Yazar "Karaca, Mustafa" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 16 / 16
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe 1980 Nikaragua Okuryazarlık Kampanyası’ndaki Propaganda Posterlerinin Kitap Okuma Boyutunda İncelenmesi(2021) Gazi, Mehmet Ali; Çakı, Caner; Karaca, Mustafa; Çakı, Gül1979 yılında Nikaragua’da meydana gelen devrim sonucunda Sandinista Ulusal Kurtuluş Cephesi (Frente Sandinista de Liberación Nacional, FSLN), ülke yönetimini devralmış ve 1980 yılında okuryazarlık kampanyasını başlatmıştır. FSLN’nin kurucusu Carlos Fonseca’nın kütüphaneci ve öğretmen olması, kampanyanın ayrı bir önem kazanmasına yol açmıştır. Kampanyada okuryazarlığın ve kitap okumanın önemine vurgu yapılması amacıyla propaganda posterlerinden etkin bir şekilde yararlanılmıştır. Kampanya, 1980 yılında UNESCO Nadezhda K. Krupskaya okuryazarlık ödülüne layık görülmüştür. Çalışmada okuryazarlık kampanyasında okuryazarlığın ve kitap okumanın teşvik edilmesi amacıyla propaganda posterlerinden ne şekilde yararlanıldığı ortaya konulmaya çalışılmıştır. Bu amaçla çalışmada Amsterdam’daki Uluslararası Sosyal Tarih Enstitüsü’nden (Internationaal Instituut voor Sociale Geschiedenis) propaganda posterlerine ulaşılmış ve ulaşılan propaganda posterlerindeki görsel ve yazılı göstergeler, ABD’li dilbilimci Charles William Morris’in göstergebilimindeki üç boyutu ışığında analiz edilmiştir. Elde edilen bulgularda, propaganda posterleri üzerinden okuryazarlığın insanları özgürleştirdiği ileri sürülerek ve okuryazarlık devrimle özdeşleştirilerek insanların okuryazar olmasının ve kitap okumasının teşvik edilmesine çalışıldığı ortaya çıkarılmıştır.Öğe 21. Yüzyılın Sosyal Güvenlik Sorunu Olarak Evsizler: ‘Evsizler’i Konu Alan Reklam Kampanyaları Üzerine Göstergebilimsel Bir İnceleme(2019) Karaca, Mustafa; Gazi, Mehmet; Çakı, CanerÖz: Evsizleri konu alan bu çalışmada, reklam kampanyalarında bu sorunun nasıl yansıtıldığının ve sorunla ilgili ne gibi çözüm önerilerinin sunulduğunun irdelenmesi amaçlanmıştır. Bu amaç kapsamında nitel betimleyici bir yaklaşıma sahip olan çalışmada, evsizlerin yoğun olarak yaşadığı 9 ülkenin yanı sıra Türkiye›nin de içinde bulunduğu on farklı ülkede evsizlerin sorunlarına yönelik hazırlanan reklam kampanyaları göstergebilimsel analiz yöntemi ile incelenmiştir. Çalışma, evsizleri konu alan reklam kampanyalarında verilen mesajları açıklaması bakımından önem taşımaktadır. İncelenen reklam kampanyalarında hüzün duygusu üzerinden kitlelere hitap edildiği ve kitlelerin evsizler ile empati kurmalarının amaçlandığı tespit edilmiştir. Bu doğrultuda, kitlelerin evsizlere yönelik daha duyarlı olmasının ve evsizler için düzenlenen yardım kampanyalarına destek vermesinin hedeflendiği sonucuna ulaşılmıştır.Öğe Effect of body mass index in gastric cancer patients: Analysis of Turkish national gastric cancer registry(Amer Soc Clinical Oncology, 2015) Ciltas, Aydin; Karaca, Mustafa; Uncu, Dogan; Ozkan, Metin; Aliustaoglu, Mehmet; Tekin, Salim Basol; Cicin, Irfan[Abstract Not Available]Öğe The effects of diabetes mellitus on peri-implant marginal bone loss in the posterior maxilla(2019) Uslu, Mustafa Ozay; Karaca, Mustafa; Sabanci, ArifeAim: The aim of this retrospective study was to evaluate the effects of Diabetes Mellitus on peri-implant marginal alveolar bone loss in sinus lifted well-controlled diabetic patients at long term.Materials and Methods: Thirty eight patients with 77 dental implants were included the study. The study consists of 2 groups; control group (C) and diabetes mellitus group (DM). The dental implants were placed after open