üçüncü günde fark kalmamıştı ve postoperatif yedinci günde kontrol grubu daha iyi idi. İnflamasyon göstergelerinden CRP değerleri birinci gün en yüksek değerindeydi ve yedinci günde preoperatif değerlere indi. Hastaların postoperatif 6 aylık takiplerinde steroid kullanımı ile ilgili herhangi bir komplikasyona rastlanmadı. Açık rinoplasti yapılan hastalarda, steroidler bu dozlarda periorbital ödem ve ekimoz üzerinde tenoksikam ve kontrol gruplarına göre fazla etkili bulunmadı. Çalışmamızda kullanılan steroid dozları farmakolojik dozlarda olmasına karşın, stres durumunda vücudun gereksinim duyduğu glukokortikoid miktarına yaklaşık olarak eşittir. Diğer bir ifadeyle stres durumlarında vücudun gereksinim duyduğu steroid miktarıdır. "Postoperatif rutin steroid uygulamasından ziyade travmanın şiddetine göre steroid kullanımına karar verilmeli, dozu buna uygun olarak ayarlanmalı ve seçilmiş vakalarda kullanılmalıdır" yaklaşımı yanlış olmayacaktır.