Yazar "Köroğlu, Mehmet" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 14 / 14
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Basit böbrek kisti sıvılarının biyokimyasal özellikleri ve antibakteriyel aktivitesi(Ege Tıp Dergisi, 2000) Özbek, Emin; Türköz, Yusuf; Polat, Yunus; Köroğlu, Mehmet; Özuğurlu, Fikret; Durmaz, RızaÖz: Bu çalışmada üroloji polikliniğine başvuran 18 basit böbrek kistli hastanın kist sıvılarının biyokimyasal özellikleri ve antibakteriyel aktiviteleri değerlendirildi. Bunların 4'si kadın, 14'u erkek, yaş ortalaması 62 (58-80) idi. Tüm hastalar ultrasonografi (US) ile değerlendirildikten sonra basit börek kisti olan hastalar seçildi ve perkutan iğne aspirasyonu ile alınan kist sıvılarında sitolojik, bakteriyolojik ve biyokimyasal parametreler değerlendirildi. Biyokimyasal değerler otoanalizör ile, antibakteriyel aktivite E. coli'nin ATCC 25922 standart suşuna karşı mikroboth dilüsyon yöntemiyle belirlendi. Örneklerin hiçbirinde bakteriyolojik kültürlerde üreme gözlenmedi. 7 hastanın kist sıvısında ise antibakteriyel aktivite tespit edildi. Biyokimyasal parametreler serum değerleriyle benzer sonuçlar verdi. Sonuç olarak basit, klinik olarak asemptomatik böbrek kist sıvıları kolayca enfekte olmaz ve bunlarda cerrahi girişimin geciktirilmesi, kist içinde enfeksiyon riski oluşturmaz. Başlık (İngilizce): Antibacterial activity and biochemical characteristics of simple renal cyst fluids Öz (İngilizce): In this study antibacterial activity and biochemical properties of cyst fluids of 18 patients with simple renal cyst attending to Urology clinic were evaluated. Of 18, 4 were female and 14 male. Mean age was 62 (58-80). After evaluation of all patients by ultrasonography (US) patients with simple renal cyst were selected and bacteriologic, biochemical and cytologic evaluation were made in cyst fluids obtained by percutaneous needle aspiration. Biochemical parameters were determined by auotoanalyzer and antibacterial activity was tested by microbroth dilution method against the standart E.coli ATCC 25922 clone. Bacteriologic cultures were negative in all samples. Antibacterial activity was observed in 7 patients. As a result we conclude that simple, clinically asymptomatic renal cyst fluids do not become infected easily and delayed surgical intervention in these patients does not produce a risk of infection within the cyst.Öğe Biyokimya Laboratuvarı Personelinin İş Kazaları Hakkındaki Bilgi ve Tutumları(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 2006) Özen, Metehan; Özen, Naile Mısırlıoğlu; Kayabaş, Üner; Köroğlu, Mehmet; Topaloğlu, BülentSağlık çalışanları kan yolu ile bulaşan enfeksiyon hastalıkları açısından çok önemli bir risk grubudur. Laboratuvar personeli kan alma veya laboratuvar işlemi sırasında yaralanmaktadır. Malatya Devlet Hastanesi Biyokimya Laboratuvarı çalışanlarının kesici ve delici yaralanma biçimindeki yıllık kaza sıklığı ve temas sonrası tutumlarını öğrenmek için bir anket uygulandı. Ankete katılan 41 personelden 12’sinin son bir yılda toplam 15 kez kazaya uğradığı, bu vakaların yarısının temas sonrasında bildirimde bulunduğu ve yalnızca 3 kişiye (%25) temas sonrası profilaksi uygulandığı saptandı. Laboratuvar çalışanları meslek yaşamına başlarken hepatit B enfeksiyonuna karşı aşılanmalı, düzenli aralıklarla konu ile ilgili eğitime alınmalı ve yaralanma ertesinde bildirim yapmaları sağlanmalıdır.