window maxillary sinus lifting surgery at maxillary posterior region. After conventional loading process patients were followed periodically for bone loss and clinical parameters. The peri-implant marginal bone loss was assessed at minimum 3 years after functional loading. Standardized panoramic radiographs were obtained at the baseline and maintenance which were used for evaluating the marginal bone loss and clinical and anatomical crown to implant ratio. The Student-t test and Mann Whitney-U test were used to analyse any significant differences between two groups (p0.05). The Kruskal Wallis test was used for inter-group comparisons of parameters and Chi-square test, Fisher’s Exact Chi-square test and Continuity (Yates) correction were used to compare qualitative data. Spearman’s rho correlation analysis was used to examine the relationships between parameters with non-normal distribution.Results: A total of 77 dental implants were followed up for at least 36 months. The mean follow-up was 43.47±10.30 months. 2 implants were failed in DM group. The mean marginal bone loss in DM and C group were 1.35±1.22 mm and 0.91±1 mm respectively. There was no statistically significance in terms of marginal bone loss between the two groups (p>0.05).Conclusion: Within the limitations of this study, it was shown that long-term follow-up results of dental implants in well-controlled diabetic patients were similar to those of healthy individuals and DM did not increase the peri-implant marginal bone loss.Öğe The effects of diabetes mellitus on peri-implant marginal bone loss in the posterior maxilla(2019) Uslu, Ozay Mustafa; Karaca, Mustafa; Sabanci, ArifeAbstract: Aim: The aim of this retrospective study was to evaluate the effects of Diabetes Mellitus on peri-implant marginal alveolar bone lossin sinus lifted well-controlled diabetic patients at long term.Materials and Methods: Thirty eight patients with 77 dental implants were included the study. The study consists of 2 groups;control group (C) and diabetes mellitus group (DM). The dental implants were placed after open window maxillary sinus liftingsurgery at maxillary posterior region. After conventional loading process patients were followed periodically for bone loss andclinical parameters. The peri-implant marginal bone loss was assessed at minimum 3 years after functional loading. Standardizedpanoramic radiographs were obtained at the baseline and maintenance which were used for evaluating the marginal bone loss andclinical and anatomical crown to implant ratio. The Student-t test and Mann Whitney-U test were used to analyse any significantdifferences between two groups (p<0.05). The Kruskal Wallis test was used for inter-group comparisons of parameters and Chisquare test, Fisher’s Exact Chi-square test and Continuity (Yates) correction were used to compare qualitative data. Spearman’s rhocorrelation analysis was used to examine the relationships between parameters with non-normal distribution.Results: A total of 77 dental implants were followed up for at least 36 months. The mean follow-up was 43.47±10.30 months. 2implants were failed in DM group. The mean marginal bone loss in DM and C group were 1.35±1.22 mm and 0.91±1 mm respectively.There was no statistically significance in terms of marginal bone loss between the two groups (p>0.05).Conclusion: Within the limitations of this study, it was shown that long-term follow-up results of dental implants in well-controlleddiabetic patients were similar to those of healthy individuals and DM did not increase the peri-implant marginal bone loss.