Yazar "Günay, Ulviye" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 13 / 13
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Abortusa başvuran kadınların kaygı durumlarının incelenmesi(İnönü Üniversitesi Sağlık Bilimleri Dergisi, 2017) Oltuluoğlu, Hatice; Budak, Funda; Küçükkelepçe, Didem; Günay, UlviyeAmaç: Bu araştırma abortusa başvuran kadınların kaygı durumlarını incelemek amacıyla yapılmıştır. Yöntem: Tanımlayıcı tipte yapılan araştırma Malatya Devlet Hastanesi’nin septik servisinde Mart 2016-Eylül 2017 tarihleri arasında gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın evrenini, 2016-2017 yılları arasında Malatya Devlet Hastanesine abortus için başvuran 1200 kadın oluşturmuştur. Araştırmanın örneklemi, yapılan güç analizi ile 0.05 güven aralığı, 0.95 evreni temsil etme yeteneği ile 250 kadın olarak belirlenmiştir. Servise abortus için gelen kadınlar basit rastgele örnekleme yöntemi ile seçilmiştir. Araştırma 220 kadın ile tamamlanmıştır. Verilerin toplanmasında kişisel bilgi Formu ve Durumluk-Sürekli Kaygı Ölçeği kullanılmıştır. Verilerin değerlendirilmesinde yüzdelik dağılım, aritmetik ortalama, bağımsız gruplarda t testi, varyans analizi, Kruskall-Wallis testi uygulanmıştır. Bulgular: Araştırmaya katılan kadınların % 35.5’i 30-35 yaş aralığında, %32.7’si ilkokul mezunu, %86.4’ünün 2 yıl ve daha fazla süredir evli oldukları, %58.2’sinin son gebelik aralıklarının en az 2 yıl olduğu ve kadınların %40.9’unun daha önce en az bir defa abortus oldukları belirlenmiştir. Araştırmadakilerin %61.4’ü abortus öncesi korku yaşadıklarını ifade etmiştir. Katılımcıların abortus öncesi durumluk kaygı ölçek toplam puan ortalamasının 50.76±9.42, sürekli kaygı ölçek toplam puan ortalamasının 46.64±7.38 olduğu belirlenmiştir. Katılımcıların kaygı düzeylerinin yüksek olduğu saptanmıştır. Sonuç: Araştırmada abortus öncesi kadınların kaygı düzeylerinin yüksek olduğu sonucuna varılmıştır. Abortus öncesi kadınların kaygı düzeylerini azaltmak için kadınlara kaygıyı azaltıcı yöntemlerin öğretilmesi önerilebilir. Anahtar Kelimeler: Abortus, Kadın, Kaygı.Öğe Akıllı Telefon Kullanan Adölesanlarda Gündüz Uykululuğu(2020) Sülün, Ayşe; Günay, Ulviye; Dertli, Semiha; Sarman, AbdullahAmaç: Bu çalışmanın amacı ülkemizdeki adölesanlarda gündüz uykululuğu ve adölesanlarda akıllı telefonkullanım bağımlılığı arasındaki ilişkiyi incelemektir.Yöntem: Bu çalışma tanımlayıcı bir araştırmadır. Örneklem, Malatya İl Milli Eğitim Müdürlüğü'ne bağlı lisearasından basit rastgele örnekleme yöntemiyle seçilen üç okulda 467 adölesandan oluşmuştur. Verilerintoplanmasında sosyodemografik veri formu, Pediatrik Gündüz Uykululuk Ölçeği ve Akıllı TelefonBağımlılığı Ölçeği kullanılmıştır.Bulgular: Çalışmaya katılan adölesanların % 53.3’ünün 17-19 yaş aralığında, % 53.3’ünün erkek olduğu, %30.8’inin 12. sınıfa devam ettiği, % 52’sinin 2000 TL ve üzeri gelire sahip olduğu, % 58.9’unun 1-3 kardeşesahip olduğu, % 54.8’inin akıllı telefon kullanımı nedeniyle okul başarısının etkilendiği ve bunların %84’ünün etkilenme durumunun olumsuz olduğu belirlenmiştir. Yapılan korelasyon analizine göre akıllıtelefon bağımlılığı ile gündüz uykululuk durumu arasında pozitif yönlü orta düzeyde bir ilişki bulunmuştur.Sonuç: Çalışmaya katılan adölesanlarda, akıllı telefon bağımlılığı riski arttıkça gündüz uykululukdurumunun arttığı ortaya çıkmıştır.