Yazar "Koçyiğit, Ali" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 6 / 6
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe 2001 yılında türkiye’de finansal çöküş ve para kurulu benzeri sistem: Eşbütünleşme ve nedensellik analizleri(İnönü Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, 2009) Bayat, Tayfur; Demez, Selim; Tüfekçi, Ali; Koçyiğit, AliIn coping with the inflation for developing countries, the currency board took over the place off central bank. In this study, within the context of currency board system, we have examined the relationship between consumer price index, dollarization, real exchange rate and central bank reserves for Turkey over the period 1997.1-2001.12. We have applied four analytic methods, Granger causality test, Dolado-Lütkepohl and Toda-Yamamoto Granger causality test for short-run causality and the Johansen cointegration test for the long-run analysis. Finally the empirical results of both Granger causality, Dolado-Lütkepohl and Toda-Yamamoto causality indicate that the existence of the long run relationships between these variables and the causality runs from dollarization, real exchange rate and central bank reserves to consumer price index. In this context, the attentions have been drawn up on the currency board like system which were applied in Turkey interaction with the differences in relationship between these variables.Öğe Dombayova ve Sandıklı (Afyon) grabenlerinin depremselliği ve kenar faylarının, kinematik analizi(2001) Cihan, Mustafa; Özacar, Arda; Koçyiğit, Aliİnceleme alanı Isparta dış yayının kuzeybatı köşesinde ve Göller Bölgesi horst-graben sistemi içinde yer alır (Şekil 1). Göller Bölgesi KD-, KB-, K-G, KKD- ve D-B gidişli verev atımlı normal faylarla çok sayıda horst ve grabene bölünmüştür. Bunlardan iki tanesi de Sandıklı ve Dombayova grabenleridir. Her iki graben batıda Akdağ Horstu ile Dinar grabeninden, doğuda ise Kükürtdağı Horstu ile Çölovası grabeninden ayrılır. Sandıklı grabeni 3-9 km genişlikte, 34 km uzunlukta ve KKD- gidişli bir çöküntü alanıdır. Benzer şekilde Dombayova grabeni de 1-5.5 km genişlikte 30 km uzunlukta ve KKD-gidişli diğer bir çöküntü alanıdır. Birbirlerinden Ovataştepe horstu ile ayrılan her iki graben de gelişimlerini aktif olarak sürdürmektedir. Grabenlerin oluşumları ile yaşıt dolgu sedimanları sırayla 522m ve ~300m kalınlıkta olup, kenarlarda eski ve yeni alüvyon yelpazeleri, yamaç döküntüsü (talus), yelpaze-önlük gibi iri taneli, az pekişmiş kırıntılı birimlerden, grabenlerin ortasında ise kenar fasiyesleriyle yanal-düşey geçişli, ince taneli sittaşı-kumtaşı-kiltaşı-çamurtaşı ve bunların pekişmemiş eşdeğerlerinden oluşur. İnceleme alanındaki en genç temel kaya birimi geç Miyosen(Messinian)- orta Pliyosen yaşlı ve deformasyon geçirmiş (kıvrımlanmış) Türkbelkavak Formasyonu'dur. Bu birim, henüz deformasyon geçirmemiş (yatay konumlu) graben dolgusu tarafından açılı uyumsuzlukla örtülür. Bu nedenle inceleme alanında, genişleme türündeki yeni tektonik dönemin ve grabenlerin oluşum başlangıç yaşları geç Pliyosen'dir (2.6 My) Sandıklı ve Dombayova grabenlerinin gerek doğu gerekse batı kenarları, sık aralıklı, uzunlukları 1 km- 32 km arasında değişen, birbirine koşut-yarı koşut uzanımlı, graben içine doğru eğimli ve basamak türü normal faylardan oluşan birçok fay seti ve fay tarafından denetlenir. Bunlar ilk kez haritalanmış, tanımlanmış ve adlanmıştır. Önemli fay setleri ve faylar arasında Akın, Ballık, Hüdaihamamı, Örenkaya, Kızılören, Keçiborlu, Akçaköy ve Küçükova fay setleri; Sandıklı, Keklicek-Afşar, Çobansaray, Dombay, Eldere ve Akyolaltı fayları sayılabilir. Faylar yer yer iyi korunmuş fay aynaları ve kayma çizikleri sunar. Bu gözlem yerlerinden alınan fay düzlemi ve ilgili yapı ölçümlerinin kinematik analizi, her iki grabenin kenar faylarının, çok az sol ve/ya da sağ yanal doğrultu atım bileşeni olan verev atımlı normal faylar olduğu kanıtlanmıştır.