Yazar "Karasu, Fatma" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 11 / 11
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Bir vakıf üniversitesindeki öğrencilere meme kanseri hakkında verilen eğitiminin etkinliği(2017) Karasu, Fatma; Göllüce, Aysun; Güvenç, Elif; Polat, Filiz; Bayır, Berna; Gülçek, Emral; Gökdoğan, ÜmmüÖz: Amaç: Araştırmada, bir vakıf üniversitesinde okuyan öğrencilere meme kanseri hakkında verilen eğitimin etkinliğinin incelenmesi amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Araştırmanın evreni, Gaziantep de bulunan bir Vakıf Üniversitesinde 2014-2015 öğretim yılına devam eden öğrenciler oluşturmuştur. Araştırmanın örneklemini Sağlık Bilimler Fakültesinde öğrenimine devam eden birinci ve dördüncü sınıf kız öğrencileri oluşturmuş ve gönüllü olma esasına dikkat edilerek araştırmayı kabul eden 135 öğrenci ile yapılmıştır. Tanımlayıcı özellikler formunda; sosyo-demografik özellikleri ve kendi kendine meme muayenesi'ne yönelik bilgi ve uygulamaları gösteren 24 soru sorulmuş ve Champion tarafından geliştirilen Meme Kanseri Taramalarında Sağlık İnanç Modeli Ölçeği kullanılmıştır. Bu araştırma yarı deneysel tipte bir çalışma olup eğitim öncesinde ön test yapıldıktan sonra meme kanseri eğitimi verilmiştir. Eğitimden bir ay sonra son test olarak sadece Meme Kanseri Taramalarında Sağlık İnanç Ölçeği uygulanmıştır. Veriler bilgisayar ortamında değerlendirilmiştir. Bulgular: Araştırma 135 kız öğrenciyle yapılmış, yaş ortalaması 20.5±0.2 olarak bulunmuştur. Öğrencilerin meme muayenesi konusunda yeterli bilgiye sahip olmadıkları belirlenmiştir. Meme muayenesini yapmama nedenleri arasında muayeneyi yapmayı bilmediği, ileriki hayatında meme kanseri olmayı düşünmediği ve ailelerinde ve yakın çevresinde meme kanseri tanısı alan kişiler olmadığı için yapmadıkları tespit edilmiştir. Meme muayenesi yaptığını ifade eden öğrencilerden sadece birkaç tanesinin muayeneyi her ay yaptığı saptanmıştır. Eğitim öncesi ve sonrası ölçek puan ortalamaları arasında istatistiksel olarak fark bulunmuştur (p<0.05). Sonuç: Öğrencilerin, eğitim sonrası ölçek alt puan ortalamalarının eğitim öncesine göre artış gösterdiği belirlenmiştir. Dördüncü sınıfların puan ortalamaları birinci sınıflara göre hem eğitim öncesi hem de eğitim sonrası yüksek bulunmuştur. Öğrencilere kendi kendine meme muayenesinin önemini anlatan, farkındalık yaratan, ayrıca meme muayenesini görsel materyallerle sunulan eğitim programları düzenlenmelidir.Öğe Evaluation of meaning of life and self-care agency in nursing care given to chronic obstructive pulmonary patients according to health promotion model(W B Saunders Co-Elsevier Inc, 2020) Karasu, Fatma; Aylaz, RukuyeThe study was conducted to evaluate the meaning of life and self-care agency in nursing care given to chronic obstructive pulmonary patients according to the health promotion model, The sample of the study was determined by power analysis and 40 COPD patients were assigned to each group by simple random sampling method. Descriptive Information Form, Life Attitude Profile and Self-care Agency Scale were used to obtain the data. Nursing care was applied by the researcher 3 times in every 2 weeks according to the health promotion model in the houses of the patients in the experimental groups. Number, percentage, mean, standard deviation, dependent samples t-test, independent samples t-test, chi-square and ANOVA were used to analyze the data. It was determined that