Yazar "Kavruk, Hasan" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 12 / 12
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Antolojik Bir Tezkire Olarak Zübdetü’l-Eş’ar(2020) Kayabaşı, Bekir; Kavruk, HasanKafzade Faizi(öl 1622), 17. Yüzyılın tanımış şairlerinden ve tezkire yazarlarındandır. Sultan meclislerinde yer almış ve devrinin büyük şairleri ile aynı mekânı paylaşmış, onları yakından tanıma imkânı bulmuş bir sanatkârdır. Tezkire, bir biyografik eser türü olarak ilk kez İran’ da yazılmış olsa da daha sonra diğer İslam ülkelerinde yaygın hale gelmiş bir edebi üründür. Tezkire yazma geleneği Klasik Türk edebiyatımızda on beşinci yüzyılda başlamış yüzyıllar boyu devam edegelmiştir. Faizi’nin yazmış olduğu Zübdetü’l- eş’ar yeni bir tezkire türü olarak karşımıza çıkmaktadır. Klasik tezkirelerde şairler hakkında bilgi verilir ve şiirileri övülür, daha sonra şiirlerinden kısa örnekler alınarak konu tamamlanır. Faizi, tezkiresinde alfabetik olarak dizdiği şairler hakkındaki bilgiyi sınırlı tutmuş bununla birlikte şiirinden bol örnek almıştır. Zübdetü’l-eş’ar’ın Kaf-zade Fa’izi tarafından yazılan orijinal nüshası günümüze ulaşmamış olmakla birlikte onlarca kopyasını kütüphanelerde bulmak mümkündür. Faizi, kendinden sonra gelen birçok şairi etkilemiş ve Zübdetü’l-eş’ara benzer antolojik tezkirelerin yazılmasına öncülük etmiştir. Zübdetü’l eş’ar beş yüzden fazla şairden, binlerce beytin yer aldığı oldukça kapsamlı bir çalışmadır. Şairler hakkında kısa bilgiler vermiş, şiiri hakkındaki görüşlerini kimi zaman O şairden seçtiği şiirin kenarına not düşerek vermiştir. Faizi’nin yazdığı bu notlar çok olmasa da yazarın şiire ve şaire bakışı hakkında günümüze kadar ulaşan bir fikir vermektedir denilebilir. Faizi, yalnızca Anadolu sahası şairlerini kitabına almamış, Anadolu dışında Türkçe yazan birçok şairden de yüzlerce beyit örnek seçmiştir. Bu bakımdan Zübdetü’l-eş’ar Türk Edebiyatı için oldukça kuşatıcı bir çalışmadır denilebilir.Öğe FAZIL AHMET AYKAÇ’IN EĞİTİMLE İLGİLİ GÖRÜŞLERİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA(2021) Kavruk, Hasan; Özlek, EmineÖz: Eğitim sorunlarının çokça konuşulduğu II. Meşrutiyet Dönemi’nde, konuyla ilgili önemlieserler de yazılmıştır. Şair, yazar ve eğitimci Fazıl Ahmet Aykaç’ın (1884-1967)Terbiyeye Dair adlı eseri bunlardan biridir. Yazarın, eğitime ilişkin görüşlerinibelirlemeyi amaçlayan bu çalışmada; veriler, doküman incelemesi yöntemiyletoplanmıştır. Toplanan veriler, betimsel analiz tekniği ile incelenmiş; eserin, eğitimbilimlerindeki yeri ve yazarın eğitim anlayışı belirlenmeye çalışılmıştır. Elde edilenbulgulara göre yazarın; zihinsel, bedensel ve ahlâkî açıdan bütün olarak ele alınmasıgereken bir eğitim anlayışını (eğitimde bütünlük ilkesi) benimsediği tespit edilmiştir.Eğitimin amaç ve niteliğine geniş ölçüde yer verilen eserde, toplumun ihtiyaç duyduğunitelikli insanın yetiştirilmesi bakımından ailenin ve erken çocuklukta duyu eğitimininönemine vurgu yapılmıştır. Okulun fiziksel özellikleri üzerinde hassasiyetle