Öğe The attitudes and behaviors of mothers who provide toilet training to their healtly children: A qualitative research(2019) Günay, Ulviye; Oltuluoğlu, HaticeAbstract: Aim: The aim was to evaluate to investigate the attitudes and behaviors of mothers who provide toilet training to their children. Material and Methods: A qualitative study was conducted with focus group interviews. This study was conducted with 24 mothers who provided toilet training to their healthy children between May and July 2017. Three focus group interviews were conducted within the scope of the study. Each group consisted of eight mothers. Semi-structured questions were used in focus interviews. These questions include “How did you know your child is ready for toilet training?”, “Are there any special practices you have done to make your child feel more comfortable with the toilet? Can you explain?” Voice recording was performed during the interviews. The data collected with voice recordings were evaluated by content analysis method, and then the main themes and sub themes of the study were formed. Results: It was determined that 45.8% of the mothers were aged between 28 and 31, 33.3% of them were primary school graduate, 50% of the children to whom toilet training was given, were determined to be aged between 2, 5 and 3. Three main themes and seven sub-themes were identified in this study. These include: 1-Decision time (behaviors of the child, age of the child, effect of family elders), 2-Facilitation activities (forming a suitable environment, encouraging) and 3-Reaction of the mother in interim incontinence(unresponsiveness, negative reaction). Conclusion: The majority of the mothers started toilet training according to the child’s age and readiness signs, used facilitation activities and generally did not react harshly to incontinence.Öğe Bebeği Konjenital Anomalili Doğan Annenin Anne-Bebek Bağlanmasında Yaşadığı Güçlükler ve Hemşirenin Rolü(2018) Demir Acar, Mukaddes; Günay, Ulviye; Çevik Güner, ÜmranÖz: Bağlanma; bebek ile anne arasında gelişen, bebeğin güven duygusunun gelişmesinde temel oluşturan güçlü bir bağdır. Annenin bebeği ile kurduğu iletişim ve etkileşim ne kadar erken ve sağlıklı ise anne-bebek bağlanması da o kadar gelişecektir. Anne ya da bebeğe ait bazı sorunları, bağlanma sürecini olumsuz etkileyebilmektedir. Bebeğe ait en önemli sorunlardan biri, bebeğin konjenital anomalili doğmasıdır. Bebekte konjenital anomali olması bazı ebeveynlerin bebeği kabullenmesini zorlaştırmaktadır. Bu çalışmada, önce yenidoğan yoğun bakım, daha sonra çocuk yoğun bakım ünitesinde yatarak holoprozensefali, yarık dudak ve damak, nazal agenezi, diabetes insipidus tanıları ile bakım ve tedavisi yapılan ve nadir görülen bir olguda, anne-bebek bağlanmasında yaşanılan güçlükler ve hemşirenin rolünün literatür temel alınarak tartışılması amaçlanmıştır.Öğe Covid-19 Pandemisinde Genç Ergenlerin Uzaktan Eğitim ile İlgili Görüş ve Yaşadığı Durumların Belirlenmesi(2022) Sarman, Abdullah; Günay, UlviyeAmaç: Bu çalışma, Covid 19 pandemi sürecinde ön lisans öğrencilerinin uzaktan eğitime yönelik görüşlerini ve yaşanan sorunları belirlemek amacı ile yapıldı. Yöntem: Araştırma kesitsel-tanımlayıcı türde, Doğu Anadolu bölgesinde yer alan bir üniversitenin Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu öğrencileri ile 27 Temmuz – 20 Ağustos 2021 tarihleri arasında yapıldı. Çalışmaya 1246 öğrenci katıldı. Çalışmanın