Yazar "Gökkaya, Cevdet Serkan" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 7 / 7
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Akut Renal Kolikli Hastalarda Dilaltı Piroksikam ve İntranazal Dezmopressin Kombine Tedavisinin Etkisi(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 2009) Özden, Cüneyt; Gökkaya, Cevdet Serkan; Günay, İsa; Demirdal, Özgür; Özdal, Özdem Levent; Memiş, AliDezmopressin sentetik antidiüretik hormon (ADH) analoğudur. ADH ile karşılaştırıldığında antidiüretik etkisi daha fazla ve uzundur. Son yıllarda akut renal kolik ağrısının tedavisinde kullanılmaktadır. Bu çalışmada akut renal kolik ağrılı hastalarda dilaltı piroksikam ve intranasal dezmopressin kombine tedavisinin etkisi değerlendirildi. Materyal-Metot: Çalışmaya 45 renal kolikli hasta dahil edildi. Hastalar randomize olarak 3 gruba ayrıldı. İlk gruba (n=15) 40 µg intranazal dezmopressin sprey, 2. gruba 40 mg dilaltı piroksikam ve 3. gruba ise 40 mg dilaltı piroksikama ek 40 µg intranazal dezmopressin verildi. Hastaların ağrı şiddeti görsel anolog skala (VAS) kullanılarak 0 ile 10 arasında derecelendirildi. Bulgular: Tedaviden 10 ve 20 dakika sonra ortalama ağrı skoru grup 3’de diğer gruplara göre daha düşüktü ve grup 1 ile 2 arasında anlamlı fark yoktu. Tedaviden 30 dakika sonra ortalama ağrı skoru grup 1’de diğer gruplara göre daha yüksekti ve grup 2 ile 3 arasında anlamlı fark yoktu. Tedavi sonrası ek tedavi ihtiyacı (intramusküler 50 mg pethidin) grup 3’de anlamlı derecede daha düşüktü (sırasıyla; %59.1, %27.3 ve %13.6). Sonuç: Bizim sonuçlarımız akut renal kolikli hastaların ağrısının dindirilmesinde piroksikam ve intranazal dezmopressin kombine tedavisinin etkili olduğunu gösterdi.Öğe Megaüreterli Aksesuar Böbrek: Olgu Sunumu(2013) Bulut, Süleyman; Gökkaya, Cevdet Serkan; Demirel, Hüseyin Cihan; Aktaş, Binhan Kağan; Özden, Cüneyt; Baykam, Mehmet Murat; Memiş, AliÖz:Böbreğin sayı fazlalığı bozukluğu olan aksesuar böbrek, nadir görülen konjenital anomalilerden biridir. Bu durum tek başına olabileceği gibi, diğer anomalilerle birlikte de olabilir. Megaüreterli aksesuar böbrek ise daha ender olup literatürde bugüne kadar 3 olgu bildirilmiştir. Biz bu makalede, 33 yaşındaki bir erkek hastada, radyolojik görüntülemede asıl böbreğin kranialinde tespit edilen ve megaüreter ile birliktelik gösteren nadir bir aksesuar böbrek olgusunu sunduk ve güncel literatür eşliğinde tartıştık. Hasta sağ yan ağrısı şikayeti ile polikliniğimize başvurmuştu. Radyolojik tanı sonrası operasyona alınan hastanın, ameliyatta ayrı pedikülü olan yaklaşık 2×3×2 cm'lik aksesuar böbreği megaüreteriyle birlikte çıkarıldı. Postoperatif 3. gün taburcu edilen hastanın patoloji spesmeni atrofik böbrek ve kronik üreterit olarak rapor edildi.