durulmuş,bireylerin düşünsel gelişiminde, birlikte yürütülmesi gereken temel eğitim ve meslekeğitiminin önemine işaret edilmiştir. Eserde, bütün bu alanlarda ilerleme sağlamanın da kızların ve annelerin eğitimi ile mümkün olacağı belirtilmiştir. Çalışmanın sonucundaeserin, çağdaş pedagoji/eğitim bilimi kitabı niteliğinde olduğu, eğitim bilimleri ve eğitimtarihi açısından, önemli bir yeri olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Eser üzerinde, herhangi birçalışma yapılmamış olması, Türk eğitim tarihi, pedagoji tarihi açısından büyük bireksikliktir. Bu çalışmada, Terbiyeye Dair ışığında, Fazıl Ahmet Aykaç’ın eğitime dairgörüşleri belirlenerek eserin, önemi ortaya konmaya çalışılmıştır.Öğe GELENEKSEL EĞİTİMDE ALFABE, KIRAAT, YAZI VE İMLA TEDRİS USULÜ(2016) Can, Altan; Kavruk, HasanÖz: Eğitim sürecimizdeki temel esaslardan biri iyi okuyan, okuduğunu tam ve doğru olarak anlayan bireyler yetiştirmektir. Aslında birey ilkokuma ve yazmanın sağlıklı bir şekilde edinilmesiyle birlikte düşünme, anlama, sıralama, sınıflama, eleştirme, analiz-sentez yapma ve değerlendirme gibi çeşitli yeteneklerini geliştirerek zihinsel yapılanmanın temelini oluşturmuş olur. İlkokuma ve yazma öğretimi, kavram olarak okuma ve yazma öğretiminden farklılık arz etmektedir. Dil edinim sürecinde ilkokuma ve yazma öğretimi dinleme ve konuşma becerisine göre belirli bir yöntem ve teknikle kazandırılmaktadır. Bu kazanımın hangi yöntem ve teknikler kullanılarak günümüze kadar geldiğinin ortaya konmuş olması, gelecek adına Türkçe eğitimini ve ilkokumayı kurgulamada eğitimcilere çok büyük ipuçları verecektir. Bu araştırmaya konu olan eser, Cumhuriyetin kuruluşundan sonra harf devrine müteakip Millet Mekteplerinde ve Halk Dershanelerinde alfabe, okuma, yazı ve imla eğitimini gerçekleştirmek maksadıyla 1928 yılında Milli Talim ve Terbiye Heyeti tarafından "Alfabe, Kıraat, Yazı ve İmla Tedris Usulü" başlığı altında kaleme alınmıştır. Türkçe öğretimde ilkokuma öğretiminin tarihsel gelişimi ve hangi mahalde hangi yöntem kullanılarak öğretildiğinin tam olarak ortaya konulmamış olması bizi bu eser üzerinde çalışmaya yönlendirmiştir. Latin alfabesinin kabulünden sonra Türkçe ilkokuma ve yazma öğretimi hakkında incelenme yapıp verilerin yorumlanmasını amaçlayan bu araştırma için en uygun yöntemin nitel araştırma yöntemi olduğuna karar verilmiştir. Araştırma verileri Osmanlıca belge tarama, transkript etme, doküman çözümleme ve içerik analiz etme yoluyla elde edilmiştirÖğe KLÂSİK DÖNEM TÜRKÇE YAZMA EĞİTİMİNDE ŞİİRİN YERİ(2022) Özlek, Emine; Kavruk, HasanKlâsik Türk edebiyatında, günümüz ana dili öğretiminin önemli bir bölümünü oluşturan yazma eğitimi, genellikle münşeatlar aracılığıyla yürütülmüştür. Münşeat, resmî ve özel her türlü yazışma ve bunların yazılmasıyla ilgili kuralların bilgisini ifade eden inşâ kelimesinden türemiş olup usta yazarların, şairlerin kaleme aldığı sanatlı nesir yazılarını ve bunların bir araya toplandığı mecmuaları ifade etmektedir. Sanatlı yazma kaidelerini, usullerini öğretmek, bu