Yazar "Koçak, Nadir" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 10 / 10
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Anjiotensin dönüştüren Enzim (ACE) insersiyon/delesyon (I/D) gen polimorfizmi(2010) Yıldırım, Malik Ejder; Koçak, Nadir; Özen, Filiz; Özdemir, ÖztürkÖz:Amaç: Anjiotensin Dönüştüren Enzim (ACE), başta renin-anjiotensin-aldosteron sistemi (RAAS) olmak üzere bir çok fizyolojik veya metabolik olayda doğrudan ya da dolaylı etkisi olan bir ekzopeptidazdır. Anjiotensin l'i vazoaktif ve aldosteron stimülan bir peptid olan anjiotensin 2'ye dönüştürür ve bradikinin'i kinin yıkım ürünlerine parçalar. Anjiotensin 2 ve bradikinin sistem üzerine multipl akut ve kronik etkileri olan güçlü vazoaktif moleküllerdir. İlki güçlü bir vazokonstrüktör, ikincisi ise güçlü bir vazodilatatördür. ACE'in bu özellikleri onu hipertansiyonda, kalp yetmezliğinde, tip 2 diabette ve diabetik nefropati tedavisinde ideal bir hedef haline getirmiştir. İki önemli hormonal düzenleyici sistem (RAAS) ve Kallikrein Kinin Sistemi] üzerindeki yaşamsal rolü nedeniyle ACE yapı ve fonksiyonda önemli bir etkiye sahiptir. ACE'e ait insersiyon/delesyon (I/D) gen polimorfizminin (II, ID, DD) hipertansiyon, kalp yetmezliği, myokardial infarktüs, diabet, diabetik nefropati ve kanser gibi bir çok hastalıkta, hastalığın oluşma riski, şiddeti, seyri ve tedaviye yanıtını etkilediğine dair çalışmalar vardır. Materyal ve Metod: Bu çalışmada, Sivas ve çevresinde ACE insersiyon/delesyon (I/D) gen polimorfizmi ve allel sıklığını belirlemeyi amaçladık. Normal populasyondan seçilen 222 kişi reverse hibridizasyon yöntemi kullanılarak ACE gen polimorfizmi açısından değerlendirildi. Sonuç: Test edilen olgularda DD genotipi %32.8, ID genotipi %53.2 ve II genotipi %14 olarak bulundu (D allel frekansı 0.59, I allel frekansı 0.41). Sonuçlarımız, ACE gen polimorfizmi ve alel sıklığı açısından araştırma bölgesinin Türkiye ve diğer Avrupa ülkeleri ile uyumlu olduğunu göstermektedir.Öğe Is obesity genetic disease?(2017) Duran, Tugce; Zainalbden, Hasanain Akram; Koçak, NadirAbstract:Obesity is a complex disease that has unfavorable impacts for all ethnic populations in worldwide. Genetics, environment and lifestyle are among aetiological factors of this disease. Genetic contribution associated with this disease is generally classified into 2 types: monogenic syndromes that display severe obesity, and the polygenic model of common obesity. Single-gene mutations can cause severe obesity resulting from alteration in central and peripheral appetite control mechanisms. Candidate gene and genome-wide association studies have led to the identification of nine loci associated with Mendelian forms of obesity and 58 loci contributing to polygenic obesity. These loci explain a small fraction of the heritability for obesity and many genes remain to be identified. The interaction of several polymorphisms and epigenetic modifications open a new research field for common obesity. As a result, still remains to be a mystery.