Arşiv logosu
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
Arşiv logosu
  • Koleksiyonlar
  • Sistem İçeriği
  • Analiz
  • Talep/Soru
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
  1. Ana Sayfa
  2. Yazara Göre Listele

Yazar "Karahan, Doğu" seçeneğine göre listele

Listeleniyor 1 - 3 / 3
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Heparin-induced thrombocytopenia as a cause of deep venous thrombosis: Effectiveness of fondaparinux in dialysis patients
    (2010) Taşkapan, Hülya; Karahan, Doğu; Kuku, İrfan; Koç, S
    Abstract: Altmış üç yaşındaki, evre 5 kronik böbrek hastası bir kadın hasta ciddi halsizlik, bulantı, kusma yakınması ile başvurdu. Hemodiyaliz için sağ femoral vene kateter yerleştirildi. Takip eden 2 hemodiyaliz seansında düşük molekül ağırlıklı heparin uygulandı. Kateter yerleştirilmesinin 4. gününde sağ bacakta şişme oldu. Katetere bağlı akut derin ven trombozu düşünüldüğü için standart heparin başlanıldı. Heparin infüzyonunun ilk gününde, trombosit sayısı 23 x103/mm3 e düştü. Hastanın kayıtları yeniden gözden geçirildiğinde düşük molekül ağırlıklı heparin kullanımından sonra trombosit sayısının 119 x103/mm3'ten 80 x103/mm3'e düşmüş olduğu; ancak fark edilmediği anlaşıldı. Heparin kesildi ve alternatif olarak Heparin Fondaparinux, aktive faktör X ün bir sentetik selektif inhibitörü, 2,5 mg günaşırı subkutan olarak verildi ve periton diyalizine başlanıldı. Hasta 20 gün sonra varfarin ile taburcu edildi. Otuz ikinci günde yapılan venöz doppler sağ ana derin ve yüzeyel femoral vende tromboz saptamadı. Derin ven trombozu heparin ile ilişkili tip II trombositopeni ile birlikte trombotik olaylara yatkınlık sağlayan hemodiyaliz kateterlerinde dolayı oluşan lokalize vasküler hasarı ile ilişkili görünüyor. Sonuç olarak heparin ile ilişkili trombositopeni derin ven trombozuna neden olabilir ve trombosit sayısı azalan diyaliz hastalarında göz ardı edilmemelidir. Fondaparinux trombozu temizlemede etkindir.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Hipertansiyonu, Renal İnfarktı ve Morgagni Hernisi Olan Marfan Sendromlu Bir Olgu
    (İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 2009) Karahan, Doğu; Şahin, İdris; Toylak, Erdem; Berber, İlhami; Taşkapan, Hülya
    Marfan sendromu 15. kromozomda mutasyonlar ile oluşan konnektif dokunun otozomal dominant kalıtım ile geçen bir hastalığıdır. Kardiyovasküler hastalıklar ve diafragmatik hernileri de içeren yumuşak doku herniasyonları Marfan sendromunda görülebilen durumlardır. Olgu: 22 yaşında erkek hasta, hipertansiyonun klinik bulguları ile nefroloji polikliniğine başvurdu. Hastanın değerlendirmesinde Morgagni diyafragmatik herni ve renal infarkt tespit edildi. Hastanın yapılan muayenesinde Marfan sendromunu düşündüren fiziksel görünümüne sahipti. Radyolojik değerlendirmeler sağ konjenital diyafragmatik Morgagni hernisi ve renal infarktı ortaya çıkardı. Sonuç: Marfan sendromunda akselere hipertansiyon varlığında renal infarkt akla gelmelidir. Ayrıca hastalarda diyafragma yüksekliği varsa Morgagni hernisi olabileceği unutulmamalıdır.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Kronik böbrek yetmezliği olan konservatif tedavi ve farklı renal replasman tedavisi gören hastalarda gastrointestinal sistem semptom ve bulgularının karşılaştırılması
    (İnönü Üniversitesi, 2009) Karahan, Doğu