hususlarda yol göstermek amacıyla oluşturulan didaktik münşeatlara ise klâsik yazma eğitiminin kaynak eserleri olarak bakılabilir. Anlama ve anlatma bakımından çok yönlü bir gelişmede etkin role sahip yazma becerisinin kazandırılmasında kullanılan araçlar bağlamında şiir, klâsik yazma eğitiminde özel olarak vurgulanmaktadır. Buna karşılık günümüz yazma eğitiminin teorik arka planını oluşturan kaynak kitaplarda, yazılı anlatım türleri arasında bahsedilmesi ve yaratıcı yazma etkinlikleri dışında şiire gereken önemin yeterince verildiğini söylemek güçtür. Bu çalışma, klâsik yazma eğitiminde şiirin yerini, önemini, görev ve etkilerini; şiire yüklenen anlamı gözler önüne sermek amacıyla hazırlanmıştır. Bu kapsamda bir dönemin edebî ve kültürel hayatına damgasını vurmuş olan klâsik edebiyatta yazma eğitimini büyük ölçüde üstlenen ve bu eğitimin kaynak eserlerini teşkil eden münşeatlar incelenmiş ve klâsik yazma eğitimine göre yazma becerisinin gelişiminde; üslup olarak yazılı anlatımın etkileyiciliğinde şiirin yeri ve önemi nedir? Şiirin kullanılmaması gereken yazılı anlatım türleri nelerdir? sorularının cevapları aranmıştır. Çalışma mat eryalini teşkil eden eserlerden doküman incelemesi yöntemiyle toplanan veriler betimsel analiz yöntemiyle incelenmiştir. Yazılı anlatım becerisinin gelişiminde bireyin düşünsel alt yapısını oluşturmaya katkı sağlaması yönüyle şiirin ön plana çıkarıldığı; yazılı anlatımın üst düzeyde bir üslupla ortaya konmasında şiirden ve şiirin imkânlarından yararlanmanın önemine işaret edildiği sonuçlarına ulaşılmıştır. Bu çalışma; yazma becerisini geliştirmede şiirin önemi, katkıları, işlevi hususlarına yazılması tasarlanan yazma eğitimi kaynak kitaplarında daha fazla yer verilmesine dikkat çekmeyi hedeflemektedir.Öğe Münşeatların Yazma Eğitimindeki Yeri(2022) Özlek, Emine; Kavruk, HasanBu çalışmada, 14-20. yüzyıllar arasında Türk Edebiyatı’nda yazma/yazışma kuralları ile ilgili bilgi verme gayesiyle yazılmış münşeatların, günümüz Türkçe yazma eğitimi çerçevesinde incelenmesi amaçlanmaktadır. Bu maksatla, her yüzyıldan en az bir tane olmak üzere, uzman görüşü ile evreni yansıttığı düşünülerek seçilen on sekiz eserde yer alan yazma eğitimi ile ilgili veriler, doküman incelemesi yöntemiyle toplanıp sınıflandırılmıştır. Yazma eğitimi kapsamında değerlendirilebilecek veriler, betimsel analiz ve içerik analizi yöntemleriyle çözümlenip günümüzde karşılık geldikleri alt başlıklara yerleştirilmiş, iki dönem literatürü arasındaki benzerlik ve farklılıklar tespit edilmiştir. Tarama modelinde hazırlanan bu nitel araştırmada, yazma eğitiminin önemi, zihinsel ve düşünsel kaynakları, temel ilkeleri, metinsellik ölçütleri, anlatım tarzları, anlatım bozuklukları, yazma sürecinin aşamaları, yazılı anlatımın unsurları, yazma yöntem ve teknikleri, yazma eğitiminde yararlanılan metin türleri, yazma modelleri, yazılı anlatımın değerlendirilmesi benzeri bulgulara ulaşılmış, bu yazma eğitimi unsurlarının güncellenebilirliği, Türkçe öğretiminde kullanılıp kullanılamayacağı