Öğe Concentrations of total serum IgE in parasitized children and the effects of the antiparasitic therapy on IgE levels(İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi Dergisi, 1996) Durmaz, Bengül; Yakıncı, Cengiz; Köroğlu, Mehmet; Rafiq, Mehmet; Durmaz, Rıza; Yoloğlu, SaimÖz: Yaşları 7-11 arasında değişen, parazit ile enfekte 90 çocuk ve 24 sağlıklı çocukta serum IgE konsantrasyonları enzim immunoassay yöntemi ile' ölçüldü. Parazit bulunan 90 çocuğun 46'sı Giardia lamblia, 26'sı Enterobius vermicularis ve 18'i de her iki parazit ile enfekte idi. Parazit ile enfekte çocuklarda ortalama IgE değeri 170.17±27.76 IU/ml idi; bu çocukların 24'ünde IgE değeri 100 lU/ml'nin, 5'inde de 1000 IU/ml'nin üzerinde saptandı. Kontrol grubundaki çocuklarda ortalama IgE değeri 39.41±14.68 IU/ml idi. Serum IgE seviyeleri yönünden bu iki grup arasındaki fark anlamlı idi (p<0.01). Tedavi olarak G.lamblia ile enfekte çocuklara metronidazol (15-20 mg/kg/gün 10 gün süreyle), E.vermicularis ile enfekte olanlara tek doz mebendazol (100 mg/gün) ve her iki parazit ile enfekte olanlara bu iki ilaç kombine verildi. Tedavi verildikten 15 gün sonra parazit aranması ve serum IgE seviyeleri yönünden kontrol edilen 73 çocukta parazit görülmedi. Bu 73 çocukta tedavi öncesi ortalama IgE değeri 145.12±28.19 IU/ml iken tedaviden sonra 76.56±19.63 IU/ml olarak saptandı.Tedaviden önce ve sonra saptanan IgE değerleri arasındaki fark anlamlı bulundu (p<0.001). [Turgut Özal Tıp Merkezi Dergisi 1996;3(4): 332-335] Başlık (İngilizce): Parazit ile enfekte çocuklarda serum total IgE konsantrasyonları ve antiparazitik tedavinin IgE seviyelerine etkisi Öz (İngilizce): Concentrations of total serum IgE in 90 parasitized children and 24 healthy control children between 7 and 11 years old were measured using enzyme immunoassay. Of 90 children, 46 were infected with Giardia lamblia, 26 with Enterobius vermicularis, and 18 with both of these parasites. The overall mean value of IgE in parasitized children was 170.17 ± 27.76 IU/ml, almost 24 of children had an IgE value of more than 100 IU/ml, and 5 showed a value of more than 1000 IU/ml. The mean value of IgE in control children was 39.41 ±14.68 IU/ml IgE levels showed a significant difference between those two groups (p< 0.01). Children infected with G.lamblia were treated with metronidazole (15-20 mg/kg/day for 10 days), while those with E.vermicularis were treated with single dose mebendazole (100 mg/day), and in children having mixed G.lamblia and E.vermicularis infection, combination of metronidazole with mebendazole was used in therapy. After 15 days of the onset therapy, 73 children were reexamined for parasites and IgE levels. No parasite was found-in this group. The mean value of IgE was found to be 145.12+28.19 and 76.56 ±19.63 IU/ml before and after therapy, respectively. There was significant difference in IgE concentrations between before and after therapy (p<0.001). [Journal of Turgut Özal Medical Center 1996;3(4): 332-335]Öğe Enterobacteriaceae üyesi ve pseudomonas cinsi bakterilerin ß-laktam antibiyotiklere direnci(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 1997) Durmaz, Bengül; Özerol, İ. Halil; Şahin, Kazını; Tekerekoğlu, M. Sait; Köroğlu, MehmetThis study was performed in İnönü University Turgut ÖZAL Medical Center to asses the resistance of Enterobacteriaceae and Pseudomonas species to P-laktam antibiotics. From October 1995 to February 1997, 1126 Gram negative bacilli were isolated. 1022 (91) of isolates were Enterobacteriaceae members whereas 104 (9%) of them were Pseudomonas species. Sensitivities of pathogens P-laktam antibiotics were performed by Kirby-Bauer disc diffusion method. Following antibiotics were effective as: ceftazidime, imipenem, cefotaxime, ceftriaxone and cefoxitin for E. coli; imipenem and cefotaxime for Enterobacter species; imipenem, cefoxitin, ceftazidime, and ceftriaxone for Proteus species; imipenem, ceftazidime, cefotaxime, and ceftriaxone for Klebsiella species; imipenem and ceftazidime for Citrobacter species; and cefoperazone-sulbactam and imipenem for Pseudomonas speciesÖğe Flexor Digitorum Profundus Injury in a Newborn: A Case Report(2015) Köroğlu, Mehmet; Ertem, Kadir; Ergen, Emre; Aslantürk, Okan; Braam, De LepeleereAbstract: Injuries of flexor digitorum profundus tendons in children are rare, certainly in newborns. In this case report, we discuss the presentation, treatment and outcome of a profundus tendon injury of the fifth finger of a ten days old baby. The tendon injury in this case was caused by a knife cut, unrelated to cesarean sectio. To our knowledge, this is the first report about a flexor digitorum profundus injury and repair in a newborn of this ageÖğe Gram negatif basiller tarafından üretilen beta-laktamazların izoelektrik odaklama yöntemiyle tiplendirilmesi(Mikrobiyoloji Bülteni, 2001) Tekerekoğlu, Mehmet Sait; Köroğlu, Mehmet; Durmaz, Bengül; Durmaz, Rıza; Şahin, KazımÖz: Hastanemiz Klinik Mikrobiyoloji laboratuvarında, 46 idrar, 16 yara/ apse, 4 kan ve 1 balgam örneğinden izole edilen ve nitrosefin yöntemi ile beta-laktamaz varlığı saptanan 67 Gram negatif basilin (29 Escherichia coli, 29 Klebsiella spp., 7 Enterobacter spp., 2 Citrobacter spp.) beta-laktamaz tiplerini belirlemek amacıyla izoelektrik odaklama yöntemi uygulanmıştır. İzoelektrik noktalarına göre 66 susun beta-laktamaz profilleri saptanırken bir susta enzim bandı gözlenememiştir. Suşların 48'inde bir, 11'inde iki, 5'inde ise üç bant belirlenmiştir. Saptanan izoelektrik noktaların (pl) 5.4 ile 8.4 arasında değiştiği görülmüştür. Suşların belirleyici antibiyotiklere duyarlılıkları ve izoelektrik noktalarına göre yapılan değerlendirmesi sonucunda; 66 susun 33'ünde Grup 2be, 20'sinde Grup 2b, 3'ünde Grup 1, 3'ünde Grup 2d, 1'inde Grup 2f'de yer alan enzimlerin özellikleriyle uyumlu bantlar saptanırken 6 susun beta-laktamazı gruplandırılamamıştır. Klebsiella'larda sıklıkla SHV türevi enzimleri, E.coli'lerde ise TEM türevi enzimler gözlenmiştir. Grup 2b'de TEM-1 ve TEM-2 beta-laktamazlar, Grup 2be'de ise SHV-2 ve SHV-6 (pl: 7.6), SHV-5 (pl: 8.2), SHV-4 (pl: 7.8) ve SHV-3 (pl: 7) benzeri enzimlerin yaygın olduğu bulunmuştur.