Yazar "Gürlek, Ali" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 10 / 10
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Aesthetic reconstruction of congenital cerebriform intradermal nevus by sequential tissue expansion at an early age: Ten-year follow-up(2012) Fırat, Cemal; Gürlek, Ali; Aytekin, Ahmet Hamdi; Erbatur, SerkanÖz: Serebriform intradermal nevus skalpte görülen konjenital tümoral bir anomalidir. Malign melanoma gelişme insidansı %10’a kadar ulaşabilmektedir. Bu lezyon için cerrahi eksizyon tek tedavi seçeneğidir. Bu vakada, 45 günlük bir bebeğin kafa derisinin %75’ini kaplayan konjenital serebriform intradermal nevusün ardışık doku genişletme metodu ile tedavisinin 10 yıllık takip sonuçlarını sunmaktayız. Ardışık doku genişletme işlemi sırasıyla 450, 400, 250 ml’lik dikdörtgen şekilli doku genişleticilerle sekiz aylık bir sürede uygulandı. Sözkonusu bu üç doku genişletme işlemi arasındaki bekleme süresi 2 hafta idi. Doku genişletme tekniği saçlı deri rekonstrüksiyonunda oldukça etkin bir seçenektir. Bu teknik ardışık veya aşamalı olarak uygulanabilir. Homojen saç folikülü dağılımı elde etmek amacıyla, kalan saçlı deri elverdiği ölçüde genişletilebilir. Geniş defektlerin rekonstrüksiyonunda dikkatli planlama, komplikasyonların önlenmesinde yardımcıdır. Bu vakada, 45 günlük çocuk hastaya ardışık doku genişletme işlemini sekiz ay boyunca uyguladık. Bu vaka, literatürdeki diğer vakalarla kıyaslandığında bu kadar erken yaşta doku genişletici uygulanan tek vakadır. Diğer taraftan, rekonstrüksiyon metodundan ziyade on yıllık estetik sonucu vurgulamak istemekteyiz. Geniş defektlerin rekonstrüksiyonunda ardışık doku genişletme işlemi ve genişleticinin ikinci doku genişletme işlemi başlayıncaya kadar flebin altında tutulması, flep kontraktürünü azaltarak ameliyat sayısını düşürmekte ve daha iyi estetik sonuçlar sağlamaktadır.Öğe Ardışık Doku Genişletme İşlemi ile Konjenital Serebriform İntradermal Nevüsün Erken Yaşta Estetik Rekonstrüksiyonu: 0n Yıllık Takip(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 2012) Fırat, Cemal; Gürlek, Ali; Aytekin, Ahmet Hamdi; Erbatur, SerkanSerebriform intradermal nevus skalpte görülen konjenital tümoral bir anomalidir. Malign melanoma gelişme insidansı %10’a kadar ulaşabilmektedir. Bu lezyon için cerrahi eksizyon tek tedavi seçeneğidir. Bu vakada, 45 günlük bir bebeğin kafa derisinin %75’ini kaplayan konjenital serebriform intradermal nevusün ardışık doku genişletme metodu ile tedavisinin 10 yıllık takip sonuçlarını sunmaktayız. Ardışık doku genişletme işlemi sırasıyla 450, 400, 250 ml’lik dikdörtgen şekilli doku genişleticilerle sekiz aylık bir sürede uygulandı. Sözkonusu bu üç doku genişletme işlemi arasındaki bekleme süresi 2 hafta idi. Doku genişletme tekniği saçlı deri rekonstrüksiyonunda oldukça etkin bir seçenektir. Bu teknik ardışık veya aşamalı olarak uygulanabilir. Homojen saç folikülü dağılımı elde etmek amacıyla, kalan saçlı deri elverdiği ölçüde genişletilebilir. Geniş defektlerin rekonstrüksiyonunda dikkatli planlama, komplikasyonların önlenmesinde yardımcıdır. Bu vakada, 45 günlük çocuk hastaya ardışık doku genişletme işlemini sekiz ay boyunca uyguladık. Bu vaka, literatürdeki diğer vakalarla kıyaslandığında bu kadar erken yaşta doku genişletici uygulanan tek vakadır. Diğer taraftan, rekonstrüksiyon metodundan ziyade on yıllık estetik sonucu vurgulamak istemekteyiz. Geniş defektlerin rekonstrüksiyonunda ardışık doku genişletme işlemi ve genişleticinin ikinci doku genişletme işlemi başlayıncaya kadar flebin altında tutulması, flep kontraktürünü azaltarak ameliyat sayısını düşürmekte ve daha iyi estetik sonuçlar sağlamaktadır.