    KBY, tüm sistemleri etkilediği gibi gastrointestinal sistemi de etkilemekte, gastrointestinal sistemde histolojik, fonksiyonel ve mukozal birçok değisikliğe yol açabilmektedir. KBY'nde gastrointestinal sistem sikayet ve komplikasyonları çok sık görülmekte, sonuç olarak hem hastanın yasam kalitesini kötülestirmekte hem de morbidite ve mortalitede artısa yol açabilmektedir. Bu sikayet ve bulguların ayrıca KBY tedavi modalitelerine göre de farklılıklar gösterdiği belirtilmektedir. Bu nedenle gastrointestinal sistem sikayet ve bulgularının tespiti, tedavi sekli ile iliskisi, altta yatan sebeplerin aydınlatılması ve tedavisi, KBY hastalarının yasam kalitesinin artırılması, morbidite ve mortalitenin azaltılması açısından önemli olacaktır. Çalısmamızda KBY hastalarında gastrointestinal sistem semptomlarının sıklığını, uygulanan tedavi sekline göre bu sikayet ve bulguların değisip değismediğini belirlemeyi amaçladık. Çalısmaya 97 prediyaliz dönem, 92 peritondiyaliz tedavisi alan, 101 hemodiyaliz tedavisi alan hasta dahil edildi. Hastalara gastrointestinal sistem sikayetleri, geçirdikleri gastrointestinal sistem hastalıkları, özgeçmis özellikleri ve kullandıkları ilaçlar anket tarzında yüz yüze görüsme ile soruldu, muayeneleri yapıldı. Son 3 ay içinde yapılmıs olan endoskopi, kolonoskopi, batın ultrasonografi ve batın tomografi sonuçları değerlendirildi. Genel olarak dispepsi (%50), bulantı (%45), epigastrik ağrı-yanma (%44), istahsızlık (%38), geğirti (%36), kusma(%32), kabızlık (%32) ve gastroözefagial reflü sikayetleri en sık görülen sikayetlerdi. Hastalarda gastrit (%62), GÖR (%39), hemoroid (%19), IBS (%14), G?S kanama (%14), kolelitiasis (%11) gibi gastrointestinal hastalıklarda sıktı. Kilo kaybı prediyalizde %20, periton diyalizde %8 oranındaydı ve prediyalizde PD'ye göre anlamlı yüksek (p=0,016) iken, geğirti PD grubunda %46, HD grubunda %31 oranında mevcuttu ve PD grubunda HD grubuna göre anlamlı yüksekti (p=0,032). Gastrit PD de %70, HD'de %55, hemoroid PD'de %24, HD'de %12, özefajit HD'de %8, Prediyalizde %0, hiyatal herni prediyaliz grubunda %0, HD grubunda %5 ve PD grubunda %0 olarak tespit edildi. Gastrit ve hemoroid PD grubunda HD grubuna göre anlamlı yüksekti (p=0,043,p=0,028), fakat PD ile prediyaliz arasında fark yoktu. Özefajit HD'de prediyalize göre anlamlı yüksek (p=0,004) ve hiyatal herni HD grubunda hem PD hem de prediyalize göre anlamlı yüksekti (p=0,025, 0,026). Bu bulgular dısında diğer semptom ve bulgular açısından gruplar arasında istatiksel fark yoktu. Çalısmamızdaki sonuçlar gastrointestinal sistem sikayetlerinin KBY'de sık olduğunu, özellikle gastrit ve hemoroidin periton diyaliz grubunda daha yüksek, özefajit ve hiyatal herninin ise hemodiyaliz grubunda daha yüksek olduğunu gösterdi. Bunun dısında genel olarak semptom ve bulguların sıklığı, dağılımı tedavi sekline göre değisiklik göstermiyordu. KBY'de tedavi sekline göre G?S semptomlarının sıklığı, tedavinin gastrointestinal sistem üzerine etkisi ve altta yatan mekanizmaların daha ileri çalısmalar ile değerlendirilmesi gerekmektedir.

| İnönü Üniversitesi | Kütüphane | Rehber | OAI-PMH |

Bu site Creative Commons Alıntı-Gayri Ticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile korunmaktadır.


İnönü Üniversitesi, Battalgazi, Malatya, TÜRKİYE
İçerikte herhangi bir hata görürseniz lütfen bize bildirin

DSpace 7.6.1, Powered by İdeal DSpace

DSpace yazılımı telif hakkı © 2002-2025 LYRASIS

  • Çerez Ayarları
  • Gizlilik Politikası
  • Son Kullanıcı Sözleşmesi
  • Geri Bildirim