Yazar "Güven, Mehmet Emin" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 6 / 6
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe EKOLOJİZM VE ELEŞTİRİLERİ: İDEOLOJİLER ÜZERİNDEN BİR MUKAYESE(2024) Güven, Mehmet EminModern dönem öncesi insanoğlunun doğayla çift yönlü kurduğu ve uyum içerisinde sürdürdüğü alışveriş ilişkisi, doğa üzerinde bir hâkimiyet kurma düşüncesi meydana getirmemiştir. Aydınlanma dönemi ve sonrasında ise sanayi devriminin etkisiyle birlikte modern dönemde insan, aklını ve çıkarlarını önceleyerek doğayla kurduğu çift yönlü ilişkisini terk etmiştir. Kendisini doğadan ayrı bir yerde konumlandırmaya başlayan insan, doğadan yalnızca kendi çıkarları doğrultusunda yararlanma yoluna gitmiştir. Bu durum zamanla ciddi ekolojik problemlere neden olmuş ve insan, çözüm için parçası olduğu doğayla yeniden çift yönlü kuracağı ilişki zeminini aramaya başlamıştır. Ekolojizm, doğadan ayrıştırılmış insan merkezli yaklaşımlara post-modern bir tepki ve bu yaklaşımların sonucu ortaya çıkan ekolojik sorunların çözümü için arayışın bir yansımasıdır. Bu bağlamda çalışmada, ekolojizm ile ilişki korelasyonunun yüksek olduğu düşünülen; liberalizm ve sosyalizm gibi meta-ideolojilerin ve muhafazakârlık, anarşizm ve feminizm gibi temel ideolojilerin karşılaştırılması üzerinden ekolojizm vizyonunun anlaşılması amaçlanmaktadır. Bu doğrultuda; ekolojizmin ortaya çıkışı, gelişimi ve çevrecilikle ilişkisi irdelenerek açıklanmaktadır. Ekolojizmin; “özgürlük ve eşitlik”, “egemenlik ve siyasal sistem”, “mülkiyet ve üretim ilişkileri” ve “devlet” gibi siyasal alanın temel konularına yaklaşımı ortaya koyularak ve diğer ideolojilerle ilişkisi eleştirel açıdan tartışılmaktadır. Nitel araştırma yöntemlerinden literatür incelemesi yöntemine dayalı olarak hazırlanan çalışmada; ekolojizmin insanı doğanın bir parçası olarak konumlandırma ve doğayla eşitlikçi ilişki kurma çabasının diğer ideolojilerden farklı olarak ekolojizmin kurucu niteliği olduğu düşünülmektedir. Ayrıca ekolojizmin ekosentrik aşırılığının, insanı yalnızca sorunların parçası olarak değerlendirmesine, çözümün parçası olabileceğini görmezden gelmesine ve holistik bir anlayıştan uzaklaşarak eko-körlük yaşamasına neden olduğu sonucuna ulaşılmıştır.Öğe Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü (KEİ) Örneğinde Bölgesel İşbirliği Örgütlerinin Etkileri ve Akdeniz Üzerine Değerlendirme(2021) Bakan, Selahaddin; Güven, Mehmet EminÖz: Ekonomik işbirliği örgütlerinin, üye ülkelerine sağladığı siyasi, ekonomik, sosyal ve kültürel işbirliği alanlarının üye ülkeler arasındaki ilişkileri desteklemeye ve sürdürmeye yönelik katkıları, bölgesel ve küresel çapta önemli etkiler yaratmakta ve olumlu sonuçlar ortaya çıkarmaktadır. Bu bağlamda bu çalışmada, Türkiye’nin girişimleri sonucu kurulan Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü’nün kuruluşu, amaçları ve hedefleri göz önünde bulundurulmuştur. Ülkelerin örgüte üyelik durumlarının, üye ülkeler arasındaki ekonomik, siyasi ve sosyal ilişkiler üzerine olan etkileri ve örgütün bölgesel sorunların çözümüne yönelik yaptığı katkılar değerlendirilmeye çalışılmıştır. Ayrıca çalışmada, Türkiye’nin gerçekleştirilmesinde aktif rol üstlenerek katkıda bulunabileceği ve Akdeniz’e kıyısı olan ülkelerle oluşturulacak bir Akdeniz işbirliği örgütünün, yakın dönemde yaşanan gelişmelerle birlikte bölgesel ve küresel aktörlerin doğrudan hedefi haline gelen, Akdeniz Havzası’nda bölge ülkelerinin ilişkileri üzerinde meydana getireceği düzenleyici etkiler ve bölgesel sorunların çözümüne ilişkin sağlayacağı katkılar değerlendirilmeye çalışılmıştır.