Yazar "Güllü, Esin" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 8 / 8
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Aerobik yürüme egzersizin depresif belirtilere etkisi(2011) Aylaz, Rukuye; Güllü, Esin; Güneş, GülsenÖz: Giriş: Depresyon, içinde bulunduğumuz yüzyılda en yaygın, yüksek kronikleşme ve yineleme oranı, önemli intihar riski ve iş gücü kaybı oluşturması nedeniyle ciddi bireysel ve toplumsal bir sağlık sorunudur. Amaç: Bu araştırmada, yürüme egzersizin depresif belirtilere etkisini belirlemek amaçlanmıştır. Yöntem: Araştırma, bireylere programlı aerobik yürüme egzersiz yapılması şeklinde ön test-son test ve kontrol gruplu müdahale çalışması olarak yapılmıştır. İnönü Üniversitesi’nde idari kadroda çalışan kadın personel ile yapılan bu araştırma çalışma grubu ve kontrol grubunun her birisi 24 kadını kapsayan toplam 48 bireyden oluşmuştur. Araştırma 10 hafta sürmüş, 15 Mart – 1 Haziran 2009 tarihleri arasında gerçekleştirilmiştir. Katılımcılara, Beck Depresyon Ölçeği egzersiz programının öncesi ve sonrasında uygulanmıştır. Bulgular: Son test Beck Depresyon Ölçeğine göre; çalışma grubunun %29.2’si ve kontrol grubunun ise %37.5’i 17 ve üzerinde puan almışlardır. Aerobik egzersiz sonrası Beck Depresyon Ölçeği puanlarına göre, çalışma ve kontrol grubu arasındaki fark istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur. Sonuç: Çalışma gurubuna uygulanan aerobik egzersizlerin depresyon puanlarının azalmasında etkili olduğu belirlenmiştir. Bu bulgular, daha iyi bir ruh sağlığına ulaşmada bireylerin aerobik egzersiz yapmaya özendirilmesi konusunda bir temel oluşturabilir. Benzer konu farklı egzersiz yöntemleri kullanılarak tasarlanabilir.Öğe Dayanıklılık Sporcularında Maksimal ve Submaksimal Egzersiz Sonrası Oluşan Oksidan Stres ve Antioksidan Düzeylerinin Karşılaştırılmas(Türk Spor ve Egzersiz Dergisi, 2012) Güllü, Esin; Tamer, Kemal; Özer, Çiğdem; Güllü, Abdullah; Cicioğlu, İbrahimÖz: Bu çalışmada, dayanıklılık sporcularında maksimal ve submaksimal egzersiz sonrası oluşan oksidan stres ve antioksidan düzeylerinin karşılaştırılması amaçlandı. Bu çalışmaya ortalama Maks VO2 kapasiteleri 69.50±8.19 ml/kg/dk ve ortalama yaşları 19.30±1.64 yıl olan 10 dayanıklılık sporcusu ile ortalama Maks VO2 kapasiteleri 34.15±8.08 ml/kg/dk ve ortalama yaşları 19.70±1.16 yıl olan 10 sedanter üniversite öğrencisi olmak üzere toplam 20 erkek denek gönüllü olarak katıldı. Deneklerin Maks VO2 seviyeleri, Bruce Protokolü ile belirlendi. Denekler, submaksimal egzersizlerini %70 Maks VO2 şiddetinde 30 dk, Maksimal egzersizlerini ise %100 Maks VO2 şiddetinde tükeninceye kadar devam ettirdi. Deneklerin kan örnekleri egzersiz öncesi ve sonrası, plazmada Malondialdehit (MDA), Total Sulfidril grubu (RSH) ve Nitrik oksit (NOx) düzeylerine bakılmak üzere toplandı. Elde edilen sonuçlar, dayanıklılık sporcuları ve kontrol grubu submaksimal egzersiz öncesi ve sonrası MDA ve NOx seviyeleri arasında anlamlı bir fark olmadığını gösterdi (p<005). Sadece, kontrol grubunda RSH düzeyinde submaksimal egzersiz öncesi ve sonrası anlamlı bir fark bulundu (P<005). Maksimal egzersiz öncesi ve sonrası karşılaştırıldığında her iki grupta da MDA ve NOx düzeylerinde anlamlı bir fark bulundu (p<005). Submaksimal egzersiz sonrası ile maksimal egzersiz sonrası MDA, RSH ve NOx değişkenleri karşılaştırıldığında her iki grup için MDA ve NOx değerlerinde istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunurken (p<005) bu değişkenler maksimal egzersiz sonrası artış gösterdi. RSH değerlerinde ise istatistiksel açıdan anlamlı bir fark oluşmadı. Ayrıca, her iki grup