Öğe Sünnette kanama kontrolü için radyofrekans kullanımının bipolar elektrokoterizasyon ve sütürle bağlama yöntemleriyle karşılaştırılması(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 2013) Güzel, Özer; Öztekin, Çetin Volkan; Akdemir, Alp Özgür; Gökkaya, Cevdet SerkanGiriş: Bu çalışmada amaç sünnet operasyonu sırasında kanama kontrolü için kullanılan radyofrekans enerjisi, bipolar koter ve sütür ile bağlama yöntemlerini karşılaştırmaktı. Gereç ve Yöntemler: Bu randomize, prospektif çalışmaya 2009-2011 yılları arasında sünnet operasyonu uygulanan 1-14 yas arası toplam 83 hasta dahil edildi. Hastalar kanama kontrolü için Radyofrekans cihazı kullanılan grup A (n=23), bipolar elektrokoterizasyon uygulanan grup B (n=26) ve sütür ile bağlama uygulanan grup C (n=34) olmak üzere üç gruba ayrıldı. Hastalar operasyon süresi, postoperatif enfeksiyon, kanama, ödem ve cilt açılması yönünden değerlendirildi. Bulgular: Çalışmaya dahil edilen hastaların ortalama yaşları 4.92 ve SD 3.09 (1-14 yaş) olup gruplar arası fark yoktu. Tüm hastalar için enfeksiyon gelişme oranı %4 SD 1.88 idi ve gruplar arasında fark yoktu. Saptanan yaklaşık ödem süresi gün olarak tüm hastalar için ortalama 6.64 SD 1.29 (4-10 gün) olup gruplar arası istatistiksel olarak fark yoktu. Operasyon süreleri karşılaştırıldığında tüm hastalar için ortalama süre 17.41 SD 6.04 (8-35 dk) idi. Grup A da 12.43 dk, Grup B de 13.92 dk ve Grup C de 23.44 dk olarak saptandı. Gruplar karşılaştırıldığında Grup A ve Grup B arasında fark yok iken her iki grup Grup C ile karşılaştırıldığında istatistiksel olarak anlamlı fark saptandı. (p< 0.001) Sonuç: Çocukluk döneminde sık olarak uygulanan sünnet operasyonu sırasında kanama kontrolü için radyofrekans cihazı bulunan merkezlerde radyofrekans koterizasyon kullanımı hızlı, etkili ve güvenilir bir yöntemdir.Öğe Sünnette Kanama Kontrolü İçin Radyofrekans Kullanımının Bipolar Elektrokoterizasyon ve Sütürle Bağlama Yöntemleriyle Karşılaştırılması(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 2013) Güzel, Özer; Öztekin, Çetin Volkan; Akdemir, Alp Özgür; Gökkaya, Cevdet SerkanGiriş: Bu çalışmada amaç sünnet operasyonu sırasında kanama kontrolü için kullanılan radyofrekans enerjisi, bipolar koter ve sütür ile bağlama yöntemlerini karşılaştırmaktı. Gereç ve Yöntemler: Bu randomize, prospektif çalışmaya 2009-2011 yılları arasında sünnet operasyonu uygulanan 1-14 yas arası toplam 83 hasta dahil edildi. Hastalar kanama kontrolü için Radyofrekans cihazı kullanılan grup A (n=23), bipolar elektrokoterizasyon uygulanan grup B (n=26) ve sütür ile bağlama uygulanan grup C (n=34) olmak üzere üç gruba ayrıldı. Hastalar operasyon süresi, postoperatif enfeksiyon, kanama, ödem ve cilt açılması yönünden değerlendirildi. Bulgular: Çalışmaya dahil edilen hastaların ortalama yaşları 4.92 ve SD 3.09 (1-14 yaş) olup gruplar arası fark yoktu. Tüm hastalar için enfeksiyon gelişme oranı %4 SD 1.88 idi ve gruplar arasında fark yoktu. Saptanan yaklaşık ödem süresi gün olarak tüm hastalar için ortalama 6.64 SD 1.29 (4-10 gün) olup gruplar arası istatistiksel olarak fark yoktu. Operasyon süreleri karşılaştırıldığında tüm hastalar için ortalama süre 17.41 SD 6.04 (8-35 dk) idi. Grup A da 12.43 dk, Grup B de 13.92 dk ve Grup C de 23.44 dk olarak saptandı. Gruplar karşılaştırıldığında Grup A ve Grup B arasında fark yok iken her iki grup Grup C ile karşılaştırıldığında istatistiksel olarak anlamlı fark saptandı. (p< 0.001) Sonuç: Çocukluk döneminde sık olarak uygulanan sünnet operasyonu sırasında kanama kontrolü için radyofrekans cihazı bulunan merkezlerde radyofrekans koterizasyon kullanımı hızlı, etkili ve güvenilir bir yöntemdir.