Yazar "Levent, Ramazan" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 3 / 3
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Askeri üst komuta kademesinin siyaset üzerindeki etkisi: Kazım Karabekir ve Fevzi Çakmak örneği(İnönü Üniversitesi, 2013) Levent, RamazanOsmanlı?nın son yıllarından beri başlayan bir süreçte siyaset kurumunun normal demokratik kurallar çerçevesinde işlemesinin önünde çeşitli engeller var olagelmiştir. Bunlardan biri de askerin siyaset karşısında takındığı tutumdur. Türkiye?de askeri bürokrasinin diğer bürokrasi kurumları içerisinde farklı bir konumu bulunmaktadır. Askeri bürokrasinin farklı bir konumda olmasının çeşitli sebepleri vardır. Avrupa ülkelerinde demokratikleşme sürecini etkileyen en önemli faktör burjuva sınıfı olmuşken Türkiye?de süreç bundan farklı işlemiştir. Osmanlı?nın son dönemlerinde, Avrupa karşısında gerilemesi ile birlikte, modernleşme çabaları gündeme gelmiştir. Buna göre batılıların ilerlemede yakaladıkları seviyeyi yakalamak için onların örnek alınmasının gerekli olduğu kabul edilmiştir. Batının ileri olduğu alanlardan biri de demokrasidir. Dolayısıyla demokratikleşme için batının kurumsal olarak Osmanlı?ya aktarılmasının Türkiye?de de ilerlemeyi netice vereceği şeklinde bir varsayımdan hareket edilmiştir. Bu kurumsal aktarımda ise en önemli rolü, Osmanlı modernleşmesinin en öncelikli olarak başladığı alan olan askeri kesim oynayacaktı. Osmanlı modernleşmesinin bir parçası olarak demokratikleşme, daha çok batılı tecrübenin Osmanlıya aktarılması şeklinde düşünüldüğü ve uygulandığı için istenilen derinliğe ulaşamamıştır. Osmanlı modernleşmesinin bir devamı şeklide olan Türkiye Cumhuriyeti modernleşmesinde de konu ile ilgili farklı yaklaşımlar gündeme gelmiştir. Özellikle İstiklal Savasının sona ermesinden sonra bu tartışmalar artmış ve buna bağlı olarak çeşitli yaklaşımlar ortaya çıkmıştır. Bunların içerisinde özellikle iki yaklaşım etkili olmuştur. Bunlardan biri batılılaşma adına militer yöntemlerle yapılacak inkılâplar çerçevesinde halkın modernleşmesinin sağlanmasıdır. Diğer yaklaşım ise batılılaşmayı gerekli görmekle birlikte yöntem konusunda birinci yaklaşımdan ayrılmaktadır. İkinci yaklaşıma göre batılılaşma, siyaset kurumunun etkili olacağı bir süreçte halkın bilgilendirilerek ikna edilmesi ile olmalıdır. Militer yöntemle modernleşmeyi savunanlar silahlı bürokrasi ile ittifakı zorunlu görürken ikinci yöntemi savunanlarda ise siyaset kurumu öne çıkmaktaydı. Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan sonra militer yöntemle modernleşmeyi sağlamaya çalışanlar Fevzi Çakmak?ın şahsında ordunun etkili olmasını sağladılar ve bu amaçla elde edilen kazanımları orduya emanet ettiler. Diğer yaklaşım sahipleri ise Türkiye?de uzun bir dönem bir etkinlik gösteremedi. Bu yaklaşımın sembol isimlerinde biri olan Kazım Karabekir uzun bir dönem siyasetten tecrit edildi ve takiplere uğradı. Bu uygulamalar Türkiye demokrasisinin kurumsallaşmasının gecikmesine sebep oldu.Öğe Tek parti döneminde (1923-1950) türkiye’nin alevi politikası(İnönü Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2018) Bakan, Selahaddin; Levent, RamazanCumhuriyet sonrası Türk siyasal hayatında Alevilik üzerinde yanıltıcı propagandalar yapılmıştır. Konu Tek Parti dönemi ve sonrasında çeşitli şekillerde gündeme gelmiştir. Daha önce yapılan çalışmalarda resmi ideolojinin konuya yaklaşımını doğrulama kaygısı ile hareket edilmiştir. Türkiye kurucu iradesi modernleşme sürecinde Batıda tecrübe edilen yöntemleri kullanmıştır. Bu yöntemlerden birisi dinin millileştirilmesiydi. İngiltere’de Papalıktan bağımsız milli bir kilise olarak Anglikan Kilisesi meydana getirilmiştir. Bu şekilde din millileştirilmiştir. Aynı sürecin Türkiye’ye uygulanması düşüncesiyle arayışlar başlamıştır. Alevilik konusu bu arayışın bir sonucu olarak gündeme gelmiştir. Avrupa’daki modernleşme süreci simetrik olarak Türkiye’ye aktarılmıştır. Bu makalede Tek Parti Dönemi siyasetçilerinin Aleviliğe gösterdiği ilginin nedeni araştırılmıştır. Bu çaba dönemin idaresini Alevilikle buluşturan nokta olmuştur. Buna göre Şamanizm ve Alevilik arasında bazı