Öğe Malign plevral mezotelyoma olgularında tanısal işlemlerin değeri ve mortalite(2010) Bekçi, Taha; Deveci, Bülent; Karaağaç, Güler; Karakoca, Yalçın; Koçak, NadirAbstract:Amaç: Bu çalışmada OAS’lı hastalarda hiper tansiyon ve RPP (rate pressure product) üzerinde cinsiyetin etkilerini araştırmayı amaçladık. Metod: Tüm hastalara bir gece boyunca Diagnostik polisomnografi uygıulandı. OSAS teşhisi konulan hastalar çalışmaya dahil edildi. Uyku süreçleri ve respiratuar durumlar polisomnografi bulgularına göre skorlandı. OSAS’lı hastalarda cinsiyetintansiyon üzerindeki etkileri istatiksel olarak analiz edildi. Bulgular: Çalışmaya 280 erkek ve 67 kadın olmak üzere 347 hastadahil edildi. Kadınlarda yaş ortalaması 50±15, erkeklerde 48±12’idi. Vücut kitle indeksi (The body mass index (BMI)) kadınlarda28±6 kg/m² , erkeklerde 28±5 kg/m² olarak bulundu. Burada erkek gruplarında maksimum sistolik kan basıncı ve RPP ile AHI (apnea/hypopnea index) arasında pozitif bir ilişki (p < 0.01), kadın gruplarında isemin PTT ile AHI arasında pozitif bir ilişki bulundu (p < 0.01); ancak kadınlarda max SBP ile AHI arasında ilşki bulunamadı. Sonuç: Bu çalışma SBP ile obstruktif sleep apne arasındaki ilişkiye ilişkin önceki bulguları doğrulamaktadır. Bu ilişki erkeklerde açık olarak görülürken kadınlarda bulunamamıştır. Bu bilgiler OSAS’lı hastalarda hipertansiyona yatkınlıkta cinsiyet farklılıklarının etkisinin olası olduğunu göstermektedir.Öğe Metilentetrahidrofolat Redüktaz (Mthfr) C677t ve A1298c Gen Polimorfizmleri(İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi Dergisi, 2009) Koçak, Nadir; Özen, Filiz; Yıldırım, Malik Ejder; Özdemir, ÖztürkMethylenetetrahydrofolate reductase is an important enzyme of folate metabolism. Human MTHFR gene is localized to chromosome 1p36.3 and coded MTHFR enzyme which consists of 563 amino acids. Some mutations seen in the MTHFR gene, resulting in the inactivation of the enzyme, cause hyperhomocysteinemia and homocystinuria as being important risk factors for cardiovascular and cerebrovascular diseases. According to the numerous literature data, polymorphic variant of the MTHFR-encoding gene, is associated with hyperhomocysteinemia, vascular pathologies, neural tube defects, dementia, perinatal mortality, mental disorders, neurodegenerative disorders, cancer and migraine. The aim of this study was to determine allelic frequencies of the polymorphic MTHFR gene C677T, A1298C. In this regard, we have investigated the allelic frequencies of C677T and A1298C polymorphisms of the MTHFR gene in 222 (109 females and 113 males) randomized individuals around Sivas. Materials and Methods: The study group was selected between individuals residing in Sivas. Total 222 subjects (109 men and 113 woman) were enrolled in the study. The subjects were informed of the purpose of the study and signed a written consent, which had previously been approved by the Ethical Committee. They also filled out questionnaire. DNA isolation was performed from peripheral blood samples such that thegene polymorphisms were determined. The mutation analysis was performed by StripAssay technique which is based on the Reverse-Hybridization principle automatically. Data were analyzed by SPSS 15.0 package program. Results:: The frequency in around Sivas of the C677T genotype was 54%; of C677C, 42%; and of T677T, 4%. The frequency in around Sivas of 1298 AC genotype was 46%; of A1298A, 46%; and of C1298C, 9%. The allelic frequencies of the T allele of MTHFR 677 and the C allele of MTHFR 1298 were both 31%.