tartışılmıştır. Ayrıca bugün kullanılmayıp bu eserlerde yer alan yazma eğitimi unsurları da tespit edilmiştir. Bulgulardan hareketle, bilgi verme gayesiyle yazılmış münşeatlarda uygulamaya, kusursuz nesir yazmaya, dolayısıyla bunun kurallarını öğretmeye büyük önem verildiği, yazma eğitiminin bu eserlerde özel ve resmî yazışmalar üzerinden yürütüldüğü, bu alanda sağlanan başarının bütün bilim dallarında ilerleme sağlayacağına vurgu yapıldığı gibi kayda değer sonuçlara ulaşılmıştır. Geçmiş ve gelecek arasında köprü görevi üstlenecek olan bu çalışmanın, Türkçe öğretiminin geçmişten alınan güçle gelecekte daha ileri seviyelere ulaşmasını sağlamada yeni bir adım oluşturması hedeflenmektedir.Öğe Ortaokul Türkçe Öğretmenlerinin Son 10 Yılda (2004-2014) Eğitim ve Dil Politikalarında Yaşanan Değişimlerin Türkçe Eğitimine Yansıması Hakkındaki Görüşleri(Akdeniz İnsani Bilimler Dergisi, 2016) Kavruk, Hasan; Alver, MehmetÖz: Bu araştırmanın amacı Türkiye’de son 10 yılda (2004-2014) eğitim ve dil politikalarında yaşanan değişimlerin Türkçe eğitimine ne derecede yansıdığı konusunda Türkçe öğretmenlerinin görüşlerinden faydalanmaktır. Bu amaçla Giresun il merkezinde en az 10 yıllık kıdeme sahip 15 ortaokul Türkçe öğretmeniyle görüşme yapılmıştır. Araştırmanın verileri yarı yapılandırılmış görüşme tekniği kullanılarak toplanmıştır. Araştırmada elde edilen veriler betimsel analiz tekniği kullanılarak çözümlenmiştir. Öğretmenler Türkiye’de eğitim ve dil politikalarının belirlenmesinde daha çok çağdaş yaklaşımların ele alındığını, eğitim ve dil politikalarını en çok siyasi değişimlerin etkilediğini, son 10 yılda eğitim ve dil politikalarında ciddi değişimlerin yaşandığını, okutmak istedikleri kitabı kendilerinin seçmesi gerektiğini, özel yayınevlerinin kitaplarından çok MEB’in kitaplarını tercih ettiklerini, Türkçenin doğru kullanılmadığı ve dilin yozlaştırıldığı görüşünü belirtmişlerdir. Dille ilgili yaşanan sorunların çözüme kavuşturulmasında en önemli görevin ebeveynler ve öğretmenlere düştüğünü ifade etmişlerdir.Öğe SÂKÎ-NÂMELERDE ŞARAP TASVİRLERİ(2018) Kavruk, Hasan; Çayıldak, ÖzlemÖz: Klasik Türk şiirinde yüzyıllardır kullanılan sözcükler sayesinde zengin bir anlam dünyası oluşturulmuştur. Bu zengin edebiyat geleneği içerisinde anlam derinliğini oluşturan kelimelerden biri de şaraptır ve bu edebiyata yön veren kelime grubu içinde ilk sıralardadır. Dinî ve tarihî kaynaklar şarabın insanlık tarihi kadar eski olduğunu, şarabın ilk devirlerden itibaren bilindiğini kaydeder hatta şarabın tarihini cennete bile götürenler olmuştur. O iddiaya göre Hz. Âdem, Havvâ’nın verdiği içkinin etkisiyle yasak meyveden yemiştir. Şarabın tarihi çeşitli dinî kaynaklar tarafından Hz. Âdem’e veya Hz. Nuh’a dayandırılmaktadır. Bazı efsanelere göre de şarabın mucidi İran Hükümdarı Cem veya Cemşid’dir. Şarap kavramının edebiyatımıza yansımasını çeşitli hikâyelerle takip etmekteyiz. Şairler bu kaynaklardan yola çıkarak şarapla ilgili zengin hayaller ve mazmunlar oluşturmuşlardır. Klasik İslam edebiyatlarında şarap ve