benzerlikler vardı. Şaman toplumu ibadette Türkçeyi kullanır, kımız içer ve bazı ritüelleri ve duaları kadın erkek beraber icra ederlerdi. Türkiye’deki Aleviler de benzer şekilde Türkçe ibadet ediyorlardı, dini ritüelleri kadın erkek beraber icra ediyorlardı ve Alevi Cem törenlerinde içki içilmekteydi. Böylece Alevilik Şamanizm’in devamı olarak değerlendirilmekte ve düşünülmekteydi. Tek parti döneminde Aleviliğin eski Türk kültürü olarak kabul edilmesi batıda tecrübe edilen bir ‘dinin millileştirilmesi’ projesiydi. Tek Parti Döneminde dinin yerine milliyetçiliğin ikame edilmesinde Aleviliğe araçsal bir rol verilmiştir. Anahtar Kelimeler: Milli Din, Alevilik, Milliyetçilik, Kürt Aleviliği, DersimÖğe Türk siyasal hayatına etkileri bakımından Alevilik ve Aleviler(İnönü Üniversitesi, 2019) Levent, RamazanBu araştırmada Aleviliğin ve Alevilerin Türk Siyasal Hayatına etkileri incelenmeye çalışılmıştır. Öncelikle Aleviliğin tarihsel oluşum süreci içerisinde şekillenmesi ele alınmıştır. Aleviliğin peygamberin vefatından itibaren Müslüman toplumunun, iktidar aygıtı üzerinden yaşadığı tartışmanın bir tarafı olarak başladığı gösterilmeye çalışılmıştır. Bu yönü itibarıyla Alevilik ile Şia arasında bir köken birliği bulunduğu görülmektedir. Şia'nın zamanla kendi içinde fırkalara bölünmesiyle meydana gelen İsmailiyye, Anadolu Aleviliğinin temel dinamiği sayılabilir. İsmailiyye Batınilikle birlikte anılmıştır. İsmaili/Batıni inanışın İslam'ın ameli ibadetlerine mesafeli olması, İslam öncesi inanışların Müslüman olduktan sonra da sürdürülmesine imkan vermiştir. Türk Aleviliğinin Babai isyanı ile siyasal bir tepki hareketi olarak ortaya çıktığı görülmektedir. Daha sonraki dönemlerde bu siyasal tepki belli aralıklarla tekrarlanmıştır. Bu incelemede Anadolu coğrafyasında Osmanlı Devleti ile Safeviler arasında yaşanan gerilimler ve Alevi toplumunun iki devlete karşı tutumu ele alınmıştır. Osmanlı Devleti'nin Sünniliği benimsemiş olması Alevi toplumu ile gerilimler yaşamasına neden olmuştur. Gerilimin eksenlerinden birisi heterodoksilik ve ortodoksilik olmuştur. Osmanlıda Aleviliğin muhalefette olması bu inanışın heterodoks yapısıyla da ilgiliydi. Laikliğin kabulüyle beraber Aleviliğin heterodoksiliği siyasal bir tartışma konusu olmaktan çıkmıştır. Aleviler bu nedenle Laikliğe kendi inançlarının sigortası olarak bakarlar. Osmanlı sonrası kurulan Cumhuriyet, toplumsal bağ olarak Milliyetçiliği esas kabul etti. Bu çalışmada Alevilik milliyetçiliğin bir sonucu olarak dinin millileştirilmesi bağlamında da ele alınmaktadır. Son yüzyılda dinin millileştirilmesi tartışmaları, milli olarak tanımlanan Alevilik çeşitlerinin ortaya çıkmasına yol açmıştır. Türk milliyetçilerinin bir kısmı Aleviliği 'Türk milli dini' olarak görme eğilimindedirler. Kürt milliyetçileri arasında da Aleviliğe 'Kürt milli dini' misyonu yükleyenler bulunmaktadır. Çalışma sürecinde yapılan araştırmalarda Alevi toplumunun siyasal tutumlarının dönemsel değişiklikler gösterdiği görülmüştür. Tek partili ve çok partili dönem, soğuk savaş süreci ve sonrası dönem, seksen sonrası küreselleşme ve kimlik siyasetinin etkili olduğu dönem Alevi siyasal tutumlarının dönemsel değişiklikler gösterdiği süreçler olmuştur. Alevilerin seksen öncesinde Kimlik siyaseti ve Sol siyasete duyarlı davrandıkları görülmektedir. Seksen sonrasında kamusal görünürlüğe ve örgütlenmeye yönelmişlerdir. Keskin siyasal yaklaşımların Seksen sonrası yerini daha yumuşak siyasal tutumlara bıraktığı söylenebilir. Bu araştırmada Alevi toplumunun Türk dış politikası üzerindeki etkileri de vurgulanmıştır. Komşu ülkeler ve AB ile ilişkilerde de Alevi toplumunun Türk siyasetine etkileri olduğu anlaşılmıştır. Ekonomik gerekçeler, Laiklik duyarlılığı, kamusal görünürlük çabası, ayrımcılığa karşı çıkma duyarlılığı Alevi toplumunun siyasal tercihlerinde etkili olan parametrelerden bazılarıdır. Çalışma sürecinde yazılı kaynaklardan ve internet kaynaklarından faydalanıldı. Çıkan sonuçların değerlendirilmesiyle çalışma tamamlandı. Anahtar Kelimeler: Heterodoks İslam, Türk Aleviliği, Batınilik, Dede, Türkiye Birlik Partisi, Sosyal Demokrasi, Cem Töreni