karşılaştırıldığında VKI (p<0.05), Maks VO2 kapasiteleri, KAHDinlenim ve KAHmaks değişkenlerinde ise anlamlı bir fark bulundu (P<0.001). Sonuç olarak, submaksimal egzersizler insanlar için sağlıklı çalışmalar olabilirken, maksimal egzersizler serbest radikal oluşumunu tetikleyebilir. Bu duruma bir kanıt olarak da lipid peroksidasyonun artışı ve oksidatif stres gösterilebilir. Böylece, gerek dayanıklılık sporcularında ve gerekse de sedanterlerde egzersizin şiddeti, serbest radikal oluşumunun önemli bir tanımlayıcısı olabilir. Başlık (İngilizce): Comparison of the Oxidative Stress and Antioxidant Levels of the Endurance Athletes After Maximal and Submaximal Exercise Öz (İngilizce): The purpose of this study was to compare the oxidative stress and antioxidant levels of the endurance athletes after maximal and submaximal exercise. In this study total of 20 male subjects who voluntarily participated (10 sedentary university students and 10 endurance athletes). Mean Max VO2 capacity was 69.50±8.19 ml/kg/min and mean age was 19.30±1.64 yrs old for endurance athletes and respectfully 34,15±8.08 ml/kg/min and 19.70±1.16 yrs old for sedentary. Max VO2 levels of subjects were determined by Bruce Protocol. The subjects performed their submaximal exercise with intensity of 70% of Max VO2 during 30 minute period. Maximal exercise with intensity of 100% of Max VO2 was executed until they were exhausted. Blood samples of subjects were collected before and after exercise to analyse plasma Malondialdehit (MDA), Total sülfhidril group (RSH) and Nitric oxide (NOx) levels. The results indicated that there were no significant differences among levels of MDA and NOx parameters between pre-submaximal and post-submaximal exercise in endurance athletes and control group (P<0.05). Only there was significant difference the level of RSH parameter between pre-submaximal and post-submaximal exercise for control group (P<0.05). Before and after maximal exercise, MDA and NOx levels were found significantly different for sedentary and endurance subjects (P<0.05). There were significant differences among levels of MDA, RSH and NOx parameters between post-submaximal and post-maximal exercise for two groups (P<0.05) and these variables increased after maximal exercise. There were also no significant differences in RSH parameters. Also, there were significant differences among BMI scores (P<0,05), MaxVO2, KAHrest and KAHmax of the endurance athletes and sedentary (P<0,001). Consequently, submaximal exercise could be healthy practice for humans; however, maximal exercise could trigger occurring of free radicals. This could be evidenced by increasing in lipid peroxidation and oxidative stress during maximal execise. Thus, the intensity of exercise could be very important to definition of the accumulation of free radicals for sedentary and endurance athletes.Öğe Dayanıklılık sporcularında Maksimal ve submaksimal egzersiz sonrası oluşan oksidan stres ve antioksidan düzeylerinin karşılaştırılması(Selçuk Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Bilim Dergisi, 2012) Güllü, Esin; Tamer, Kemal; Özer, Çiğdem; Güllü, Abdullah; Cicioğlu, İbrahimÖZET Bu çalışmada, dayanıklılık sporcularında maksimal ve submaksimal egzersiz sonrası oluşan oksidan stres ve antioksidan düzeylerinin karşılaştırılması amaçlandı. Bu çalışmaya ortalama Maks VO2 kapasiteleri 69.50±8.19 ml/kg/dk ve ortalama yaşları 19.30±1.64 yıl olan 10 dayanıklılık sporcusu ile ortalama Maks VO2 kapasiteleri 34.15±8.08 ml/kg/dk ve ortalama yaşları 19.70±1.16 yıl olan 10 sedanter üniversite öğrencisi olmak üzere