Yazar "Koltuksuz, Uğur" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 11 / 11
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Çocuklarda Genitoüriner Travmalar(Turgut Özal Tıp Merkezi Dergisi, 1998) Koltuksuz, Uğur; Gürsoy, M. HarunÇocuklarda daha çok künt travmalar sonucu meydana gelen genitoüriner travmaların görülme sıklığı teknolojik gelişmelere paralel olarak hızla artmaktadır. Genitoüriner travmalar nadiren ölüme neden olmakla birlikte, sebeb olduğu yaralanmalardan dolayı ortaya çıkan uzun süreli sekeller gözönünde bulundurulduğunda doğru tanı ve tedavinin önemi bir kere daha ortaya çıkar. Bu makalede pediatrik genitoüriner travmalar, özellikle erişkin ve çocuk hastalar arasındaki fark göz önünde bulundurularak gözden geçirilmiştir. [Turgut Özal Tıp Merkezi Dergisi 1998;5(1):97-104]Öğe Congenital inguinal pathologies in Malatya school age children(1999) Koltuksuz, Uğur; Mutuş, Murat; Yakıncı, Cengiz; Uğuralp, Sema; Aydinç, Mustafa; Çetin, Selma; Gürsoy, HarunAbstract: İnguinal bölge patolojileri, çocuk cerrahlarının en sık uğraştığı hastalık grubudur. Bu çalışmada, Malatya ili okul çağı çocuklarında bu patolojilerin görülme sıklığını ve tedavilerinin ne oranda tamamlandığını basit ama bilgilendirici bir tarama yöntemi kullanarak bulmayı amaçladık. İlin değişik bölgelerine dağılmış 10 ilkokul ziyaret edilerek, toplam 9078 öğrenciye ailelerine verilmek üzere inguinal bölge patolojileri ve tanısı ile ilgili açıklayıcı bilgi içeren formlar dağıtıldı. İkinci ziyarette formlar toplanarak, aileleri tarafından inguinal bölge patolojisi olduğu bildirilen 1086 öğrenci çalışmaya dahil edilerek fizik muayeneleri yapıldı. Bunlardan 191 (%2.1) öğrencide ingunal herni, 15 (%0.31) erkek öğrencide inmemiş testis mevcuttu. İnguinal hernili öğrencilerin sadece 61'i (%32), inmemiş testislilerin ise 7'si (%47) opere olmuştu. İnguinal bölge patolojilerinin onarımı çocuk cerrahları tarafından en sık yapılan cerrahi girişimler olsa da, çalışmamız, ilkokul çağı çocuklarında yine de büyük oranda tedavinin tamamlanmadığını, ve komplikasyon riskleri taşıdığını göstermektedir. Özellikle okullarda yapılacak bu tür basit ve masrafsız taramaların, henüz tanı konulmamış olgulara ve ailelerine ulaşmayı sağlayarak, tedavilerinin yapılıp komplikasyonların önlenmesinde yardımcı olacağına inanıyoruz.Öğe Detorsiyon öncesi uygulanan caffeic acid phenethyl ester'in testiküler reperfüzyon hasarına etkisi(2000) Koltuksuz, Uğur; Uz, Efkan; Karaman, Abdurrahman; Özyurt, Hüseyin; Aydinç, Mustafa; Akyol, ÖmerÖz: AMAÇ: İskemi sonrası reperfüzyon hasarı birçok organda olduğu gibi testiste de kabul edilen bir fenomendir. Spesifik bir propolis bileşeni olan Caffeic acid phenethyl ester (CAPE) antioksidan özellikleri olan kimyasal bir bileşimdir. CAPE'in testiste detorsiyon sonrası reperfüzyon hasarını önleyici etkisinin olup olmadığını araştırmak için bir deneysel çalışma planladık. YÖNTEM: Kırk adet erkek erişkin Wistar Albino rat sham, torsiyon, serum fizyolojik-detorsiyon ve CAPE-detorsiyon olmak üzere her biri 10 rattan oluşan dört gruba ayırıldı. Torsiyon grubunda ratlar sol testise saat yönünde 720o torsiyon uygulandıktan iki saat sonra sakrifıye edildi. Serum fizyolojik-detorsiyon grubunda ratlara detorsiyondan 30 dakika önce 1 mi serum fizyolojik verildi ve detorsiyon uygulandıktan 4 saat sonra sakrifiye edildiler. CAPE-detorsiyon grubunda ise serum fizyolojik yerine yine detorsiyondan 30 dakika önce CAPE (10 pmol/kg) uygulandı. Sakrifiye edilen hayvanların her iki teslisleri malondialdehid (MDA) seviyesi ve ksantin oksidaz (XO) aktivitesinin