Arşiv logosu
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
Arşiv logosu
  • Koleksiyonlar
  • Sistem İçeriği
  • Analiz
  • Talep/Soru
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
  1. Ana Sayfa
  2. Yazara Göre Listele

Yazar "Karakaya, Hüseyin" seçeneğine göre listele

Listeleniyor 1 - 5 / 5
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Elektrostatik ekstrüzyon tekniği ile kapsüllenmiş bazı aroma maddelerinde sıcaklığın depolama stabilitesi üzerine etkisi
    (2021) Yılmaztekin, Murat; Karakaya, Hüseyin
    Aroma maddeleri başta sıcaklık olmak üzere çeşitli depolama koşullarından kolaylıkla etkilenebilmektedir. Bu çalışmada, elektrostatik ekstrüzyon tekniği ile üretilen aroma mikrokapsüllerinin depolama sürecindeki termal stabilitelerinin incelenmesi amaçlanmıştır. 8 kV elektrik potansiyeli altında benzaldehit, izoamil asetat ve mentol yüklü aljinat mikrokapsülleri üretilmiş ve kullanılan aroma oranına (%10-50, a/a) bağlı olarak enkapsülasyon etkinlikleri belirlenmiştir. Serbest ve enkapsüle haldeki aroma maddeleri 90 gün süreyle -18 °C, +4 °C ve +25 °C’de karanlıkta muhafaza edilmiştir. 30 günlük periyotlarla örnekler alınmış ve kalan aroma miktarları gaz kromatografisi-kütle spektrometresi (GC-MS) kullanılarak belirlenmiştir. Liyofilize mikrokapsüllerin ortalama çaplarının 668.2-846.3 ?m arasında değiştiği hesaplanmıştır. Denemesi yapılan tüm aroma maddeleri arasında en yüksek enkapsülasyon etkinliğine %10 aroma maddesi içeren bileşimde ulaşılırken; benzaldehit, izoamil asetat ve mentol için enkapsülasyon etkinlikleri sırasıyla %97.2, %98.5 ve %93.4 olarak bulunmuştur. Tüm denemelerde depolama sıcaklığındaki artışa bağlı olarak alıkonan aroma miktarında azalmalar yaşandığı belirlenmiştir. Ancak enkapsüle aroma maddelerinde gözlenen kayıp serbest hallerine göre oldukça sınırlı kalmıştır. 90 günlük depolama periyodu sonunda en yüksek aroma içeriği -18 °C’de depolanmış enkapsüle aroma maddelerinde tespit edilirken; en fazla kaybın +25 °C’de depolanmış serbest aroma maddelerinde yaşandığı belirlenmiştir. Elektrostatik ekstrüzyon ile enkapsülasyonun başta aroma maddeleri olmak üzere uçucu bileşiklerin depolama stabilitelerinin arttırılmasında önemli bir uygulama olabileceği düşünülmektedir.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Gıda ve yem analizlerinde kullanılan bazı analitik mikotoksin standartlarının üretimi üzerine araştırmalar
    (İnönü Üniversitesi, 2022) Karakaya, Hüseyin
    Bu çalışmada, küf izolatları kullanılarak aflatoksin, okratoksin A (OTA), deoksinivalenol (DON) ve zearalenon (ZEA) mikotoksinlerinden en az bir tanesinin yüksek saflıkta (≥%90) üretilmesi amaçlanmıştır. İlk olarak, Türkiye pazarından temin edilen gıda örneklerinden toplam 126 adet küf izolatı elde edilmiştir. Makroskobik ve mikroskobik gözlemler yapılarak Aspergillus, Penicillium ya da Fusarium sp.'ye ait olabilecek izolatlar belirlenmiştir. Seçili izolatların tür tanımlamaları, Internal Transcribed Spacer (ITS1-4) bölgelerine ait dizi sonuçlarının NCBI veritabanı ile karşılaştırılması şeklinde yapılmıştır. Potansiyel mikotoksijenik izolatlar sıvı besi ortamında geliştirilmiş ve ortamdaki mikotoksin miktarları Yüksek Performanslı Sıvı Kromatografisi kullanılarak belirlenmiştir. Analiz sonuçlarına göre IK5-D2 A. flavus (AFB1 ve AFB2 üreticisi) ve B1-D1 F. culmorum (ZEA üreticisi) izolatlarının yüksek miktarlarda mikotoksin üretebildiği tespit edilmiştir. Belirtilen mikotoksinlerin üretim miktarlarının arttırılması için üç bağımsız değişkenle (pH, sıcaklık ve inkübasyon süresi) Box-Behnken deneme dizaynı