Arşiv logosu
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
Arşiv logosu
  • Koleksiyonlar
  • Sistem İçeriği
  • Analiz
  • Talep/Soru
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
  1. Ana Sayfa
  2. Yazara Göre Listele

Yazar "Kutlutürk, Yeşim" seçeneğine göre listele

Listeleniyor 1 - 5 / 5
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Cornelia de Lange sendromuna eşlik eden nadir bir kon jenital anomali: Yarık dudak -da mak
    (Abant Tıp Dergisi, 2015) Özdemir, Ramazan; Çatal, Ferhat; Kutlutürk, Kazım; Topal, Erdem; Kutlutürk, Yeşim; Karadağ, Ahmet
    Öz: Cornelia de Lange sendromu nadir görülen multi -sistem tutulum gösteren bir sendromdur. Bu sendromun asıl özellikleri, büyüme geriliği, gelişmede gecikme, hirsutizm, yapısal üst ekstremite anomalileri, mental retardasyon ve karakteristik yüz görünümüdür. Ayrıca Cornelia de Lange tanısı konulmuş hastala rda nadirde olsa yarık damak, hiatus hernisi, pilor stenozu, özefagial ve kolonik anomaliler de gözlenebilmektedir. Olgumuz sendromun karakteristik fasiyal özelliklerini taşıyordu. Fasiyal özelliklere ek olarak yarık damak ve dudağı vardı. Bu sunumda Corne lia de Lange sendromunda yarık damak ve dudağında görülebileceğini vurgulamak ve literatürü gözden geçirmek istedik.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Cornelia de Lange sendromuna eşlik eden nadir bir konjenital anomali: Yarık dudak-damak
    (Abant Tıp Dergisi, 2015) Özdemir, Ramazan; Çatal, Ferhat; Kutlutürk, Kazım; Topal, Erdem; Kutlutürk, Yeşim; Karadağ, Ahmet
    Özet Abstract Cornelia de Lange sendromu nadir görülen multi-sistem tutulum gösteren bir sendromdur. Bu sendromun asıl özellikleri, büyüme geriliği, gelişmede gecikme, hirsutizm, yapısal üst ekstremite anomalileri, mental retardasyon ve karakteristik yüz görünümüdür. Ayrıca Cornelia de Lange tanısı konulmuş hastalarda nadirde olsa yarık damak, hiatus hernisi, pilor stenozu, özefagial ve kolonik anomaliler de gözlenebilmektedir. Olgumuz sendromun karakteristik fasiyal özelliklerini taşıyordu. Fasiyal özelliklere ek olarak yarık damak ve dudağı vardı. Bu sunumda Cornelia de Lange sendromunda yarık damak ve dudağında görülebileceğini vurgulamak ve literatürü gözden geçirmek istedik. Cornelia de Lange syndrome is a rarely seen multisystem disorder. Main clinical features of this syndrome include growth retardation, developmental delay, hirsutism, structural limb abnormalities, mental retardation and characteristic facial feature. Also, cleft palate, hiatus hernia, pyloric stenosis, esophageal anomalies, colonic anomalies can rarely be seen in patients who is diagnosed with Cornelia de Lange syndrome. Our case has characteristic facial and limb feature of syndrome. She has cleft lip and plate in addition to characteristic facial feature. In this presentation, we wanted to emphases that cleft lip and palate can be seen in Cornelia de Lange syndrome and review the literature. Anahtar Kelimeler: Cornelia de Lange sendromu, yarık dudak, yarık damak. Keywords: Cornelia de Lange syndrome, cleft lip, cleft palate.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    The effect of modification of inhaler spacer’s visual user guideline on the correct use of the inhaler spacer
    (2018) Alataş, Cem; Topal, Erdem; Sayan, Yekbun Gamze; Türker, Kenan; Kutlutürk, Kazım; Kutlutürk, Yeşim; Demirtaş, Semih