Öğe Obstruktif sleep apne hastalarında faktör XIII V34L polimorfizminin etkisi(İnönü Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı, Malatya., 2009) Koçak, Nadir; Özen, Filiz; Bekçi, TahaÖz:Amaç: Obstrüktif uyku apne sendromunda (OUAS) organizma hipoksik etkilere maruz kalmaktadır. Kronik hipoksi kardiyovasküler sistem üzerinde trombotik, vazoaktif ve inflamatuvar etkilere sahiptir. Bu da kardiyovasküler hastalık geşimine yol açansüreçleritetiklemektedir. Aynı patolojik etkilere maruz kalmalarına rağmen OUAS’nun progresyonunda hastalar arasında belirgin farklar gözlemlenmektedir. Bireysel koruyucu faktörlerin bu farklılıkların oluşmasında etkili olduğu sanılmaktadır. Bazı çalışmalarda fibrin stabilize edici faktör olarak ta bilinen faktör XIII’ün Val34Leu polimorfizminin kardiyovasküler hastalıklara karşı koruyucu bir etki gösterdiği rapor edilmiştir. Bu çalışmalar ışığında bu polimorfizmin OUAS hastalarının progresyonundaki farklılıkların oluşmasında herhangi bir etkiye sahip olup olmadığını araştırmayı amaçladık. Materyal ve Metod: Hasta grubunu uyku laboratuvarımıza başvuran hastalardan seçtik. 44 normal OUAS hastası, 32 kardiyovasküler hastalıklı (KVH) OUAS hastası ve 43 kontrol grubu olmak üzere toplam 119 kişi çalışmamıza dahil edildi. Kontrol grubu OUAS semptomları göstermeyen Epworth uykusuzluk skala değeri 0 olan sağlıklı gönüllülerden oluşturuldu. Gen mutasyonlarını belirlemek için periferik kan örneklerinden DNA izolasyonu yapıldı. Veriler SPSS 15.0 istatistik programı kullanılarak analiz edildi. Sonuçlar: Hasta ve kontrol grupları arasında kilo ve BMI açısından önemli farklar bulunurken FXIII Val34Leu allel dağılımları açısından önemli bir farklılık bulunamamıştır.Öğe Obstrüktif Uyku Apneli Hastalarda Faktör XIII V34L Polimorfizminin Etkisi(İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi Dergisi, 2009) Koçak, Nadir; Özen, Filiz; Bekçi, TahaIn the Obstructive Sleep Apnea Syndrome (OSAS), the organism is exposed to hypoxic effects. Chronic hypoxia has thrombotic, vasoactive and inflammatory effects on cardiovascular system. This triggers the processes progressing to cardiovascular disease. While the pathological effects to which the patients are exposed are the same, marked differences are observed between patients in the progression of OSAS. Individual protective factors are thought to be effective in the development of these differences. In some studies, it was reported that the Val34Leu polymorphism of Factor XIII, which is also known as fibrin-stabilizing factor, might have a protective effect against cardiovascular diseases. In the light of these studies, we aimed to investigate whether this polymorphism has any effects on the development of the differences in the progression of the OSAS patients. Materials and Methods: The patient group was selected from patients admitted to the our Sleep Laboratory. Total 119 of subjects, 44 OSAS patients, 32 OSAS patients with cardio vascular diseases (CVD) and 43 controls were enrolled in the study. The control group consisted of healthy volunteers who had no symptoms of OSAS and scored 0 on the Epworth sleepiness scale. In order to determine gene mutations, DNA isolation was performed from peripheral blood samples. Data were analyzed by SPSS 15.0 package program. Results: While mean weight and BMI were significantly different, no significant differences were found between patient and control groups in terms of FXIII Val34Leu allele distributions.