toplam 20 erkek denek gönüllü olarak katıldı. Deneklerin Maks VO2 seviyeleri, Bruce Protokolü ile belirlendi. Denekler, submaksimal egzersizlerini %70 Maks VO2 şiddetinde 30 dk, Maksimal egzersizlerini ise %100 Maks VO2 şiddetinde tükeninceye kadar devam ettirdi. Deneklerin kan örnekleri egzersiz öncesi ve sonrası, plazmada Malondialdehit (MDA), Total Sulfidril grubu (RSH) ve Nitrik oksit (NOx) düzeylerine bakılmak üzere toplandı. Elde edilen sonuçlar, dayanıklılık sporcuları ve kontrol grubu submaksimal egzersiz öncesi ve sonrası MDA ve NOx seviyeleri arasında anlamlı bir fark olmadığını gösterdi (p<005). Sadece, kontrol grubunda RSH düzeyinde submaksimal egzersiz öncesi ve sonrası anlamlı bir fark bulundu (P<005). Maksimal egzersiz öncesi ve sonrası karşılaştırıldığında her iki grupta da MDA ve NOx düzeylerinde anlamlı bir fark bulundu (p<005). Submaksimal egzersiz sonrası ile maksimal egzersiz sonrası MDA, RSH ve NOx değişkenleri karşılaştırıldığında her iki grup için MDA ve NOx değerlerinde istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunurken (p<005) bu değişkenler maksimal egzersiz sonrası artış gösterdi. RSH değerlerinde ise istatistiksel açıdan anlamlı bir fark oluşmadı. Ayrıca, her iki grup karşılaştırıldığında VKI (p<0.05), Maks VO2 kapasiteleri, KAHDinlenim ve KAHmaks değişkenlerinde ise anlamlı bir fark bulundu (P<0.001). Sonuç olarak, submaksimal egzersizler insanlar için sağlıklı çalışmalar olabilirken, maksimal egzersizler serbest radikal oluşumunu tetikleyebilir. Bu duruma bir kanıt olarak da lipid peroksidasyonun artışı ve oksidatif stres gösterilebilir. Böylece, gerek dayanıklılık sporcularında ve gerekse de sedanterlerde egzersizin şiddeti, serbest radikal oluşumunun önemli bir tanımlayıcısı olabilir. Anahtar Kelimeler: Sedanter, dayanıklılık sporcusu, egzersiz, serbest radikaller, antioksidan.Öğe The effect of exercise induced weight loss on myokines and adipokines in overweight sedentary females steps aerobics vs jogging walking exercises(J Sports Med Phys Fitness, 2016) Düzova, Halil; Güllü, Esin; Çiçek, Güner; Köksal, Burcu; Kayhan, Başak; Güllü, Abdullah; Şahin, İbrahimThe objectives of this study were to verify effects of step-aerobic exercise (SAE) and jogging-walking exercise (JWE) program on myokines and adipokines levels in overweight sedentary females. METHODS:Volunteer subjects (n=25) were assigned to two exercise groups: steps aerobics and jogging-walking. The exercise program given to them was for five days a week and for twelve weeks period. Serum samples were collected from venous blood before and immediately after cardio-respiratory fitness test (CRF) by Bruce protocol and stored at -80 C until they were assayed before 12 weeks exercise program. After 12- weeks training program this procedure was repeated. Serum TNF-α, IL-6, IL-15, IL-17, IL- 18, leptin, resistin and adiponectin levels were assayed by ELISA. RESULTS: Leptin and IL-15 levels were increased whereas resistin levels were decreased after CRF test in JWE training group following 12-weeks exercise program. TNF-α, IL-15 and IL-18 levels were higher and leptin levels were lower in SAE group than JWE group after 12-weeks exercise period. However, both SAE and JWE did not lead to significant change in serum levels of IL-17, IL-6 and adiponectin levels. CONCLUSIONS: What this study has added to existing knowledge that both SAE and JWE may cause weight loss especially in fat mass. But, the effect of SAE and JWE on myokines and adipokines levels may be the different. Further studies are needed to find out clinical importance of these findings.