Öğe Bası Yaralı Vakalardaki On Yıllık Klinik Deneyimlerimiz(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 2006) Öztürk, Ayşe; Gürlek, Ali; Arslan, Ahmet; Fırat, Cemal; Fariz, AlpayBası-yatak yaraları hasta, hasta yakını ve hekim açısından büyük sıkıntı oluşturan yaralardır. Oluşması ve nüks etmesi, basit yöntemlerle önlenebilmesine rağmen modern tıp sık karşılaşılan bu klinik problemin insidansında önemli ölçüde bir azalma sağlayamamıştır. Gereç, Yöntem ve Bulgular: İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi’nde Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Anabilim Dalı’na Ağustos 1995 ile Kasım 2005 tarihleri arasında bası yarası nedeniyle başvuran vakalar incelendi. Vakalar; bulunan risk faktörleri, lokalizasyonları, tedavi yöntemleri ile ortaya çıkan komplikasyonlar açısından değerlendirildi. Bu çalışmada, 72 hastada toplam 123 bası yarası değerlendirilmiş olup, vakaların 48’i erkek, 24’ü ise bayan hasta idi. Değerlendirilmeye alınan hastaların en küçüğü 23 günlük erkek yeni doğan bebek, en yaşlısı ise 85 yaşında erkek olup, yaş ortalaması 43 idi. 123 bası yarasından 19’u konservatif yöntemlerle tedavi edilirken, 104’üne ise cerrahi tedavi uygulandı. Sonuç: Bası yaralarında en önemli nokta; bası yarası oluşumunun önlenmesi olup, böylelikle tedavisi güç olan bu önemli cerrahi sorunun getireceği finansal ve medikal maliyet en aza çekilebilir.Öğe Botulinum-A Toxin Application for the Treatment of Asymmetric Crying Facies(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 2010) Aslan, Mehmet; Bıçak, Uğur; Gürlek, Ali; Üzüm, İsa; Yakıncı, Cengiz“Asimetrik ağlayan yüz” istirahat esnasında simetrik olan yüzün, ağlama ya da gülme sırasında ağız köşesinin aşağı ve dışa hareketinin kısıtlı olması ya da hiç olmamasıdır. Asimetrinin etiyolojisinde tek taraflı depresör anguli oris kasının konjenital yokluğu veya hipoplazisi vardır. Major konjenital anomalilerle, en çok da kardiovasküler sistemle birlikteliği bildirilmiştir. Bu yazıda asimetrik ağlayan yüzü olan 6 yaşındaki bir erkek çocuğu ve botulinum-A toksiniyle (BOTOKS) tedavisi sunulmaktadır. Asimetrik ağlayan yüzün BOTOKS’la tedavisi henüz bildirilmemiştir.Öğe Geniş Bir Skalp Defektinin Onarımında Doku Genişleticilerin İntraoperatif Mükerrer Kullanımı Olgu Sunumu(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 2003) Demir, Canser Y.; Gürlek, Ali; Çoban, Y.Kenan; Alaybeyoğlu, Nezih; Aydoğan, Hakan; Ersöz, AyşeDoku genişletme uygulamaları günümüzde skalp rekonstrüksiyonunda sık tercih edilen bir yöntemdir. Bu teknik 1950 li yılların sonlarında Argenta ve Manders tarafından skalp defektlerinin onarımı için kullanılmıştır. Geniş saçlı deri defektlerinin, normal saçla kapanmasına olanak sağladığı ve vücudun başka bir yerinde donör alan morbiditesi oluşturmadığı için son derecede önemli ve efektif bir tedavi yöntemidir. Bu makalede, patoz yaralanmasına bağlı çok geniş skalp defektinin doku genişleticilerin intraoperatif mükerrer kullanılarak başarılı bir şekilde tedavisi sunulmuştur.