Öğe Gram negatif çomaklarda genişlemiş spektrumlu p-laktamaz üretiminin farklı yöntemlerle araştırılması ve fi-laktamazların izoelektrik odaklama yöntemi ile tiplendirilmesi(İnönü Üniversitesi, 1998) Köroğlu, MehmetHastanemizdeki gram negatif çomaklarda Genişlemiş Spektrumlu P-laktamazlar (GSBL)’m sıklığım ve GSBL üretimini saptamada uygulanan yöntemlerin rutin kullanılabilirliğini araştırmak amacıyla bu çalışma yapılmıştır. Bir yıllık süre içerisinde klinik örneklerden izole edilen toplam 701 gram negatif çomak çift disk sineıji ve belirleyici antibiyotik duyarlılıklarına göre GSBL yönünden tarandı; pozitif ve şüpheli bulunan 80 izolat araştırma kapsamına almdı. Bu suşlarda ağar dilüsyon, E test ESBL, çift disk sinerji, belirleyici antibiyotik duyarlılıkları ve Spg’lık seftazidim diski yöntemleri ile GSBL’lar araştırıldı. Uygulanan test sonuçlan birlikte değerlendirildiğinde; 33 suşta GSBL varlığı saptandı.Öğe Karbapenemaz Üreten Klebsiella pneumoniae Suşlarında blaOXA-48-Benzeri Genlerin Araştırılması(2019) Kahraman, Elmas Pınar; Toptan, Hande; Otlu, Barış; Köroğlu, Mehmet; Altındiş, MustafaÖz: Çok ilaca dirençli (ÇİD), geniş spektrumlu beta-laktamaz (GSBL) üreten, karbapenem dirençli Enterobacteriaceae ailesi üyesi bakterilerin ortaya çıkışı ve yayılması dünya çapında bir sağlık sorunu halinegelmiştir. Ülkemizde karbapenem direncine neden olan blaKPC, blaNDM gen bölgelerine sporadik, blaOXA-48gen bölgelerine ise endemik olarak rastlanmaktadır. Bu çalışmada, OXA-48 benzeri karbapenemaz üretenKlebsiella pneumoniae izolatlarında blaOXA-232, blaOXA-181, blaOXA-162, blaOXA-204, blaOXA-244, blaOXA-163, blaOXA-245 gen varlıklarının belirlenmesi amaçlanmıştır. Çalışmaya dahil edilen izolatlar Sakarya ÜniversitesiSakarya Eğitim Araştırma Hastanesi Tıbbi Mikrobiyoloji Laboratuvarı koleksiyonundan alınmıştır. Tanımlama ve antibiyotik duyarlılık çalışmaları VITEK 2® otomatize sistemi (biomerieux, Fransa) ile, izolatlarınkarbapenemaz üretimi ise Modifiye Hodge Testi ile belirlenmiştir. Ayrıca, minimal inhibitör konsantrasyonu (MİK) değerleri, sıvı mikrodilüsyon yöntemi ile incelenmiştir. blaOXA-48 benzeri gen bölgesini içerenizolatlar, konsensus primerler kullanılarak eş zamanlı polimeraz zincir reaksiyonu (Rt-PCR) yöntemi ilesaptanmıştır. “Type-it HRM PCR” (Qiagen, Hilden, Almanya) kiti kullanılarak yapılan “High ResolutionMelting Analysis (HRMA)” yönteminde erime sıcaklıkları (Tm) sapma gösteren izolatlar, OXA-48 varyantı şüphesiyle seçilmiştir. Bu izolatlarda hangi varyantların bulunduğunu belirlemek için dizi analizi (ABI3500, Applied Biosystems, ABD) yapılmıştır. Karbapenemaz üreten K.pneumoniae izolatlarında imipenemMİK değerleri için VITEK 2® ve mikrodilüsyon yöntemi arasında %82, meropenem için %77, ertapenemiçin %90 uyum saptanmıştır. Rt-PCR