Arşiv logosu
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
Arşiv logosu
  • Koleksiyonlar
  • Sistem İçeriği
  • Analiz
  • Talep/Soru
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
  1. Ana Sayfa
  2. Yazara Göre Listele

Yazar "KAYA, RAMAZAN" seçeneğine göre listele

Listeleniyor 1 - 1 / 1
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Kapalı redüksiyon ve pelvipedal alçı ile tedavi edilen gelişimsel kalça displazili hastaların klinik ve radyolojik olarak değerlendirilmesi
    (İnönü Üniversitesi, 2018) KAYA, RAMAZAN
    Amaç: Gelişimsel kalça displazisi(GKD) tedavisinde en önemli konu hastalığın tanı ve tedavisinin erken yapılmasıdır. Yaşamın erken dönemlerinde kalçanın gelişme potansiyelinin en yüksek seviyede olduğu bilinmektedir. Pavlik bandajı ve diğer abduksiyon cihazları ile 3-6 ay içerisinde olumlu sonuçlar alınmakta iken, daha geç dönemde cerrahi tedavi gerekmektedir. Sonuç olarak geç tanı ile tedavi edilen hastalarda anesteziye ve cerrahiye bağlı komplikasyonlar artmakta ayrıca sağlıklı bir kalça eklemi elde edilememektedir. Bu çalışmada kapalı redüksiyon ve pelvipedal alçı ile tedavi edilen GKD'li hastaların klinik ve radyolojik sonuçlarının geriye dönük olarak değerlendirilmesi amaçlandı. Hastalar ve Yöntem: İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalına Ocak 2010 - Ekim 2017 tarihleri arasında başvuran ve GKD nedeniyle kapalı redüksiyon ve pelvipedal alçı uygulanan hastalar geriye dönük olarak değerlendirildi. Çalışmaya 12'si erkek, 105'i kız 117 hastanın 176 kalçası dâhil edildi. Pavlik bandajının etkili olmadığı ve ailenin uyumlu olmadığı 6 aydan küçük bebekler, asetabüler displazisi olan ve artrografi sonrası kapalı redüksiyonda konsantrik kalça eklemi elde edilen hastalar ve yarı çıkık veya tam çıkık 6 - 18 ay arası GKD'liler çalışmamıza dâhil edildi. Teratolojik, sendromik ve nöromüsküler hastalar çalışmaya alınmadı. Bütün hastaların kalçaları ameliyathanede genel anestezi altında floroskopi ve klinik muayene ile tekrar değerlendirildi. Redüksiyonun tam olarak değerlendirilemediği hastalara artrografi yapıldı. Güvenli zonu yetersiz olan ya da abduksiyon kısıtlılığı olan hastalara adduktör tenotomi uygulandı. Redüksiyon sonrası postop yapılan kontrol X - ray grafi tetkikinde kalça redüksiyonu değerlendirildi. Postop redüksiyon şüphesi olan hastalarda BT tetkiki yapıldı. Hastalar alçı durumunun değerlendirilmesi ve radyolojik değerlendirme için 2. haftada kontrole çağrıldı. Hastaların pelvipedal alçıları 6. hafta sonunda anestezi altında değiştirildi. Alçı 12. hafta sonunda sonlandırılıp aktif kalça hareketleri başlandı ve yük vermelerine izin verildi. Tüm hastalara alçı çıkarılmasından sonra Cruser tip kalça abduksiyon ortezi önerildi. Hastaların son kontrollerinde mevcut GKD risk faktörleri, kundak uygulama ve bebeklerin taşınma pozisyonu ile ailede doğacak diğer bebeklerin 1. ayda erken taramaya getirilmesi konuları ebeveynlere hatırlatıldı. Çalışmaya katılan hastaların ebeveynlerinden anamnez alınarak hastaların aile öyküsünün olup olmadığı, kaçıncı çocuk olduğu, kundak yapılıp yapılmadığı, makat gelişleri ve ek hastalıkları sorgulandı. İkincil cerrahi geçiren kalçaların cerrahi öncesi son kontrol grafileri değerlendirilip açık redüksiyon ve Salter osteotomisi yapılan hastalar belirlendi. Ayrıca ikincil cerrahi geçiren hastaların asetabuler indeks açıları diğer hastalar ile istatiksel olarak karşılaştırıldı. Hastalar tedaviye başlanıldığı tarihteki yaşlarına göre 0 - 6 ay ve 7 - 22 ay olarak 2 gruba ayrıldı ve gruplar arasında asetabuler indeks açıları istatiksel