Öğe Kore Savaşı Ekseninde ABD-Çin İlişkilerinin Çin Propaganda Posterleri Üzerinden Analizi(2020) Karaca, Mustafa; Gazi, Mehmet; Çakı, CanerÖz: Çin Halk Cumhuriyeti, 25 Ekim 1950 tarihinde Kore Savaşı'na müdahalede bulunarak, Kuzey Kore'ye askeri yardım göndermişti. Çin'in yardımı ile savaşın kaderi değişmiş ve ABD savaştaki inisiyatifini kaybetmişti. Bu süreçte Çin yönetimi, Çin halkından destek bulabilmek için ABD karşıtı yoğun bir propaganda faaliyetine girmişti. Çin, bu süreçte posterleri etkili bir şekilde propaganda aracı olarak kullanmış ve Çin halkını ABD'ye karşı harekete geçirmek için çalışmıştı. Çalışma kapsamında Çin propagandası tarafından Kore Savaşı'nda kullanılan posterlerde ABD karşıtı hangi öğelere yer verildiği ortaya konulmaya çalışılmıştır. Bu amaçla çalışma kapsamında Uluslararası Sosyal Tarih Enstitüsü'nden amaçlı örneklem metodu kullanılarak seçilen altı propaganda posteri, nitel araştırma yöntemleri içerisinde yer alan göstergebilimsel analiz yöntemi kullanılarak incelenmiştir. Çalışma için seçilen posterler Fransız antropolog Claude Lévi-Strauss'un İkili Karşıtlıklar Modeli üzerinden ele alınmıştır. Çalışmada özellikle Lévi-Strauss'un "somutlama mantığı" üzerinden analizler yapılmıştır. Elde edilen bulgularda Çin propaganda posterlerinde ABD'nin işgalci, barbar, katil soyut kavramları üzerinden somutlanarak, Çin kamuoyunda ABD karşıtı nefret söylemi inşa edilmeye çalışıldığı ortaya konulmuştur.Öğe MEDYA YÖNETİCİLERİNİN İŞ TATMİN DÜZEYLERİNİN İŞTEN AYRILMA NİYETLERİ ÜZERİNDEKİ ETKİSİ: MALATYA ÖRNEĞİ(2017) Karaca, Mustafa; Biçkes, Durdu Mehmet; Çakı, Caner; Karaduman, GülşenÖz: Son yıllarda, ülkemizden gerek kamu gerekse özel sektörde işten ayrılma sayılarının arttığı gözlemlenmiştir. Yapılan araştırmalarda, çalışanları işten ayrılmaya iten sayısız konunun olduğu bulunmuştur. Özellikle bu konular içinde çalışanın işini sevmesi, işine olan bağlılığı işten ayrılma kararı üzerinde önemli bir belirleyici olarak düşünülmektedir. Bu çalışmanın temel amacı, medya yöneticilerinin iş tatmin düzeylerinin işten ayrılma niyetleri üzerindeki etkisini belirlemektir. Medya sektörü yapı itibariyle iş gören devir oranının yüksek olduğu bir sektördür. Özellikle yetişmiş iş gücünün bir takım nedenlerden ötürü işlerinden ayrılmaları, hem maddi hem de manevi unsurlar açısından örgütler tarafından istenmeyen bir durumdur. Bu çalışma ile hedeflenen medya yöneticilerinin işten ayrılma niyeti üzerinde etkisi bulunduğu düşünülen iş tatminsizliğinin etki düzeyinin ve şiddetinin belirlenmesidir. Araştırmanın örneklemini, Malatya ilinde faaliyet gösteren yerel medya kuruluşlarında görev yapan 45 yönetici oluşturmaktadır. Uygulanan anket çalışması sonucunda 39 adet geçerli anket formu elde edilmiştir. Yapılan analizler neticesinde, medya yöneticilerinin sahip oldukları içsel iş tatmin ve dışsal iş tatmin düzeylerinin işten ayrılma niyetleri üzerinde negatif etkiye sahip olduğu bulgusuna ulaşılmıştırÖğe NAZISM IDEOLOGY IN TURKISH CINEMA: KIRIMLI FILM AND SEMIOTICS ANALYSIS(Istanbul Univ, Methodology & Sociology Research Center, 2017) Caki, Caner; Zorlu, Yasar; Karaca, MustafaIn the 20th century, the cinema became an important communication tool for the ruling sovereign powers to reflect their ideologies and start dominating the masses. In particular, ideological rhetoric was common in the cinema sector in the first half of the 20th century when ideologies such as Nazism, Communism, and Fascism dominated Europe. The Nazi ideology had found a considerable place in the cinema sector after the Nazis came to power in Germany in 1933. The ideology of