Öğe Seçmen davranışları yaklaşım modelleri kapsamında Malatya ili milletvekili genel seçimleri (1991-2018) sonuçlarının analizi(İnönü Üniversitesi, 2019) Güven, Mehmet EminDemokrasilerin vazgeçilmez unsurları olan seçimler, sonuçları itibariyle yönetimleri belirlemede etkili olurken aynı zamanda ülkelerin ve toplumların içinde bulundukları siyasi, sosyal ve ekonomik koşulların anlaşılması açısından da ayrı bir önem taşımaktadır. Sosyal bir varlık olan insanın içinde bulunduğu koşullardan etkilenmesi ve bu koşullar altında hareket etmesinin siyasal alana yönelik yansıması, en belirgin ve meşru şekilde siyasi seçimler aracılığıyla olmaktadır. Bireylerin siyasal alana yönelik sergiledikleri duygu, düşünce, kanaat ve faaliyetlerinin bütününü oluşturan siyasal davranışlarının oluşmasında siyasal kültürün ve siyasal toplumsallaşma süreçlerinin önemli bir yeri bulunmaktadır. Bu anlamda bireylerin veya toplumların benzer gelişmeler karşısında farklı davranışlar sergilemeleri, süreç içerisinde edindikleri siyasi kültür ve siyasal toplumsallaşma süreçleri ile yakından ilgilidir ve seçmenlerin siyasal alana yönelik hassasiyetlerinin gelişmesinde ve siyasal davranışlarının şekillenmesinde etkili olmaktadır. Seçmenlerin siyasal davranışları üzerinde birçok faktör etkili olmaktadır ve seçmenler bu faktörlerden bilinçli veya bilinçsiz bir şekilde etkilenmektedirler. Ayrıca yaşanan siyasi, sosyal ve ekonomik gelişmelere bağlı olarak bu faktörlerin etkileri değişmektedir. Yapılan bu çalışmayla, seçmen davranışları yaklaşım modelleri kapsamında seçmenlerin siyasal davranışları üzerinde etkili olan faktörlerle birlikte belli seçim dönemleri içerisinde gerçekleştirilen genel seçimler öncesi ve sonrası yaşanan gelişmeler ele alınmış, genel seçimlerin sonuçlarının değerlendirmesi yapılmış ve Malatya seçmenlerinin siyasal tercihlerinin şekillenmesinde etkili olan durumlar analiz edilmeye çalışılmıştır. Anahtar Kelimeler: Seçim, Seçmen, Siyasal Tercih, Seçmen DavranışıÖğe TALİBAN’IN TOPLUMSAL GERÇEKLİĞİNİN KURUCU ZEMİNİ: “BİZ” VE “ÖTEKİ” OLUŞUMU(2022) Katılmış, Canan; Güven, Mehmet Emin20. yüzyıl itibariyle siyasi ve toplumsal tartışmaların izahında kullanılan “biz ve öteki” ayrımı, bir homojenliğin zorunluluğuna işaret eden modern devletin inşası ile yeni bir biz ve öteki bilinci ortaya çıkarmıştır. Bu bilinç, topraklarına izinsiz girmeye çalışan tüm tehditlere karşı yurttaşlarını içeride tutacak, yabancıları ise dışarda tutacak bir ulusal güvenlik anlayışı ile inşa edilmiştir. Bu ulusal güvenlik anlayışı sadece Batı coğrafyasını ve Batı değerlerini ihtiva eden alanların sınırlarını belirlememiştir. Bu durum aynı zamanda siyasal, sosyal ve kültürel olanla içkin bir anlayış inşa etmesinden ötürü, her devletin, farklı siyasal, toplumsal ve kültürel düşüncenin kendi sınırlarını oluşturması, kendisi için normal ve anormal olanın alanını belirlemesi ile sonuçlanmıştır. Kan ve akrabalığa ve kültürel kimliğe dayalı “biz” bilinci ile hareket eden Taliban, topraklarına izinsiz girmeye çalışanlardan, “haksız ve meşruiyet dışı” olandan, ötekinden, varlığını koruyarak meşruiyet kazanmıştır. Siyasal ve demokratik kurumların varlığı ve işlevselliği açısından oldukça