olarak karşılaştırıldı. Hastaların preoperatif grafilerinde kalçaların dislokasyon seviyeleri Tönnis'in sınıflama sistemine göre gruplandırıldı. Hastaların ameliyat öncesi ve sonrası asetabüler indeks açı ölçümleri yapıldı ve asetabuler indeks açısı düzelme yüzdesi hesaplandı. Hastaların son kontrollerinde avasküler nekroz (AVN) varlığı Kalamchi ve MacEwen kriterlerine, klinik değerlendirmeleri ise Modifiye McKay kriterlerine göre değerlendirildi. Bulgular: Çalışmaya katılan hastalardan 19 hastada sağ, 39 hastada sol ve 59 hastada bilateral tutulum mevcuttu. Çalışma grubumuzda 74 hastaya artrografi, 19 hastaya tenotomi uygulandı. Kapalı redüksiyon ve pelvipedal alçı uygulamasına başlanıldığında hastaların ortalama yaşları 7,5 (2 - 22) ay idi. Ortalama takip süremiz 35,72 (9 - 100) aydı. Araştırmaya katılan 117 hastaya ulaşıldı ve alınan anamnazde bu hastalardan 41 (% 35) hastada aile hikâyesi, 60 (% 51) hastada ilk kız hikâyesi, 81 (% 69) hastada kundak yapma hikâyesi, 10 (% 9) hastada makat geliş hikâyesi ve 9 (% 8) hastada ek hastalık varlığı saptandı. Araştırmaya katılan 117 hastanın 176 kalçası preoperatif Tönnis Kalça displazisi sınıflamasına göre; 24 kalça evre 1, 78 kalça evre 2, 54 kalça evre 3, 20 kalça ise evre 4 idi. Son kontrol grafilerinde 31 kalçada asetabuler indeks açısının 29 dereceyi geçtiği asetabuler displazi mevcuttu. Bu kalçaların 11'i ilk alçı uygulamasından ortalama 15,54 ay sonra pelvik osteotomi (Salter), 3'ü ilk alçı uygulamasından ortalama 7 ay sonra açık redüksiyon uygulanarak tedavi edilmişti. Geri kalan 17 kalça takip edilmekteydi. İkincil cerrahiye giden hastalar incelendiğinde asetabuler indeks açıları arasında istatiksel olarak sağ kalçaları için anlamlı fark bulunmazken (p: 0,508), sol kalçaları için anlamlı fark bulundu (p:0,014). Ameliyat edilen kalçaların ameliyat öncesi asetabuler indeks açı değerleri ortalama 36 (18 - 45) dereceydi, en son kontrol asetabuler indeks açı değerleri ortalama 22 (5 - 33) dereceydi. Preoperatif ve postoperatif asetabüler indeks açı değerleri arasında istatiksel olarak anlamlı fark bulundu (p < 0,001). Çalışmamıza dâhil edilen hastalar tedaviye başlanıldığı tarihteki yaşlarına göre 0 - 6 ay ve 7 - 22 ay olarak 2 gruba ayrıldı. Grup 1 de 57 hasta, grup 2 de 60 hasta vardı ve gruplar arasında asetabuler indeks açı değerleri karşılaştırıldığında istatiksel olarak fark bulunmadı. (sağ için p değeri:0,076, sol için p değeri: 0,071 bulundu). Modifiye McKay sınıflamasına göre kapalı redüksiyon nedeniyle takip edilen 117 kalçanın 105'inde (% 90) çok iyi, 11' inde iyi (% 9) ve 1'inde orta sonuç (% 0.85) elde edildi. Kalçaların 2'sinde (% 1,7) AVN saptandı. Kalamchi ve MacEwen'in sınıflandırmasına göre 1 kalçada ( % 0,85) tip I, 1 kalçada ( % 0,85) tip II AVN mevcuttu. Sonuç: Bu çalışmadaki veriler kapalı redüksiyon ve pelvipedal alçılamanın, konservatif tedaviye cevap vermeyen hastalar için basit, güvenilir ve başarılı bir yöntem olduğunu ve aşırı zorlanmalardan kaçınıldığında AVN oranlarının çok düşük bulunduğunu göstermektedir. Anahtar Kelimeler: Gelişimsel kalça displazisi, asetabuler indeks, pelvipedal alçı

| İnönü Üniversitesi | Kütüphane | Rehber | OAI-PMH |

Bu site Creative Commons Alıntı-Gayri Ticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile korunmaktadır.


İnönü Üniversitesi, Battalgazi, Malatya, TÜRKİYE
İçerikte herhangi bir hata görürseniz lütfen bize bildirin

DSpace 7.6.1, Powered by İdeal DSpace

DSpace yazılımı telif hakkı © 2002-2025 LYRASIS

  • Çerez Ayarları
  • Gizlilik Politikası
  • Son Kullanıcı Sözleşmesi
  • Geri Bildirim