    Abstract: Aim: To determine the effect of modification of visual user guideline of inhaler spacer device on the skill of correct usage. Material and Method: The medical faculty intern students at İnönü University were enrolled in the study. The participants were interviewed face-to-face and requested to fill out questionnaires for modified and non-modified visual user guideline. Result: A total of 172 students were included in the study; 104 (60.5%) of the students were male. The study group included 90 students who were evaluated with the modified visual user guidelines; the other group included 82 students who were evaluated with the non-modified visual user guidelines. 76 (84%) out of 90 participants in the group who was given modified visual user guideline performed the inhaler spacer device technique correctly. In contrast, only 12 (15%) of 82 participants in the group who was given non-modified visual user guideline carried out the inhaler spacer device technique correctly (p=0.001). The most common mistakes made in non-modified visual user guideline group were; taking 5-6 deep and slow breaths; 28 (34.1%), shaking MDI and removing cap; 45 (54.9%), and placing mouthpiece between teeth and lips or placing facemask; 57 (69.5%), respectively. Having compared the both groups for the steps of inhaler spacer device use, the modified visual user guideline group fulfilled all the steps more correctly. Conclusion: The visual user guideline of the inhaler devices in our country are insufficient. We are of the opinion that especially visual improvements on user guideline will increase the correct usage of the device by parents.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Karbon Monoksit Zehirlenmesiyle Acil Servise Başvuran Çocuk Hastaların İncelenmesi*
    (ANADOLU KLİNİĞİ TIP BİLİMLERİ DERGİSİ, 2017) Aslan, Mehmet; Kutlutürk, Yeşim
    Öz: Amaç: Çalışmamızın amacı İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi Çocuk Acil Ünitesi'nde son yedi yılda karbon monoksit (CO) zehirlenmesi tanısı alan hastaların demografik, klinik ve laboratuvar özelliklerini ortaya koymaktır.Gereç ve Yöntemler: Çalışmaya Nisan 2009 ile Nisan 2016 tarihleri arasında CO zehirlenmesi nedeniyle Çocuk Acil Ünitesi'ne başvuran 57 çocuk dahil edilmiştir. Verilerin istatiksel analizi SPSS (Ver. 17.0) paket programı ile gerçekleştirilmiştir. Karşılaştırmalarda sıklık değerlendirmesi yapılarak, en düşük ve en yüksek değerler, ortalama değerler, standart hata oranı, sayı (n) ve yüzde (%) parametreleri kullanılmıştır.Bulgular: Çalışmaya alınan 57 hastanın yaş ortalaması 8.8±4,8 ve 36'sı kız (%63,2) idi. CO zehirlenme vakalarının yıl olarak en sık 2013 (%36,8) yılında, ay olarak ise en sık Ocak (%43,9) ayında gerçekleştiği tespit edildi. Zehirlenmelerin gün içinde en sık 19.00-07.00 saatleri arasında görüldüğü, bu dilimde de en sık (%14) 03.00-05.00 saatlerinde gerçekleştiği saptandı. Hastalarda en sık görülen başvuru şikayeti bulantı (%36,8) iken en sık görülen laboratuvar bulgusu lökositoz (%52,6) idi.Tartışma ve Sonuç: Çalışmamız CO zehirlenmelerin en sık kış aylarında ve gece yarısından sonra olduğunu göstermiştir. En sık görülen klinik belirtiler bulantı, kusma, baş dönmesi ve baş ağrısı idi. En ufak bir ihmal tüm aileyi etkileyebilecek bir trajedi ile sonuçlanabilmektedir. Bu nedenle bacaların ve sobaların düzenli bakımı yapılmalıdır ve uyku saatlerinde sobalar tamamen sönmüş olmalıdır. Hastalar öncelikle zehirlenme ortamından uzaklaştırılmalıdır. Başlık (İngilizce): Çalışmamızın amacı İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi Çocuk Acil Ünitesi'nde Öz (İngilizce): Aim: In this study, we aimed to determine demographic, clinical and laboratory characteristics of patients diagnosed with carbon monoxide intoxication at Inonu University Turgut Özal Medical Center's Pediatric Emergency Department in the last seven years.Materials and Methods: Fifty-seven children who had been diagnosed with carbon monoxide intoxication in the last 7 years between April 2009 and April 2016 were included in the study. The statistical analysis of the data was performed by using SPSS (Ver. 17.0) software package. The comparisons were performed assessing frequency and using minimum, maximum and mean values, standard error rates, and case number (n) and percentage (%) parameters. Results: The mean age of the fifty-seven patients was 8.8±4.8, and