while posttest mean score of the patients in the Experimental group 1 for Self-care agency scale was 112.70 +/- 29.0; their posttest mean score for Life Attitude Profile was 156.37 +/- 13.5. Posttest mean score of the patients in the Control group 1 for Self-care agency scale was 81.35 +/- 17.7; whereas, their posttest mean score for Life Attitude Profile was 120.50 +/- 31.9. The difference between the posttest mean scores of the groups was statistically significant (p < 0.05). The care applied to the patients with COPD according to health promotion model was found to increase self-care agency and meaning of life of the patients.Öğe Evaluation of Surgical Clinic Nurses' Knowledge Levels About Palliative Surgery(Sage Publications Inc, 2024) Dogan, Runida; Dogan, Aysel; Karasu, Fatma; Bagci, NazlicanBackground: Currently, palliative care plays an important role in increasingly aging populations and their long-term care needs. Surgical palliative care is important for improving quality of life. This study aimed to determine the knowledge level of nurses working in surgical clinics about palliative surgery. Method: This research was conducted as a descriptive study. We included 182 nurses working in surgical clinics who agreed to participate and met the inclusion criteria for participation in the study. The Personal Information and Palliative Surgery Information Forms were used to collect data. Data were collected between November 30, and December 15, 2022. The analysis of the data obtained was performed using the Statistical Program in Social Sciences (SPSS), Version 25. The level of significance was set at P < .05. Results: Nurses referred to palliative care as end-of-life care, 73.1% did not care for palliative care patients, and 84.6% did not receive training in palliative care. Surgical clinic nurses were found to have moderate knowledge about palliative surgery. A statistically significant difference was found between the average palliative surgery knowledge of surgical clinic nurses and those trained in education and palliative care (P < .05). Conclusions: The results of the study showed that surgical clinic nurses had moderate knowledge about palliative surgery. Moreover, the nurses who have received training in palliative care and had high level of education exhibited a higher level of knowledge.Öğe Gaziantep İlinde Verem Savaş Dispanserlerine Kayıtlı Tüberküloz Hastalarına Verilen Eğitimin Depresyon Düzeylerine Etkisi(2020) Aylaz, Rukuye; Cançelik, Özlem; Karasu, FatmaÖz: Bu çalışma tüberküloz hastalarına verilen eğitiminin depresyona yatkınlık düzeyleri ile olan ilişkisini belirlemek amacıyla yapıldı. Araştırma kontrol gruplu bir müdahale çalışmasıdır. Çalışma, Nisan 2014-Ocak 2015 tarihleri arasında Gaziantep İl merkezinde yer alan Verem Savaş Dispanserleri’nde yapıldı. Basit rastgele yöntemle 50 müdahale, 50 kontrol grubu olmak üzere toplam 100 hastaya ulaşıldı. Sosyo-demografik özellikler soru formu ve Beck Depresyon Ölçeği kullanılarak toplandı. Müdahale grubundaki hastalara gruplar halinde on beş gün arayla iki kez tüberküloz eğitimi verildi. Veriler SPPS programı kullanılarak değerlendirildi. Veriler değerlendirilirken bağımsız gruplarda t testi, bağımlı gruplarda t testi ve Wilcoxon testi kullanıldı. Ön test, müdahale grubunun depresyon ölçeği puan ortalaması 9,86±4,12; kontrol grubunun depresyon ölçek puan ortalaması 12,36±9,23 olarak saptandı. Son test depresyon ölçeği puanlarının karşılaştırılmasında, müdahale grubunun depresyon ölçeği puan ortalamasının 4,40±2,24; kontrol grubunun depresyon ölçek puan ortalamasının 12,04±7,74 olduğu belirlendi. Müdahale ve kontrol grubu hastalarının eğitim sonrası ölçek puanları arasında istatistiksel açıdan önemli bir fark saptandı (p<0,05). Hastalara tüberküloz hakkında verilen eğitimin depresyon düzeyine olumlu yönde etki ettiği belirlendi.