Öğe Tüberoskleroz Kompleksi (Bournville Hastalığı) İle İlişkili Bilateral Renal Angiomyolipoma: Olgu Sunumu(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 2008) Özden, Cüneyt; Güzel, Özer; Gökkaya, Cevdet Serkan; Yahşi, Sedat; Memiş, AliTüberoskleroz ile ilişkili bilateral, multifokal ve küçük boyutta olan angiomyolipomalar genellikle asemptomatiktir. Ancak zamanla büyür ve ciddi hemorajiye yol açabilirler. Tüberoskleroz dışında izlenen soliter lezyonlara göre büyümeye daha çok eğilimlidirler. Bu vakalarda mortalite yüksektir ve genellikle nörolojik komplikasyonlara bağlıdır. Bu olgu sunumunda tüberoskleroz kompleksi ilişkili bilateral renal angiomyolipomlu bir hasta değerlendirildi.Öğe Üreter Tümörüne Bağlı Dev Üreterohidronefroz: Olgu Sunumu(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 2012) Demirel, Hüseyin Cihan; Gökkaya, Cevdet Serkan; Aktaş, Binhan Kağan; Özden, Cüneyt; Bulut, Süleyman; Memiş, AliÜst üriner sistemde değişici epitel kökenli kanserler oldukça nadir görülür. Hatta bu kanserlerin eş zamanlı mesane tümörü ile birlikte görülmesi daha da nadirdir ve bu durumlarda hastanın tedavi sonrası sıkı takibi gerekir. Biz de bu yazımızda kliniğimize sağ yan ağrısı, karında ele gelen kitle ve son dört yıl içinde dönem dönem olan hematüri şikayeti ile başvuran ve yapılan tetkiklerinde dev üreter tümörü ve eş zamanlı mesane tümörü saptanan 48 yaşında bir erkek hastayı güncel literatür ışığında tartıştık.Öğe Üroloji Polikliniğinde King Sağlık Anketi Uygulaması(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 2011) Gökkaya, Cevdet Serkan; Demirel, Hüseyin Cihan; Aktaş, Binhan Kağan; Bulut, Süleyman; Doluoğlu, Ömer Gökhan; Erkmen, Akif Ersoy; Akdemir, Alp Özgür; Memiş, AliMesaneyi ilgilendiren basitten karmaşığa birçok sorun vardır. Hastalar için en sıkıntılı durumlardan biri üriner inkontinanstır. Birçok hastanın açıklamak istemediği bu durumu anlamaya yönelik birçok anket çalışması yapılmıştır. Biz de dünyada en çok uygulanan anketlerden biri olan King Sağlık Anketi (KSA)’ni hastalarımıza uygulamayı amaçladık. Materyal ve Metot: Kasım ile Aralık 2010 arasında 1 ay süre ile üroloji polikliniğimize ilk defa herhangi bir şikayetle başvuran 171 kadın hasta KSA’ni doldurmayı kabul etti. Bu anket asıl olarak 9 sorudan oluşmaktadır. Biz anketin inkontinans etkisini değerlendiren ikinci sorusuna göre hastaları iki gruba ayırdık (hiç ya da az şikayeti olan ilk grup, orta ya da çok şikayeti olan ikinci grup) ve karşılaştırmaları buna göre yaptık. İstatistiksel değerlendirmeler Pearson ki-kare ve Student t-testleri ile yapıldı ve çalışmada anlamlılık düzeyi p<0.05 olarak kabul edildi. Bulgular: Kişisel ilişki sorusu hariç (p=0.109) diğer tüm sorular açısından gruplar arasında anlamlı fark saptandı (p<0.01). Sonuç: Başvuru şikayetine bakılmaksızın her yaştan kadın hastaya KSA’nin uygulanabileceğini ve bu anketin kolay anlaşılabilir, kısa ve hastaların tek başına doldurabileceği bir anket olduğunu düşünmekteyiz.