Yazar "Göktaş, Özgür" seçeneğine göre listele

Listeleniyor 1 - 2 / 2
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Commonly used intravenous anesthetics decrease bladder contractility An in vitro study of the effects of propofol ketamine and midazolam on the rat bladder
    (Indian Journal of Urology, 2010) Ceran Özcan, Canan; Pampal, Arzu; Göktaş, Özgür; Pampal, Hasan Kutluk; Ölmez, Ercüment
    This study was designed to test the hypothesis that propofol, ketamine, and midazolam could alter the contractile activity of detrusor smooth muscle. Materials and Methods: Four detrusor muscle strips isolated from each rat bladder (n = 12) were placed in 4 tissue baths containing Krebs-Henseleit solution. The carbachol (10 −8to 10−4mol/L)-induced contractile responses as well as 5, 10, 20, 30, 40, 50 Hz electrical field stimulation (EFS)-evoked contractile responses of the detrusor muscles were recorded using isometric contraction measurements. After obtaining basal responses, the in vitro effects of propofol, ketamine, midazolam (10−5 to 10−3 mol/L), and saline on the contractile responses of the detrusor muscle strips were recorded and evaluated. Results: All the 3 drugs reduced the carbachol-induced and/or EFS-evoked contractile responses of rat detrusor smooth muscles in different degrees. Midazolam (10−4 to 10−3 mol/L) caused a significant decrease in the contractile responses elicited by either EFS or carbachol (P=0.000−0.013). Propofol (10−3mol/L) caused a decrease only in EFS-evoked contractile responses (P=0.001−0.004) and ketamine (10−3mol/L) caused a decrease only in carbachol-induced contractile responses (P=0.001−0.034). Conclusion: We evaluated the effects of the 3 different intravenous anesthetics on detrusor contractile responses in vitro and found that there are possible interactions between anesthetic agents and detrusor contractile activity. The depressant effects of midazolam on the contractile activity were found to be more significant than ketamine and propofol. Despite the necessity of further studies, it could be a piece of wise advice to clinicians to keep the probable alterations due to intravenous anesthetics in mind, while evaluating the results of urodynamic studies in children under sedation.
  • Küçük Resim
    Öğe
    Kadmiyumun neden olduğu oksidatif stres üzerine resveratrolün koruyucu etkisi
    (İnönü Üniversitesi, 2007) Göktaş, Özgür
    Kadmiyum (Cd), endüstride genis bir alanda kullanılan, mesleki ve çevresel maruziyetle insan saglıgını tehdit eden agır metaldir. Kadmiyum toksisitesinin erken göstergesinin oksidatif hasar oldugu kabul edilmektedir. Çevresel etmenlere karsı yanıt olarak asma bitkisi de dahil birçok bitki türü tarafından sentezlenen resveratrol (RES; 3,5,4-trihydroxystilbene) bir fitoaleksindir. RES'in, serbest radikalleri süpürme; OH radikaline maruziyetle olusan hücre membranındaki lipit peroksidasyonu önleme kapasitesine sahip oldugu gösterilmistir. Bu çalısmanın amacı, deneysel sıçan modelinde akut Cd maruziyetinin neden oldugu dokulardaki oksidatif hasar üzerine RES ön tedavisinin etkisini irdelemektir. Wistar albino erkek sıçanlar, her grupta 5 hayvan olacak sekilde 4 gruba ayrıldı. Grup I: Kontrol (SF, i.p.), Grup II Cd (0.025 mmol/kg, i.p.), Grup III RES + Cd, Grup IV RES (10 mg/kg/gün, i.p.). Cd uygulamasından 24 saat sonra karaciger, böbrek, beyin ve kalp dokularında tiyobarbitürik asit reaktif maddeleri (TBARS), redükte glutatyon (GSH), süperoksit dismutaz (SOD) ve total sülfidril grupları (T-SH) çalısıldı ve serumda aspartat aminotransferaz (AST), alanin aminotransferaz (ALT) düzeyleri ölçüldü. Kadmiyum, sıçanların tüm dokularında lipit peroksidasyonu uyararak TBARS ve GSH düzeylerini artırdı, SOD aktivitesini baskıladı, serum AST, ALT aktivitelerini ise yükseltti. RES ön tedavisi ile dokulardaki TBARS ve GSH düzeylerini azalırken SOD aktivitesi arttı. Diger taraftan, RES, serum AST, ALT aktivitelerinin artmasını önledi. Bulgularımız, tek doz Cd uygulamasının hücrelerde anlamlı bir oksidatif strese yol açabildigini ve dogal bir antioksidan olan RES'in akut Cd toksisitesi üzerinde koruyucu etkisinin oldugunu ve Cd'un neden oldugu oksidatif stresle ortaya çıkan olumsuz etkileri düzelttigini göstermektedir.