Yazar "Hüz, Mustafa" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 4 / 4
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe A comparison of three different agents of decalcification for a histological examination of bone tissues(J Turgut Ozal Med Cent, 2014) Gül, Mehmet; Bostancıeri, Nuray; Gül, Semir; Hüz, Mustafa; Yıldız, Azibe; Otlu, AliObjectives: Bone-decalsification is still a time consuming and laboring process in histopathology laboratories. In this study, we have aimed a comparision of decalsification degrees and staining properties of compact bone tissue decalcificated by formic acid, Biodec-R, and Decalcifier II as decalcification agents. Materials and Methodology: A total of 6 healthy male rats (200-220 g) were used in this study. Rats were decapitated by cervical dislocation. Femurs were removed and 0.5 cm long pieces from these femurs were fixed in 10% formaldehyde for 36 hours. Subsequently, the bone-tissues were stored in decalcification fluids at room temperature for six days. The bone-tissue samples were processed by routine tissue procedures. They were further processed for light microscopic examination and stained with hematoxylin-eosin, Gomori’s trichrome, and Periodic acid-Schiff. We have examined the bone sections under a Leica DFC280 light microscope and Leica Q Win Image Analysis System (Leica Micros Imaging Solutions Ltd.; Cambridge, U.K). Results: When all three decalcification agents were applied for equal time periods and at the same experimental design, it was observed that formic acid is more effectible for the preservation of natural structure of the bone tissue and on the quality of the staining properties. It was observed that Biodec R and Decalcifier II are similar to each other in terms of staining properties and preservation of structural details of cells and tissue. Conclusion: Formic acid decalcification is adviced for histologic staining and for a higher qualitiy of microscopic view during histological examination of compact bone tissues.Öğe HBV ilişkili hepatoselüler karsinomlarda aurora kinaz a'nin rolümoleküler ve immünohistokimyasal çalışma(İnönü Üniversitesi, 2023) Hüz, Mustafa; Soylu, Neşe KaradağAmaç: Başlıca risk faktörleri arasında Hepatit B virüs'ün (HBV) sayıldığı Hepatoselüler karsinom (HCC), en ölümcül kanserlerden biridir. Kriptojenik Hepatoselüler karsinom (KR-HCC), klinik ve serolojik olarak bir etyoloji ile ilişkilendirilmeyen HCC'yi ifade eder. Aurora Kinaz A (AURKA) geni birçok kanser türünde aşırı eksprese edilir. Çalışmamızla, HBV ilişkili HCC (HBV-HCC) ve KR-HCC olgularında, AURKA gen amplifikasyonu ve ifade düzeyi yanısıra AURKA'nın, substratları olan P53Ser315, PLK-1Thr210 ve BRCA1 de etkinliği araştırıldı. Materyal ve Metot: Çalışma, her gurubun 17 olguyla temsil edildiği; HBV-HCC (Grup I), KR-HCC (Grup II) ve Kontrol grubu (normal karaciğer dokusu) (Grup III) olarak tasarlandı. Çalışmada, moleküler yöntemlerle, AURKA gen kopya sayısı değişikliği (gen-KSD) ve ekspresyon düzeyi incelendi. Ayrıca immünohistokimyasal yöntemle (İHK) AURKA'nın, substratları P53Ser315, PLK-1Thr210 ve BRCA1 üzerinden etkinliği araştırıldı. Bulgular: Grup I ve Grup II, Kontrol gurubuyla (Grup III) karşılaştırıldığında gen-KSD açısından anlamlı bir fark bulunmadı (p=0.060). AURKA düzeyi Grup I-Grup II de yüksek olup Grup III'le aralarındaki fark anlamlıydı (p<0.001). P53 Ser315 her iki HCC grubunda (p<0.001), PLK-1Thr210 Grup II'de (p=0.001), BRCA1 ise Grup I'de (p=0.006) yüksekti ve kontrol grubuyla farklılık istatistiksel olarak anlamlıydı. Sonuç: HBV-HCC ve KR-HCC olgularında AURKA'nın aşırı ifade edildiğin görüldü. AURKA aracılı fosforilasyonla etkinliği artan PLK-1 KR-HCC olgularında, BRCA1 ise HBV-HCC olgularında yüksek oranda ifade edildiği saptandı. Sonuçlar, AURKA ile etkin olduğu BRCA1 ve PLK-1'in inhibisyon hedefli tedavilerde HBV-HCC ve KR-HCC için farklı yaklaşım ve strateji geliştirilmesinin önemini ortaya koydu. Anahtar Kelimeler: Aurora Kinaz A, PLK-1, Hepatoselüler karsinom, HBV ilişkili HCC, Kriptojenik HCCÖğe Kemik dokunun histolojik incelemesi için üç farklı dekalsifikasyon ajanının