şarap meclislerinin anlatıldığı hamriyyât tarzı şiirler İslamiyetin kabulüyle birlikte azalmaya başlamıştır. İslamiyetle birlikte yasaklanan gerçek şarap, edebiyatta tasavvufi bir karaktere bürünüp şiirlerde var olmayı devam ettirmiş, farklı anlam daireleriyle edebiyatın vazgeçilmez konularından biri hâline gelmiştir. Klasik edebiyatımızın önemli türlerinden biri olan sâkî-nâmeler başta şarap olmak üzere sâkî, kadeh, meyhane, meclis, sohbet, sofra, yemek, meze vb. şarapla uzaktan yakından ilgili kavram, araç, duygu ve düşünceleri anlatan manzum eserlerdir. Bu türde şaraptan çok sık bahsedilmesi şarabın sâkî-nâmelerde önemli bir kavram olduğunun ispatı olup şarap rengi, kokusu, lezzeti ve farklı isimleriyle ayrıntılı bir şekilde anlatılmıştır. Makalede sâkî-nâme metinlerinden hareketle şarap isim ve çeşitleri, şarabın özellikleri, şarabın benzetildiği unsurlar ve tasavvufi mecaz olarak şarap ele alınarak bu kavramın daha iyi anlaşılması sağlanacaktır.Öğe Türk gençlik edebiyatındaki fantastik eserlerin değerler eğitimi bağlamında incelenmesi(2022) Şakiroğlu, Yunus; Kavruk, HasanBu çalışmada Türk gençlik edebiyatındaki fantastik eserlerin değerler eğitimi bağlamında incelenmesi amaçlanmaktadır. Nitel araştırma yöntemlerinden doküman incelemesi esas alınarak yapılan çalışmanın kapsamını, Türk gençlik edebiyatında yayımlanan fantastik eserler oluşturmaktadır. Çalışma evreninin oldukça geniş olması çalışma grubunu belirlemeyi gerekli kılmıştır. Bu kapsamda amaçsal örneklem seçim türlerinden ölçüt örnekleme tercih edilmiştir. Bu doğrultuda genel ve özel ölçütler sonucunda fantastik gençlik eserleri belirlenmiş olup 6 gençlik romanı araştırmanın çalışma materyalini oluşturmuştur. Araştırma verilerinin çözümlenmesinde betimsel analiz yöntemi kullanılmıştır. Bu bağlamda, fantastik eserler tek tek incelenerek kök değerler dağılımı açısından analiz edilmiştir. Araştırmada yer alan kök değerlerin tespiti ve dağılımı, 2019 Türkçe Dersi Öğretim Programı’nda yer alan kök değerlere göre yapılmıştır. Araştırmanın temalarını oluşturan kök değerler; adalet, dostluk, dürüstlük, öz denetim, sabır, saygı, sevgi, sorumluluk, vatanseverlik ve yardımseverliktir. Bu eserlerde değer ifadesi bulunan cümleler, fişleme yöntemi kullanılarak ilgili değer kategorisine dâhil edilmiş ve her değerin frekansları hesaplanmıştır. Bunun yanı sıra ilgili değer kategorisi, eserlerde tespit edilen değer ifadeleri ile doğrudan alıntı yapılarak örneklendirilmiştir. Elde edilen sonuçlara göre incelenen fantastik gençlik eserlerinde en sık geçen değerlerin saygı ve sabır, en az sıklıktaki değerlerin ise adalet ve sorumluluk olduğu tespit edilmiştir. Çalışmanın sonunda, ulaşılan bulgular doğrultusunda bazı öneriler sunulmuştur.