verileri, literatür doğrultusunda araştırmacılar tarafından hazırlanan öğrencilerin demografik verileri, uzaktan eğitime yönelik görüşlerini ve yaşadığı sorunları içeren 32 soruluk anketin web tabanlı olarak doldurtulması yoluyla toplandı. Verilerin değerlendirilmesinde tanımlayıcı istatistiksel yöntemler kullanıldı. Bulgular: Öğrencilerin %29,2’sinin yaşının 21, %72,8’inin kadın, %97,6’sının bekar, %12,8’inin Tıbbi Dokümantasyon ve Sekreterlik Programı’nda olduğu, %54,3’ünün birinci sınıfta eğitim gördüğü belirlendi. Öğrencilerin %80,3’ü uzaktan eğitimin yüz yüze eğitim kadar etkili olmadığını, %44,2’si pandemi sürecinde uzaktan eğitimin yüz yüze eğitimle birlikte harmanlamış şekilde yapılmasının yararlı olabileceğini bildirmiştir. Öğrencilerin %24,4’ü uzaktan eğitimin teorik bilgi düzeyine, %37,4’ü genel kültür düzeyine, %54,6’sı mesleki uygulama becerilerine hiçbir katkısının olmadığını belirtti. Öğrencilerin %89,7’sinin pandemiden önce herhangi bir uzaktan eğitim deneyimi olmadığı, %56,1’inin evde interneti olmadığı, %80’sinin mobil internet kullanıcısı olduğu, %42,3’ünün telefonundaki mobil internet altyapısıyla derslere katıldığı belirlendi. Öğrencilerin %49,4’ünün uzaktan eğitim programlarını hafta içi her gün birden fazla kez kullandıkları belirlendi. Öğrencilerin %78,9’u uzaktan eğitimle ilgili en az bir sorun yaşadığını belirtti. En çok yaşanan sorun %15,8 ile internet kesintileri olarak bildirildi. Sonuç ve Öneriler: Bu araştırmanın bulguları, öğrencilerin uzaktan eğitimi yüz yüze eğitim kadar etkili bir öğrenme yöntemi olarak görmediğini, uzaktan eğitim ve yüz yüze eğitimin bir arada kullanılmasının daha yararlı olacağının düşünüldüğünü ortaya koymaktadır. Uzaktan eğitimin öğrencilerin geribildirimlerine göre değerlendirilmesi, bu tip eğitimlerin uygun yapılandırılması için önemli olabilir.Öğe The effects of playing digital games on the pain levels and mobility states of children post-angiography: A randomized controlled trial(2019) Tuncay, Suat; Günay, UlviyeAbstract: Aim: The aim of this study was to assess the effects of playing digital games on the pain levels and mobility states of children postangiography.Material and Methods: This randomized controlled trial was carried out at the pediatric cardiology clinic at a tertiary care hospital ineastern Turkey between October 2016 and July 2017. Eighty children (n=40 digital game group, n=40 control group) post-angiographywere randomized. Children in the experimental group played digital games. Wong–Baker FACES pain rating scale (WBFS) and in-bedmovement form were used.Results: TThe difference between the means pretest WBFS scores of the digital game group and control group children was notsignificant (t=1.29; p>0.05). The difference between the mean posttest WBFS scores of the digital game group and control groupchildren was statistically significant (t=9.63; p<0.01). The mean number of in-bed movements was 2.45±1.53 in the digital gamegroup and 13.25±18.92 in the control group. The difference between two groups in total mean number of in-bed movements wassignificant (p<0.01).Conclusion: For children who are post-angiography, playing digital games decreased pain levels and mobility states.