of them thirty-six were female (63.2%). It was seen that CO intoxication had most frequently occurred in the year 2013 (36.8%) and in the month January (43.9%). The cases were seen to have most frequently occurred between 7.00 p.m. and 7.00 a.m., peaking between 3.00 and 5.00 a.m. (14%). The most common complaint of the patients was nausea (36.8%), and the most common laboratory finding was leukocytosis (52.6%).Discussion and Conclusion: Our study shows that CO intoxication most frequently occurs in winter and at night after midnight. The most common symptoms are nausea, vomiting, dizziness, and headache. Slightest negligence may result in a tragedy that can involve the entire family. To avoid this, regular maintenance of chimneys and stoves is essential and the stove must be off while the household is asleep. Immediate transfer of the patient from the toxic environment to a safer place is the first rule in the management of these cases.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Obez çocuklarda serum fibroblast büyüme faktörü-23 düzeylerinin biyokimyasal ve hormonal parametrelerle ilişkisi
    (İnönü Üniversitesi, 2018) Kutlutürk, Yeşim; Akıncı, Ayşehan
    Amaç: Obezitenin insülin direnci, prediyabet ve dislipidemi gibi metabolik sorunlara yol açtığı bilinmektedir. Bununla beraber, obezitenin serum fibroblast büyüme faktörü-23 (FGF-23) düzeylerine etkisi henüz açıklığa kavuşmamış bir konudur. Amacımız; obez çocuk ve adölesanlarda serum FGF-23 düzeylerini ölçmek ve FGF-23'ün insülin direnci, prediyabet, dislipidemi ve diğer metabolik sendrom parametreleriyle ilişkisini ortaya koymaktır. Materyal ve Metot: Çalışmamızın hasta grubunu obez olan 5-17 yaş (n=46) çocuk ve adölesanlar, kontrol grubunu aynı yaş aralığındaki sağlıklı çocuk ve adölesanlar (n=46) oluşturdu. Her iki grupta serumda FGF-23, ?-klotho, Ca, P, PTH, ALP, 1,25(OH)2D3, açlık glikozu, insülin, C-peptit, sT3, sT4, TSH düzeyleri ölçüldü, HOMA-IR (Homeostasis model assessment of insulin resistance) değerleri hesaplandı. Obez gruba oral glikoz tolerans testi (OGTT) uygulandı, HbA1c ve serum total kolesterol, HDL-kolesterol, LDL-kolesterol, trigliserit düzeyleri ölçüldü, DEXA (Dual enerji X-ışını absorbsiyometri) yapılarak Z-skor değerleri hesaplandı. Bulgular: Obez grupta, serumda; ?-klotho, fibroblast büyüme faktörü-23, 1,25(OH)2D3 düzeyleri anlamlı olarak düşük (p<0,05), açlık insülin, açlık kan glikozu, C-peptit, HOMA-IR , alkalen fosfataz, sT3 düzeyleri ise anlamlı olarak yüksek ölçüldü (p<0,05). Obez grupta FGF-23 ile ?-klotho arasında anlamlı pozitif korelasyon (p<0,05), hem FGF-23 hem de ?-klotho ile sT3 arasında anlamlı negatif korelasyon saptandı (p<0,05). Obez ve bozulmuş glikoz toleransı (BGT) olan alt grupta FGF-23, ?-klotho, 1,25(OH)2D3 düzeyleri, BGT olmayan alt gruba göre, anlamlı olarak yüksek ölçüldü (p<0,05). BGT olmayan alt grupta FGF-23 ile C-peptit arasında (p<0,05) ve ?-klotho ile trigliserit arasında negatif korelasyon (p=0,052) saptandı. Aynı alt grupta HDL-kolesterol ile ?-klotho (p=0,058) ve FGF-23 ile HDL-kolesterol arasında pozitif korelasyon (p<0,05) saptandı. Sonuç: Obezitedeki hiperinsülineminin ve/veya obez grupta 1,25(OH)2D3 seviyelerini düşük tespit etmiş olmamızın FGF-23'ü suprese etmiş olabileceğini düşünmekteyiz. Anahtar Kelimeler: Obezite, VKİ, FGF-23, ?-klotho, 1,25(OH)2D3, insülin, C-peptit, sT3, HOMA-IR , bozulmuş glikoz toleransı, prediyabet

| İnönü Üniversitesi | Kütüphane | Rehber | OAI-PMH |

Bu site Creative Commons Alıntı-Gayri Ticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile korunmaktadır.


İnönü Üniversitesi, Battalgazi, Malatya, TÜRKİYE
İçerikte herhangi bir hata görürseniz lütfen bize bildirin

DSpace 7.6.1, Powered by İdeal DSpace

DSpace yazılımı telif hakkı © 2002-2025 LYRASIS

  • Çerez Ayarları
  • Gizlilik Politikası
  • Son Kullanıcı Sözleşmesi
  • Geri Bildirim