Öğe İLKÖĞRETİM OKULLARINDA BEDEN EĞİTİMİ ÖĞRETMENLERİ- NİN SEÇMELİ SPOR ETKİNLİKLERİ DERSİ UYGULAMALARINA İLİŞKİN GENEL GÖRÜŞLERİ(Atatürk Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Bilimleri Dergisi, 2009) Güllü, Mehmet; Güllü, Esin; Güllü, Abdullah; Tekin, MuratÖz: Bu araştırmanın amacı Malatya ili ilköğretim okullarında beden eğitimi öğretmenlerinin seçmeli spor etkinlikleri dersi uygulamalarına ilişkin görüşlerini incelemektir. Araştırmaya rastgele yöntemle seçilmiş 19'u bayan ve 64'üi erkek olmak üzere 83 beden eğitimi öğretmeni katılmaktadır. Araştırmada veri toplama aracı olarak araştırmacılar tarafından geliştirilen 12maddelik bir anket uygulanmıştır. Veriler yüzdeler (%) halinde anlamlı çapraz çizelgeler ile sunulmuştur. Öğretmenlerin görüşleri arasındaki farklılıklar ?= 0,50 anlamlılık düzeyinde Mann Whitney U Testi ve Kruskal Wallis Varyans Analizi ile sınanmıştır. Sonuç olarak, ilköğretim okullarının tamamına yakınında seçmeli ders olarak spor etkinlikleri dersinin tercih edildiği görülmüştür. Ancak bu dersi beden eğitimi öğretmenlerinin dışında okul yöneticileri ile sınıf öğretmenlerinin de okuttukları görülmüştür. Bunların yanında öğretmenleri dersin öğretim programı hakkında olumlu görüşlere sahip olduğu ve bu ders için haftalık 2 ders saatinin yeterli olduğunu belirtmişlerdir. Fakat bu ders için verilen semineri ve rehberlik hizmetlerini çok yetersiz bulmuşlardır. Yine öğretmenler spor etkinlikleri dersinin yürütülmesinde okulun tesis ve olanaklarını kısmen yeterli bulmuşlar, ünitelendirilmiş yıllık planlarında belirttikleri etkinliklerin yıl boyunca ancak yarısını uygulayabilmişlerdir. Bu etkinlikler ile diğer derslerdeki ilgili kazanımları çok az ilişkilendirerek uygulamışlardır. Bununla birlikte öğretmenlerin cinsiyetlerinin bu görüşlerini fazla etkilemediği, ancak öğretmenlerin hizmet yıllarının bu görüşlere büyük etkisinin olduğu sonucu bulunmuşturÖğe İnönü Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Bölümü öğrencilerinin ÖSS puanlarının akademik başarı puanlarına etkilerinin tesbiti ve fiziksel-fizyolojik performanslarının ölçülerek değerlendirilmesi(İnönü Üniversitesi, 1997) Güllü, EsinBu araştırmanın amacı, 1995-1996 Eğitim ve Öğretim yılı, İnönü Üniversitesi Eğitim Fakültesi Beden Eğitimi ve Spor Bölümü birinci sınıfında okumakta olan en yüksek ÖSS Başarı Puanına sahip 10 bayan ve 20 erkek öğrencinin ÖSS Başarı Puanlan ile akademik (teorik ve pratik) başarı puanlarını belirleyerek aralarındaki ilişkiyi bulmaktır. Ayrıca bu öğrencilerin bazı fiziksel ve fizyolojik kapasiteleri de tesbit edilerek Pratik Basan Puanları arasındaki ilişkiyi tesbit etmektir. Bu çalışmada öğrencilerin ÖSS, teorik, pratik ve akademik başarı puanlan tesbit edilmiştir. Ayrıca bu öğrencilerin boy, ağırlık, istirahat kalp atım sayısı, istirahat sistolik ve diastolik kan basıncı, aerobik ve anaerobik güçleri, esneklik, 50 metre sürat, vücut yağ yüzdesi, sağ ve sol el pençe kuvvetleri ölçülmüştür. Bu çalışmada öğrencilerin istirahat kalp atım sayısı için steteskop ve kronometre, kan basıncı için steteskop ve tansiyon ölçer, vücut yağ yüzdesi için skinfold caliper aleti, aerobik güç için Cooper (12 dakika koş-yürü) testi, anaerobik güç için dikey sıçrama testi, esneklik için sit and reach (otur ve eriş) sehpası, sürat için 50 metre koşu testi ve pençe kuvveti için ise el dinamometresi kullanılarak ölçülmüştür. Bu çalışmanın sonuçlan " Korelasyon ve t-Testi " kullanılarak değerlendirilmiş ve her bir değişken (PO.05) anlamlılık seviyesinde istatistiksel olarak test edilmiştir. İnönü Üniversitesi Eğitim Fakültesi