Arşiv logosu
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
Arşiv logosu
  • Koleksiyonlar
  • Sistem İçeriği
  • Analiz
  • Talep/Soru
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
  1. Ana Sayfa
  2. Yazara Göre Listele

Yazar "Güllü, Serdar" seçeneğine göre listele

Listeleniyor 1 - 2 / 2
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Adenotonsillektomi yapılan çocuklarda h.pylori varlığının adenotonsiller dokuda pcr, serumda elisa yöntemleriyle araştırılması ve sonuçların üre nefes testi ile karşılaştırılması
    (İnönü Üniversitesi, 2016) Güllü, Serdar
    H.pylori (Helikobacter pylori ) mide mukozasında kolonize olan gram negatif, mikroaerofilik, 0,5-0,9x3 µm boyutlarında, hareketli bir bakteridir. Tüm dünyada yaygın olarak bulunan H.pylori çocukluk çağından itibaren tüm yaşlarda kolonize olabilmektedir. Daha çok gelişmemiş ve gelişmekte olan ülkelerde bulunurken, gelişmiş ülkelerde azalan oranlarda bulunmaktadır. Kontaminasyonun nasıl olduğu kesin olarak ortaya konulamamıştır. Muhtemel kontaminasyon yolları fekal-oral, oral-oral, gastro-oral ve iatrojenik olarak kabul edilmektedir. Literatürde birçok farklı çalışmada gastrit, peptik ülser, peptik karsinoma ve MALT (mukoza ilişkili lenfoid doku) lenfoma ile ilişkisi gösterilmiştir. Ateroskleroz, İTP, demir eksikliği anemisi, GÖRH gibi GİS dışı hastalıklarla ilişkisi ve ekstragastrik kolonizasyonu ise halen araştırılmaya devam eden tartışmalı bir konudur. Bu çalışma ile farklı tanı yöntemlerini kombine ederek bölgemizdeki adenotonsiller dokuda H.pylori prevelansını tespit etmeyi amaçladık. Adenoidektomi, tonsillektomi ve adenotonsillektomi yapılan hastalarda muhtemel ekstragastrik kolonizasyonu adenotonsiller dokuda PCR yöntemiyle, serumda serolojik testlerle; postoperatif mide kolonizasyonun etkilenip etkilenmediğini ucuz, kolay uygulanabilir ve non-invaziv bir yöntem olan üre nefes testiyle araştırdık. Çalışmamız Ocak 2011-Ağustos 2015 tarihleri arasında İnönü Üniversitesi Kulak Burun Boğaz Kliniği, Klinik Mikrobiyoloji Departmanı ve Pediatrik Gastroenteroloji kliniklerinde prospektif olarak planlandı. Horlama, ağzı açık uyuma, kronik veya rekürren tonsillit atakları geçiren, uyku problemleri şikayetleriyle kliniğimize başvuran ve cerrahi kararı alınan çocuk hastalar çalışmaya dahil edildi. Yaşları3-18 (ort. 8,4) arasında olan, 57'si (% 46) kız ve 67'si (%54) erkek olmak üzere toplam 124 hasta çalışmaya dahil edildi. Hastalardan 91 tanesine adenoidektomi, 6 tanesine tonsillektomi, 25 tanesine adenotonsillektomi operasyonu yapıldı. Hastalardan alınan 118 adenoid, 63 tonsil doku materyalleri PCR yöntemiyle Hp varlığı yönünden araştırıldı. Yapılan PCR analizinde 63 tonsil dokusundan 9 (% 14,2), 118 adenoid dokudan 25 tanesinde Hp DNA pozitif (% 21,1) olarak bulundu. Toplam 181 adenoid ve tonsil dokusundan toplam 34 (% 18,7) tanesinde Hp DNA pozitif bulundu. Çalışmamızda toplam 46 hastaya postoperatif ÜNT testi yapıldı. Bu 46 hastanın 18'inde (%39,1) Hp DNA pozitif idi. Pozitif olan 18 hastanın 5'inde (% 27,8) ÜNT pozitif iken negatif olan 28 hastanın 11'inde (%39,3) ÜNT pozitifti. PCR negatif olan grupta oransal olarak farklılık bulunsa da, PCR incelemesinde helikobakter pozitif olan grup ile helikobakter negatif olan grup arasında, ÜNT pozitifliği açısından istatistiksel olarak anlamlı fark yoktu. Sonuç olarak çalışmamızda, H.pylori için endemik olan bölgemizde H.pylori prevelansını adenotonsiller dokuda % 18,7 olarak tespit ettik. H.pylori'nin adenotonsiller dokuda ektragastrik bir rezervuar olarak bulunabileceğini düşünmekteyiz. Bu rezervuar oral-oral ve oro-gastrik geçişte rol oynayabilir. Ancak bir ektragastrik rezervuar olan adenotonsiller dokunun uzaklaştırılmasının mide kolonizasyonuna etkisi olmadığı sonucuna ulaştık. Sonuçlarımızın genelleştirilebilmesi için daha geniş kapsamlı çalışmalarla desteklenmesi gerekmektedir. Anahtar kelimeler: Helicobacter pylori, adenotonsiller doku, ekstragastrik rezervuar, üre nefes testi.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Giant concha bullosa pyocele: an unusual cause of rapidly developing nasal obstruction
    (İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 2014) Toplu, Yüksel; Bayındır, Tuba; Güllü, Serdar; Karataş, Erkan; Kızılay, Ahmet
    Konka bülloza piyoseli nadir görülen bir hastalıktır ve konka bülloza enfeksiyonu sonucunda gelişir. Bu hastalıkta bülloz konka genişleyebilir ve çevre dokulara bası yapabilir. Tedavisi yapılmazsa orbital ve intrakranial komplikasyonlara sebep olabilir. Biz bu yazıda 2 aydır burun tıkanıklığı ve başağrısına sebep olan dev konka bülloza piyoselli bir olguyu sunduk. Burun içi endoskopik yaklaşımla konka büllozanın dış yan duvarını çıkardık. Ameliyat sırasında ve sonrasında herhangi bir sıkıntıyla karşılaşmadık. Kontrol muayenelerinde herhangi bir şikayeti olmayan hastanın endoskopik muayenesi de tamamen normal saptandı. Bu olgu, hızlı gelişen burun tıkanıklığı ve başağrısı şikayeti olan hastalarda ayırıcı tanıda konka bülloza piyoseline de dikkat çekmek için sunuldu.

| İnönü Üniversitesi | Kütüphane | Rehber | OAI-PMH |

Bu site Creative Commons Alıntı-Gayri Ticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile korunmaktadır.


İnönü Üniversitesi, Battalgazi, Malatya, TÜRKİYE
İçerikte herhangi bir hata görürseniz lütfen bize bildirin

DSpace 7.6.1, Powered by İdeal DSpace

DSpace yazılımı telif hakkı © 2002-2025 LYRASIS

  • Çerez Ayarları
  • Gizlilik Politikası
  • Son Kullanıcı Sözleşmesi
  • Geri Bildirim