oluşturulmuştur. Sonuçlar, Yanıt Yüzey Yöntemi'ne göre değerlendirilmiş ve süreç matematiksel olarak modellenmiştir. Optimize edilmiş koşullarda üretilen AFB1, AFB2 ve ZEA miktarları sırasıyla 27244.5 ng/mL, 681.8 ng/mL ve 6645.9 ng/mL olarak bulunmuştur. Deneysel sonuçların matematiksel modellerden elde edilen tahminler ile uyumlu olduğu saptanmıştır. Besi ortamından ekstraksiyonla alınan mikotoksinler yarı-preparatif kromatografi yöntemi kullanılarak saflaştırılmıştır. Asetonitril çözeltisi şeklinde hazırlanan mikotoksin fraksiyonlarının saflık oranları AFB1, AFB2 ve ZEA için sırasıyla %90.3, %99.6 ve %95.4 olarak bulunmuştur. Besiyerinden geri kazanım oranları ise sırasıyla %73.2, %82.8 ve %91.0 olarak hesaplanmıştır. Yüksek saflıkta üretimi gerçekleştirilen mikotoksin çözeltilerinin toksikolojik çalışmalarda ya da gıda ve yem analizlerinde analitik standart madde olarak değerlendirilme potansiyeline sahip olduğu düşünülmektedir.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Pseudomonas putida İLE İZOÖJENOLDEN DOĞAL VANİLİN ÜRETİMİNDE BAZI ORTAM KOŞULLARININ MOLAR VERİM ÜZERİNE ETKİSİ
    (2020) Karakaya, Hüseyin; Yılmaztekin, Murat
    Öz: Vanilin, dünyada en çok kullanılan aroma maddelerinden biridir. Son yıllarda, doğal vanilin üretimindeki yetersiz arz ve yüksek maliyet nedeniyle araştırmalar biyodönüşüm yolları üzerine yoğunlaşmıştır. Bu çalışmada, Pseudomonas putida (HUT 8100) kültürü kullanılarak izoöjenolden doğal vanilin üretim imkânı araştırılmış; sıcaklık, pH ve havalandırma koşullarının vanilin üretimi üzerine etkileri incelenmiştir. Elde edilen sonuçlar, kullanılan P. putida kültürünün tek karbon kaynağı olarak izoöjenolü kullanabildiği ve bunu vaniline dönüştürme yeteneğine sahip olduğunu göstermiştir. En yüksek vanilin üretim kapasitesine 28°C’de, biyodönüşüm ortamının başlangıç pH’sı 6.3 olarak ayarlandığında ulaşılmıştır. Havalandırmanın kesilmesiyle biyokatalistin üretkenliğinde belirgin bir düşüş gözlenmiştir. Üretim için en uygun şartların seçilmesiyle 120 saat sonunda %25.1 molar verimle 877.9 mg/L düzeyinde bir üretim gerçekleştirilmiştir. Yapılacak daha ileri optimizasyon çalışmaları ile birlikte üretilen vanilin miktarının arttırılabileceği ve yöntemin endüstriyel proseslere uygun hale getirilebileceği düşünülmektedir
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Pseudomonas putida ile izoöjenolden doğal vanilin üretiminin optimizasyonu
    (İnönü Üniversitesi, 2016) Karakaya, Hüseyin
    Bu çalışmada Pseudomonas putida HUT 8100 bakteri kültürü kullanılarak izoöjenol'den doğal vanilin aroması üretilmiş ve üretim veriminin arttırılması amacıyla koşulların optimizasyon yolları araştırılmıştır. Biyodönüşüm için öncelikli olarak Pseudomonas putida kültürünün gelişim kinetiği incelenmiştir. Agar üzerinde yapılan canlı bakteri sayımına göre popülasyon 48. saatte en yüksek değerine ulaşmış ve bu saatten itibaren popülasyonda nicel açıdan bir duraklama olduğu tespit edilmiştir. Duraklama fazı içerisinde popülasyonun en yoğun noktasına ulaştığı 48. saatte kültür GYP (Glikoz Yeast Ekstrakt Pepton) sıvı besiyerinden alınarak biyodönüşümün gerçekleşeceği potasyum fosfat tampon çözeltisi içerisine alınmıştır. Erlen düzeyinde gerçekleştirilen üretimlerde 24, 28 ve 32 oC olmak üzere 3 farklı sıcaklık değerinde biyodönüşüm miktarı kontrol edilmiştir. Yapılan denemeler sonucunda bakterinin 28 oC'de en iyi üretim performansını gösterdiği saptanmıştır. Daha sonraki aşamada çözelti içerisindeki potasyum iyonu konsantrasyonu ve dolayısıyla pH değişikliğine bağlı olarak kültürün vanilin üretim kapasitesinin ne şekilde