Beden Eğitimi ve Spor Bölümü I. sınıf öğrencilerinin ortalama ÖSS Başarı Puanı değerleri ile ortalama Teorik Başarı Puanı değerleri arasında istatistiksel olarak erkeklerde (P< 0.05) anlamlı bir fark bulunmasına karşın bayanlarda ise anlamlı bir fark bulunamamıştır (P>0.05). Ayrıca ortalama ÖSS Başarı Puanı değerleri ile geriye kalan her iki bayan ve erkek ortalama pratik ve akademik başarı puanı değerleri arasında da istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunamamıştır (P>0.05). İnönü Üniversitesi Eğitim Fakültesi Beden Eğitimi ve Spor Bölümü I. sınıf öğrencilerinin ortalama Pratik Başarı Puanı değerleri ile erkeklerin ortalama boy, ağırlık ve sol el pençe kuvvetleri arasında istatistik! açıdan (P<0.05) anlamlı bir fark 66 bulunurken, bayanlarda da ortalama istirahat kalp atım sayılan arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmuştur (P<0.05). Buna karşın ortalama Pratik Basan Puanı değerleri ile bayan öğrencilerin ortalama boy ve ağırlık değerleri, erkek öğrencilerin ise ortalama istirahat kalp atım sayı değerleri arasında istatistiki açıdan anlamlı bir fark bulunamamıştır (P>0.05). Ayrıca, İnönü Üniversitesi Eğitim Fakültesi Beden Eğitimi ve Spor Bölümü I. sınıf öğrencilerinin ortalama Pratik Basan Puanı değerleri ile her iki bayan ve erkek öğrencilerin geriye kalan ortalama yaş, istirahat sistolik ve diastolik kan basıncı, ortalama maksimal V02, ortalama anaerobik güç, ortalama esneklik, ortalama 50 metre sürat, ortalama vücut yağ yüzdesi ve ortalama sağ el pençe kuvveti değerleri arasında ise istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunamamıştır (P>0.05). Son yıllarda yapılan araştırmalar da öğrencilerin ÖSS Başarı Puanları, fiziksel ve fizyolojik özelliklerinin akademik basan üzerinde etkili olduğu saptanmıştır. Bu nedenle öğrencilerin ÖSS ve Akademik Basan Puanlan ile fiziksel ve fizyolojik değişkenlerinin araştırılması çok önemlidir. Yaptığımız araştırmaya katılan öğrencilerin ÖSS, akademik (teorik ve pratik) başarı puanlan ile fiziksel ve fizyolojik özelliklerinin belirlenmesi, yapılacak olan yeni araştırmalara örneklem teşkil etmesi açısından son derece önemli olduğunu ve Beden Eğitimi ve Spor camiasına katkıda bulunacağını düşünmekteyiz.Öğe Sedanter Bayanlarda Farklı Aerobik Egzersizlerin MaxVO2 Kapasitesi Üzerine Olan Etkileri(Türk Spor ve Egzersiz Dergisi, 2011) Güllü, Esin; Güllü, Abdullah; Çiçek, GünerÖz: Bu çalışma; orta yaşlı sedanter bayanlarda 9 haftalık koş-yürü ve aerobik-step egzersizlerinin MaxVo2 (maksimal oksijen tüketimi) kapasitesine olan etkilerini karşılaştırmak amacı ile yapıldı. Gruplar düzenli egzersiz yapma alışkanlığı olmayan ve herhangi bir sağlık problemi bulunmayan toplam 30 gönüllü sedanter bayandan oluşturuldu. Koş- yürü grubu (n=15) yaş ve boy ortalamaları 37,20±2,04 yıl, 161,13±4,86 cm, aerobik-step grubu (n=15) yaş ve boy ortalamaları 37,60±1,76 yıl, 157,06±7,10 cm olarak tespit edildi. Gruplardan biri 9 hafta boyunca haftada 4 gün ve 70 dakika süreli koş-yürü egzersizi uyguladı. Diğer grup ise 9 hafta boyunca haftada 4 gün ve 70 dakika süreli aerobik-step egzersizi uyguladı. Antrenman şiddeti Karvonen Formülüne göre maksimal kalp atımının % 60'ı alınarak her bir denek için ayrı ayrı belirlendi ve çalışmalar elde edilen nabız aralığına göre yapıldı. Egzersiz öncesi ve egzersiz sonrası MaxVo2 gücünü belirlemek için koşu bandı testinde en yaygın kullanılan Bruce Protokolü testi uygulandı. Egzersiz öncesi ve sonrasında her iki grupta da MaxVO2 değerlerinde P<0,01 anlamlılık düzeyinde istatiksel olarak anlamlı bir fark olduğu tespit edildi. Özellikle koş-yürü