Öğe Hemşirelerin mobbing davranışlarına maruz kalma durumlarının belirlenmesi(İnönü Üniversitesi Sağlık Bilimleri Dergisi, 2016) Günay, Ulviye; Oltuluoğlu, Hatice; Aylaz, Rukuye; Çalışkan, Zekeriya; Tuncay, SuatBu çalışma hemşirelerin mobbing davranışlarına maruz kalma durumlarının belirlenmesi amacı ile yapıldı. Araştırma, tanımlayıcı olarak Şubat-Nisan 2015 yılında Malatya Devlet Hastanesi ve İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezinde çalışan 311 hemşire ile yapıldı. Veriler katılımcıların mobbing algılarını ve mobbinge maruz kalma durumlarını ölçmek amacıyla Laymann tarafından geliştirlen mobbing algı ölçeği aracılığı ile toplandı. Verilerin değerlendirilmesinde yüzdelik, frekans, aritmetik ortalama ile Unpaired t testi, One Way ANOVA, Mann-Whitney U, Kruskal- Wallis testleri kullanıldı. Bu çalışmada hemşirelerin %38.6’sı 32 yaş ve üstü, %87.1’i lisans muzunu, %75.9’unun üniversite hastanesinde çalıştığı belirlendi. Hemşirelerden haftalık 40-47 saat arasında çalışanların mobbing algıları arasında fark önemli bulundu. Hemşirelerin maruz kaldığı mobbing davranışları; konuşurken sebepsiz yere sözlerinin kesilmesi (%84.6), işi ile ilgili kararlarda fikirlerinin önemsenmemesi (%76.3), kötü söze ve küfre maruz kalma (%57.2) olarak belirlendi. Hemşirelerin %62.1’i hasta yakınları tarafından mobbing’e uğradıkları, %35.4’ü maruz kaldığı bu davranışa tepki olarak “karşılık” verdiği belirlendi. Bu bulgular doğrultusunda hemşirelerin çalışma şartlarının iyileştirilmesi, tüm topluma ilk eğitim yıllarından başlayarak kişiler arası iletişime yönelik “etkin” eğitim verilmesi ayrıca mobbing ve sonuçları hakkında farkındalık oluşturulması önerilebilir.Öğe İNFERTİL ÇİFTLERİN DUYGU DURUMLARI: NİTELİKSEL BİR ÇALIŞMA(2014) Oltuluoğlu, Hatice; Günay, Ulviye; Aylaz, RukuyeÖz: Bu niteliksel çalışma, infertil çiftlerin duygu durumlarını belirlemek amacıyla yapıldı. Bu çalışma İnönü Üniversitesi Tıp Merkezi İnfertilite Polikliniği'ne başvuran ve çalışmaya katılmayı kabul eden 14 kişi ile yapıldı. Çalışmanın verileri birebir derinlemesine görüşme yöntemi ile toplandı. Her bir görüşme yaklaşık bir saat sürdü, görüşmenin temalarını; Elizabeth Kubler Ross tarafından tanımlanan ve kaybı takiben bireylerin yaşayabileceği duygu ve tepkileri sınıflandırdığı için yaygın olarak kullanılan, psikolojik cevap aşamaları (şok, inkâr, öfke, pazarlık, depresyon/çöküntü, kabullenme) oluşturuldu. Veriler içerik analizi yöntemi ile çözümlendi. Analizlerin sonucunda bireyler infertil olduklarını ilk öğrendiklerinde "Dünyam başıma yıkıldı", "Çok üzüldüm", "Bunun tarifi çok zor" şeklinde duygularını ifade ettiler. Bireylerin sekizi tanılarını inkar ederek başka bir doktora gittiklerini belirttiler. Çoğu suçluluk ve öfke hissettiklerini, çevrenin davranışından rahatsız olduklarını ve ortamdan uzaklaştıklarını ifade ettiler. Bireylerin tamamı çocuk sahibi olabilmek için çeşitli tedavi yöntemlere başvurduklarını, Allah'a olan inançları sayesinde umutlarını yitirmediklerini belirttiler. İnfertil bireylerin yaşadığı duygu durumlarının belirlenmesinde ebe ve hemşirelere önemli roller düşmektedir.