karşılaştırılması(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 2014) Gül, Mehmet; Bayat, Nuray; Gül, Semir; Hüz, Mustafa; Yıldız, Azibe; Otlu, AliAmaç: Kemik dekalsifikasyonu histopatoloji laboratuvarlarında hala zahmetli ve zaman alıcı bir süreçtir. Bu çalışmada, kemik dekalsifikasyonu için kullanılan formik asit, Biodec-R ve Decalcifier II dekalsifikasyon ajanları ile kompakt kemik dokularının dekalsifikasyon derecesi ve boyanma özelliklerinin karşılaştırılması amaçlandı. Gereç ve Yöntem: Çalışmada toplam altı adet sağlıklı erkek sıçan (200-220 g) kullanıldı. Sıçanlar servikal dislokasyonla dekapite edildi ve her iki femurları çıkarıldı. Femurlardan alınan 0.5 cm uzunluğundaki parçalar %10’luk formaldehitte 36 saat süreyle tespit edildi. Daha sonra kemik dokuları dekalsifikasyon sıvılarında altı gün oda ısısında bekletildi. Dekalsifikasyonun ardından kemik doku örnekleri rutin doku takip işlemlerinden geçirilerek ışık mikroskobik inceleme için hazırlandı. Lamlar üzerine alınan 6 µm kalınlığındaki kesitlere hematoxylin eosin, Gomori’s trichrome ve Periodic acid-Schiff boyamaları yapıldı. Kesitler Leica DFC 280 ışık mikroskobu ve Leica Q Win görüntü analiz sisteminde (Leica Micros Imaging Solutions Ltd.; Cambridge, U.K) incelendi. Bulgular: Her üç dekalsifikasyon ajanı aynı süre, aynı deney dizaynıyla uygulandığında; formik asitin kemik dokunun doğal histolojik yapısını en iyi koruduğunu ve boyanma özelliklerinin belirgin şekilde daha kaliteli olduğu gözlendi. Biodec-R ve Decalcifier II’nin hücre ve doku detaylarının korunması ve boyanma özellikleri açısından birbirine benzer olduğu saptandı. Sonuç: Kompakt kemik dokunun histolojik incelenmesinde formik asit dekalsifikasyonu, histolojik boyanma ve mikroskopik görüntü kalitesi açısından tercih edilebilir.Öğe Methotrexate ile oluşturulan karaciğer hasarına karşı molsidominin koruyucu ve tedavi edici etkisinin ratlarda araştırılması(İnönü Üniversitesi, 2017) Hüz, MustafaMethotrexate ile Oluşturulan Karaciğer Hasarına Karşı Molsidominin Koruyucu ve Tedavi Edici Etkisinin Ratlarda Araştırılması Amaç: Methotrexate (Mtx), bazı malignitelerde antineoplastik, bazı kronik hastalıklarda immünsüpresif olarak kullanılmaktadır. Yüksek doz veya uzun süreli düşük dozda kullanımı sonucu hepatotosik etkiler gösterebilmektedir. Molsidomin (Mol) vazodilatasyon ve antioksidan etkileri nedeni ile angina başta olmak üzere tedavi edici olarak kullanılan nitrik oksit donörüdür. Burada, ratlarda Mtx ile oluşturulan hepatotoksik etkiyi Mol'ün düzeltip düzeltmediği araştırılmıştır. Materyal ve Metot: Her grupta 8'er tane olmak üzere 40 adet Vistar albino rat kullanılmıştır. Grup I (Kont grubu), Grup II (Mol grubu), Grup III (Mtx grubu), Grup IV (Mol-Mtx grubu), Grup V (Mtx-Mol grubu) şeklinde gruplara ayrılmıştır. Histopatolojik bulgular Roening fibrozis derecelendirmesi, BCL-2 için semikantitatif derecelendirme kullanıldı. Bulgular: Mol ve Mtx grubundaki histomorfolojik bulgular benzer olup, hafif artmış safra duktus proliferasyonu, orta derecede kronik inflamasyon, hepatositlerde perisantral daha belirginleşen dağınık vakuoler dejenerasyon izlendi. Fibrozis ve yağlı değişiklik yoktu. Mol-Mtx grubunda diğer üç gruba göre inflamasyonda azalma saptandı (skor 1). Mtx grubunda BCL-2 antikoru ile skor 2 boyanma görüldü. Mol-Mtx grubunda BCL-2 antikoru ile boyanmada azalma izlendi. AST ve ALT düzeylerinde artış olmayıp gruplar arasında da anlamlı farklılık saptanmadı. GSH, Mol ile Mtx grupları arasında ve Mol-Mtx ile Mtx grupları arasında farklılık, istatistiksel olarak anlamlı bulundu (p<0.001). MDA, Kont grubu ile Mol grubu ve Kontgrubu ile Mtx grubu arasında istatistiksel anlamlılık mevcuttu (p<0.001). SOD, bütün gruplardaMtx grubuna göre istatistiksel olarak anlamlı izlendi (p<0.001). Sonuç: Yüksek doz Mtx kullanımında yağlanma, fibrozis izlenmemiş olup transaminaz seviyeleri de normal kalmıştır. Mtx ile oluşan histopatolojik hepatotoksisite bulguları, histopatolojik olarak ve MDA, SOD, KAT enzim düzeylerinde Mol ile azalma göstermiştir. Anahtar Kelimeler: Metotreksat, molsidomin, hepatik fibrozis, karaciğer toksisitesi.