Öğe Kompozit serratus anterior flebiyle klavikulanın vaskülarize rekonstruksiyonu(2003) Bilen, Türk Bilge; Gürlek, Ali; Çelik, Mehmet; Kekili, Ersoy; Ersöz, Ayşe; Aydoğan, Hakan; Aslan, SerkanÖz: Klavikula defektlerinin rekonstrüksiyonunda, non-vaskülarize kemik grefti veya vasküler serbest kemikli flepler genelde tercih edilirler. Ateşli silahla yaralanma sonucu kliniğimize başvuran 25 yaşındaki kadın hastada yaklaşık 12 cm'lik sol klavikula defekti, 10x10 cm'lik cilt defekti ve brakial pleksus yaralanması mevcuttu. Brakial pleksus onarımı yapıldıktan sonra, yumuşak doku ve kemik defekti, pediküllü kompozit serratus anterior flebiyle rekonstrükte edildi. Böylece; serbest flep kullanımına gerek kalmadan, hızlı bir şekilde vaskülarize kemikle klavikula ve yumuşak doku rekonstrüksiyonunu gerçekleştik.Öğe Melatoninin sıçan random paternli cilt flebi yaşayabilirliği üzerine etkisi(2004) Aydoğan, Hakan; Gürlek, Ali; Parlakpınar, Hakan; Karabulut, Aysun Bay; Aslan, SerkanÖz: Bu çalışmanın amacı, öğretmen adaylarının, Okul Deneyimi II dersini ilgili boyutlar açısından nasıl değerlendirdiklerini ortaya koymaktır. Araştırmanın evrenini, 2004–2005 öğretim yılında İnönü Üniversitesi Eğitim Fakültesinin dördüncü sınıflarında öğrenim gören toplam 1488 öğrenci oluşturmaktadır. Araştırmanın örneklemi ise, her bir uygulama öğretmeninin sorumluluğuna verilen toplam öğretmen adayının yarısı olarak belirlenmiştir. Böylece tüm uygulama okulları ve öğretmenleri araştırma kapsamına alınmıştır. Araştırma sonuçları deneklerin, en olumlu yönde kendilerini, en olumsuz yönde okul müdürlerini değerlendirdiklerini göstermektedir. Olumlu olarak değerlendirilmekle birlikte en düşük ortalama öğretim elemanları için elde edilmiştir. Uygulama öğretmenlerinin değerlendirilmesinde, normal öğretimde olan ve öğretmenlik programını isteyerek seçen deneklerin daha olumlu oldukları gözlenmiştir. Öğretmen adayları kendilerini kişisel çaba faktöründe, okul faktöründen daha düşük düzeyde değerlendirmişlerdir.Öğe Tibia allograft kırığı sonucu gelişen non-union (kaynamama) tedavisinde interpozisyonel pediküllü fibula flebinin her iki kırık ucu içerisine yerleştirilerek kullanılması(Turgut Özal Tıp Merkezi Dergisi, 1998) Gürlek, Ali; Gherardini, Giulio; Yasko, Alan; Miller, Michael J .Tibia kırıkları sonrası gelişen nonunion (kırık kaynamaması) önemli bir problem olup sıklıkla kemik greftlerinin kullanılmasını gerektirir. Bu amaçla vaskülarize (pediküllü yada free flap olarak) ve vaskülar i ze olmayan kanselöz, kortikokanselöz kemik greftleri tamımlanmıştır. Tümör nedeniyle rezeksiyon yapılan hastaaaların ekstremitelerini kurtarmak ve oluşan kemik defektlerini kadavra allogreftleriyle rekonstrükte etmek mümkündür. Ancak bu durumda fraktür oranı % 15 - 45 gibi yüksek olup; ayrıca bu allogreft antijenitesi, rezorpsiyonu ve yetersiz iyileşmesi gibi nedenlerle kaynamanın oluşmamasına da eğilimlidir. Allogreft kırıklarını tedavisinde; allogreft değişimi, kırık redüksiyonu, kapalı fiksasyon, amputasyon ve vaskülarize kemik greftleri kullanılmıştır. Bu bildiride, sol tibiasında osteosarkom nedeniyle kadavra alloggrefti uygulaması sonrası travmaya sekonder gelişen tibial allogreft fraktürü ve non-union tedavisinde interpozisyonel vaskülarize f bular greft kullanımının başarılı olduğu sunulmuştur.