Öğe Intensive care nurses’ perception of care concept the case of Turkey: A qualitative study(2019) Tekin, Veysel; Günay, UlviyeAbstract: Care is the most important concept that constitutes the core of nursing. Nurses’ perceptions on care influences the quality of care practices greatly. It is especially important that nursing care is adequate and effective at intensive care units where care is provided for patients with complex and life-threatening problems. This study was conducted with the aim of determining the perceptions of nurses on the concept of care and their care practices. This qualitative study was conducted at an intensive care unit in the Southeastern Anatolia Region in Turkey. The study was performed with 17 intensive care nurses. Private face-to-face semi-structured interviews were conducted to collect the data. The data were analyzed using the method of content analysis. All the nurses stated that the concept of care is the basis of nursing. As a result of the analysis of the data, three main themes were determined. (a) Perception of care; physical care, psychological and physical care, (b) Care; care practice, care responsibility, contribution of care practices to perception of nursing as a profession, (c) Feelings after care; feeling happy, feeling of fulfilling your responsibility. Care perceptions and care practices of intensive care nurses should be improved further.Öğe Kanguru Bakımı Uygulaması Başlatılan Bir Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde Yenidoğan Ekibinin Gözlem, Görüş ve Deneyimleri: Nitel Bir Araştırma(2019) Günay, Ulviye; Coşkun, DidemÖz: Giriş: Bu araştırma, kanguru bakımı uygulaması başlatılan bir yenidoğan yoğun bakım ünitesinde (YBÜ) yenidoğan ekibinin gözlem, görüş ve deneyimlerini belirlemek amacı ile yapıldı. Yöntemler: Araştırma nitel yöntemle, Eylül-Aralık 2016 tarihleri arasında bir yenidoğan uzmanı ve 13 yenidoğan yoğun bakım hemşiresi ile yapıldı. Veriler odak grup görüşme ve birebir görüşme tekniği ile toplandı. Görüşmelerde yarı yapılandırılmış soru formu kullanıldı ve ses kaydı yapıldı. Görüşmelerden elde edilen veriler nitel içerik analizi yöntemiyle değerlendirildi.Bulgular: Çalışmaya katılan yenidoğan ekbinin yaş ortalaması 32,5, tümü kadın ve en az lisans düzeyinde eğitim aldıkları belirlendi. Yenidoğan ekibi kanguru bakımı uygulamasının anne ve yenidoğan üzerinde çeşitli olumlu etkilerini gözlemledikleri, anneler ve yenidoğan ekibi arasında iletişim ve işbirliğinin arttırdığını belirttiler. Yapılan içerik analizinde çalışmanın ana temaları; Mutluluk (mutlu olma, mutlu etme), huzur (sakinleşme, sakinleştirme) ve güven (ebeveynlik rolüne güven, sağlık ekibine güven) olarak belirlendi. Sonuç: Kanguru bakımı anne ve yenidoğan arasında etkileşimi arttırarak mutluluk, huzur ve güven duygularının gelişmesi sağlamıştır. Anne ve bebek için birçok yararı ortaya konan bu uygulamanın ülkemizde tüm yenidoğan yoğun bakım birimlerinde yaygınlaştırılması, uygulamayı kolaylaştırmak için yenidoğan YBÜ'lerinde hemşire sayısının arttırılması ve babalarında bu uygulamalara dahil edilmesi önerilebilirÖğe Pediatri Hemşirelerinin Terapötik Oyuna Yönelik Bilgi, Görüş ve Uygulamaları(2019) İnci, Ramazan; Günay, UlviyeAmaç: Bu araştırma pediatri hemşirelerinin terapötik oyuna yönelik bilgi, görüş ve uygulamalarını belirlemekamacıyla yapıldı.Hastalar ve Yöntem: Bu çalışma tanımlayıcı tipte, Aralık 2016-Mayıs 2017 tarihleri arasında Malatya, Diyarbakır veBatman’da bulunan dört hastanenin pediatri kliniklerinde çalışan 126 hemşire ile yapıldı. Veriler; hemşireler içintanıtıcı bilgi formu ve hemşireler için terapötik oyun bilgi, görüş ve uygulama değerlendirme formu ile toplandı.Verilerin değerlendirilmesinde yüzdelik, frekans, aritmetik ortalama ve standart sapma testleri kullanıldı.Bulgular: Hemşirelerin %64.2’sinin terapötik oyunu; hemşire ile çocuk arasında iletişimi