Nazism was criticized in American films such as The Great Dictator (1940), whereas it was exalted in German films such as Triumph of the Will (Triumph des Willens, 1935) when the Nazis were in power in Germany. In the period after World War II, when Nazism was officially abolished, the films about the ideology of Nazism continued to be made. In these films, Nazi ideology was heavy criticized. Later Turkish cinema subjected Nazi ideology to deep criticism in such films as the Ankara Express (Ankara Ekspresi, 1971). This study examines Burak Cem Arliel's film Kirimli, which was shown in 2014. The movie, which was adapted to the screen from Cengiz Dagci's novel Horrible Years (Korkunc Yillar, 1956) about the human tragedy and pain suffered by the Tatar prisoners captured in German prisoner camps during the Second World War. This study's methodology is based on Saussure's notion of signs. The study examines the ideology of Nazism in the film using semiotic analysis to show how Nazi ideology was reflected in Turkish cinema. The study finds that like other Turkish films on the subject, Kirimli subjects Nazi ideology to severe criticism.Öğe Pazopanib for metastatic soft-tissue sarcoma: A multicenter retrospective study(Sage Publications Ltd, 2021) Koca, Sinan; Besiroglu, Mehmet; Ozcelik, Melike; Karaca, Mustafa; Bilici, Mehmet; Hacioglu, Bekir; Dogu, Gamze G.Purpose Soft tissue sarcomas are associated with a poor prognosis and low chemotherapeutic efficiency. Pazopanib is an orally available multi-tyrosine kinase inhibitor that was explored in patients with non-adipocytic advanced soft tissue sarcomas. The aim of this retrospective study was to evaluate the real life data of single-agent pazopanib efficacy and safety for soft tissue sarcomas in the Turkish population. Materials and methods We evaluated a total of 103 patients (41 males, 62 females) who received pazopanib for advanced non-adipocytic soft tissue sarcomas diagnosis in eight centers of Turkey, retrospectively. The pazopanib dose was 800 mg once daily. Progression-free survival, overall survival, and adverse events were analyzed. Results The median age was 50 years (range, 38-58). Majority of the patients had leimyosarcoma (41%). Median progression-free survival was 4.3 months, and the median overall survival was 10.1 months. The main common toxicities were fatigue, anorexia, weight loss, nausea, hypertension, and grade >= 3 toxicities were fatigue, anorexia, weight loss, and liver disorder. Conclusion Pazopanib is an efficient and tolerable agent and is well tolerated in good performance status patients with relapsed, advanced non-adipocytic soft tissue sarcomas.Öğe Real-world treatment outcomes from nationwide Onco-colon Turkey registry in RAS wild-type patients treated with biologics second-line mCRC.(Lippincott Williams & Wilkins, 2022) Yildirim, Mahmut Emre; Karaca, Mustafa; Artac, Mehmet; Cicin, Irfan; Geredeli, Caglayan; Alacacioglu, Ahmet; Simsek, Eda Tanrikulu[Abstract Not Available]Öğe A RESEARCH TO DEFINE THE PERSONALITY TRAITS OF STRATEGIC ENTREPRENEURS': THE APPLICATION WITH NEO - FFI PERSONALITY INVENTORY(Gaziosmanpasa Univ, 2017) Karaca, MustafaThe main aim of this study is to define the personality traits of strategic entrepreneurs'. Due to this aim there have been established 1 main and 5 sub-hypothesis in this study. The sample of strategic entrepreneurs' is created from the biggest 500 firms' list in Turkey. The companies are choosen from Kocaeli, Istanbul, Izmir, Ankara and Bursa. The survey is applied on 105 strategic entrepreneurs. After collecting data it is examined in SPSS so the main hypethesis is verified partially. And the sub-hypothesises are verified partially too. In this study, Neo - FFI personality inventory is used to measure personality for a responsive result.