yöntemi ile 100 K.pneumoniae izolatının 45’inde blaOXA-48 benzerigen bölgesi pozitif saptanmış, OXA-48 varyantlarını belirlemek için pozitif bulunan 45 izolat HRMA yöntemi ile değerlendirilmiştir. Sonrasında dizi analizi ile 41 (%91.2) izolatın aynı baz dizilimine sahip olanblaOXA-48/blaOXA-245 gen bölgelerini içerdiği, ikişer (%4.4) izolatın blaOXA-181 ve blaOXA-244 gen bölgeleriniiçerdiği tespit edilmiştir. Bu çalışma, ülkemizde blaOXA-48 benzeri gen bölgelerini en kapsamlı şekilde araştıran, OXA-181 ve OXA-244 pozitifliğinin saptandığı ilk çalışmadır. Çalışmamız sonucunda blaOXA-48 vebenzeri gen bölgeleri %45 oranında saptanırken bunların %4.4’ünün blaOXA-181 ve %4.4’ünün blaOXA-244gen bölgelerini içerdiği bulunmuştur. blaOXA-48 benzeri gen bölgelerinin saptanması, kritik hasta gruplarında antibiyotik seçiminde yol gösterici olacaktır.Öğe Parazit ile enfekte çocuklarda serum total IgE konsantrasyonları ve antiparazitik tedavinin IgE seviyelerine etkisi(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 1996) Durmaz, Bengül; Yakıncı, Cengiz; Köroğlu, Mehmet; Rafik, Mehmet; Durmaz, Rıza; Yoloğlu, SaimYaşları 7-11 arasında değişen, parazit ile enfekte 90 çocuk ve 24 sağlıklı çocukta serum IgE konsantrasyonları enzim immunoassay yöntemi ile ölçüldü. Parazit bulunan 90 çocuğun 46'sı Giardia lamblia, 26'sı Enterobius vermicularis ve 18'i de her iki parazit ile enfekte idi. Parazit ile enfekte çocuklarda± 1000 IU/ml'nin üzerinde saptandı. Kontrol grubundaki çocuklarda ortalama IgE değeri 39.4U14.68 IU/ml idi. Serum IgE seviyeleri yönünden bu iki grup arasındaki fark anlamlı idi (p<0.01). Tedavi olarak G.lamblia ile enfekte çocuklara metronidazol (15-20 mg/kg/gün 10 gün süreyle), E.vermicularis ile enfekte olanlara tek doz mebendazol (100 mg/gün) ve her iki parazit ile enfekte olanlara bu iki ilaç kombine verildi. Tedavi verildikten 15 gün sonra parazit aranması ve serum IgE seviyeleri yönünden kontrol edilen 73 çocukta parazit görülmedi. Bu 73 çocukta tedavi öncesi ortalama IgE değeri 145.12128.19 IU/ml iken tedaviden sonra 76.56H9.63 IU/ml olarak saptandı.Tedaviden önce ve sonra saptanan IgE değerleri arasındaki farkÖğe Pelvik inflamatuvar hastalığı bulunan kadınlarda chlamydia trachomatis infeksiyonunun iki farklı yöntemle araştırılması ve tedavide azitromisin kullanımı(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 1997) Sönmez, A. Süha; Sönmez, Emine; Durmaz, Bengül; Köroğlu, Mehmet; Özbilge, HaticeBu çalışmada İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum polikliniğine başvuran akut veya kronik pelvik inflamatuvar hastalığı (PID) bulunan 106 hastadan alınan endoservikal örneklerde solid- faz immunoassay (SIA) yöntemi (Chlamy-Check-1, Vedalab- FRANCE) ile Chlamydia trachomatis antijeni araştırıldı. Hastaların 51'i akut, 557 kronik PID'li idi. Bu gruplarda sırasıyla 4 (%7.8) ve 6 (%10.9) hastada klamidya antijeni pozitif bulundu. Pozitif sonuç alınan hastaların eşlerinden alınan üretral sürüntülerden 4'ünde klamidya antijen pozitifliği saptandı. Klamidya infeksiyonu saptanan 14 olguya tek doz oral yoldan 1 gr azitromisin