(Şekil 12'de istasyon 1-15). Grabenlerin oluşum başlangıcından beri, her iki grabenin de doğu kenarlarını sınırlayan faylar boyunca birikmiş olan toplam düşey atım miktarları Sandıklı grabeni için 360 m, Dombayova grabeni için ise 900 m olup, bu değerler yine sırayla 0.13mm/yıl ve 0.35mm/yıllık devinim hızını gösterir.Bu değerler aynı zamanda Dombayova grabenindeki deformasyonun Sandıklı grabenininden çok daha yüksek olduğunu da işaret eder. Sandıklı grabeninin doğrudan içinde olmuş herhangi bir tarhsel deprem kaydına rastlanılamamıştır. Buna karşın Dombayova grabeninin doğrudan içinde (1875 depremi) ve her iki graben,n de yakın çevresinde ise MÖ 400, 88 ile MS 53 ve 1862 olmak üzere beş tarihsel ve beş adet de (1914, 1925, 1933, 1971, 1995) geçtiğimiz son yüzyıl içinde yıkıcı deprem oluşmuştur.Bunlardan 1875 tarihsel depremi ile 1914 ve 1995 son yüzyıl depremleri, her iki graben içindeki bazı yerleşkelerde değişik derecede hasara ve can kaybına yol açmıştır. Diğer taraftan, Burdur ve Dinar grabenleri kadar olmasa bile, Dombayova ve Sandıklı grabenleri de 1900-2000 yılları arasında büyüklükleri 2 ve 5 arasında değişen birçok depreme sahne olmuştur, başka bir deyişle gerek tarihsel gerekse güncel depremler Sandıklı ve Dombayova grabenlerini sınırlayan fayların küçük ve orta büyüklükte deprem üretme potansiyeline sahip olduğunu göstermektedir.Sandıklı ve Dombayova grabenleri içindeki yerleşkelerin büyük çoğunluğu, graben kenar faylarının düşen tavan blokları (deprem anında en çok hasar ve can kaybının beklendiği alan) ve sıvılaşma potansiyeli olan zemin üzerinde kuruludur. Bu nedenle böyle yerleşim birimlerinde sık aralıklı ve çok katlı yapılaşmaya gidilmemelidir.Sandıklı ve Dombayova grabenleri içindeki yerleşim birimlerinin yakın gelecekte yaşayacağı önemli bir sorun da, eğer gereken önlem alınmaz ise tarım topraklarının ve yeraltı suyunun kirlenecek olmasıdır.Yerleşim birimlerinin çoğunda alt yapının olmaması ve çöplerin (katı ve sıvı atıkların) hiç de uygun olmayan, örneğin dere yatakları ve dere ağızlarındaki geçirimliliği yüksek alüvyon yelpazelerinin üzerine atılması, yakın gelecekte yeraltı suları ve tarım topraklarının kirlenmesine, dolayısı ile sağlık sorununa yol açabilir.Öğe Enflasyon hedeflemesi rejiminde öğrenme süreci ve asimetri: Markov switching yaklaşımı(Eskişehir Osmangazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, 2013) Kayhan, Selim; Bayat, Tayfur; Koçyiğit, AliÖz: TCMB 2002 2005 yılları arasında örtük enflasyon hedeflemesi stratejisi uygulamıştır. 2006 yılının başlangıcından itibaren açık enflasyon hedeflemesi stratejisini uygulamaya başlamıştır. Bu kapsamda yıllar itibariyle enflasyon hedefleri açıklanarak, hedefleme stratejisinde takip edilecek dezenflasyon süreci belirlenmektedir. Bu çalışmada TCMB nin 2002?2011 yılları arasındaki davranışları King (1996) tarafından oluşturulan model çerçevesinde bireylerin ileriye yönelik beklentilerinin dahil edildiği para politikası reaksiyon fonksiyonu oluşturulmak suretiyle, Markov rejim değişim (MS?VAR) modeli kullanılarak TCMB nin bu dönem içerisindeki asimetrik davranışlarının varlığı test edilmektedir. Çalışma sonuçları göstermektedir ki, Türkiye ekonomisinin hızlı bir şekilde büyüdüğü bu dönemde TCMB asimetrik bir tutum ile genişleme ve daralma dönemlerinde politika araçlarını farklı dozajlarda kullanarak aktif ya da pasif bir tavır takınmıştır. Böylece banka daralma rejiminde enflasyon hedeflemesi stratejisinin yanında ekonomik büyümeyi destekleyen bir politika uygulamıştır.