Öğe HEMŞİRELİK ÖĞRENCİLERİNİN CİNSEL YOLLA BULAŞAN HASTALIKLAR HAKKINDAKİ BİLGİLERİNİN İNCELENMESİ(2017) TUNCEL, Tuğçe; Dadük, Semih; Güvenç, Elif; Göllüce, Aysun; Karasu, FatmaBu çalışma, hemşirelik öğrencilerinin cinsel yolla bulaşan hastalıklar hakkındaki bilgilerinin incelenmesi amacıyla yapılmıştır. Araştırma Güney Doğu Anadolu bölgesinde bulunan bir Üniversitede gerçekleştirilmiştir. Araştırmada evreninin tamamına ulaşılması hedeflenerek Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik bölümünde toplam 301 öğrenciye ulaşılmıştır.Öğe Hemşirelik öğrencilerinin cinsel yolla bulaşan hastalıklar hakkındaki bilgilerinin incelenmesi(2017) Karasu, Fatma; Göllüce, Aysun; Güvenç, Elif; Dadük, Semih; Tuncel, TuğçeBu çalışma, hemşirelik öğrencilerinin cinsel yolla bulaşan hastalıklar hakkındaki bilgilerinin incelenmesi amacıyla yapılmıştır. Araştırma Güney Doğu Anadolu bölgesinde bulunan bir Üniversitede gerçekleştirilmiştir. Araştırmada evreninin tamamına ulaşılması hedeflenerek Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik bölümünde toplam 301 öğrenciye ulaşılmıştır.Öğe KRONİK OBSTRÜKTİF AKCİĞER HASTALARINDA PENDER’İN SAĞLIĞI GELİŞTİRME MODELİ(2021) Karasu, Fatma; Aylaz, RukuyeKronik obstrüktif akciğer hastalığı tüm dünyada önde gelen morbidite ve mortalite nedenlerinden biri olmakla beraber yaşam kalitesini olumsuz etkileyen bir sağlık sorunudur.Etkin bir kronik obstrüktif akciğer hastalığıtedavisi için risk faktörlerinin azaltılması, hastanın eğitimini, alevlenmelerin önlenmesi ve düzenli bir tedavi sağlanmasının yanı sıra hastada var olan dispne, öksürük, göğüs sıkışması, yorgunluk ya da iştahsızlık gibi semptomların oluşmasında ve yönetiminde sağlıklı yaşam biçimi davranışları etkilidir. Dolayısıyla, Sağlığı Geliştirme Modeli bireyi bütüncül olarak ele alması, hemşirenin ve bireyin daha kaliteli bir hayat için beraber çalışmasını amaçlamaktadır. Bu sebeple sağlığı geliştirme modeli kullanılarak hemşirelik bakımının verilmesi bireylerde sağlıklı yaşam biçimi davranışları geliştirmesi, uzun süreli ve yüksek standartlı bir hayat geçirmesi açısından çok önemlidir.Öğe Kronik obstrüktif akciğer hastalarına sağlığı geliştirme modeline göre verilen hemşirelik bakımında yaşamın anlamı ve özbakım gücünün değerlendirilmesi(İnönü Üniversitesi, 2019) Karasu, FatmaAmaç: Araştırma, kronik obstrüktif akciğer hastalarına sağlığı geliştirme modeline göre verilen hemşirelik bakımında yaşamın anlamı ve özbakım gücünü değerlendirmek amacıyla yapıldı. Materyal Metot: Bu araştırma, tam deneysel desen olan Solomon Dört Grup Model olarak yapıldı. Araştırmanın evrenini Kilis Devlet Hastanesi ve Gaziantep Dr. Ersin Aslan Eğitim ve Araştırma Hastanesi Göğüs Hastalıkları Polikliniğinde KOAH tanısı konulan yetişkin hastalar oluşturdu. Araştırmanın örneklemi power analizi ile belirlendi ve 1. Deney grubuna 40, 2. Deney grubuna 40, 1. Kontrol grubuna 40 ve 2. Kontrol grubuna 40 KOAH'lı hasta basit rastgele örnekleme yöntemi ile gruplara atandı. Veriler Haziran 2018–Şubat 2019 tarihleri arasında toplandı. Verilerin