Öğe Sözlü Saldırganlığın Örgütsel Bağlılığa Etkisi ve Algılanan Arkadaş Desteğinin Aracılık Rolü: Kazakistan Örneği(2017) Karaca, MustafaÖz: Bu çalışmanın amacı, algılanan arkadaş desteği aracı (mediating) role sahipken sözlü saldırganlığın örgütsel bağlılığa etkisini incelemektir. Araştırmanın örneklemini Kazakistan'da sağlık alanında faaliyet gösteren kamu kurumlarındaki 1265 kişi oluşturmaktadır. Araştırmanın amacına yönelik olarak kurulan model çerçevesinde oluşturulan hipotezlerin testi için hiyerarşik regresyon analizleri uygulanmıştır. Araştırma bulgularına göre sözlü saldırganlığın hem örgütsel bağlılık hem de arkadaş desteğini etkilediği ortaya çıkmış, ilave olarak da arkadaş desteğinin bu ilişkide kısmi aracı role sahip olduğu tespit edilmiştir. Araştırma Türkiye ve Kazakistan arasında gerçekleştirilen disiplinlerarası bir çalışma niteliğindedirÖğe TÜRK SİNEMASINDA NAZİZM İDEOLOJİSİ: “KIRIMLI” FİLMİ VE GÖSTERGEBİLİMSEL ANALİZİ(Sosyoloji Konferansları, 2017) Çakı, Caner; Zorlu, Yaşar; Karaca, MustafaÖz: 20. yüzyılda sinema, iktidardaki egemen güçlerin ideolojilerini kitlelere yansıtılmalarında ve onlar üzerinde tahakküm kurmalarında başvurdukları önemli bir iletişim aracı olmuştur. Özellikle 20. yüzyılın ilk yarısında Nazizm, Komünizm ve Faşizm gibi ideolojilerin Avrupa'da egemen olduğu yıllarda, sinema sektöründe ideolojik söylemlerin hâkim olduğu bir dönem yaşanmıştır. 1933 yılında Almanya'da Nazilerin işbaşına geldiği tarihten itibaren de Nazizm ideolojisi sinema sektöründe geniş yer bulmuştur. Nazilerin Almanya'da iktidarda olduğu dönemde, Nazizm ideolojisi İradenin Zaferi (Triumph des Willens - 1935) gibi Alman yapımı filmlerde yüceltilirken, Büyük Diktatör (The Great Dictator - 1940) gibi Amerikan yapımı filmlerde de oldukça sert bir dille eleştirilmiştir. Nazizm'in resmi olarak ortadan kaldırıldığı 2. Dünya Savaşı'ndan sonraki dönemde de Nazizm ideolojisini konu alan filmler çekilmeye devam etmiştir. Bu filmlerde ideoloji ağır eleştiriler almaya devam etmiştir. Özellikle Türk sinemasında Ankara Ekspresi (1971) gibi Nazizmi konu alan filmlerde de ideolojinin geniş bir eleştiriye maruz kaldığı görülmektedir. Bu çalışmada Burak Cem Arlıel'in 2014 yılında gösterime giren Kırımlı filmi incelenmiştir. Cengiz Dağcı'nın Korkunç Yıllar adlı romanından beyazperdeye aktarılan film, II. Dünya Savaşı sırasında Alman esir kamplarında rehin alınan Tatar esirlerin yaşadıkları insanlık dramını ve çektikleri acıları konu almaktadır. Bu çalışmada Saussure'ün gösterge modeli temel alınarak inceleme yapılmıştır. Filmde Nazizm ideolojisi göstergebilimsel analiz yöntemi kullanılarak incelenmiş ve Türk sinemasında Nazizm ideolojisinin ne şekilde yansıtıldığı gözler önüne serilmeye çalışılmıştır. Elde edilen bulgular çerçevesinde, Nazi ideolojisini konu alan diğer Türk yapımı filmlerde olduğu gibi Nazizm ideolojisi ağır bir eleştiriye maruz bırakılmıştırÖğe Türk siyasal hayatında Abdullah Gül(İnönü Üniversitesi, 2022) Karaca, Mustafa1991 yılında Refah Partisi Kayseri milletvekili seçilen Abdullah Gül, 2007 yılına kadar beş dönem Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde milletvekilliği yapmıştır. Abdullah Gül ilk olarak Milli Görüş Hareketi'nin bir partisi olan Refah Partisi'nden milletvekili seçilerek Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde yer almıştır. 