Yazar "Gündüz, Erol" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 3 / 3
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Nesîmî'nin "Senden Dönmezem" Redifli Gazeline Estetik Bir Yaklaşım(Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi, 2016) Gündüz, Erol; Sevimli, ErdemÖz: Klasik Türk edebiyatı, estetik zenginliğiyle bilinen bir edebiyattır. 14. yy. Azeri sahasının ve Hurufîlik ekolünün öncü şairi Nesîmî'nin "senden dönmezem" redifli gazelinde, Klasik şiirimizin ve Nesîmî'nin estetik yönünün yansımaları görülmektedir. Nesîmî, şiirlerinde Klasik şiirimizin güzelliğe ait bütün hususiyetlerini ve mazmunlarını ustaca kullanmıştır. Bu ustaca kullanıma "senden dönmezem" hitabıyla vazgeçilmezlik ve direnç duygusu katmıştır. "Senden dönmezem" redifli şiir, asırların içinden süzülüp gelen klasik şiir içindeki derin birikimi yansıtma açısından önemli bir estetik rol model olarak kendini göstermektedir. Nesîmî'nin bu şiiri, ister biçimsel, isterse muhtevanın estetik görünümleri açısından tahlil edilsin, klasik şiirimizin zengin bediî iklimini ortaya çıkarabilmektedir. Bu doğrultuda söz konusu şiir, hem biçimsel hem de zengin mânâ evreni açısından estetik tahlile tabii tutulmuş, böylece Nesîmî'nin ve klasik şiirimizin estetik birikimi imkânlar ölçüsünde anlatılmaya çalışılmıştır. Başlık (İngilizce): AN AESTHETIC APPROACH TO NESİMİ'S "SENDEN DÖNMEZEM (I DON'T RETURN FROM YOU)" GHAZAL WITH RHYME Öz (İngilizce): Classical Turkish literature is a literature known for its aesthetic wealth. In the rhymed ghazal "I don't return from you" of Nesimi who is the pioneer poet of the field of Azerbaijani and ecole of Hurufism in the 14th century, Nesimi skillfully used all characteristics and poetic themes that belong to beauty of our classical poetry in his poems. He added the emotion of indispensability and resistance to this skillful usage with the declamation "I don't return from you". The poem proves its worth as the significant aesthetic role model in terms of reflecting the rich accumulation in classical poetry. This poem of Nesimi reveals the substantial aesthetic world of our classical poetry if analyzed either in terms of formal study or aesthetic appearances of the content. In this manner the poem in question has been analyzed both formally and aesthetically in view of the fact that the substantial world of the meaning, and in this way aesthetics accumulations of Nesimi and our classical poetry have been depicted as possible.Öğe Subhi-Zade Feyzi Divanı (karşılaştırmalı metin)(İnönü Üniversitesi, 1997) Gündüz, Erol[Abtsract Not Available]Öğe SUBHÎZÂDE FEYZÎ'NİN FEHÎM-İ KADÎM, NÂ'İLÎ-İ KADÎM VE NEŞÂTÎ'YE YAZDIĞI NAZİRELER(2012) Gündüz, ErolÖz: 18. yüzyılda yaşayan ve klasik Türk edebiyatının hamse sahibi şairlerinden sayılan Subhîzâde Feyzî, divanında bazı şairlere nazireler yazmıştır. Şairin nazire yazdığı kişiler, başta Sebk-i Hindî şiirinin 17. yüz yıldaki en önemli temsilcileri olan Fehîm-i Kadîm, Nâ'ilî-i Kadîm ve Neşâtî'dir. Bu şairlere nazireler yazarken taklide düşmemiş, kendine özgü üslûbunu ortaya koyabilmiştir. "Nazire", edebiyatımızda benzer şiir yazma anlamıyla kullanılır. Klasik Türk edebiyatında bu tarz şiir yazmak çok önemsenmiştir. Nazire yazmak bir gelenek olmuştur. Bu edebiyatın temsilcisi olan şairlerin çoğu, kendinden önceki ya da çağdaşı bir şaire nazire(ler) yazmıştır. Bu gelenek, divan şiiri var olduğu müddetçe varlığını devam ettirmiştir. Yazılan bu nazirelere birer taklit gözüyle bakılmaz. Büyük kabul edilen bir şairin şiirine nazire yazmak, ona olan bir saygının ifadesidir. Yeni yetişen şairlerin çoğu, üstat kabul ettikleri şairlerin şiirlerine nazireler yazarak üslûp ve sanatlarını geliştirmişlerdir. Nazire yazmadaki asıl amaç, estetik değer açısından o şiirin daha iyisini yazabilmektir. Büyük şairler de bazen beğendikleri ve takdir ettikleri şairlere nazireler yazmışlardır. Bazen karşılıklı nazireleşmeler de olmuştur. Subhîzâde Feyzî, klasik Türk şiirine öncülük etmiş, bu alanda yenilikler yapmış olan büyük şairlerin peşinden gitmiştir. Peşinden gittiği şairlerin en başta gelenleri Sebk-i Hindî şiirine öncülük etmiş şairlerdir. Feyzî, Sebk-i Hindî'nin bazı temsilcilerine nazireler yazarak onların yolunda olduğunu göstermiştir. Şiirlerindeki üslûp özellikleri bunu göstermektedir.