elde edilmesinde Tanıtıcı Bilgi Formu, Yaşam Tutum Profili Ölçeği ve Özbakım Gücü Ölçeği kullanıldı. Deney gruplarındaki hastaların evlerinde araştırmacı tarafından Sağlığı Geliştirme Modeline göre 2 haftada bir 3 kez hemşirelik bakım uygulandı. Verilerin analizinde sayı, yüzde, ortalama, standart sapma, bağımlı gruplarda t testi, bağımsız gruplarda t testi, ki-kare ve ANOVA kullanıldı. Bulgular: Deney 1 grubundaki hastaların Özbakım Gücü Ölçeği son test puan ortalaması 112.70±29.0; Yaşam Tutum Profili Ölçeği son test puan ortalaması 156.37±13.5 olarak saptandı. Kontrol 1 grubundaki hastaların Özbakım Gücü Ölçeği son test puan ortalaması 81.35±17.7, Yaşam Tutum Profili Ölçeği son test puan ortalaması 120.50±31.9 olarak saptandı. Gruplar arasındaki son test puan ortalamaları arasında farkın önemli olduğu saptandı (p<0.05).Öğe SAĞLIK BİLİMLERİ FAKÜLTESİ ÖĞRENCİLERİNİN ÖTENAZİ HAKKINDAKİ DÜŞÜNCELERİNİN İNCELENMESİ(2018) Karasu, Fatma; Göllüce, Aysun; Güvenç, ElifBu araştırma bir Vakıf üniversitesinde okuyan öğrencilerinin ötenaziye ilişkin görüşlerini belirlemek amacıyla yapılmıştır. Araştırmanın evrenini, bir Üniversitede 2014-2015 öğretim yılına devam eden lisans öğrencileri oluşturmuştur. Araştırmanın örneklemini Sağlık Bilimler Fakültesinde Hemşirelik, Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon, Beslenme ve Diyetetik bölümlerinde öğrenimine devam eden toplam 370 öğrenci oluşturmuştur. Araştırmacı tarafından geliştirilen anket formunda, öğrencilerin sosyo-demografik özelliklerini ve ötenaziye ilişkin görüşlerini belirlemek amacıyla toplam 24 sorudan oluşturulmuştur. Öğrencilerden toplanan veriler SPSS 18.00 paket programında, yüzde, ortalama, chi-square testleri kullanılarak değerlendirilmiştir. Araştırmanın yürütülebilmesi için etik ve yasal izinlerle birlikte çalışmaya katılan öğrencilerden sözel onayları alınmıştır. Araştırmaya katılan öğrencilerin %67.3’ünün kız; %35.4’ünün Beslenme, %33.2’sinin FTR, %31.4’ünün Hemşirelik bölümünden okuduğu; %36.2’sinin 2., %21.9’unun 3., %21.6’sının 1., %20.3’ünün 4. sınıfa da öğrenim gördüğü; %52.2’sinin ilde yaşadığı; %74.6’sının çekirdek aileye sahip; annelerin %28.9’unun lise mezunu; babaların %40.5’inin lise mezunu; %58.6’sının ötenazinin ne olduğunu bildiği, %20.0’ının ötenazinin olması gerektiğini ifade ettiği; ötenazinin %48.4’ünün hastanın acı çekmemesi için, %18.1’inin tedavi olanağı olmayan bir hastalığı bulunanlarda uygulanması; %41.1’inin ötenazinin yasallaşmaması gerektiği; ötenazi yasallaşırsa uygulamanın %53.5’inin yasalarda belirtilen bir ekip tarafından uygulanması gerektiğini ifade etmişlerdir.Öğrencilerin büyük bir kısmı ötenazinin uygulanmaması gerektiğini, yaklaşık yarısının ötenazinin yasallaşmaması gerektiğini ifade ederken, şayet ötenazi yasallaşırsa, yasalarla belirtilen bir ekip tarafından yapılmasının uygun olduğu, çoğunluğunun bilinci kapalı yakınlarına ötenazi istemediği saptanmıştır.Öğe Sağlık bilimleri fakültesi öğrencilerinin ötenazi hakkındaki düşüncelerinin incelenmesi(2018) Karasu, Fatma; Göllüce, Aysun; Güvenç, ElifBu araştırma bir Vakıf üniversitesinde okuyan öğrencilerinin ötenaziye ilişkin görüşlerini belirlemek amacıyla yapılmıştır. Araştırmanın evrenini, bir Üniversitede 2014-2015 öğretim yılına devam eden lisans öğrencileri oluşturmuştur. Araştırmanın örneklemini Sağlık Bilimler Fakültesinde Hemşirelik, Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon, Beslenme ve Diyetetik bölümlerinde