verildi. Yedi- 10. günlerde alınan kontrol sürüntülerinde bir hasta hariç negatif sonuç bulundu (%92.9). Klamidya antijeni arayan Chlamy-Check-1 gibi hızlı testler uygulama kolaylığı ve duyarlılığı nedeniyle tercih edilebilirler. Endoservikal sürüntülerinde C. trachomatis antijeni içeren PID'li hastalar ve üretral sürüntülerinde C. trachomatis antijeni pozitif bulunan eşlerde tek doz 1 gr azitromisin ile %92.9 oranında eradikasyon sağlandı; fakat azitromisin’in C. trachomatis'e bağlı PID'lerde güvenli kullanımını söyleyebilmek için daha çok sayıda hasta ve doksisiklin, eritromisin gibi antibiyotiklerle karşılaştırmalı çalışmalara ihtiyaç vardır. Sonuç olarak C. trachomatis akut ve kronik PID'lerde araştırılmalıdır.Öğe Spinal Epidural Abscess of Brucella Mimicking Lumbar Disc Herniation: Case Report and Review of the Literature(Journal of Neurological Sciences (Turkish), 2011) Yakupoğulları, Yusuf; Köroğlu, Mehmet; Yıldırım, Erkan; Karayol, AliÖz: Otuzyedi yaşında bir bayan hasta üç aydır devam eden ilerleyici sinir kök bası semptomları ile nöroşiruriji kliniğine başvurdu. Hasta, protrüze disk herniasyonu tanısı nedeniyle aldığı bazı ilaç tedavileri ve fizik tedavi programlarından fayda görmemişti. İlk değerlendirmede hasta ayakta durmakta ve yürümekte zorlanıyordu. Cerrahi operasyonla L5-S1 seviyesindeki 2x3 cm boyutundaki kist çıkarıldı. Kist içeriğinden elde edilen püy kültüründe brusella üredi. Hasta, postoperatif doksisiklin ve ko-trimoksazol tedavisi ile tamamen iyileşti. Yayınlanmış olgular gözden geçirildiğinde, brusella nedenli spinal epidural abselerin çoğunlukla lumbar bölgede ve özellikle 30 yaş üzeri kişilerde görüldüğü anlaşılmaktadır. Bazı otörler tarafından gittikçe artan şekilde tek başına antimikrobiyal tedavinin önerilmesine rağmen, kısa zamanda iyleşim için cerrahi müdahale ve antimikrobiyal tedavi kombinasyonu daha etkin olarak görülmektedir. Brusella seroaglütünasyon testleri ayırıcı tanıca oldukça yardımcı olacaktır.Öğe Turgut Özal Tıp Merkezi' nde izole edilen Pseudomonas türlerinin aminoglikozitlere ve antipseudomonal sefalosporinlere karşı direnç durumu(İnönü Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Mikrobiyoloji Anabilim Dalı, Malatya, Türkiye, 1999) Köroğlu, Mehmet; Durmaz, Bengül; Tekerekoğlu, Mehmet SaitÖz: Pseudomonas infeksiyonlarının tedavisinde Turgut Özal Tıp Merkezi'nde sıklıkla kullanılan aminoglikozitler ve antipseudomonal sefalosporinlere karşı Pseudomonas'ları in vitro direnç durumu Kirby-Bauer disk difüzyon yöntemi ile araştırıldı. Kültürü yapılan 12843 örneğin 106'sında (% 0.8) oksidaz-pozitif Gram-negatif basil izole edildi. Sceptor bakteri identifikasyon sistemi ile bu suşların 104'ünün Pseudomonas aeruginosa. birinin P. vesicularis ve birinin P. fluorescens/putida olduğu saptandı. Aminoglikozitlerden gentamisine 41 (%39), netilmisine 28 (%26) ve amikasine 16 (%15) suşda direnç saptandı. Antipseudomonal antibiyotiklerden seftazidime 31 sus (%29) dirençli bulunurken sulperazon duyarlılığı test edilebilen 52 P. aeruginosa suşundan beşi bu antibiyotiğe karşı dirençli bulundu.