grubu MaxVO2değerinde % 34'lük anlamlı bir yükselme gösterirken, aerobik-step grubu ise %26'lık anlamlı bir yükselme gösterdi (P<0,01 ). Sonuç olarak orta yaş sedanter bayanlarda düzenli ve uzun süreli yapılan orta şiddetteki aerobik egzersizler MaxVO2'yi olumlu yönde etkilediği gözlenmiştir Başlık (İngilizce): The Effects of Different Aerobic Exercises on the MaxVO2 Capacity of Sedentary Women Öz (İngilizce): This investigation was carried out with the aim of comparing the effects of different aerobic exercises on the maxVO2(maximal oxygen consumption) of middle aged sedentary women. The groups contained 30 voluntary sedentary women not having any health problems and regular exercising routines. The average of age and height were 37.20±2,04 years and 161,13±4,86 cm of the run-walk group (n=15). The average of age and height were 37.60±1,76 years and 157.06±7,10 cm of the aerobics-step group (n=15). First group attended to the run-walk exercises when the second group performed to the aerobics-step exercises for 70 minutes in 4 days a week during 9 weeks. The intensity of trainings was determined by the Karvonen Formula with the 60% of maximal heart rate and each exercise was performed according to target heart rate zone for each subject. The Bruce Protocol Test was used for determining of the maxVO2 power of subjects by treadmill for before and after exercise. There was a significant difference between maxVO2 values of two groups for before and after exercise according to significant level of analyses were accepted at p<0.01. The maxVO2 values were increase significantly for the run-walk group was 34% and for the aerobics-step group was 26%, also (p<0.01). Consequently it has been observed that regular and long term aerobic exercises with the sub-maximal intensity influence the maxVO2 positively in the middle aged sedentary womenÖğe Sedanter bayanlarda farklı aerobik egzersizlerin MaxVO2 kapasitesi üzerine olan etkilerinin karşılaştırılması(Selçuk Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Bilim Dergisi, 2011) Güllü, Esin; Güllü, Abdullah; Çiçek, GünerÖz: Bu çalışma; orta yaşlı sedanter bayanlarda 9 haftalık koş-yürü ve aerobik-step egzersizlerinin MaxVo2 (maksimal oksijen tüketimi) kapasitesine olan etkilerini karşılaştırmak amacı ile yapıldı. Gruplar düzenli egzersiz yapma alışkanlığı olmayan ve herhangi bir sağlık problemi bulunmayan toplam 30 gönüllü sedanter bayandan oluşturuldu. Koş- yürü grubu (n=15) yaş ve boy ortalamaları 37,20±2,04 yıl, 161,13±4,86 cm, aerobik-step grubu (n=15) yaş ve boy ortalamaları 37,60±1,76 yıl, 157,06±7,10 cm olarak tespit edildi. Gruplardan biri 9 hafta boyunca haftada 4 gün ve 70 dakika süreli koş-yürü egzersizi uyguladı. Diğer grup ise 9 hafta boyunca haftada 4 gün ve 70 dakika süreli aerobik-step egzersizi uyguladı. Antrenman şiddeti Karvonen Formülüne göre maksimal kalp atımının % 60’ı alınarak her bir denek için ayrı ayrı belirlendi ve çalışmalar elde edilen nabız aralığına göre yapıldı. Egzersiz öncesi ve egzersiz sonrası MaxVo2 gücünü belirlemek için koşu bandı testinde en yaygın kullanılan Bruce Protokolü testi uygulandı. Egzersiz öncesi ve sonrasında her iki grupta da MaxVO2 değerlerinde P<0,01 anlamlılık düzeyinde istatiksel olarak anlamlı bir fark olduğu tespit edildi. Özellikle koş-yürü grubu MaxVO2 değerinde % 34’lük anlamlı bir yükselme gösterirken, aerobik-step grubu ise %26’lık anlamlı bir yükselme gösterdi (P<0,01 ). Sonuç olarak orta yaş sedanter bayanlarda düzenli ve uzun süreli yapılan orta şiddetteki aerobik egzersizler MaxVO2’yi olumlu yönde etkilediği gözlenmiştir.