sağlayan bir oyun türüolduğunu; %83.3’ü çocuğun hastanede anksiyetesini azaltmak için uyguladığını, %53.1’i çocuğa tıbbi oyuncaklaişlemi anlatma, %56.1’i hastane ile ilgili resim çizdirme yöntemlerini bildikleri saptandı. Hemşirelerin %90,2’siçocuğun hastanede işlemlere uyumunu sağlamak için korkmaması gerektiğini söylediğini, %59.5’nin fazla sayıdahasta olduğu için terapötik oyunu ara sıra uyguladıkları saptandı.Sonuç: Pediatri hemşirelerinin terapötik oyun yöntemleri hakkında yeterli düzeyde bilgi sahibi oldukları ancakuygulamalarda yeterince kullanmadıkları belirlendi.Öğe Pediatri Kliniklerinde Eğitim Materyali Kullanan Öğrencilerin Deneyimleri: Nitel Bir Araştırma(2024) Şimşek, Didem Coşkun; Günay, UlviyeBu çalışma pediatri kliniklerinde eğitim materyali kullanan öğrencilerin deneyimlerini belirlemek amacıyla yapılmıştır. Bu araştırma fenomenolojik desende bir üniversitenin hemşirelik 3. sınıfında çocuk sağlığı ve hastalıkları hemşireliği uygulaması yapan 24 öğrenci ile Kasım-Aralık 2021 tarihleri arasında yapılmıştır. Veriler odak grup görüşme tekniği ile ses kaydı yapılarak toplanmıştır. Görüşmelerden elde edilen veriler nitel içerik analizi yöntemi ile değerlendirilerek çalışmanın temaları oluşturulmuştur. Hemşirelik öğrencileri eğitim materyaller hazırlamak için çok fazla araştırma yaptıklarını, eğitim materyalleri ile verdikleri eğitimin dikkat çektiğini ve etkili olduğunu, çocuk ve ailesi ile daha iyi iletişim kurarak karşılıklı güven duygusunun geliştiği ve özgüvenlerinin arttığını bildirmişlerdir. Araştırmanın temaları; iletişim, etkin eğitim ve mutlu olma/etme olarak belirlenmiştir. Hemşirelik öğrencileri eğitim materyali kullanarak eğitim vermeleri hasta çocuk ve ailesi ile iletişim ve işbirliğini arttırmış, eğitimin etkin olmasını sağlamıştır.Öğe PEDİATRİK ONKOLOJİ KLİNİĞİNDE VERİLEN AİLE MERKEZLİ BAKIM EĞİTİMİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HEKİM VE HEMŞİRE GÖRÜŞLERİ(Bozok Tıp Dergisi, 2017) Günay, Ulviye; Polat, SevinçÖz: Amaç: Bu araştırma; pediatrik onkoloji kliniğinde verilen aile merkezli bakım eğitimi öncesi ve sonrası hekim ve hemşirelerin görüş ve uygulamalarını belirlemek amacı ile yapıldı.Yöntemler: Yarı deneysel olarak yapılan çalışmaya 11 hemşire ve 4 hekim katıldı. Araştırmanın verileri; tanıtıcı bilgi formu, hekim ve hemşirelerin aile merkezli bakıma ilişkin görüş ve uygulamalarını içeren yarı yapılandırılmış soru formu ile toplandı. Veriler içerik analizi yöntemi ile değerlendirildi.Bulgular: Aile merkezli bakım eğitimi öncesi; hemşirelerden biri aile merkezli bakımın evde yapılan bir uygulama olduğunu, biri ailenin çocuğun bakım ve tedavisine dahil edilmesi olduğunu, diğerleri ise aileye destek, bilgi verme olduğunu belirtti. Hekimler aile merkezli bakımı aileyi ve çocuğu bilgilendirmek, gerektiğinde aileden yardım istemek olarak tanımladılar. Bu araştırmada hemşireler aile merkezli bakımdaki rollerini; bilgi vermek, bakımı öğretmek, yardımcı olmak şeklinde tanımlarken, hekimlerden bazıları bilgi vermek, aileye yardım etmek olduğunu belirtti. Araştırmaya katılan hemşire ve hekimlerin yarısının aile merkezli bakımı bir ekip işi olarak görmediği saptandı. Verilen eğitim sonrası hemşire ve hekimlerin AMB yaklaşımında olumlu artış bir olduğu belirlendi.Sonuç: Hemşire ve hekimlere verilen eğitimin, aile merkezli bakıma ilişkin görüş ve uygulamalarını geliştirmeye olumlu katkısı olduğu saptandı.