Öğe OSAS’lı Hastalarda Cinsiyetin Hipertansiyon Üzerine Etkisi(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 2010) Bekçi, Taha T.; Deveci, Bülent; Karaağaç, Güler; Karakoca, Yalçın; Koçak, NadirBu çalışmada OSAS’lı hastalarda hipertansiyon ve RPP (rate pressure product) üzerinde cinsiyetin etkilerini araştırmayı amaçladık. Metod: Tüm hastalara bir gece boyunca diagnostik polisomnografi uygıulandı. OSAS teşhisi konulan hastalar çalışmaya dahil edildi. Uyku süreçleri ve respiratuar durumlar polisomnografi bulgularına göre skorlandı. OSAS’lı hastalarda cinsiyetin tansiyon üzerindeki etkileri istatiksel olarak analiz edildi. Bulgular: Çalışmaya 280 erkek ve 67 kadın olmak üzere 347 hasta dahil edildi. Kadınlarda yaş ortalaması 50±15, erkeklerde 48±12’idi. Vücut kitle indeksi (The body mass index (BMI)) kadınlarda 28±6 kg/m² , erkeklerde 28±5 kg/m² olarak bulundu. Burada erkek gruplarında maksimum sistolik kan basıncı ve RPP ile AHI (apnea/hypopnea index) arasında pozitif bir ilişki (p<0.01), kadın gruplarında ise min PTT ile AHI arasında pozitif bir ilişki bulundu (p<0.01); ancak kadınlarda max SBP ile AHI arasında ilşki bulunamadı. Sonuç: Bu çalışma SBP ile obstruktif sleep apne arasındaki ilişkiye ilişkin önceki bulguları doğrulamaktadır. Bu ilişki erkeklerde açık olarak görülürken kadınlarda bulunamamıştır. Bu bilgiler OSAS’lı hastalarda hipertansiyona yatkınlıkta cinsiyet farklılıklarının etkisinin olası olduğunu göstermektedir.Öğe p53 ve p53 gen ailesi üyeleri olan p63 ve p73’ün hücresel işlevleri(2011) Koçak, Nadir; Yıldırım, İbrahim Halil; Cing Yıldırım, SevalÖz: p53, hücre akıbetinin belirlenmesinde önemli rol oynayan hücre döngüsünün durdurulması veya programlı hücre ölümüne yönlendirilmesi gibi hücresel birçok yolağın düzenlenmesinde görev alan bir transkripsiyon faktörüdür. p53 aracılığı ile programlı hücre ölümünün başlatılması veya hücre çoğalmasının durdurulması, hasarlı DNA replikasyonunu ve genetik olarak normal olmayan hücrelerin çoğalmasını engellemektedir. Bu nedenle p53 işlevlerinin mutasyon ya da delesyon ile engellenmesi hücre homeostasisin sağlanmasında da ayrıca önemlidir. Bununla birlikte, çalışmalar p53’ten yoksun farelerin ve Saos-2 gibi hücrelerin yaşamlarını devam ettirebildiklerini göstermektedir. Bu durum, p53’ten yoksun olan organizmalarda p53 işlevini karşılayan p53-ilişkili proteinlerin olabileceğini düşündürmüştür. p53 ilişkili p63 ve p73 proteinlerinin keşfi, p53’ten yoksun hücrelerde p53 bağımlı genlerin transkripsiyonlarına bir açıklama getirmiştir. p63 ve p73 proteinlerinin her ikisi de p53 proteini ile yüksek oranda benzerlik göstermekte ve p53’ün bazı işlevlerini de paylaşmaktadırlar. p53’ten farklı olarak p63 ve p73 insan kanserlerinde nadir olarak mutasyona uğramıştır. Burada p53 hakkındaki güncel bilgilerle beraber p53-ilişkili proteinler olan p63 ve p73 hakkındaki bilgileri de özetlemeye çalıştık.