zayıf, ancak toplumsal kimlik inşası açısından bir bütünlüğün olduğu Afganistan’da Taliban, toplumsal gerçekliğini “biz ve öteki” karşıtlığı üzerinden kazanmıştır. Bu doğrultuda çalışmanın amacı, Taliban açısından “biz”i ve “öteki”yi oluşturan, aynı zamanda Taliban’ı Afganistan’da meşru gösteren unsurları ortaya koymaktır. Çalışmada dini radikalizmi, aynı zamanda Taliban’ı ortaya çıkaran unsurlar; siyasal ortam, toplumsal nedenler, dini politik hedefler, bireysel durum ve felsefi nedenler olmak üzere beş başlık altında değerlendirilmiştir. Çalışmada tarihsel ve betimsel araştırma yöntemleri kullanılmıştır.Öğe Türkiye’de Gelir Dağılımındaki Adaletsizliğe Yönelik Siyasi Partilerin Yaklaşımları(2021) YILMAZ, Hasan; Güven, Mehmet EminÖz: Toplumların sosyo-ekonomik düzeyini belirleyen faktörlerden biri ilgili ülkede elde edilen toplamgelirin adil dağılımıdır. İktisat başta olmak üzere birçok bilim dalı, toplumun sahip olduğu maddikaynakların o toplumun fertlerine dağılımında adaletin önemine vurgu yapmaktadır. Geçmiştengünümüze siyaset ile ekonomi arasında yoğun bir ilişki ve etkileşim bulunmaktadır. Ekonomikilişkiler, siyasal iktidarların dolayısıyla da temsili demokrasinin asli unsurlardan biri olan siyasipartilerin öncelikle odaklandığı ve gündeme aldığı konuların başında yer almaktadır. Türkiye’deiktidar ile muhalefet ilişkisinin şekillenmesinde, çoğunlukla seçim süreçlerinde olmak üzere,ülkedeki gelir dağılımındaki adaletsizlik öne çıkan konulardan birisidir. Bu çalışmada, 2018yılında yapılan 27. Dönem Milletvekili Genel Seçimleri sonucunda, Parlamento’da grubu bulunanbeş partinin, ülkedeki gelir dağılımı adaletsizliğine yönelik politikaları ve yaklaşımları farklıboyutlarıyla ele alınmaktadır.Öğe TÜRKİYE’DE SİYASİ PARTİLERİN TERÖRE YAKLAŞIMLARI(2022) Ekici, Süleyman; Güven, Mehmet Emin; Acar, AlpcanDevletlerin güvenliklerini ve bekalarını tehdit eden en önemli sorunların başında terör sorunu gelmektedir. Bu bakımdan Türkiye, uzun yıllardan beri terörün etnik, ideolojik ve dini motifli her varyantıyla mücadele etmektedir. Demokratik siyasal sistemlerin vazgeçilmez unsurlarından olan ve yasama ve yürütme erkinde önemli rol sahibi olan siyasi partiler, ülkedeki mevcut sorunların tespiti, çözüm önerileri ve devlete aktarılmasına ve buna yönelik politikalar üretilmesine aracılık etmektedir. Dolayısıyla bu çalışmada, Türkiye’de siyasi partilerin terör sorununa yönelik yaklaşımları seçim beyannameleri ve parti programları üzerinden incelenmektedir. Bu doğrultuda, terörün siyasal partiler tarafından nasıl algılandığı sorusuna cevap arayan bu çalışmanın amacı, Türkiye’de Meclis’te grubu bulunan siyasi partilerin teröre yönelik yaklaşımlarını ortaya koymaktır. Çalışmada yöntem olarak, bu partilerin genel seçim beyannameleri, tüzükleri ve parti programları çerçevesinde doküman analizi yapılmıştır. Çalışma sonucunda HDP dışında tüm partilerin terörü bir sorun alanı olarak gördüğü ve buna yönelik çözüm önerileri geliştirdiği görülmektedir. Meclis’teki partilerin terör sorunu yalnızca güvenlik tedbirleriyle değil, sosyal ve ekonomik boyutlarıyla ele alınması ve bu kapsamda çözüm politikaları geliştirilmesi gerektiğini belirtmektedirler. Terörizm, kaynakları, çözüm yolları ve mücadele yöntemleri konusunda partilerin farklı yaklaşımları ve düşünceleri olmasına rağmen partilerin çoğunluğu tarafından terörün bir sorun alanı olarak görüldüğü de söylenebilir.