Öğe Tibia allograft kırığı sonucu gelişen non-union (kaynamama) tedavisinde interpozisyonel pediküllü fibula flebinin her iki kırık ucu içerisine yerleştirilerek kullanılması(Turgut Özal Tıp Merkezi Dergisi, 1998) Gürlek, Ali; Gherardini, Giulio; Yasko, Alan; Miller, Michael J .Tibia kırıkları sonrası gelişen nonunion (kırık kaynamaması) önemli bir problem olup sıklıkla kemik greftlerinin kullanılmasını gerektirir. Bu amaçla vaskülarize (pediküllü yada free flap olarak) ve vaskülar i ze olmayan kanselöz, kortikokanselöz kemik greftleri tamımlanmıştır. Tümör nedeniyle rezeksiyon yapılan hastaaaların ekstremitelerini kurtarmak ve oluşan kemik defektlerini kadavra allogreftleriyle rekonstrükte etmek mümkündür. Ancak bu durumda fraktür oranı % 15 - 45 gibi yüksek olup; ayrıca bu allogreft antijenitesi, rezorpsiyonu ve yetersiz iyileşmesi gibi nedenlerle kaynamanın oluşmamasına da eğilimlidir. Allogreft kırıklarını tedavisinde; allogreft değişimi, kırık redüksiyonu, kapalı fiksasyon, amputasyon ve vaskülarize kemik greftleri kullanılmıştır. Bu bildiride, sol tibiasında osteosarkom nedeniyle kadavra alloggrefti uygulaması sonrası travmaya sekonder gelişen tibial allogreft fraktürü ve non-union tedavisinde interpozisyonel vaskülarize f bular greft kullanımının başarılı olduğu sunulmuştur.Öğe Use of an inlay-interpositional pedicled fibular graft for the treatment of nonunion of allograft fracture of the tibia(İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi Dergisi, 1998) Gürlek, Ali; Gherardini, Giulio; Yasko, Alan; Miller, Micheal J.Öz: Tibia kırıkları sonrası gelişen nonunion (kırık kaynamaması) önemli bit problem olup sıklıkla kemik greftlerinin kullanılmasını gerektirir. Bu amaçla vaskülarize (pediküllü yada free flap olarak) ve vaskülarize olmayan kanselöz, kortikokanselöz kemik greftleri tamımlanmıştır. Tümör nedeniyle rezeksiyon yapılan hastaaaların ekstremitelerini kurtarmak ve oluşan kemik defektlerini kadavra allogreftleriyle rekonstrükte etmek mümkündür. Ancak bu durumda fraktür oranı % 15 - 45 gibi yüksek olup; ayrıca bu allogreft antijenitesi, rezorpsiyonu ve yetersiz iyileşmesi gibi nedenlerle kaynamanın oluşmamasına da eğilimlidir. Allogreft kırıklarını tedavisinde; allogreft değişimi, kırık redüksiyonu, kapalı fiksasyon, amputasyon ve vaskülarize kemik greftleri kullanılmıştır. Bu bildiride, sol tibiasında osteosarkom nedeniyle kadavra alloggreftı uygulaması sonrası travmaya sekonder gelişen tibial allogreft fraktürü ve non-union tedavisinde interpozisyonel vaskülarize f/bu/ar greft kullanımının başarılı olduğu sunulmuştur. Başlık (İngilizce): Tibia allograft kırığı sonucu gelişen non-union (kaynamama) tedavisinde interpozisyonel pediküllü fibula flebinin her iki kırık ucu içerisine yerleştirilerek kullanılması Öz (İngilizce): Nonunion oftibial fractures is a challenging problem that often necessitates the use of bone grafts. Cancellous, orticocancellous, vascular/zed, ana nonvascuiarized pedided and free grafts and flaps have been described. Cadaveric allografts have made it possible to bridge bony defects and to salvage extremities in patients in whom tumors have been resected, but the fracture rate is high (15 to 45 percent), and the graft is prone to nonunion because of antigenidty, resorption, and impaired healing. Allografl exchange, fracture reduction and closed fixation, amputation, ana vascularized bone grafts have been also used for the treatment of allograft fractures. In this report, we describe the successful use of an interpositionai vascularized f ı bular graft for the treatment oftibial fracture nonunion after a failed allograft in a patient with a history of osteosarcoma of the left tibia.