Öğe Türkçe Dersi Öğretim Programı Kazanımlarının Yenilenmiş Bloom Taksonomisi’ne Göre Sınıflandırılması(2021) Erol, Teymur; Kavruk, HasanÖz: Bu çalışmanın amacı, 2018 yılında yayımlanan Türkçe Öğretim Programı’ndaki 5, 6, 7 ve 8. sınıf kazanımlarını Yenilenmiş Bloom Taksonomisi’ne göre sınıflandırmaktır. Çalışmada, nitel araştırma modellerinden bir olan betimsel model kullanılmıştır. Çalışma verileri, 2018 yılında MEB tarafından yayımlanan Türkçe Öğretim Programı’ndan elde edilmiştir. Verilerin tasnifinde kullanılan temel araç, Yenilenmiş Bloom Taksonomisi’nde bulunan sınıflama tablosudur. Çalışmada elde edilen veriler doküman analizi yöntemiyle incelenmiştir. Programda yer alan 289 kazanım incelenmiş, bunlardan 36’sı psikomotor, 6’sı duyuşsal alan olarak belirlenmiştir. Geriye kalan 247 kazanım, bilişsel alanda tasnif edilmiştir. Çalışma sonuçlarına göre, bilişsel alanda sınıflandırılan kazanımların %22,7’si olgusal, %65,2’si kavramsal, %8,9’u işlemsel, %3,2’si üstbilişsel bilgi kategorisinde bulunmaktadır. Bilişsel süreç bakımından kazanımların %4,9’u hatırlama, %47,8 anlama, %18,2’si uygulama, %7,7’si analiz etme, %11,7’si değerlendirme, %9,7’si yaratma boyutundadır. Kazanımların %70,4’ü hatırlama, anlama ve uygulamadan oluşan alt düzey bilişsel basamaklara, %29,6’sı analiz etme, değerlendirme ve yaratmadan oluşan üst düzey bilişsel basamaklara yöneliktir. Türkçe Öğretim Programı’nın ağırlık merkezini belirleyen bu sonuçlar, aynı amacı taşıyan benzer çalışmalarla tutarlık göstermektedir.Öğe TURKISH IN YUNUS EMRE(Turkish Studies (Elektronik), 2012) Akdemir, Yaşar; Kavruk, HasanÖz: Yunus Emre, Türkçenin varlığını koruması, yaşaması, bir edebiyat ve kültür dili olup gelişmesi yolunda çaba sarf etmiş büyük şairlerin başında gelir. Bu çalışmanın amacı Yunus Emre'nin eserlerinin Türk diline katkılarını, Türk dilinin tarihi seyrindeki yerini tespit etmektir. Çalışmada eserlerinin ses, şekil, cümle yapısı incelenerek Yunus Emre'nin dili hakkında değerlendirme yapılacaktır. Sonuçta Yunus Emre'nin eserleriyle Türk diline önemli katkılar yaptığı tespit edilmiştir. Bu kayda göre Yunus Emre, H. 648/M. 1240-1 tarihinde doğmuş, 82 yıllık bir hayattan sonra H, 720/M. 1320-1 tarihinde vefat etmiştir. H. VIII. asrın başlarını veyahut H. 730-735/ M. 1329/1334 yıllarını şairin ölüm tarihi olarak kabul etmek gerekir. Yunus Emre'nin en önemli eseri "Divan"ıdır. Bu eserinde, aruz ölçüsüyle ve gazel şeklinde yazılmış şiirler de vardır. Fakat en güzel şiirleri hece ölçüsüyle, dörtlükler halinde söylemiş olduğu ilâhilerdir. Kafiye olarak genellikle halk ve tekke şiirindeki geleneğe uyarak daha çok yarım kafiye ve redif kullanılmıştır. Risaletü'n-Nushiyye kısa mensur bölüm dışında mesnevi biçimiyle ve aruz ölçüsüyle yazılmış didaktik bir eserdir. Tasavvufi bir nasihatname olan eser XIII. ve XIV. yy. Türk edebiyatının ilk ve en güzel örneklerindendir. 13 beyitlik bir başlangıçla kısa bir mensur girişle beraber 600 beyitten müteşekkildir. Başlangıçta 13 beyitlik, Fa'ilatün Fa'ilatün fa'ilün vezniyle yazılan manzum bölümden sonra, mesnevinin bölümleri gelmektedir. Bu bölümler Mefa'ilün Mefa'ilün Fe'ulün vezniyle yazılmıştır.