Öğe SOSYAL SERMAYENİN İNOVASYON ÜZERİNDEKİ ETKİSİNİN TÜRKİYE AÇISINDAN İNCELENMESİ: MEKANSAL EKONOMETRİK ANALİZ(Erciyes Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 2017) Kılıç, Mustafa Ercan; Koçyiğit, AliÖz: Bu çalışma günümüz toplumunda ekonomik kalkınma için olmazsa olmaz iki unsurun birbiriyle olan ilişkisini araştırmak adına ortaya konmuştur. Bu iki unsur sosyal sermaye ve inovasyondur. Çalışmanın temel hipotezi sosyal sermayenin inovasyonu olumlu yönde etkilediğini iddia etmektedir. Sosyal sermayenin inovasyon üzerindeki muhtemel pozitif etkileri ekonometrik yöntemle araştırılmıştır. Analiz Türkiye'nin 81 ilini kapsamıştır. Klasik regresyon analizi yanında mekansal eknometrik analiz uygulanmıştır. Çalışmanın temel hipotezini destekleyecek birçok olumlu sonuç elde edilmiştir.Öğe Türkiye’de İşsizliğin Asimetrik Davranışının Rejim Değişim Modeliyle İncelenmesi(2013) Bayat, Tayfur; Kayhan, Selim; Koçyiğit, AliÖz: Bu çalışmada Türkiye'nin 1923-2011 döneminde işsizlik oranının asimetrik davranışı incelenmiştir. Bu amaçla doğrusal birim kök testleri ile Markov rejim değişim modeli uygulanmıştır. Birim kök testleri sonuçlarına göre işsizlik oranı serisi düzey değerinde durağan olmamakla beraber birinci farkında durağandır. Markov rejim değişim modelinin uygulanması sonucunda, işsizliğin 1923-1950 döneminde sürekli asimetrik davranış sergilediği görülmüştür. Bu sonuç ışığında işsizlik oranının bu dönemde doğrusal olmayan bir yapıya sahip olduğu ve iki rejim arasında geçişler gösterdiği sonucuna ulaşılmıştır. Analizler ışığında 1950'li yıllardan sonra ise işsizlik oranında katılıkların oluştuğu anlaşılmaktadır. Türkiye'de işsizlik oranının gelişimine baktığımızda çıkarabileceğimiz diğer bir önemli sonuç da, işsizlik oranının ilk defa %7'yi aştığı 1974'ten sonra, aradaki 1996, 1998 ve 2000 istisna yılları hariç, 2012'ye kadar hiçbir yılda bu seviyenin altına düşmemiş olmasıdır. Bir anlamda işsizlik oranı aşağı doğru katılık göstermiş, yani işsizlik rejim değiştirerek bu seviyenin üstünde kalıcı bir karakter kazanmıştırÖğe Türkiye’de işsizlik histerisi ve star modellerinin uygulaması(Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, 2011) Koçyiğit, Ali; Bayat, Tayfur; Tüfekçi, AliÖz: Bu çalışmada Türkiye’nin 1923–2010 dönemine ait yıllık işsizlik oranı kullanılarak zamanla meydana gelen şokların Türkiye’deki işsizliğin doğal oranına etkisi olup olmadığı araştırılmıştır. Genişletilmiş Dickey-Fuller (1981) birim kök testi kullanılarak serinin düzey değerlerinde durağan olmadığı sonucuna varılmıştır. Literatürde işsizlik histerisinin varlığının sınanmasında geniş kullanım alanı olan yumuşak geçişli otoregresif modelleri (STAR) ve doğrusal olmayan etki-tepki fonksiyonları kullanılmıştır. Yumuşak geçişli otoregresif modeli uygulamasına göre Terasvirta (1994) süreci ve Escribano-Jorda (1997) prosedürü için lojistik yumuşak geçişli otoregresif modeli seçilmiştir. Model uygulamasının sonucunda, iç ve dış iktisadi dalgalanmaların işsizliğin doğal oranında değişmelere neden olduğu bulunmuştur. Başlık (İngilizce): Unemployment hysteresis in Turkey and application of star models Öz (İngilizce): In this research, it's been studied whether economic shocks affect natural unemployment rate biases in Turkey by analyzing unemployment rates between the years of 1923–2010. Stationarity of series is tested by using Augmented Dickey- Fuller test developed by Dickey and Fuller (1981). It has been concluded that series are not stationary on level values.Smooth Transition Autoregressive (STAR) models which is widely accepted for testing the presence of unemployment hysteria and nonlinear impulse-response function have been used for the detection of this effect.According to results of smooth transition autoregressive model, for Terasvirta (1994) process and Escribano-Jorda (1997) procedure, logistic smooth transition model (LSTAR) was chosen. After the application of this model, we investigated that domestic and international economic fluctuations cause change in the figure of natural unemployment rate.