Öğe Üriner sistem infeksiyonlarının tedavisinde kullanılan antibiyotiklere karşı in vitro direnç durumu(İnfeksiyon Dergisi, 1998) Tekerekoğlu, Mehmet S.; Durmaz, Bengül; Sönmez, Emine; Köroğlu, Mehmet; Şahin, KazımÖz: Bağırsak bakterilerinin etken olduğu üriner sistem infeksiyonlannın tedavisinde etkili olduğu bilinen antibiyotiklere karşı in vitro direnç durumunu araştırmak için bu çalışma yapıldı. Üriner infeksiyon kuşkusu ile istenen idrar kültürlerinde infeksiyon etkeni olarak belirlenen 617 Gram-negatif basilin 577'si (% 94) Enterobacteriaceae üyesi ve 40'ı (% 6) Pseudomonas aeruginosa olarak tanımlandı. Suşların antibiyotiklere karşı duyarlılıkları Kirby-Bauer disk difüzyon yöntemi ile araştırıldı. Enterobacteriaceae ailesi için test edilen antibiyotiklerden kotrimoksazol'e 354 (% 61), gentamisin'e 46 (% 8), netilmisin'e 14 (% 2), amikasin'e 11 (% 2), sefalotin'e 430 (% 75), sefuroksim'e 179 (% 31), sefoksitin'e 82 (% 14), seftriakson'a 70 (% 12), sefotaksim'e 62 (% 11), seftazidim'e 68 (% 12), nitrofurantoin'e 214 (% 37), kinolonlar'a 39 (% 10) sus dirençli bulundu. P. aeruginosa suşlarında kotrimoksazol'e 30 (% 75), gentamisin'e 14 (% 35), netilmisin'e dokuz (% 23), amikasin'e üç (% 8), sefuroksim'e 31 (% 78), sefoksitin'e 28 (% 70), seftriakson'a 18 (% 45), sefotaksim'e 21 (% 53), seftazidim'e 9 (% 23), nitrofurantoin'e 25 (% 63), kinolonlar'a sekiz (% 24) sus dirençli olarak saptandı. Etken Escherichia coli ve diğer bağırsak bakterilerine en etkili antibiyotiklerin netilmisin ve amikasin, P. aeruginosa'ya ise yalnız amikasin olduğu sonucuna varıldı.Öğe A waterborne outbreak of epidemic diarrhea due to group A rotavirus in Malatya Turkey(New Microbiologics, 2011) Köroğlu, Mehmet; Yakupoğulları, Yusuf; Otlu, Barış; Öztürk, Serhat; Özden, Mehmet; Özer, Ali; Şener, Kemal; Durmaz, RızaWe characterized an outbreak of acute diarrheal disease caused by group A rotavirus that occurred during the Autumn of 2005 in Malatya City, Turkey. A total 9907 patients between 0 to 91 years old (mean age: 25.05±19.67) were included in the epidemic. The patients’ data were prospectively collected and statistically analyzed. Microbiologic analyses were performed to determine the etiologic agent. Rapid onset diarrhea (98.36%), abdominal cramps (69%), fever (44.4%) and vomiting (69.6%) were the most common symptoms observed in patients. Rotavirus antigen was detected in 52.7% of the studied patients. RT-PCR analysis led to identification of Group A rotavirus as the causative agent of this epidemic. Simultaneous measurements of the drinking water samples yielded very low chlorine levels; as low as 0 to 0.05 mg/L. The outbreak investigation team indicated possible contamination of a large water depository from a water well, which supplies drinking water to two major districts of the city. Effective chlorination and blockage of the passage between the well and the water depository stopped the outbreak. This outbreak shows the high epidemic potency of rotavirus in large human populations, including all age groups, and underlines the importance of water safety in pipeline systems.