belirlenmesi için alındı. BULGULAR: İpsilateral testiste torsiyon grubu ortalama MDA seviyesi ve XO aktivitesi sham grubuna göre anlamlı şekilde yükselmişti (P<0.001 ve P<0.01). Serum fizyolojik-detorsiyon grubu ortalama MDA seviyesi ve XO aktivitesi torsiyon grubuna göre anlamlı şekilde yüksek bulunurken (P<0.01 ve P<0.05), CAPE-detorsiyon grubunda ise anlamlı değişiklik gözlenmedi. Kontrlateral testiste bu iki parametre açısından gruplar arasında anlamlı fark yoktu. SONUÇ: Detorsiyon öncesi uygulanan CAPE'nin reperfüzyon sonrası ortaya çıkan ve hücre zarında lipid peroksidasvonu yaparak hücresel hasara sebep olan reaktif oksijen türlerini yok ederek reperfüzyon hasarına engel olmaktadır.Öğe İlginç bir ateş etyolojisi : posttravmatik retroperitoneal kandida apsesi(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 1996) Uğuralp, Sema; Gürsoy, M. Harun; Koltuksuz, Uğur; Aydinç, MustafaRetroperitoneal bölge mantar enfeksiyonu için alışılmadık bir lokalizasyondur. Multisistem travma nedeniyle eksploratif laparotomi yapılan ve uzun süre antibiotik tedavisi alan hastamızda postoperatif dönemde sağ retroperitoneal ve aynı taraf inguinal bölgede kandida apsesi oluştu. Enfeksiyon apse drenajı ve oral ketokonazol ile tedavi edildi.Öğe İlginç bir ateş etyolojisi: Posttravmatik retroperitoneal kandida apsesi(1996) Uğuralp, Sema; Gürsoy, Harun; Koltuksuz, Uğur; Aydinç, Mustafa; Mutuş, MuratRetroperitoneal bölge mantar enfeksiyonu için alışılmadık bir lokalizasyondur. Multisistem travma nedeniyle eksploratif laparotomi yapılan ve uzun süre antibiotik tedavisi alan hastamızda postoperatif dönemde sağ retroperitoneal ve aynı taraf inguinal bölgede kandida apsesi oluştu. Enfeksiyon apse drenajı ve oral ketokonazol ile tedavi edildi. [Turgut Özal Tıp Merkezi Dergisi 1996;3(4):371-373]Öğe Konjenital diafragma hernilerinin tedavisinde çelişkiler(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 1997) Gürsoy, M. Harun; Koltuksuz, UğurKonjenital diafragma hernisinin tedavi prensiplerinde halihazırda çok fazla sayıda çelişkiler vardır. Bu yüzyılın ilk 30 yılında hastalık biliniyor olmasına rağmen tedavisi konservatifti ve doğal olarak ta mortal itesi çok yüksekti. Etyoloji, patofızyoloji ve tedavi açısından günümüze kadar birçok değişiklikler yaşandı. Şu anda devam etmekte olan başlıca çalışmalar en uygun ameliyat zamanlaması, en uygun pre ve postoperatif ventilasyon teknikleri, ekstrakorporeal membran oksijenasyonu , fetal cerrahi uygulamaları ve prognozun müdahaleler öncesinde belirlenmesi çalışmaları şeklinde düşünülebilir. Ancak konjenital diafragma hernisindeki temel çelişkiler yakın bir gelecekte çözülebilecek gibi durmamaktadır.Öğe Malatya ilkokul çocuklarında konjenital inguinal patolojiler(Turgut Özal Tıp Merkezi Dergisi, 1999) Koltuksuz, Uğur; Mutuş, Murat; Yakıncı, Cengiz; Uğuralp, Sema; Aydinç, Mustafa; Çetin, Selma; Gürsoy, Harunirguiral bölge patolojileri, çocuk cerrahlarım er sık uğraştığı hastalık grubudur. Bu çalışmada, Malatya ili okul çağı çocuklarırda bu patolojilerir görülme sıklığım ve tedavileririr re orarda tamamlardığırı basit ama bilgilerdirici bir tarama yörtemi kullararak bulmayı amaçladık. İlir değişik bölgelerire dağılmış 10 ilkokul ziyaret edilerek, toplam <078 öğrerciye ailelerire verilmek üzere irguiral bölge patolojileri ve tarısı ile ilgili açıklayıcı bilgi içerer formlar dağıtıldı. İkirci ziyarette formlar toplararak, aileleri tarafırdar irguiral bölge patolojisi olduğu bildiriler 1086 öğrerci çalışmaya dahil edilerek fizik muayereleri yapıldı. Burlardar 191 (°%2.1) öğrercide irgural herri, 15 (°%0.31) erkek öğrercide irmemiş testis mevcuttu. İrguiral hem ili öğrercileri r sadece 61i (°%32), irmemiş test isi ilerir ise 7'si (°%47) opere olmuştu. irguiral bölge patolojileririr orarımı çocuk cerrahları tarafırdar er sık yapılar cerrahi girişimler olsa da, çalışmamız, ilkokul çağı çocuklarırda yire de büyük orarda tedavirir tamamlarmadığırı, ve kompikasyor riskleri taşıdığın göstermektedir. Özellikle okullarda yapılacak bu tür basit ve masrafsız taramalarır, herüz tarı korulmamış olgulara ve ailelerire ulaşmayı sağlayarak, tedavileririr yapılıp kompl kasyorlarır örlermes rde yardımcı olacağıra rarıyoruz.Öğe Nadir Bir Asit Nedeni: Kronik Pankreatit(Turgut Özal Tıp Merkezi Dergisi, 1999) Kutlu, N. Onur; Koltuksuz, Uğur; Yıldırım, Bülent; Soylu, Hanefi; Özgen, Ünsal; Akıncı, AyşehanPankreatik asitler, periton içi sıvı artışı yapan siroz, tüberküloz ve maligniteye bağlı diğer nedenlerden ayırıcı tanısı gereken nadir bir klinik antitedir. Uluslararası literatürde bu güne kadar kronik pankreatite bağlı asit gelişen 250'den az vaka tanımlanmıştır. Bir aylık karın şişliği öyküsü ile hastanemize getirilen 7 yaşındaki erkek çocukta, 3 ay önce karına künt travma ve bunu takip eden hafif karın ağrısı atakları tanımlanıyordu. Büyüme ve gelişmesi normal, fizik muayenesinde asit dışında başka bir patolojik ek bulgusu olmayan hastanın klinik ve laboratuar bulguları neticesinde travmaya sekonder kronik pankreatit düşünüldü. Pankreatik asidin nadir bir klinik antite olması nedeniyle ayırıcı tanı ve tedavi açısından tartışılması uygun görüldü.Öğe Necrotizing enterocolitis due to congenital complete atrioventricular block(Annals of Medical Sciences, 2000) Koltuksuz, Uğur; Paç, Feyza A.; Gürsoy, M. Harun; Aydinç, Mustafa; Karabiber, Hamza; Çetin, Selma; Karaman, AbdurrahmanNecrotizing enterocolitis due to congenital complete atrioventricular blockÖğe Potential salvage therapy for accidental intrathecal vincristine administration a preliminary experimental study(Chemotherapy, 2000) Özgen, Ünsal; Soylu, Hanefi; Önal, Selami Çağatay; Mızrak, Bülent; Türköz, Yusuf; Kutlu, Nurettin Onur; Koçak, Ayhan; Özcan, Abdulcemal; Koltuksuz, Uğur; Erten, Serhat FuatÖğe Üriner obstrüksiyon yapan dev ileal tübüler duplikasyon : çok nadir bir komplikasyon(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 1997) Gürsoy, M. Harun; Koltuksuz, Uğur; Uğuralp, Sema; Aydın, MustafaDuplications of the gastrointestinal tract are congenital anomalies that are rarely and often incidentally found. They can produce symptoms of gastrointestinal obstruction or can be asymptomatic for a long period of time and found during a diagnostic workup, laparotomy or laparoscopy for other reasons. They may have a gastric mucosal lining which may lead to bleeding or perforation. Very rarely, they may be of a giant size or may be found to extend from the thoracic cavity to the abdomen or vice versa. This kind of duplication may cause symptoms of respiratory distress because of increased intraabdominal pressure causing elevation of the hemidiaphragms or thoracic involvement. A giant ileal duplication in a one year old male child was found to be lodged in the lower abdomen and pelvic cavity. In addition to gastrointestinal obstruction, abdominal distention and respiratory distress, the patient had bilateral pelviureteral obstruction that was verified by ultrasonography, intravenous pyelography together with voiding cystourethrography. In the literature reviewed, this phenomenon was encountered with a very low frequency and we were not able to detect one in the recent literature.