Öğe Üstbilişsel Yazma Stratejileri Eğitiminin Yazma Becerisine ve Yazmaya Yönelik Tutuma Etkisi(2021) Erol, Teymur; Kavruk, HasanBu araştırmanın amacı; üstbilişsel yazma stratejilerine dayalı eğitimin yedinci sınıf öğrencilerinin üstbilişsel yazma stratejileri farkındalıklarına, yazma becerilerine ve yazmaya ilişkin tutumuna etkisini incelemektir. Araştırmada karma yöntemlerden açıklayıcı sıralı desen kullanılmıştır. Araştırmanın nicel bölümünde, gerçek deneysel desenlerden biri olan ön test ve son test kontrol gruplu seçkisiz desenden; nitel bölümünde yarı yapılandırılmış görüşme tekniğinden yararlanılmıştır. Yedinci sınıf öğrencilerinden seçilen çalışma grubu seçkisiz atama yöntemiyle 30’u deney, 30’u kontrol olmak üzere 60 öğrenciden oluşmaktadır. Araştırma kapsamında, deney grubundaki öğrencilere 10 hafta boyunca üstbilişsel yazma stratejileri eğitimi verilmiş, kontrol grubunda ise MEB’in mevcut öğretim programı doğrultusunda eğitim yapılmıştır. Araştırmanın nicel verileri duruma göre parametrik ve parametrik olmayan testlerle analiz edilmiştir. Yarı yapılandırılmış görüşme formlarıyla elde edilen nitel veriler betimsel analiz yöntemiyle incelenmiştir. Araştırma sonuçlarına göre; üstbilişsel yazma stratejileri eğitimi, deney grubu öğrencilerinin yazmaya yönelik olumlu tutum geliştirmesinde, üstbilişsel yazma stratejileri farkındalıklarının ve yazma becerisi başarı düzeyinin artmasında etkili olmuştur. Deney grubundaki öğrenciler, üstbilişsel yazma stratejileri eğitimi ile ilgili genel olarak olumlu görüş bildirmiştir. Uygulanan deneysel işlem, öğrencilerin yazma becerisine yönelik düşünce ve tutumu ile yazıya başlama duygusunu büyük ölçüde olumlu etkilemiştir. Verilen eğitim, deney grubundaki öğrencilerin yazma alışkanlıklarının artmasına ve yazma kaygılarının azalmasına katkı sağlamıştır.Öğe ÜSTBİLİŞSEL YAZMA STRATEJİLERİNİ KULLANMA EĞİLİMİ ÖLÇEĞİ(2023) Erol, Teymur; Kavruk, HasanBu çalışmanın amacı, ortaokul öğrencilerinin üstbilişsel yazma stratejilerine başvurma eğilimini belirlemek için beşli Likert biçiminde tasarlanmış bir ölçek geliştirmektir. Çalışmada korelasyonel araştırma modeli kullanılmıştır. Çalışma verileri, Malatya ili merkez ilçelerinde bulunan ortaokul öğrencilerinden basit seçkisiz örnekleme yöntemiyle tek seferde toplanmış, daha sonra iki aşamalı faktör analizi için rastgele iki gruba ayrılmıştır. Elde edilen veriler, kapsam ve yapı geçerliği bakımından analiz edilmiştir. Bu kapsamda ölçek geliştirme süreçlerinde kullanılan faktör analizi tekniğine başvurularak veriler iki aşamada analiz edilmiştir. İlk aşamada birinci çalışma grubunda bulunan 443 öğrencinin verileri kullanılarak açımlayıcı faktör analizi yapılmış ve 35 maddeden oluşan tek faktörlü ölçek yapısı ortaya çıkmıştır. Açımlayıcı faktör analizi sonucunda ölçeğin Cronbach Alfa güvenirlik katsayısı 0,93 olarak hesaplanmıştır. İkinci aşamada diğer çalışma grubunda bulunan 354 öğrenciden elde edilen verilerek kullanılarak doğrulayıcı faktör analizi gerçekleştirilmiştir. Tek faktörlü olduğu belirlenen model, doğrulayıcı faktör analizi kullanılarak test edilmiş ve doğrulanmıştır. Böylece ölçeğin geçerli ve güvenilir bir ölçme aracı olduğu belirlenmiştir.