Öğe Serum Neopterin Levels in Obese and Non-obese Patients with Obstructive Sleep Apnea Syndrome(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 2010) Bekci, Taha T.; Kesli, Recep; Koçak, NadirObstruktif sleep apne sendromu (OSAS) uyku oksijen saturasyonun bozulması ve uyku sırasında tekrarlayan üst hava yolu obstruksiyonu epizodları ile karakterize en yaygın uyku solunum bozukluğudur. Bir immünomodülatör olan neopterin (NP) T lenfositler tarafından aktive edilen makrofajlar tarafından salgılanmaktadır. Literatür ışığında, yüksek serum NP seviyelerinin obes kişilerde rastlandığı rapor edilmiştir. Bu marker obez OSAS’lı kişilerde kullanılırken, obez olmayan OSAS’lı kişilerde bu markerin kullanıldığıyla ilişkili bilgilere önceki çalışmalarda rastlanılmadı. Bu çalışmada biz, obez OSAS’lı kişilerle obez olmayan OSAS’lı kişiler arasında serum NP seviyelerini karşılaştırmayı amaçladık. Metod: Bu çalışmaya 20 obez olmayan ve 15 obez OSAS’lı hasta dahil edildi. Hastalara bir gece boyunca diagnostik polisomnografi (PGS) uygulandı. Uyku süreçleri ve respiratuar durumlar manuel olarak skorlandı. Obez OSAS’lıların serum NP düzeyleri non-obez OSAS’lılarla karşılaştırıldı. Bulgular: Serum neopterin seviyeleri obez OSAS’lılarda 5.25±0.43 ng/ml, obez olmayan OSAS’lılarda 5.17±0.52 ng/ml olarak bulundu (p > 0.05). Sonuç: Bu çalışmada, obez ve obes olmayan OSAS’lı hastalar arasında NP seviyeleri açısından önemli bir farklılık bulunamamıştır.Öğe Sivas Populasyonunda Faktör V Genin Leiden (G1691a) ve Hr2 (A4070g) Polimorfizmleri(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 2009) Özen, Filiz; Koçak, Nadir; Yıldırım, Malik Ejder; Özdemir, ÖztürkFaktör V Leiden mutasyonu trombofilinin en sık görülen risk faktörlerinden biridir. Faktör V Leiden mutasyonun Avrupada sıklığının %7-10 olduğu belirlendi. Bu mutasyonu taşıyan populasyonlarda venöz tromboz, periferal vasküler hastalık, felç, açıklanamayan tekrarlayan gebelik kayıpları, pulmoner embolizm ve kalp krizi görülme riskinin arttığı ileri sürülmektedir. Bu mutasyondan sonra FV A4070G mutasyonu bulundu ve R2 olarak adlandırıldı. Bu polimorfizmin plazmadaki faktör V seviyelerini azalttığı, ayrıca iki fonksiyonel olarak farklı faktör V izoformu arasındaki dengeyi bozduğu ve koagulasyona eğilimi arttırdığı iddia edilmiştir. FV Leiden ve RH allelerinin prevalansı coğrafi bölgeler arasında önemli farklılıklar göstermektedir. Bundan dolayı bölgesel prevalansaların belirlenmesi, ilişkili hastalıklara yaklaşım için önemlidir. Bu amaçla, Sivas çevresinden rastgele seçilmiş 214 bireyde faktör V geninin Leiden ve R2 polimorfizmlerinin allel frekansı araştırıldı. Materyal ve Metod: Hasta grubunu Sivas bölgesinde ikamet eden bireyler arasında rastgele seçtik. 103 erkek ve 111 kadın olmak üzere toplam 214 kişi çalışmamıza dahil edildi. Çalışma grubunun bireyleri, çalışmanın amacı hakkında bilgilendirildi ve yazılı onam belgesi imzalatıldı. Gen mutasyonlarını belirlemek için periferik kan örneklerinden DNA izolasyonu yapıldı. Mutasyon analizi revers hibridizasyon prensiplerine dayanan strip assay tekniğiyle yapıldı. Veriler SPSS 15.0 istatistik programı kullanılarak analiz edildi. Sonuç: Şu ana kadar rapor edilmiş diğer populasyonlarla karşılaştırdığımızda, Sivas populasyonundaki FV Leiden ve HR2 taşıyıcılık frekanslarının bunlarla benzer olduğunu bulduk. Bu klinik açıdan takip edilmesi gereken bir bulgudur.