2000 yılında Milli Görüş Hareketi'nin bir partisi olan Fazilet Partisi'nde iken, Milli Görüş Hareketi içerisinde bir ilki gerçekleştirmiş ve Hareketin lideri Necmettin Erbakan'a karşı bayrak açıp onun desteklediği aday olan Recai Kutan'ın karşında Fazilet Partisi Genel Başkan adayı olmuştur. 2001 yılında Türk Siyasal Hayatı'nın yaklaşık son yirmi yılına damgasını vuran Adalet ve Kalkınma Partisi'nin kuruluşunda önde gelen isimlerden birisi olmuştur. 2002 ve 2003 yıllarında Başbakanlık, 2003 yılından 2007 yılına kadar Dışişleri Bakanlığı yapmıştır. 2007 yılında Cumhurbaşkanı adayı olmuş fakat CHP'li milletvekilleri Cumhurbaşkanlığı seçimi toplantısına katılmadıkları için kriz çıkmış ve bir süre Cumhurbaşkanı seçilememiştir. 2007 yılında erken seçime gidildikten sonra kriz çözülmüş ve 2007 yılında Türkiye Cumhuriyeti 11. Cumhurbaşkanı seçilen Abdullah Gül, bu görevi 2014 yılına kadar yapmaya devam etmiştir. Abdullah Gül'ün, kendisinden sonra Cumhurbaşkanı olan, Adalet ve Kalkınma Partisi'ni beraber kurduğu ve Türkiye Cumhuriyeti devlet yönetiminde yıllarca birlikte yol yürüdüğü Recep Tayyip Erdoğan ile yolları ayrılmış, 2018 yılında muhalefetin Cumhurbaşkanı adayı olma ihtimali gündeme gelmiş fakat aday olmamış, sonrasında 2020 yılında Ali Babacan'ın genel başkanlığında kurulan Demokrasi ve Atılım Partisi'ni desteklediğini açıklamıştır. Abdullah Gül'ün Erdoğan ile yollarının ayrılmasında kırılma noktası, 11 Ağustos 2014 tarihindeki AK Parti MKYK toplantısında AK Parti Genel Başkanlığı seçiminin yapılacağı AK Parti Olağanüstü Kongresi'nin tarihinin Abdullah Gül'ün Cumhurbaşkanlığı görevini teslim tarihinden yalnızca bir gün öncesi olan 27 Ağustos 2014 tarihinde yapılması kararının alınması olduğu değerlendirmesi yapılabilir. Abdullah Gül'ün 1991 yılında milletvekili seçilmesinden günümüze kadarki siyasi hayatına bakıldığında Abdullah Gül'ün, Türk Siyasal Hayatı'nın önemli bir aktörü olduğu söylenebilir.Öğe Why perceived organizational and supervisory family support is important for organizations? Evidence from the field(Springer Heidelberg, 2019) Demirtas, Ozgur; Arslan, Aykut; Karaca, MustafaThe relationship between perceived organizational support and its work-outcomes were usually based on social exchange theories. By keeping the social exchange framework in mind, this study additionally draws on affective infusion model and on functionalist perspective to study moderating role of cognitive emotion regulation (CER) in relationships among perceived organizational-supervisory family support (POFS-PSFS) and organizational identification, psychological contract breach, and work-family conflict (WFC). Results show that perceived POFS and PSFS are positively related to organizational identification, negatively related to WFC, and psychological contract breach. Employees with higher levels of CER tend to identify themselves more with their organizations and less with WFC (at Time 2) than do employees with low levels of CER in response to perceived organizational family support (at Time 1). Furthermore, employees with higher levels of CER tend to identify themselves more with their organizations, and have less psychological contract breach, and WFC (at Time 2) than do employees with low levels of CER in response to perceived supervisory family support (at Time 1). In the end, the implications, limitations, and future research directions were also discussed.Öğe Why perceived organizational and supervisory family support is important for organizations? Evidence from the field (vol 13, pg 841, 2019)(Springer Heidelberg, 2019) Demirtas, Ozgur; Arslan, Aykut; Karaca, Mustafa[Abstract Not Available]