öğrenimine devam eden toplam 370 öğrenci oluşturmuştur. Araştırmacı tarafından geliştirilen anket formunda, öğrencilerin sosyo-demografik özelliklerini ve ötenaziye ilişkin görüşlerini belirlemek amacıyla toplam 24 sorudan oluşturulmuştur. Öğrencilerden toplanan veriler SPSS 18.00 paket programında, yüzde, ortalama, chi-square testleri kullanılarak değerlendirilmiştir. Araştırmanın yürütülebilmesi için etik ve yasal izinlerle birlikte çalışmaya katılan öğrencilerden sözel onayları alınmıştır. Araştırmaya katılan öğrencilerin %67.3’ünün kız; %35.4’ünün Beslenme, %33.2’sinin FTR, %31.4’ünün Hemşirelik bölümünden okuduğu; %36.2’sinin 2., %21.9’unun 3., %21.6’sının 1., %20.3’ünün 4. sınıfa da öğrenim gördüğü; %52.2’sinin ilde yaşadığı; %74.6’sının çekirdek aileye sahip; annelerin %28.9’unun lise mezunu; babaların %40.5’inin lise mezunu; %58.6’sının ötenazinin ne olduğunu bildiği, %20.0’ının ötenazinin olması gerektiğini ifade ettiği; ötenazinin %48.4’ünün hastanın acı çekmemesi için, %18.1’inin tedavi olanağı olmayan bir hastalığı bulunanlarda uygulanması; %41.1’inin ötenazinin yasallaşmaması gerektiği; ötenazi yasallaşırsa uygulamanın %53.5’inin yasalarda belirtilen bir ekip tarafından uygulanması gerektiğini ifade etmişlerdir.Öğrencilerin büyük bir kısmı ötenazinin uygulanmaması gerektiğini, yaklaşık yarısının ötenazinin yasallaşmaması gerektiğini ifade ederken, şayet ötenazi yasallaşırsa, yasalarla belirtilen bir ekip tarafından yapılmasının uygun olduğu, çoğunluğunun bilinci kapalı yakınlarına ötenazi istemediği saptanmıştır.Öğe X ve Y Kuşağı: Hemşirelerde Meslek Dayanışması İle İş Doyumu Arasındaki İlişki(2017) Karasu, Fatma; Aylaz, Rukuye; Dadük, SemihÖz: Amaç: Bu araştırma, X ve Y kuşağındaki hemşirelerin meslek dayanışması ile iş doyumu arasındaki ilişkisini belirlemek amacıyla yapılmıştır. Gereç ve Yöntem: Kesitsel nitelikteki araştırmanın evrenini devlet hastanesinde çalışan hemşireler oluşturmuş, örneklem seçimine gidilmeyerek evrenin tamamı örnekleme dahil edilmiş ve 01.02.2017-01.03.2017 tarihleri arasında çalışmayı kabul eden toplamda 145 hemşireye ulaşılmıştır. Veri toplama formunda, hemşirelerin sosyo-demografik özellikleri, Hemşirelerde Meslektaş Dayanışması Ölçeği ve Minnesota İş Doyumu Ölçeği yer almaktadır. Araştırmanın yapılacağı kurumdan, hemşirelerin sözel ve yazılı onamları alınmıştır. Veriler SPSS 18.0 programı ile değerlendirilmiş ve analizler sayı, yüzdelik ve ortalama, Cronbach Alpha analizi, independent student t, Pearson's korelasyon testi uygulanmıştır. Tüm analizler için yanılma düzeyi 0.05 olarak belirlenmiştir. Bulgular: Y kuşağı hemşirelerin, meslek dayanışma ölçeği toplam puan ortalamaları X kuşağına göre daha yüksek bulunmuş ancak X ve Y kuşağı arasında meslek dayanışma açısından istatistiksel olarak önemli bir fark saptanmamıştır (p> 0.05). X kuşağı hemşirelerin iş doyumu ölçeği puan ortalaması Y kuşağı hemşirelerden daha yüksek bulunmuş ve X ve Y kuşağı arasında iş doyumu açısından istatistiksel olarak önemli bir fark saptanmıştır (p< 0.05). Sonuç: Araştırmaya katılan Y kuşağı hemşirelerin meslek dayanışma ölçeği ortalamasının X kuşağından; X kuşağı hemşirelerin iş doyumu ölçeği puan ortalaması Y kuşağından daha yüksek bulunmuştur. Bu çalışmada, hemşireler arasında meslek dayanışması artıkça iş doyumunun da artığı saptanmıştır. Çalışan hemşirelerin meslek dayanışmalarını ve iş doyumunu artırılabilmek için kuşak farklılıkları da göz önünde bulundurulmalıdır.