değiştiği incelenmiştir. Buna göre en iyi üretimin 4.84 g/L K2HPO4 ile 16.65 g/L KH2PO4 içeren (pH 6.30) tampon çözelti içerisinde gerçekleştiği görülmüştür. Ayrıca aerobik bir kültür olan P. putida'nın havalandırmasız ve yarı havalandırmalı ortamdaki biyodönüşüm performansı da araştırılmıştır. Yarı havalandırma yapılan ortam koşullarında daha yüksek biyodönüşüm verimi elde edilmiştir. Elde edilen bulgulardan faydalanılarak (28 oC ve 6.30 pH'da) erlen içerisinde hazırlanan biyodönüşüm ortamına farklı miktarlarda izoöjenol ilavesi yapılmıştır. Ortama % 40 (w/v) oranında izoöjenol ilave edildiğinde, 120 saatlik biyodönüşüm süresi sonunda 9.14 g/L vanilin elde edilmiştir. Sonuç olarak, biyodönüşüm üzerine etkisi bulunan parametrelerin optimizasyonu ile vanilin üretiminde önemli düzeyde artış kaydedilmiştir. ANAHTAR KELİMELER: Biyodönüşüm, Pseudomonas putida, vanilin, izoöjenol
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Taze ve Olgunlaştırılmış Taşköprü Sarımsağından (Allium sativum L.) Farklı Çözücüler Kullanılarak Elde Edilen Ekstraktların Antimikrobiyal Aktivitelerinin Karşılaştırılması
    (2020) Karakaya, Hüseyin; Öztürk, Fatma Sezer; Yılmaztekin, Murat
    Öz: Sarımsak (Allium sativum L.), insan sağlığı üzerine pek çok yararlı etkisi olduğu bilinen önemli bir besindir. Kastamonu Taşköprü bölgesinde yoğun biçimde sarımsak yetiştiriciliği yapılmakta olup; bölge sarımsakları coğrafi işaret ile de tescillenmiştir. Siyah sarımsak olarak da bilinen olgunlaştırılmış sarımsak, ham ürünün belirli sıcaklık ve nem koşullarında olgunlaştırılması sonucu elde edilmiş bir üründür. Olgunlaştırma işlemi sırasında bazı önemli biyokimyasal değişiklikler meydana gelmekte ve buna bağlı olarak ürünün biyoaktivitesi de değişkenlik gösterebilmektedir. Bu çalışmada farklı polaritelere sahip çözücüler kullanılarak taze ve olgunlaştırılmış Taşköprü sarımsaklarından ekstraktlar elde edilmesi ve bu ekstraktların antimikrobiyal aktivitelerinin karşılaştırılması amaçlanmıştır. Antimikrobiyal aktivite 4 Gram (+) (Bacillus subtilis, Listeria monocytogenes, Enterococcus faecalis ve Staphylococcus aureus), 4 Gram (-) (Escherichia coli, Salmonella enteritidis, Pseudomonas aeruginosa ve Klebsiella pneumoniae) ve 2 maya (Saccharomyces cerevisiae ve Candida albicans) olmak üzere toplamda 10 mikroorganizma türü üzerinde oyuk agar difüzyon testine göre belirlenmiştir. Genel olarak, taze sarımsak ekstraktlarının antimikrobiyal aktivitesinin siyah sarımsak ekstraktlarına göre daha yüksek olduğu tespit edilmiştir. Bu duruma, siyah sarımsak üretimi sırasında uygulanan yüksek sıcaklığa bağlı bazı organosülfür bileşiklerin kaybı sebep olmuş olabilir. Her iki örneğin distile su ve metanol ekstraktlarının Gram (-) bakteriler ve mayalar üzerinde herhangi bir antimikrobiyal etkisi gözlemlenmemiştir. Kloroform ve etil asetat ekstraktlarının ise sadece Gram (+) bakterilerde değil aynı zamanda Gram (-) bakteriler ve mayalar üzerinde de oldukça yüksek antimikrobiyal aktivite gösterdiği tespit edilmiştir. Ekstraksiyon aşamasında kullanılan çözücü türünün antimikrobiyal aktivite üzerinde oldukça etkili olduğu sonucuna varılmıştır.

| İnönü Üniversitesi | Kütüphane | Rehber | OAI-PMH |

Bu site Creative Commons Alıntı-Gayri Ticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile korunmaktadır.


İnönü Üniversitesi, Battalgazi, Malatya, TÜRKİYE
İçerikte herhangi bir hata görürseniz lütfen bize bildirin

DSpace 7.6.1, Powered by İdeal DSpace

DSpace yazılımı telif hakkı © 2002-2025 LYRASIS

  • Çerez Ayarları
  • Gizlilik Politikası
  • Son Kullanıcı Sözleşmesi
  • Geri Bildirim